CezaHukuku

CMK'nın 217. maddesine göre delillerin takdir yetkisi şu şekildedir: 1. Hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. 2. Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Bu ilke, ceza davasında gerçeğe ulaşmak için delillerin serbestliği ilkesini kabul eder ve hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağını belirtir.

Klasik Dönem Osmanlı Ceza Hukukunda Yargılama ve Toplumsal Yapı araştırmaları, Osmanlı hukuk sisteminin hem dini hem de seküler unsurlara dayalı çok katmanlı yapısını ele alır. Yargılama Süreci: - Yargı Yetkisi: Padişahın yargı yetkisi kadılar aracılığıyla kullanılırdı. - Soruşturma ve Yargılama: Suç şüphesi olan kişi, geniş bir soruşturma sürecinden geçerdi. - Adalet Anlayışı: Osmanlı ceza hukukunda büyük bir adalet anlayışı hakimdi ve üst düzey devlet yetkilileri bile adaletin önünde eşitti. Toplumsal Yapı: - Sosyal Statü: Suç işleyenlerin toplumsal statüsü önemliydi ve aileleri de cezalarla birlikte toplumdan dışlanırdı. - Farklı Hukuk Sistemleri: Müslümanlar arasındaki davalar kadı mahkemelerinde, gayrimüslimler ise kendi cemaat mahkemelerinde görülürdü. - Merkezileşme ve Gelir: Ceza hukuku, merkezileşmenin ve taşra idaresinin bir parçasıydı; cezalar para cezası olarak gelir haline getirilirdi.

Ceza Hukuku yüksek lisans programları genellikle bir yıl veya bir buçuk yıl sürer.

Hukukta icbar ve tehdit kavramları farklı anlamlar taşır: 1. İcbar: Bir kamu görevlisinin, görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak bir kimseyi zorlaması veya ikna etmesi suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. 2. Tehdit: Kişinin huzur ve sükununu bozmak amacıyla, kendisine veya yakınlarına karşı yapılan bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle korkutulmasıdır.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 84. maddesi kapsamında intihara yönlendirme suçuna teşebbüs edilemez. Bu suçun oluşması için, seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştirilmesi yeterlidir ve eylemin sonuçlanması şart değildir.

Zamanaşımı, Yargıtay'da şu şekillerde değerlendirilir: 1. Dava Zamanaşımı: Yargıtay, dava zamanaşımı süresinin dolup dolmadığını re'sen dikkate alır. 2. Ceza Zamanaşımı: Yargıtay, cezanın kesinleşmesinden sonra ceza zamanaşımı süresinin dolup dolmadığını da değerlendirir. 3. Zamanaşımının Kesilmesi ve Durması: Zamanaşımı süresi, şüpheli veya sanığın ifade vermesi, tutuklama kararı verilmesi, iddianame düzenlenmesi gibi durumlarda kesilir.

Ceza genel hukukunun kurucusu olarak kabul edilen kişi, Cesare Beccaria'dır.

Konut dokunulmazlığının kapsamı, bireyin yaşadığı mekânın izinsiz girilmelere karşı korunmasını içerir. Bu koruma, aşağıdaki unsurları kapsar: 1. Konutun İzinsiz Girilmesi: Bir kişinin rızası olmadan konuta veya eklentilerine girmesi suç teşkil eder. 2. Çıkmama: İzinsiz girdikten sonra, ev sahibinin çıkma talebine rağmen konuttan çıkmamak da bu suçun kapsamına girer. 3. Özel Hayatın Gizliliği: Konut dokunulmazlığı, bireyin özel hayatını ve mahremiyetini de korur. 4. Mülkiyet Hakkı: Konut, bireyin mülkiyet hakkına sahip olduğu bir yer olarak değerlendirilir. Bu haklar, Türk Ceza Kanunu'nun 116. maddesi ile güvence altına alınmıştır.

Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının talep edilmesi halinde bozma, haksız tahrik indiriminin doğru şekilde değerlendirilmediği veya uygulanmadığı durumlarda, mahkeme kararının üst mahkeme tarafından iptal edilmesi ve yeniden yargılanma yapılması anlamına gelir.

Otorite kanunu, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) iki ana kategoride ele alınan bir kavramdır: kamu otoritesi ve özel otorite. 1. Kamu Otoritesi: Devletin veya kamu kurumlarının temsilcileri tarafından kullanılan otoritedir. 2. Özel Otorite: Aile reisleri, eğitimciler, işverenler ve dini liderler gibi özel kişiler tarafından kullanılan otoritedir. TCK'da otoriteye karşı işlenen suçlar arasında direnme, görev suçu, hakaret, tehdit ve itaatsizlik gibi eylemler bulunmaktadır ve bu suçların cezaları suçun türüne ve ciddiyetine göre değişir.

Ceza hukuku özel hükümler pratiklerinin çözümü için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Olay ve yargı kararlarının incelenmesi: Olayın somut olarak hangi suçun oluşumuna sebep verdiğini belirlemek ve hukuka uygunluk sebepleri, kusurluluğu kaldıran veya azaltan haller gibi unsurları tespit etmek gerekir. 2. Çözüm şablonları: Pratik çalışmalar, suçun farklı görünüş şekillerini dikkate alarak hazırlanmış çözüm şablonları ve alternatif değerlendirme şekillerini içermelidir. 3. Çoktan seçmeli sorular: Çözümsüz pratik olayların yanı sıra, çoktan seçmeli sorular da çözülerek teorik bilgilerin pekiştirilmesi sağlanabilir. Bu süreçte, ceza hukukunun temel ilkeleri olan suçta ve cezada kanunilik ilkesi ve gerekçelendirme kuralları da göz önünde bulundurulmalıdır.

Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan ve tarafı olduğunuz dosya, suçların soruşturulması sürecinde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan ve sizin de dahil olduğunuz soruşturma dosyasını ifade eder. Bu tür dosyalar, suçun işlendiği yer ve zaman, şüpheliler, mağdurlar, tanıklar ve toplanan deliller gibi bilgileri içerir ve adil bir yargılama için titizlikle hazırlanır.

TCK 53/4 maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin 4. fıkrasını ifade eder ve şu şekildedir: > "Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." Bu fıkra, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş kişiler ve 18 yaşını doldurmamış failler için TCK 53. maddede düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanmayacağını belirtir. Hak yoksunlukları, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni bir sonucu olarak, güven ilişkisini gerektiren bazı hakların kullanımını kısıtlar.

Evet, kihbi (adli sicil) kaydının silinmesi durumunda memnu haklar geri gelebilir. Memnu hakların iadesi, kişinin işlediği suç nedeniyle yasaklanmış olan haklarını geri kazanmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur.

Yargıtay, müşterek faillik durumunda ceza indirimi yapabilir. Bu durum, TCK'nın 37. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır.

TCK 21, Türk Ceza Kanunu'nun Kast başlıklı maddesidir ve iki fıkradan oluşur: 1. Fıkra: Suçun oluşması için kastın varlığı gereklidir. 2. Fıkra: Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili işlemesi durumunda olası kast vardır.

İcra takibinde borcun sebebi gösterilmezse, takip talebi ve icra takibi iptal edilir. Ayrıca, borcun sebebinin gösterilmemesi, şikayet sebebi olarak da değerlendirilebilir.

Hakaret suçu, aşağıdaki hallerde Yargıtay'a gönderilir: 1. Nitelikli haller: Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi, dini, siyasi, sosyal veya felsefi inançlardan dolayı işlenmesi gibi nitelikli hallerde dava, doğrudan Yargıtay'a gidebilir. 2. İstinaf ve temyiz süreci: İlk derece mahkemesinde görülen hakaret davalarında verilen kararlar, itiraz, istinaf veya temyiz kanun yollarına başvurulduğunda Yargıtay'da incelenir.

Haksız tutuklamada manevi tazminat, bireyin yaşadığı psikolojik ve sosyal zararları kapsar ve aşağıdaki faktörler dikkate alınarak hesaplanır: 1. Tutuklu Kalma Süresi: Kişinin cezaevinde geçirdiği süre, manevi tazminat miktarını etkiler. 2. Suçun Niteliği: Haksız yere tutuklanan kişinin karşılaştığı suçlamanın niteliği, tazminatın belirlenmesinde önemli bir rol oynar. 3. Kişinin Sosyo-Ekonomik Durumu: Bireyin yaşı, mesleği ve sosyal yaşamı gibi faktörler de manevi tazminatın hesaplanmasında göz önünde bulundurulur. Manevi tazminat için belirli bir formül yoktur, miktar hâkimin takdirine bağlı olarak belirlenir.

Hakaret suçunda özel haksız tahrik, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 129. maddesinde düzenlenmiştir. Özel haksız tahrikin diğer şartları: - Haksız fiil, failde öfke veya yoğun duygusal bir tepki yaratmış olmalıdır. - Fiil ile suç arasında illiyet bağı bulunmalıdır. - Failin tepkisi, tahrikin şiddetiyle orantılı olmalıdır.