CezaHukuku

TCK'nın 84. maddesi kapsamında, intihara yönlendirme suçuna teşebbüs mümkündür. İntihara yönlendirme suçunun nitelikli hallerinden biri, intihar eyleminin gerçekleşmesidir. Ancak, intihara yönlendirme suçuna iştirak mümkün değildir. TCK'nın 84. maddesi kapsamında hangi suçlara teşebbüs edilemeyeceğine dair bir bilgi bulunamamıştır.

CMK'da (Ceza Muhakemesi Kanunu) delillerin takdir yetkisi, hâkimin kararını yalnızca duruşmada ortaya konulan ve tartışılan delillere dayandırabileceğini ve bu delillerin hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edileceğini ifade eder. Bu yetki, iki temel kuralı içerir: 1. Hâkim, sadece duruşmada ortaya konulmuş ve tartışılmış delillere dayanarak hüküm kurabilir. 2. Suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Bu düzenleme ile hâkimin tarafsızlığı, delillerin doğrudanlığı ve sözlülük ilkesi ile hukuka uygun elde edilmiş olma şartı güvence altına alınır. Ayrıca, hukuka aykırı deliller hükme esas alınamaz.

Klasik dönem Osmanlı ceza hukukunda yargılama ve toplumsal yapı şu şekilde özetlenebilir: Yargı Yetkisi: Osmanlı ceza hukukunda yargı gücü padişahta olup, padişah bu yetkisini kadılar aracılığıyla kullanmıştır. Hukuk ve Ceza Ayrımı: Osmanlı mahkemelerinde hukuk ve ceza ayrımı yoktu; aynı mahkemeler hem yargılama hem de noterlik işlerini yürütmüştür. Mahalli İdarecilerin Etkisi: Mahalli idarecilerin ve mülki amirlerin kadılar üzerinde denetim yetkisi bulunmamış, kadılar merkezden tayin edilip merkezin emriyle görevden alınmıştır. Toplumsal Farklılıklar: Kişilerin mensup oldukları zümrelere göre soruşturulma ve yargılanma durumları olabilmiş, ancak bu durumu belirleyen temel unsur davanın niteliğidir. Özel Yargılama Usulleri: Sadece özel statü davaları, görevle ilgili suçlar ve cemaat hukukunu gerektiren konularda özel yargılama usulleri uygulanmıştır.

Marka suçları, tescilli bir markanın, marka sahibinin izni olmaksızın kullanılması, taklit edilmesi, ayırt edici özelliğini zedeleyecek şekilde değiştirilmesi veya başkasına devredilmeye çalışılması gibi fiilleri kapsar. Bazı marka suçları: Marka hakkına tecavüz. Marka koruması işaretini kaldırma. Marka hakkı üzerinde yetkisiz tasarrufta bulunma. Bu tür fiillerin işlenmesi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında cezai yaptırımlar öngörmektedir.

Ceza hukuku yüksek lisans programının süresi, tezli ve tezsiz programlara göre değişiklik göstermektedir: Tezli program: Bilimsel hazırlıkta geçen süre hariç, kayıt olunan döneme başlayarak her dönem kayıt yaptırılıp yaptırılmadığına bakılmaksızın dört yarıyıl sürer ve en fazla altı yarıyıl içinde tamamlanır. Tezsiz program: En az iki yarıyıl, en fazla üç yarıyıl sürer.

TCK 278, 279 ve 280 arasındaki farklar: TCK 278: Genel nitelikli suçu bildirmeme suçudur. TCK 279: Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi durumunu düzenler. TCK 280: Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi durumunu düzenler. TCK 277, 278, 279 ve 285, 288 arasındaki farklar: Bu kanunlar arasındaki farklar hakkında bilgi bulunamadı. Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) suç ve cezada kanunilik ilkesi: Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için ceza verilemez. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz. Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

Ceza hukuku özel hükümler pratiklerinin nasıl çözüldüğüne dair bilgi bulunamadı. Ancak, ceza hukuku özel hükümler pratik çalışmaları için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: flaw.yasar.edu.tr. academia.edu. Ayrıca, ceza hukuku konularında YouTube'da "Ceza Hukuku Özel Hükümler" başlıklı videolar da bulunabilir.

Konut dokunulmazlığının kapsamı şu şekilde özetlenebilir: Konut ve eklentileri: Konut, yazlık, karavan, çadır, yataklı vagon, baraka gibi kişilerin yerleşmek için tahsis ettiği her yer olarak tanımlanır. İzinsiz giriş ve çıkmama: Bir kimsenin, başka birine ait konut veya konut eklentilerine izinsiz olarak girmesi ya da rıza ile girdikten sonra çıkmaması konut dokunulmazlığının ihlali anlamına gelir. Özel hayatın gizliliği: Konut dokunulmazlığı, özel yaşamın gizliliğini koruma amacı taşır. Bazı istisnalar: Kamu güvenliği, suç soruşturması gibi durumlarda mahkeme kararı ile konut dokunulmazlığına müdahale edilebilir. Konut dokunulmazlığının ihlali, Türk Ceza Kanunu'nun 116. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir ve 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

Otorite kanunu, Max Weber'in otorite tiplerinden biri olan hukuksal (demokratik) otoriteyi ifade edebilir. Hukuksal otorite, kanunların üstünlüğünü kabul eden ve liderlerin halkın hizmetkarı olarak görüldüğü bir otorite türüdür.

TCK 53/4 maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin 4. fıkrasını ifade eder ve şu şekildedir: > "Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." Bu fıkra, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş kişiler ve 18 yaşını doldurmamış failler için TCK 53. maddede düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanmayacağını belirtir. Hak yoksunlukları, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni bir sonucu olarak, güven ilişkisini gerektiren bazı hakların kullanımını kısıtlar.

Yargıtay aşamasında zaman aşımı şu şekilde değerlendirilir: Zaman aşımının kesilmesi. Zaman aşımının etkisi. Türk Ceza Kanunu'na göre, bir dosya Yargıtay'da 8 yıl boyunca işlem görmeden bekliyorsa ve daha önce zaman aşımı kesilmemişse, 8 yıllık süre dolduğunda düşme kararı verilebilir. Zaman aşımı süresi dolduğunda, sanık veya avukatı "zaman aşımı nedeniyle düşme" talebinde bulunabilir. Zaman aşımı konusunda bir avukattan destek alınması önerilir.

Ceza Genel Hukuku'nun kurucusu olarak kabul edilen bir kişi bulunmamaktadır. Ceza hukuku, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerde ve toplumlarda gelişmiş ve şekillenmiştir. İlk yazılı kanunlardan bazıları, Sümer kralı Urukagina (M.Ö. 2375), Ur-Nammu (M.Ö. 2100) ve Hammurabi (M.Ö. 1760) tarafından oluşturulmuştur. Ceza hukukunun gelişiminde önemli rol oynayan bazı düşünürler arasında, "Suçlar ve Cezalar Hakkında" adlı eseriyle modern ceza hukukun kurucusu olarak kabul edilen Cesare Beccaria bulunmaktadır.

Kihbi kaydının silinmesi, memnu hakların geri gelmesini sağlamaz. Memnu hakların iadesi, ceza mahkûmiyeti nedeniyle kaybedilen hakların, belirli şartlar altında mahkeme kararıyla geri verilmesini ifade eder. Memnu hakların iadesi için gerekli şartlar: Cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması. Bu süre zarfında yeni bir suç işlenmemiş olması ve kişinin iyi halli olarak yaşamını sürdürdüğüne dair mahkemede kanaat oluşması. Memnu hakların iadesi kararı, adli sicil arşivine kaydedilir ve bu kayıt, belirli süreler sonunda silinebilir. Ancak, kihbi kaydının silinmesi bu süreci etkilemez.

Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının talep edilmesi halinde bozma, genellikle ilk haksız hareketin kimden geldiğinin belirlenemediği durumlarda gerçekleşir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarına göre, bu tür durumlarda şüpheden sanık yararlanır ilkesi uygulanır ve sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanır. Bozma nedenleri arasında, haksız tahrik indiriminin asgari veya azami oranda uygulanmaması, ilk haksız hareketin kim tarafından yapıldığının somut delillerle ortaya koyulamaması gibi durumlar yer alır. Örneğin, bir kavgada ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği belirlenemiyorsa, Yargıtay bu durumu sanık lehine yorumlayarak haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını bozma nedeni olarak kabul eder. Bu tür durumlarda, haksız tahrik indiriminin oranı ve uygulanması, somut olayın özelliklerine göre mahkeme tarafından belirlenir.

Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan ve tarafı olduğunuz dosya, hakkında soruşturma yürütülen ve bu soruşturmada şüpheli, müşteki veya vekil gibi bir statüye sahip olduğunuz dosyayı ifade eder. Soruşturma aşaması, bir suçun işlendiği şüphesiyle başlayan resmi bir inceleme aşamasıdır ve bu süreç, suçun işlendiği veya işlendiği şüphesi olan yerel makamlar (genellikle cumhuriyet savcısı ve emrindeki polis) tarafından yürütülür. Soruşturma dosyaları, gizlilik kararı bulunmadığı takdirde, tarafı olduğunuz sürece ve avukatınız aracılığıyla incelenebilir.

TCK 21, Türk Ceza Kanunu'nun "Kast" başlıklı maddesidir. Doğrudan Kast: Suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Olası Kast: Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi durumudur. TCK 21'in ikinci fıkrasında, olası kast durumunda verilecek cezalar belirtilmiştir.

Hakaret suçunun Yargıtay'a gönderilme durumu, suçun niteliğine ve işlenme şekline bağlı olarak değişir. Hakaret suçu, genellikle yerel mahkemelerde görülür ve istinaf süreci sonrası Yargıtay'a taşınır. Ancak, bazı özel durumlarda doğrudan Yargıtay'a gitme durumu olabilir: Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret: Bu tür suçlar şikayete tabi değildir ve resen soruşturma açılır. Eğer bu nitelikte bir hakaret suçu söz konusuysa, doğrudan Yargıtay'a gidebilir. Aleniyet: Hakaretin alenen işlenmesi durumunda ceza artırılır ve bu tür davalar da doğrudan Yargıtay'a taşınabilir. Nitelikli haller: TCK m.125/3-a, b, c ve m.125/5'te belirtilen nitelikli hallerde de doğrudan Yargıtay'a gitme durumu olabilir. Genel olarak, hakaret suçlarında yargılama süreci şu şekildedir: 1. Şikayet ve soruşturma: Mağdurun şikayeti üzerine soruşturma başlar. 2. Asliye ceza mahkemesi: Davalar genellikle asliye ceza mahkemesinde görülür. 3. İstinaf ve Yargıtay: İlk derece mahkemesinin kararına itiraz edilirse istinaf, istinaf kararına itiraz edilirse Yargıtay'a gidilir.

Haksız tutuklamada manevi tazminat, objektif bir ölçüye dayanmaz ve kişinin statüsü, çektiği elem, uğradığı kayıplar gibi unsurlar göz önünde bulundurularak belirlenir. Bazı değerlendirme kriterleri: Davacının sosyal ve hukuki durumu. Üzerine atılı suçun niteliği. Tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı. Tutukluluk süresi. Tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar elde edilecek parasal değer. Örneğin, asgari ücretle çalışan bir kişiye 50.000 TL manevi tazminat hükmedilirken, bir general için bu miktar 500.000 TL olabilir. Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde uzman bir avukattan destek almak faydalı olabilir.

İcra takibinde borcun sebebi gösterilmezse, takip talebi ve icra takibi iptal edilir. Ayrıca, borcun sebebinin gösterilmemesi, şikayet sebebi olarak da değerlendirilebilir.

Yargıtay, müşterek faillikte ceza indirimi yapabilir. Türk Ceza Kanunu'nun 39. maddesinde, suçun işlenmesine yardım eden kişiye verilecek ceza, işlenen suçun niteliğine göre belirli oranlarda indirim uygulanarak belirlenir. Ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet hapis gerektiren suçlarda: Yardım eden için 15-20 yıl veya 10-15 yıl ceza aralığı belirlenir. Diğer suçlarda: Ceza, yarı oranda indirilir ve en fazla 8 yıl olabilir. Ceza indirimi, failin yardım eden konumunda olduğu saptandığında, hakimin meydana gelen neticeyi ve yardım fiilinin boyutunu gözeterek orantılı bir şekilde yapması gerekir.