• Buradasın

    Demokrasi

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Boğaziçi Üniversitesi yönetim sistemi nasıl?

    Boğaziçi Üniversitesi'nde yönetim sistemi, özerk, özgürlükçü, demokratik ve katılımcı ilkelere dayanmaktadır. Üniversitenin yönetiminde en fazla söz sahibi olan birimler Üniversite Yönetim Kurulu ve Üniversite Senatosu'dur. Akademik yönetim ise dört fakülte dekanı, altı enstitü müdürü, üç yüksekokul müdürü, otuz bir bölüm başkanı ve yirmi altı uygulama ve araştırma merkez müdürü tarafından sağlanmaktadır. Rektör, üniversitenin baş yöneticisi olup Cumhurbaşkanınca atanmaktadır.

    Yarı doğrudan demokrasinin unsurları nelerdir?

    Yarı doğrudan demokrasinin unsurları şunlardır: 1. Seçim ve Oylama Mekanizması: Halkın genel ve eşit oy sistemine dayalı olarak temsilcileri seçmesi. 2. Halkın Kanun Teklifi: Belirli sayıda seçmenin parlamentoya kanun teklifi verebilmesi. 3. Halk Vetosu: Halkın, parlamentonun çıkardığı bir kanunu veto edebilmesi. 4. Referandum: Ülke açısından büyük önem arz eden konularda halk oylamasına gidilmesi. 5. Geri Çağırma Hakkı (Recall): Halkın, başarısız bulduğu temsilcilerini görev süresi içinde görevden alabilmesi. 6. Halkın Meclis Toplantılarına Katılımı: Halkın yerel meclis toplantılarına katılımı. 7. Halk Danışma Kurulları: Uzman vatandaşların yerel meclislerde ve yürütme organlarında danışman olarak istihdam edilmesi. 8. Bilgi Edinme Özgürlüğü: Vatandaşların, kamu yönetimi hakkında bilgi edinme hakkının anayasal ve yasal güvence altına alınması. 9. Ombudsman: Yönetimle ilgili şikayetlerin çözüme kavuşturulması için bağımsız büroların oluşturulması.

    1961 Anayasası neden yazıldı?

    1961 Anayasası, 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi'nin ardından, gelişen politik yaşamın ve özellikle de çok partili siyasi ortamın ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek amacıyla yazılmıştır. Bu anayasanın yazılma nedenleri arasında şunlar da bulunmaktadır: Özgürlüklerin artırılması: Soğuk Savaş döneminin genel akışına aykırı olarak insan haklarına dayalı bir devlet yapısı oluşturulması. Kuvvetler ayrılığı prensibinin uygulanması: Yasama, yürütme ve yargı organlarının bağımsızlığının sağlanması. Sosyal devlet anlayışının getirilmesi: Çalışanların haklarının korunması ve sosyal adaletin sağlanması. Çoğulcu demokrasinin benimsenmesi: Siyasi partilere anayasal güvence sağlanması.

    Halka karşı hesap verebilirlik nedir?

    Halka karşı hesap verebilirlik, bir kurum veya yöneticinin, halka karşı eylem ve işlemlerinden dolayı açıklama yapma ve sorumluluk alma yükümlülüğüdür. Bu kavram, demokratik yönetimlerin temel prensiplerinden biri olarak kabul edilir ve halkın kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığını bilmesini ve yönetim süreçlerine katılımını sağlar.

    Halk oylaması ve plebisit arasındaki fark nedir?

    Halk oylaması ve plebisit arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Konu: Halk oylamasında bir metin veya reform oylanırken, plebisitte genellikle bir kişi veya yönetim oylanır. 2. Hazırlık Süreci: Halk oylamasında metin, halkın veya temsilcilerinin hazırladığı bir belgedir, plebisitte ise önceden belirlenmiş bir metin kullanılır. 3. Demokratiklik: Halk oylaması demokratik bir usuldür, halk karar alma sürecinin her aşamasına katılır; plebisit ise antidemokratik olup, halk sadece sonucun onayında yer alır. 4. Amaç: Halk oylaması, temsili demokrasinin yarı doğrudan demokrasiye dönüştürülmesi için uygulanırken, plebisit demokrasiyi otoriter bir rejime dönüştürme amacıyla kullanılır.

    Çoğunluğun konusu nedir?

    Çoğunluk terimi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Seçim Sistemi: Çoğunluk sistemi, seçimlerde bir partinin veya adayın oyların çoğunluğunu sağlayarak seçilmesi ilkesine dayanır. 2. Demokrasi Anlayışı: Çoğunlukçu demokrasi veya çoğunlukçuluk, bir ülkeye egemen olan çoğunluğun kararlarının mutlak ve sınırsız olduğu, muhalefetin ise azınlıkta kalıp sesini yükseltemediği bir demokrasi anlayışını ifade eder.

    Tüm ülkeler birleşirse ne olur?

    Tüm ülkelerin birleşmesi, küresel ölçekte birçok değişikliğe yol açabilir. Bu değişiklikler arasında şunlar yer alabilir: 1. Ekonomik ve Siyasi İşbirliği: Ülkeler arasında ekonomik ve siyasi politikaların uyumlu hale gelmesi, ortak para birimlerinin kullanılması ve ticaret engellerinin kaldırılması gibi gelişmeler yaşanabilir. 2. İnsan Hakları ve Demokrasi: Avrupa Birliği'nde olduğu gibi, tüm vatandaşların eşit haklara sahip olması ve demokratik süreçlerin geliştirilmesi sağlanabilir. 3. Çevre ve Güvenlik: Çevre koruma önlemlerinin artırılması, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması için ortak çabaların artırılması mümkün olabilir. 4. Kültürel Etkileşim: Farklı kültürlerin buluşması, bilgi ve teknoloji alışverişinde artış, küresel hoşgörü ve dostluğun gelişmesi beklenebilir. Ancak, bu tür bir birleşmenin gerçekleşmesi için mevcut uluslararası yapıların ve devletlerin egemenlik haklarının önemli ölçüde değişmesi gerekmektedir, bu da siyasi ve hukuki açıdan karmaşık bir süreç olacaktır.

    Özel hayata saygı hakkı toplumu nasıl etkiler?

    Özel hayata saygı hakkı, toplumu çeşitli şekillerde etkiler: 1. Bireysel Özgürlüklerin Korunması: Bu hak, bireylerin düşünce, ifade ve inanç özgürlüğünü güvence altına alarak, demokratik bir toplumun temel taşlarından birini oluşturur. 2. Toplumsal Adaletin Sağlanması: Ayrımcılığa karşı koruma sağlayarak, eşitlik ilkesinin uygulanmasına yardımcı olur. 3. Toplumsal Barışın Desteklenmesi: Özel hayatın gizliliğinin korunması, kişisel verilerin güvenliği açısından büyük önem taşır ve toplumsal huzuru güçlendirir. 4. Mesleki Hayatın Etkisi: Mesleki hayata yönelik müdahaleler, bireyin sosyal kimliğini ve yakın çevresiyle ilişkilerini etkileyebileceğinden, özel hayata saygı hakkının bir boyutu olarak kabul edilir.

    Demokrasinin en önemli ilkesi nedir?

    Demokrasinin en önemli ilkesi halk egemenliğidir.

    Tanel Demirel Türkiye'nin en uzun on yılı ne anlatıyor?

    Tanel Demirel'in "Türkiye'nin Uzun On Yılı" kitabı, 1950-1960 dönemini ele alarak bu dönemin siyasal gelişmelerini ve demokrasi tecrübesini incelemektedir. Kitapta anlatılan ana konular şunlardır: - Siyasetin Demokratikleşmesi: Dönemin siyasetinde demokratikleşme sürecini zorlaştıran ve kolaylaştıran yapısal faktörler üzerinde durulmaktadır. - Askeri ve Sivil Bürokrasi: Milli devleti oluşturma ve toplumu modernleştirme misyonu ile kendi meşruiyetini sağlamaya çalışmış askeri/sivil bürokrasi ve onun toplumsal müttefiklerinin rolü. - Yeni Elitler: Seçimlerle gelen ve eski gruba tepki duyan yeni elitlerin, oyunun kuralları ve rejim içindeki konumları üzerindeki anlaşmazlıkları. Sonuç olarak, kitap, bu dönemin neden daha başından başarısızlığa mahkûm olduğu görüşünü sorgulamaktadır.

    Çartistler neyi savunur?

    Çartistler, 1838'den 1850'ye kadar olan dönemde İngiltere'de politik reformlar için mücadele etmişlerdir. Çartist hareketin temel talepleri şunlardır: 1. Genel oy hakkı: 21 yaş üstündeki her erkeğin oy verme hakkına sahip olması. 2. Gizli oylama: Oyların gizliliği sağlanması. 3. Parlamento üyeliğinde eşitlik: Parlamento üyelerinin eşit haklara sahip olması. 4. Parlamenterlere ücret ödenmesi: Milletvekillerine yaptıkları iş karşılığında yeterli bir ücret verilmesi. 5. Eşit seçim bölgeleri: Tüm seçim bölgelerinin eşit sayıda seçmenle temsil edilmesi. 6. Seçimlerin her yıl yenilenmesi. Çartistler, bu reformları gerçekleştirerek daha demokratik bir sistem kurmayı amaçlamışlardır.

    Eskişehir Gençlik Platformu ne iş yapar?

    Eskişehir Gençlik Platformu, gençlerin isteklerini ve sorunlarını daha güçlü duyurmak ve direkt olarak yerel yönetimlere bildirmek amacıyla kurulmuş bir gençlik meclisi modülüdür. Platformun yaptığı işler arasında: - Demokrasi çalışmaları kapsamında çalıştaylar düzenlemek; - Gençlerin sivil katılımını teşvik etmek ve kentin geleceğine yönelik karar alma süreçlerine gençleri dahil etmek; - Sanat, kültür ve spor alanlarında gençlere yönelik etkinlikler ve fırsatlar sunmak (Genç Ne Sever Platformu gibi).

    Sofistler neden felsefenin ilk filozofları olarak kabul edilir?

    Sofistler, felsefenin ilk filozofları olarak kabul edilirler çünkü MÖ 5. yüzyılda para karşılığında felsefe öğreten gezgin felsefeciler olarak yeni bir eğitim anlayışı getirmişlerdir. Bu dönemde, Atina demokrasisinin pratik gereksinimleri doğrultusunda, sofistler insanlara siyaset yapma ve etkili konuşma becerilerini öğreterek, toplumun yeni elit sınıfına gerekli bilgileri sağlamışlardır.

    Sosyal bilgiler temel ilkeleri nelerdir?

    Sosyal bilgilerin temel ilkeleri şunlardır: 1. Millî Egemenlik: Egemenlik millete aittir ve millet bu hakkını seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullanır. 2. Özgürlük: İnsanların doğuştan sahip olduğu temel haklardan biridir, kanunlara aykırı olmadan dilediğini düşünebilmesi ve yapabilmesidir. 3. Eşitlik: İnsanlar dini, inancı, ekonomik gücü, cinsiyeti ya da ırkı ne olursa olsun yasalar önünde eşittir. 4. İnsan Haklarına Saygı: Demokratik yönetimler insan haklarına dayanır ve temel hak ve özgürlükler anayasa ile güvence altına alınmıştır. 5. Katılımcılık: Vatandaşlar, seçme ve seçilme, sivil toplum kuruluşları kurma gibi yollarla ülke yönetimine katılır. 6. Hukukun Üstünlüğü: Yöneten ve yönetilenlerin kurallar dâhilinde hareket etmelerini sağlar. 7. Çoğulculuk: Demokratik toplumlarda farklı görüşlerin farklı siyasal partiler ile temsil edilmesi. Ayrıca, sosyal bilgiler öğretiminde bilimsel düşünme, problem çözme ve sosyal katılım gibi beceriler de önemli ilkelerdir.

    Toksik siyaset ne demek?

    Toksik siyaset ifadesi, demokrasiyi zehirleyen, şeffaf olmayan ve kapalı kapılar ardında dönen pazarlık, ittifak ve uzlaşıları ifade etmek için kullanılır. Ayrıca, toksik kelimesi genel olarak zararlı, olumsuz veya tehlikeli durumları tanımlamak için de kullanılır. Bu bağlamda, toksik siyasetin, anti demokratik gelişmeler ve kayıt dışı siyaset gibi kavramları da kapsadığı söylenebilir.

    7. sınıf sosyal bilgiler ders kitabı cevapları sayfa 234'te ne var?

    7. sınıf sosyal bilgiler ders kitabı cevapları sayfa 234'te, Yıldırım Yayınları'na göre, aşağıdaki içerikler bulunmaktadır: Soru: Demokratik toplumlarda bireyler veya sivil toplum kuruluşları yönetimin uygulamalarıyla ilgili basın açıklaması yapabilmektedir. Cevap: Bu birey ve kuruluşların basın açıklaması yapabilmeleri ile demokrasi arasındaki ilişki, ifade özgürlüğünün bir göstergesi olmasıdır. Ayrıca, bu sayfada "Aşağıdaki cümlelerde belirtilen durumları demokrasi açısından değerlendiriniz" başlıklı bir etkinlik de yer almaktadır. Bu tür içerikler, farklı yayınevlerine göre değişiklik gösterebilir.

    Kendi kendini yöneten yönetim biçimine ne denir?

    Kendi kendini yöneten yönetim biçimine demokrasi denir.

    İsmet İnönünün en büyük başarısı nedir?

    İsmet İnönü'nün en büyük başarılarından bazıları şunlardır: 1. Lozan Antlaşması: İnönü, Lozan görüşmelerinde Türk heyetine başkanlık yaparak yeni devletin bağımsızlığını ve egemenliğini onaylayan Lozan Antlaşması'nı imzaladı. 2. Kurtuluş Savaşı: İnönü, Kurtuluş Savaşı'na katılarak Birinci ve İkinci İnönü Muharebelerini kazandı ve Yunan ordusunun Anadolu içlerine ilerleyişini durdurdu. 3. Ekonomik Büyüme: 1938-1950 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık %1.8 oranında büyüdü. 4. Çok Partili Sisteme Geçiş: İnönü, 1946 yılında çok partili hayata geçiş sürecini başlatarak Türkiye'de demokrasinin temellerini attı.

    Perikleste demokrasi nasıldı?

    Perikles döneminde demokrasi, Antik Atina'da zirveye ulaştı. Demokrasinin bazı özellikleri: - Halk meclisleri: Kararlar oybirliği ile alınırdı ve her vatandaş bu meclislere katılabilirdi. - Adalet sistemi: Halk mahkemelerinde yargılama yapılır ve kararlar verilirdi, bu da vatandaşların hukuki süreçlere katılımını güvence altına aldı. - Ücretlendirme: Perikles döneminde, yurttaşlara mahkemelerdeki jüri üyelikleri karşılığında ücret ödenmeye başlandı, bu da alt sınıf vatandaşların da politik hayata katılmasını sağladı. Perikles, demokratik prensiplere dayanan bir yönetim sistemi inşa etmek için çaba sarf etti ve bu sayede Atina, altın çağını yaşadı.

    Katılımın ilkeleri nelerdir?

    Katılımın ilkeleri şunlardır: 1. Gönüllülük: Katılım, bireylerin özgür iradeleriyle gerçekleşmelidir. 2. Şeffaflık: Katılım sürecinde, bireylere açık ve doğru bilgi sağlanmalıdır. 3. Eşitlik ve Kapsayıcılık: Her birey veya grup eşit fırsatlara sahip olmalı ve süreçlerden dışlanmamalıdır. 4. Hesap Verebilirlik: Karar vericiler, katılımcılara karşı hesap verebilir olmalıdır. 5. Bilgilendirme: Katılımcıların bilinçli bir şekilde katkıda bulunabilmesi için süreç hakkında yeterli bilgi verilmelidir. 6. Katılımcılık: Karar alma süreçlerinde sadece seçkin gruplar değil, geniş halk kitleleri de temsil edilmelidir. 7. Uyarlanabilirlik: Katılım süreçleri, yerel koşullara ve ihtiyaçlara göre esnek bir şekilde düzenlenmelidir. 8. Süreklilik: Katılım, bir defalık bir faaliyet değil, sürekli bir süreç olmalıdır. 9. İşbirliği ve Dayanışma: Farklı aktörler arasında işbirliği teşvik edilmeli ve ortak çözümler üretilmelidir. 10. Güven ve Saygı: Katılım, güvene dayalı bir ortamda gerçekleşmeli ve katılımcıların görüşlerine saygı duyulmalıdır.