DilveAnlatım

"Gölgeye sığınmak" ile ilgili bir atasözü bulunamadı. Ancak, içinde "gölge" kelimesi geçen bazı atasözleri şunlardır: Gölge düştüğü yeri belli eder. Gölge etme, başka ihsan istemem. Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez. Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar.

"Bal bal demekle ağız tatlanmaz" atasözü, bir şeyi sürekli tekrar etmenin o şeyi gerçekleştirmeyeceğini, çaba ve emek harcamak gerektiğini ifade eder. Bu atasözünün hangi olay üzerine söylendiğine dair spesifik bir bilgi bulunmamaktadır.

Birini uyarmak için kullanılabilecek bazı atasözleri: İyilikten Maraz Doğar: İnsanların iyi niyetlerinin kullanılmaya veya kötüye yorulmaya açık olduğunu ifade eder. Keskin Sirke Küpüne Zarar Verir: Ani öfke ve kararların kişiye zarar vereceğini anlatır. Araba ile Tavşan Avlanmaz: Her işin kendine özgü teknik ve araç gereçle yapılması gerektiğini belirtir. Tırnağın Varsa Başını Kaşı: Bir işi kendi başına yapmak gerektiğini vurgular. Ağzını Açacağına Gözünü Aç: İnsanlara dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatır.

Kişisel deneme ve nesir deneme arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Kişisel Deneme: - Yazarın kişisel düşüncelerini, duygularını ve deneyimlerini samimi bir üslupla anlatır. - Belirli bir konu üzerinde kesin hükümlere varmaz. - Genellikle daha serbest bir biçim ve yapı sergiler. 2. Nesir Deneme: - Nesir, genel olarak düzyazı türünü ifade eder. - Nesir denemeler, yazarın herhangi bir olay, olgu veya durum hakkındaki izlenimlerini, kişisel görüşleriyle serbestçe yazıya döktüğü metinlerdir. - Nesir denemeler, belirli bir plana göre oluşmaz ve bilimsel yazılardaki kuruluk ve şematiklikten uzaktır. Özetle, kişisel deneme daha çok yazarın içsel dünyasına odaklanırken, nesir deneme daha geniş bir konu yelpazesinde yazarın kişisel görüşlerini içerir.

Evet, "çatal kazık yere batmaz" bir atasözüdür. Bu atasözü, birden fazla kişinin söz sahibi olduğu işin yürümeyeceğini anlatır.

"Her şeyin bir zamanı var" atasözü, bir işten olumlu sonuç bekleniyorsa zamanında yapılması gerektiğini ifade eder. Ayrıca, "her şeyin bir zamanı var" ifadesi, ebeveynler tarafından çocuklarına bir şeyi ertelemeleri için kullanılan bir bahane olarak da görülebilir.

"Yazma stratejilerini uygular" ifadesi, yazma sürecinde planlama, metin üretme, değerlendirme ve gözden geçirme gibi stratejileri etkin bir şekilde kullanmak anlamına gelir. Bu stratejiler arasında: Planlama stratejileri: Yazma amacını ve okuyucu grubunu belirleme, beyin fırtınası yaparak konu hakkında bilgi üretme. Taslak oluşturma stratejileri: Planlanan fikirleri metin yapısına göre sıralama, bağlaçlar ve geçiş cümleleri kullanma. Düzeltme stratejileri: Yazının yeterliliğini kontrol etme, uygun olmayan yerleri düzeltme ve son kez gözden geçirme. Bu tür stratejiler, yazma becerisini geliştirmek ve ortaya çıkan ürünün niteliğini artırmak için kullanılır.

Zürefanın düşkünü ile ilgili bir cümle: "Daha önce iyi bir durumda olan kişi, bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur". Bu atasözü, "zürefa" kelimesinin zarif kelimesinin çoğulu olarak kabul edilmesiyle, zarif ve varlıklı insanların fakir düştüklerinde de zarafetlerini korumaya çalıştıklarını ifade eder. Doğru kullanımı: "Zürefanın düşkünü, beyaz giyer kış günü" şeklindedir.

"Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" atasözü anonimdir, yani kim tarafından söylendiği bilinmemektedir.

Atasözleri ve deyimler, toplumların yüzyıllar boyunca edindiği deneyimlerin ve gözlemlerin bir tür “sözlü arşivi” olarak ortaya çıkmıştır. Atasözleri, genellikle kısa ve öz biçimde hayat dersi veren, ahlaki değerleri öğütleyen ifadelerdir. Deyimler ise bir durumu ya da olayı mecaz yoluyla anlatan kalıplaşmış ifadelerdir. Atasözleri ve deyimlerin ortaya çıkış hikayelerine şu örnekler verilebilir: "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker". "Damlaya damlaya göl olur". "Gülme komşuna, gelir başına".

Dedelerin söylediği özlü sözlere "dede sözleri" veya "dededen nasihatler" adı verilebilir. Ayrıca, dedelerin söylediği düşündürücü, komik ve bazen de garip sözlere "dedelerin söylediği sözler" başlığı altında Uludağ Sözlük'te yer verilmiştir. Örnek dede sözleri: "Evladım, dürüst ol ki yastığa başını huzurla koyasın". "İnsan kalbiyle yaşar, aklıyla yön bulur". "Azıcık aşım, kaygısız başım". "İyilik et, denize at; balık bilmezse Halik bilir". "Sakla samanı, gelir zamanı".

Her çok azdan olur atasözü ile ilgili bazı cümleler: "Ufak miktarlı paraları biriktirdim. Şimdi ise o biriktirdiğim paralar ile telefon alabiliyorum. Sonuçta her çok azdan olur diye boşuna dememişler." "Bozuk paraları toplayınca her çok azdan olur sözü hatırladım." "Bugün gözümüze az gibi görünmekte olan değerler, belli bir zaman tasarruf edilip biriktirildiklerinde çoğalır ve işe yarar hale gelir."

"Söz gümüşse sükut altındır" atasözü, şu şekilde kullanılabilir: "Bu konuda ben pek fazla konuşmak istemiyorum, nitekim söz gümüşse sükut altındır." "Söz gümüşse sükût altındır, bir hiddetlenmeden beni dinleyebilir misin?" Bu atasözü, bazen sessizliğin, konuşmaktan daha değerli veya etkili olabileceğini ifade eder.

"Ev alma, komşu al" atasözünün zıttı olarak "ev al, komşu alma" ifadesi kullanılabilir.

Tıpta jargon, tıp doktorlarının ve tıp fakültesi öğrencilerinin kendi aralarında kullandığı, tıbbi terimlerden oluşan özel bir dildir. Bazı tıp jargonu örnekleri: MI (Miyokard Infarktus): Kalp krizi. Spinal Hayat: Beyni kullanamayan veya çok az kullanabilen bir insanın hayatı. İnop: Ameliyat edilemez veya sonuç alınması zor kişi. Palyatif: Geçici veya dönemlik tedavi. Paralizi: Felç.

Atasözleri, biçim ve anlam özelliklerine göre ikiye ayrılır: 1. Biçim özelliklerine göre: Yalın cümleler: "Ağaç kökünden yıkılır", "Aç köpek fırın duvarını deler". Birleşik cümleler: "Dağ ne kadar yüce olsa, yol üstünden aşar". Devrik cümleler: "Gülme komşuna, gelir başına", "Besle kargayı, oysun gözünü". Ad tümceleri: "Almak kolay, ödemek güçtür", "Akıl için yol birdir". Eylem tümceleri: "Ağır kazan geç kaynar", "Bir başa bir göz yeter". 2. Anlam özelliklerine göre: Öğüt veren atasözleri: "Baş kes, yaş kesme", "Önce düşün, sonra söyle". Soru kipiyle kurulan atasözleri: "Akıl olmayınca ne yapsın sakal?". İstek kipiyle kurulan atasözleri: "Ağır git ki yol alasın", "Sabah ola, hayır ola". Emir kipiyle kurulan atasözleri: "Bin bilsen de bir bilene danış", "Önce düşün, sonra söyle". Beş örnek atasözü: 1. Gülme komşuna, gelir başına. 2. Emek olmadan (emeksiz) yemek olmaz. 3. Her işin başı sağlık. 4. Huy canın altındadır. 5. İki karpuz bir koltuğa sığmaz.

İçinde tavşan geçen bazı atasözleri: Tavşan dağa küsmüş de dağın haberi olmamış. Tavşan dağda, suyu ateşte. Tavşan ne kadar büyük ise pahası iki akçadır. Tavşanı tazı tutar, çalımı avcı atar. Yağ ile yavşan, sirke ile tavşan. Araba ile tavşan avlanmaz. İki tavşan birden kovalanmaz (avlanmaz). Ölecek tavşan çomağa karşı gelir. Tavşanın çıkışından, kurdun inişinden korkmalı. Tavşanın kaçışını gördüm, etinden iğrendim.

Üslup cümlesini bulmak için şu adımlar izlenebilir: 1. Sorular: Metne "Nasıl anlatılmış?" veya "Dili nasıl kullanmış?" gibi sorular yöneltilir. 2. Ögeler: Cümlelerin uzunluğu, kısalığı, sözcük seçimi, sanatlı ya da yalın oluş gibi ögeler incelenir. 3. Örnekler: "Yazarın betimlemelerindeki detay dikkatlerden kaçmadı". "Genellikle yabancı sözcükleri tercih ettiği için kitaplarını okurken bir sözlüğe ihtiyaç duyarsınız". "Sanatçı, eserinde gerçekleri kısa, yalın cümlelerle dile getirmiş". Üslup cümlesi, yazarın dili kullanma biçimi ve anlatım şekli hakkında bilgi verir.

"Lak lak yapmak" ifadesinin yasak olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, "lak lak yapmak" genellikle gereksiz, fazla ve zaman kaybettirici konuşmak anlamında kullanılır. Ayrıca, bir kişinin sürekli olarak konu dışı veya gereksiz konuşmalarla sohbeti uzatması, dinleyicilerde sıkılma ve gerginlik yaratabilir.

"Ondan aşına" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "aşina" kelimesinin anlamı hakkında bilgi verilebilir. Aşina kelimesi, Farsça kökenli olup "bilindik, tanıdık" anlamına gelir. Örnek cümle: "Sanki herkes uzun yolculuktan yeni dönmüş ve aşinalara kavuşmuştu". Ayrıca, "ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına" gibi atasözlerinde de geçer.