Distopya

En iyi açlık filmi olarak değerlendirilebilecek bazı yapımlar şunlardır: 127 Saat (127 Hours). Açlık (Hunger). The Platform. Yaşamak İçin (The Way Back). Pi'nin Yaşamı (Life of Pi).

Börü 2039, 2039 yılında distopik bir evrende, Türkiye'de ve dünyada gerçekleşen siyasi ve toplumsal olayları anlatıyor. Bazı konular: Tehlikeli teknolojilerin yaygınlaşması; Yapay zekanın insan zekasını alt üst etmesi; Salgın hastalıklar, doğa olayları ve kıtlık; Ay madenciliği ve kuantum bilgisayarlar; Göçmen sorunu. Dizi, 2018 yapımı Börü dizisi ve filminin devamı niteliğinde.

"The Platform" (El Hoyo), dikey bir hapishanede geçen ve sosyal eşitsizlik, bencillik ile hayatta kalma mücadelesini konu alan bir filmdir. Filmin hikayesi: Her gün, yukarıdan aşağıya doğru inen bir platform aracılığıyla yemek gönderilir. Üst kattakiler doyana kadar yerken, alt kattakiler açlıkla yüzleşir. Mahkumlar, bu adaletsiz düzende hayatta kalmaya çalışırken, isyan düşünceleri artar. Film, aynı zamanda sınıf farkı, bencillik ve dayanışma gibi temaları da işler.

1971 yapımı Otomatik Portakal filmi, Anthony Burgess'in aynı adlı romanından uyarlanmış olup, yönetmen Stanley Kubrick tarafından çekilmiştir. Film, Britanya'da endüstri sonrası bir şehirde, ahlaki değerlerin karıştığı ve iyi ile kötünün ayırt edilemez hale geldiği bir toplumda, bir çete lideri olan Alex'in şiddet ve suç dolu hayatını konu alır. Alex ve arkadaşları, sürekli madde kullanan, insanları öldürmeye çalışan ve kadınlara tecavüz etmekten zevk alan dört kişiden oluşur. Ayrıca, devletin uyguladığı şiddet, doktorların tedavi adı altında uyguladığı psikolojik şiddet, cinsel istismar ve duygusal istismar gibi şiddet türleri de işlenir. Filmin üzerinde durduğu bir diğer konu ise, şiddet ve cinayet nedeniyle hapse giren Alex'e, daha ahlaklı bir insan olup düzelmesi için uygulanan tedavidir. Otomatik Portakal, suç, ceza ve topluma yeniden kazandırma metodları üzerinde durur.

Buzul çağı temalı bazı filmler: Buz Devri Serisi. Seri, beş filmden oluşur: Buz Devri (2002); Buz Devri 2: Erime Başlıyor (2006); Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı (2009); Buz Devri 4: Kıtalar Ayrılıyor (2012); Buz Devri: Büyük Çarpışma (2016). Buzul Kıyameti Serisi. Seri, şu filmlerden oluşur: Buzul Kıyameti (2004); Buzul Kıyameti 2 (2006); Buzul Kıyameti 3 (2009). Buzul Cehennemi (1997). Kutupta Felaket (2019).

Ütopya ve distopya örneklerinden bazıları şunlardır: Ütopya örnekleri: Thomas More'un "Ütopya"sı. Francis Bacon'ın "Yeni Atlantis"i. Edward Bellamy'nin "Geçmişe Bakış"ı. Distopya örnekleri: George Orwell'in "1984"ü. Aldous Huxley'in "Cesur Yeni Dünya"sı. Yevgeni Zamyatin'in "Biz"i. Anthony Burgess'in "Otomatik Portakal"ı. Ayrıca, "Açlık Oyunları", "Metropolis", "Blade Runner 2049" gibi yapımlar da distopik film ve kitap örnekleri arasında yer alır.

İki farklı "10 yıl" filminden bahsediyor olabilirsiniz: Yıllar Sonra (10 Years). Year 10 (2024).

The Platform (El Hoyo) filminin konusu şu şekildedir: The Platform, her katta bir hücrenin, her hücrede iki kişinin olduğu dikey bir hapishanede geçer. Her gün, ortasında büyük bir platform bulunan bu yapıda, üst kattan başlayarak aşağıya doğru inen bir yemek servisi yapılır. Filmde, üst kattakilerin alttakilere göre daha iyi beslendiği bu hapishanedeki bir mahkûmun, herkese yeterince yemek ulaşması için sistemde değişiklik yapmaya başlamasıyla yaşanan olaylar konu alır. The Platform filminin konusu, katmanlı toplum yapısını ve kaynak dağılımındaki adaletsizliği temsil etmektedir.

Zamana Karşı (In Time) filminde herkes 25 yaşına geldiğinde yaşlanmayı durdurur, ancak standart uygulama olarak her vatandaşa 25 yaşından sonra 2 yıl yaşama hakkı verilir. Filmde zaman, para birimi olarak kullanılmaktadır; zenginler sonsuza kadar genç kalarak yaşarken, fakirler genellikle 30'lu yaşlarının ötesini göremez.

Bokanovskification, Aldous Huxley'in 1932 tarihli Cesur Yeni Dünya adlı romanında geçen kurgusal bir insan klonlama sürecidir. Bu süreçte, döllenmiş insan yumurtaları in vitro ortamda uygulanarak orijinalin özdeş genetik kopyalarına bölünmesi sağlanır. Bokanovskification işlemi, seçkin Alfa ve Beta sınıflarının embriyolarına uygulanmaz; yalnızca Gamma, Delta ve Epsilon sınıfları için geçerlidir.

"The Asylum" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. İşte bazıları: Film Şirketi: The Asylum, Kaliforniya merkezli bir bağımsız film yapım ve dağıtım şirketidir. Televizyon Dizisi: TRT'nin dijital platformu Tabii'de yayınlanacak olan Asylum dizisi, mültecilerin karşılaştığı adaletsizlikleri ve hayatta kalma mücadelelerini konu alır. Televizyon Sezonu: American Horror Story'nin 2. sezonu olan Asylum, 1964 yılında Massachusetts'teki Briarcliff Akıl Hastanesi'nde geçen olayları anlatır.

Okunması önerilen distopya serilerinden bazıları şunlardır: 1984 - George Orwell. Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley. Otomatik Portakal - Anthony Burgess. Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood. Fahrenheit 451 - Ray Bradbury. Distopya türü kitaplar, genellikle çağdaş toplumun unsurlarını içeren ve bazı modern eğilimlerin sakıncalarına karşı uyarı niteliği taşıyan romanlardır. Okuma önerileri kişisel zevklere göre değişiklik gösterebilir.

Robert Sheckley'nin "Mevki Uygarlığı" (The Status Civilization) adlı romanı, suç ve ceza kavramlarını sorgulamaktadır. Romanda, Dünya'da suç işleyen insanlar hafızaları silinerek, sadece suçluların olduğu Omega adlı bir gezegene gönderilmektedir. Yazar, bu kurgu üzerinden toplum mühendisliği, medeniyetin bireysel sapkınlıklardan arındırılması, izole yaşamların sonuçları ve kapitalist sistem gibi konuları eleştirmektedir. Ayrıca, iyi ve kötü kavramlarının bağlama göre nasıl farklı yorumlanabileceğini de ele almaktadır.

"The Handmaid's Tale" dizisinin ilk bölümü, yakın gelecekte geçen ve çevresel felaketler ile kısırlık krizi sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nin yerini alan totaliter rejim Gilead'da geçiyor. Dizinin ana karakteri June Osborne (Offred), doğurgan bir damızlık olarak, eski hayatının anılarıyla yaşarken özgürlüğünü ve kaybettiği kızını yeniden kazanma mücadelesi veriyor. Hikaye, kitaba paralel gitmese de, kitaba bağlı kalınarak başlıyor ve izleyiciye yeterince açıklayıcı oluyor.

Demolition Man (Cezalandırıcı) filmi, 1996 yılında geçen ve 2032 yılında devam eden iki farklı hikayeyi anlatıyor. 1996 yılında geçen hikaye: Psikopat suçlu Simon Phoenix, bir otobüs dolusu rehineyi kaçırır ve saklanmak için terk edilmiş bir binaya sığınır. "Yok edici Adam" lakaplı polis memuru John Spartan, şüphelileri gözaltına alırken verdiği büyük zararla tanınır ve Phoenix'i yakalamak için yetkisiz bir saldırıya girişir. Bir termal tarama, rehinelerin izine rastlanmadığını ortaya çıkarınca, Spartan binayı basar ve Phoenix ile yüzleşir. Phoenix, Spartan'ın rehineleri bildiğini ve yine de saldırdığını iddia eder. 2032 yılında geçen hikaye: 1996'da Phoenix'in kaçması için bir parole duruşması için çözülmüştür, ancak gelişmiş teknolojik becerilerini kullanarak kolayca kaçar. Phoenix, şaşırtıcı bir şekilde artık tüm modern bilgisayar ağlarına kolayca sızabildiği şehre doğru yol alır. Birkaç polis memuru gelir ve onun hacklemesini yarıda keser. Phoenix, sinirlenerek memurlara kolayca suikast düzenler. Böyle bir şiddetle daha önce karşılaşmamış olan modern polis teşkilatı şok olur ve çaresiz kalır. İki hikaye arasındaki bağlantı: İdealist bir polis memuru olan Teğmen Lenina Huxley, 20. yüzyıl kültürüne hayranlıkla, Spartan'ın kariyerini kıdemli bir memurdan öğrenir. Huxley, Phoenix'i durdurmak için en iyi şanslarının, onun eylemlerini öngörebilecek deneyime ve zihniyete sahip birini kullanmak olduğuna karar verir. Huxley, şefini Spartan'ı serbest bırakmaya ve görevine iade etmeye ikna eder. Filmin genel teması: Spartan, San Angeles'taki hayatı kısır ve baskıcı bulur çünkü ahlak dışı veya sağlıksız sayılan her türlü davranış yasa dışı ilan edilmiştir. Phoenix'in kaçmasının ardından, Spartan ve Huxley, Phoenix'i yakalamak için birlikte çalışır.

Yaşar Kemal'in "Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca" adlı romanı, sömürenlerle sömürülenler arasındaki çelişkiyi alegorik bir dille anlatır. Romanın bazı temaları: Güç ve tüketim tutkusunun yol açabileceği yıkımlar. Toplumları bir arada tutan temel değerlerin korunması gerekliliği. Düşüncenin engellenmesi ve beyin yıkama çabaları. Filler, güçlü azınlığı; karıncalar ise güçsüz çoğunluğu simgeler. Yaşar Kemal, bu eseriyle emperyalizmin insanları kendi kendilerine karşı yabancılaştırmaya çalıştığını ve bunun karşısında insanlığın galip geleceğini ifade eder.

"Bir Dünya" ifadesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: Bir Dünya Yaşam: TRT Belgesel'de yayınlanan bu program, dünyadaki farklı ülkelerin dil, din ve kültürlerini ekrana taşır. Bir Dünya Kurmak: Rıdvan Akar tarafından yazılan bu kitap, iş insanı Hüsnü Özyeğin'in yaşam öyküsünü anlatır. Bir Dünya: Argoda çok, pek çok anlamında kullanılır. Bir Dünya: Sözleri Soner Sarıkabadayı'ya ait, Murat Boz'un Janti albümünde yer alan bir şarkıdır. Bir Dünya: İmren Çapanoğlu'nun, Coverz etiketiyle yayınlanan bir tekli çalışmasıdır.

"Mıab-451" ifadesi, mevcut belgelerde herhangi bir anlam veya açıklama ile karşılaşılmayan bir terimdir. Eğer bu ifade bir kitap, film veya başka bir eserle ilgiliyse, daha fazla bilgi veya bağlam sağlanması gerekebilir. Eğer başka bir konuda yardımcı olabilirim veya farklı bir ifade kullanıyorsanız, lütfen daha fazla bilgi verin.

Distopya ve spekülatif kurgu arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Distopya: - Tanım: Distopya, insanların totaliter bir sistem altında yaşadığı, yaşam koşullarının aşırı derecede kötü olduğu, yoksunluk, eşitsizlik ve baskıcı toplumsal düzenin hakim olduğu kurgusal bir dünyadır. - Amaç: Distopik yazarlar, mevcut toplumdaki kusurlara dikkat çeker veya bunları abartır. - Temalar: Distopyalar, korku, izole olma, gözetim, kontrol ve manipülasyon gibi temaları işler. 2. Spekülatif Kurgu: - Tanım: Spekülatif kurgu, gerçekleşmesi olası olayları konu alır ve sosyal spekülasyonlarla ilgilenir. - Amaç: Spekülatif kurgu, verili düzenlerin içkin eleştirisini sunar ve alternatif olasılıkları ortaya çıkarır. - Temalar: Spekülatif kurgu, teknolojik değişimlerin insanlık üzerindeki etkilerini ve finans kapitalizminin ekolojik yıkıma yol açtığı gerçekleri ele alır. Özetle, distopya mevcut kusurları eleştirirken, spekülatif kurgu bu kusurlara karşı alternatif senaryolar sunar.

Distopik, olası kıyamet senaryolarından birinin yaşandığı karanlık geleceği ifade eder. Distopik bir toplum, zorba ve baskıcı bir yönetim altında, temel hak ve özgürlükleri kısıtlanmış ya da tamamen elinden alınmış insanlardan oluşur. Ayrıca, yaşanan küresel ya da ulusal bir felaket sonrasında insanların genelinde umudun ve yaşama isteğinin kalmadığı bir geleceği de tanımlayabilir. Distopik terimi, ütopik toplum anlayışının karşıtı olarak kullanılır.