Din

Akika kurbanının kesilebileceği bazı ülkeler şunlardır: Afrika: Burkina Faso, Çad, Gana, Gine, Kenya, Mali, Moritanya, Somali, Sudan, Tanzanya, Togo, Uganda, Zimbabve. Asya: Afganistan, Bangladeş, Arakan mülteci kampları, Hindistan, Moğolistan, Nepal, Pakistan, Patani, Sri Lanka. Ortadoğu: Lübnan, İran, Suriye, Yemen. Ayrıca, Türkiye ve Filistin dışında da kurban kesimi yapılmaktadır. Akika kurbanının kesilebileceği ülkeler zamanla değişebilir, güncel bilgiler için ilgili yardım kuruluşlarının web sitelerini kontrol etmek önemlidir.

Astrolojide 9. ev, kişinin bilgi arayışını, manevi yolculuğunu ve geniş ufuklara olan tutkusunu ifade eder. 9. evin temsil ettiği bazı konular: Yüksek öğrenim. Seyahat. Felsefe. Hukuk. Uluslararası konular. 9. evin astrolojik yorumu, kişinin doğum haritası ve içindeki gezegenlere göre değişiklik gösterebilir.

"Kimseyi hor görme" ifadesinin kim tarafından söylendiği ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Hz. Muhammed. Yûnus Emre. Osman Nuri Topbaş. Ayrıca, Sivasmemleket.com.tr sitesinde yer alan bir yazıda, "Kimseyi hor görmeye ol" ifadesinin, "Mevlam der ki kulum bana doğruca gel, Eğri gelen ermez bana, Doğruluk et öylece gel. Kimseyi hor görmeye ol" dizeleriyle başlayan bir şiirde geçtiği belirtilmiştir.

Harf ilimleri, farklı açılardan çeşitli şekillerde ayrılabilir. İşte bazı ayrımlar: Şekillerine göre: Hurûf-ı mu‘ceme (menkūte) ve hurûf-ı mühmele. Hurûf-ı munfasıla (ayrı yazılanlar) ve hurûf-ı muttasıla (bitişik yazılanlar). Hurûf-ı müfrede (müstakil harfler) ve hurûf-ı mütezâvice (benzer şekle sahip harfler). Sayılarına göre: Hurûf-ı mesrûre (iki harfli) ve hurûf-ı melfûza (üç harfli). Hurûf-ı melbûbe (ilk ve son harfi aynı olanlar). Fonksiyonlarına göre: Amel edenler (el-hurufü’l-âmile) ve etmeyenler (el-hurûfü’l-mühmele). Amel etmesi ve etmemesi caiz olanlar. Ayrıca, tasavvuf anlayışında harflerin ilmine "İlmi Huruf" veya "Kitabül Huruf" gibi isimler verilmiştir.

Rükû, dinî bir kavram olarak, namazın rükünlerinden birisi olup kıraatten sonra elleri dizlere koyacak şekilde eğilmek anlamına gelir. Rükû kelimesi, sözlükte "eğilmek, beli bükülmek, yüz üstü kapanmak, boyun eğmek" gibi anlamlara da gelir. Namazda rükû esnasında söylenen sözler şunlardır: Üç defa "Sübhâne Rabbiye’l-azim". Doğrulurken "Semiallâhü limen hamideh". Ayakta iken "Rabbenâ lekel hamd".

Judas'ın ihaneti, Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri olan Judas'ın, İsa'yı Romalı askerlere ele vermesi anlamına gelir. Bu olay, İncil'de şu şekilde anlatılır: Judas, İsa'yı Gethsemane Bahçesi'ndeki Sanhedrin Konseyi'nde öperek ve ona haham diye hitap ederek, onu tutuklamaya gelen kalabalığa kimliğini ifşa etmiştir. Judas'ın ihanetinin nedenleri arasında hırs, paraya olan aşırı düşkünlük ve İsa’nın Mesih olduğuna dair inancını yitirmesi gibi faktörler etkili olmuştur.

Mordekay'ın hikayesi, Yahudiliğin kutsal kitabı Tanah'ın Ester bölümünde yer alan ve önemli karakterlerden birini oluşturan Mordekay ile ilgilidir. Mordekay, Benyamin kabilesinden Yair'in oğludur. Mordekay'ın hikayesi, kuzeni ve koruyucusu olan Esther'in, Pers kralı Ahasuerus'un (Xerxes I) kraliçesi olmasıyla devam eder. Mordekay'ın hikayesinin başka bir versiyonu da, 1800'lü yıllarda ortaya çıkan ve tıbbi çelişkiler içeren bir şehir efsanesine dayanır.

Thomas Edison'un dini inancı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Edison, bilimsel çalışmalarıyla tanınan biri olarak, din ve bilim arasındaki ilişkiyi sorgulayan bir yaklaşıma sahipti. Edison, dini konularda tarafsız kalmış ve genellikle bilime odaklanmıştır.

Yeni Ahit'in sonunda, İsa'nın dirilişi ve göğe yükselişi anlatılmaktadır. Yeni Ahit, 27 kitaptan oluşur ve şu bölümleri içerir: İnciller. Elçilerin İşleri. Mektuplar. Vahiy Kitabı. Kitaplar kronolojik olarak değil, daha mantıklı bir anlatım sırasına göre düzenlenmiştir.

"Söz çoğaldıkça anlam azalır" sözü, Vaiz (Ecclesiastes) kitabında yer alır. Bu söz, Eski Ahit'ten bir epigraf olarak Onur Çalı'nın "Kaplumbağa Makamı" adlı kitabında da kullanılmıştır.

“Umut verip, güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını iki dünyada da veremezsin.” sözü Hz. Muhammed’e aittir.

Davut'un soyu, Yahuda kabilesinden İsa (Yasa)'nın sekizinci oğlu İşâ (Jesse)'ye dayanır. Davut, MÖ 1035-970 yılları arasında yaşamış olup, Tanah'a göre Birleşik İsrail Krallığı'nın kralı olmuştur.

Ecrin isminin bazı anlamları: Allah'ın hediyesi; Sevap, ödül, mükâfat; Karşılık, ücret; Değerli taş, pırlanta (bu anlam, ismin "ecrin" kelimesinden türemiş olabileceğini düşündürür). Ecrin ismi, Arapça kökenli olup, kız çocuklarına verilen popüler bir isimdir.

El-Vali, "evreni eksiksiz ve kusursuz bir şekilde yöneten" ve "yerlerin ve göklerin tek sahibi olan" anlamlarına gelir. Bu isim, Allah'ın 99 isminden biridir. El-Vali isminin diğer anlamları: Bütün varlıkların tek hükümdarı ve onlar üzerinde istediği şekilde tasarrufta bulunan. İnsanların işlerini onların hayrına olarak, şefkat ve merhametle yürüten. Sürekli olarak ihsan eden ve nimetleri daim olan.

Sosyal kurallar, toplum içinde uyumu sağlamak ve düzeni korumak amacıyla konulmuş çeşitli kurallardan oluşur. Bu kurallar şunlardır: Hukuk kuralları. Din kuralları. Ahlaki kurallar. Örf ve adet kuralları. Görgü kuralları. Bu kurallar, toplumlara ve kültürlere göre farklılık gösterebilir.

Tuvalet sonrası el yıkamanın ne zaman zorunlu hale geldiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, el yıkamanın hijyen ve sağlık açısından önemi tarih boyunca bilinmektedir. El yıkamanın zorunlu hale gelmesine dair bazı önemli noktalar: Tıbbi uygulamalar: Macar hekim Ignaz Semmelweis'in, el yıkamanın hastane ortamındaki enfeksiyonları engelleme etkinliğini keşfetmesi sonrası, el yıkama hastanelerde zorunlu hale gelmiştir. Kültürel alışkanlıklar: Bazı kültürlerde, örneğin Fransa'da, tuvalet sonrası el yıkama alışkanlığı zamanla değişmiş ve günümüzde kültürel bir farklılık olarak devam etmektedir. Dini uygulamalar: İslam peygamberi Hz. Muhammed, tuvalet sonrası ellerin yıkanmasını gündelik yaşama ilişkin bir sünnet olarak uygulamış ve öğretmiştir.

Laik ve lerikal kelimelerinin anlamları şu şekildedir: Laik: Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan kişi veya kurum anlamına gelir. Lerikal: Bu kelime hakkında bilgi bulunamadı. Özetle, "laik" din dışı, "lerikal" ise din ile ilgili veya din adamları ile ilgili anlamlarına gelir.

Milel ve Nihal ilimleri, dinler ve mezhepler tarihini konu alan ilim dalıdır. Milel, "millet" kelimesinin çoğulu olup, ister ilâhî ve hak üzere olsun, ister gayri ilâhî ve bâtıl üzere olsun, yol ve din anlamındadır. Nihal, "nihle" kelimesinin çoğulu olup iddia, mezhep ve bir din ve inanca yönelmek anlamlarında kullanılır. Bu ilim, farklı dinsel ve kültürel grupların tanınmasını ve anlaşılmasını konu alır. Bazı önemli eserler: Abdülkerim Şehristani'nin "Milel ve Nihal" adlı kitabı; İbn Hazm'ın "el-Fasl fi'l-Milel ve'l-Ehva ve'n-Nihal" adlı kitabı.

Kul hakkını çok düşünen bir insanın yapması gerekenler: Haksızlığı gidermek: Kul hakkı ihlali durumunda, haksızlığa uğrayan kişiyle helalleşmek ve yapılan hatayı düzeltmek gerekir. Tövbe etmek: Samimi bir tövbe edip Allah'tan af dilemek önemlidir. Bedel ödemek: Maddi bir hak ihlali söz konusuysa, zarar gören kişiye veya mirasçılarına hakkını geri vermek veya bedelini ödemek gerekir. Hayır hasenat yapmak: Hak sahibine ulaşmak mümkün olmadığında, onun adına hayır yapmak ve dua etmek önerilir. Kul hakkı, hem dünya hem de ahiret saadeti için önemli bir konudur.

Kur'an-ı Kerim'de beş çeşit durak (secâvend) bulunmaktadır: 1. Lâzım Vakf (Durmak gerekir). 2. Mutlak Vakf (Durmak için şartlar uygundur). 3. Caiz Vakf (Durulabilir veya geçilebilir). 4. Mücevvez Vakf (Durulabilir veya geçilebilir). 5. Murahhas Vakf (Nefes yetmezse durulabilir).