• Buradasın

    CezaHukuku

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Akıl hastası olan kişi hangi durumlarda sorumlu tutulur?

    Akıl hastası olan kişi, aşağıdaki durumlarda sorumlu tutulabilir: Fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği tam olan akıl hastaları. Psikolojik tedavi görenler. Akıl hastası olan kişinin sorumlu tutulamayacağı durumlar ise Türk Ceza Kanunu'nun 32. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir: Akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Birinci fıkrada belirtilen derecede olmamakla birlikte, işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi beş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir.

    Avukat tutmamak suç mu?

    Avukat tutmamak suç değildir, ancak bazı durumlarda avukat tutmak zorunludur. Avukat tutmanın zorunlu olduğu durumlar şunlardır: Şüpheli veya sanığın çocuk olması. Şüpheli veya sanığın kendisini savunamayacak derecede malul, sağır veya dilsiz olması. Soruşturma ve kovuşturmaya konu suçun, alt sınırının beş yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi. Ayrıca, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150. maddesi gereği, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlarda sanığın avukat tutması zorunludur.

    TCK'da tanıklıktan çekinme halleri nelerdir?

    Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) tanıklıktan çekinme halleri şunlardır: 1. Kan hısımlığı: Tanık, şüpheli, sanık veya mağdur ile üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa tanıklıktan çekinebilir. 2. Evlilik bağı: Evlilik sona ermiş olsa bile, tanık ile şüpheli, sanık veya mağdur arasında ikinci derece dahil kayın hısımlığı varsa tanıklıktan çekinebilir. 3. Mesleki sır: Tanık, görevi gereği öğrendiği sırları ifşa etmemekle yükümlüdür ve bu nedenle tanıklıktan çekinebilir. 4. Menfaat ihlali tehlikesi: Tanığın beyanı kendisine veya yakınlarına doğrudan maddi zarar verecekse, şeref veya itibarını ihlal edecekse veya ceza soruşturmasına sebep olacaksa tanıklıktan çekinebilir. Ayrıca, tanıklıktan çekinme hakkı, tanıklığa çağrılan herkesin yasal bir sebep olmaksızın çekinme hakkını kullanabilmesi ile de ilgilidir.

    Hata ve kast arasındaki fark nedir TCK?

    Hata ve kast kavramları, Türk Ceza Kanunu (TCK) çerçevesinde farklı anlamlar taşır: 1. Kast: Suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. 2. Hata: Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen bir kimsenin kasten hareket etmiş sayılmaması durumudur. Özetle, kast suçun bilinçli ve kasıtlı olarak işlenmesini ifade ederken, hata failin gerekli özeni göstermemesi veya yanlış bilgi sahibi olması nedeniyle suçun istemeden meydana gelmesi durumunu ifade eder.

    Etkin pişmalıkta zararın giderilmesinde mağdurun rızası aranır mı?

    Evet, etkin pişmanlıkta zararın giderilmesinde mağdurun rızası aranır. Bu durum, Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinin 4. fıkrasında belirtilmiştir.

    TCK madde 280 ve 281 birlikte değerlendirilir mi?

    Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 280 ve 281 birlikte değerlendirilebilir, çünkü bu maddeler farklı suç türlerini düzenlemektedir: - Madde 280: Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi suçunu düzenler. - Madde 281: Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu düzenler.

    16 yaş altı ve 18 altı aynı mı?

    Evet, 16 yaş altı ve 18 yaş altı aynı anlama gelir, çünkü uluslararası çocuk hakları sözleşmesine göre 18 yaş altındaki herkes çocuk kabul edilir. Türkiye'de de bu sözleşme imzalandığı için yasalarımızda 18 yaş altı bireyler çocuk olarak tanımlanır.

    Bilinçsiz ve bilinçli taksir arasındaki fark nedir?

    Bilinçsiz ve bilinçli taksir arasındaki fark, failin neticeyi öngörüp öngörmediğine bağlıdır. Bilinçsiz taksirde fail, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak bir sonuca yol açar, ancak bu sonucu öngörmez. Bilinçli taksirde ise fail, hareketinin sonucunda ortaya çıkabilecek zararlı neticeyi öngörür, ancak bu neticenin gerçekleşmeyeceğini umar.

    Hükümlü biri evlenebilir mi?

    Evet, hükümlü biri evlenebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 134. maddesi gereğince, evlilik başvurusu için hükümlü veya tutuklunun bulunduğu ceza infaz kurumunun adres sınırları içerisindeki belediyenin evlendirme memurluğuna başvuru yapılması gerekmektedir. Başvuru sırasında erkek ve kadından her biri, nüfus cüzdanı, nüfus kayıt örneği, önceki evliliği sona ermiş ise buna ilişkin belge ve evlenmeye engel hastalığının bulunmadığını gösteren sağlık raporunu sunmak zorundadır.

    KPSS'de en çok hangi hukuk sorusu çıkıyor?

    KPSS'de en çok çıkan hukuk soruları, Anayasa Hukuku, İdari Hukuk ve İdari Yargı, Ceza Hukuku ve Medeni Hukuk alanlarında yoğunlaşmaktadır. Soru dağılımları şu şekildedir: - Anayasa Hukuku: %10, 4 soru. - İdari Hukuk ve İdari Yargı: %15, 6 soru. - Ceza Hukuku: %15, 6 soru. - Medeni Hukuk: %15, 6 soru.

    Suçlar kaça ayrılır?

    Suçlar, çeşitli kriterlere göre farklı kategorilere ayrılır: 1. Suçun Türüne Göre: - Cürüm Davaları: Kişilere veya mülklere yönelik suçları içerir (örneğin, hırsızlık, gasp). - İdari Cezai Davalar: Kamu kurumlarının veya yetkililerin hukuka aykırı eylemlerine ilişkin suçları kapsar. - Siyasi Cezai Davalar: Siyasi faaliyetlerle ilgili suçları içerir. - Ekonomik Cezai Davalar: Finansal suçları ve dolandırıcılığı kapsar (örneğin, vergi kaçakçılığı, sahtecilik). - Çocuk Mahkemesi Davaları: Çocukların suçlarını ele alır. - Terör Cezai Davaları: Terör örgütleriyle ilişkilendirilen suçları içerir. - Narkotik Cezai Davalar: Uyuşturucu madde suçlarına odaklanır. - Cinsel İstismar Cezai Davaları: Cinsel suçları ele alır (örneğin, tecavüz, cinsel saldırı). 2. Maddi Unsurlara Göre: - İcrai Suçlar: Sadece bir hareketle gerçekleştirilebilen suçlardır (örneğin, silahla birisini öldürmek). - İhmali Suçlar: Kişinin yasal düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğü yerine getirmemesi sonucu oluşan suçlardır. 3. Netice (Sonuç) Açısından: - Ani Suçlar: Hareketten doğan netice derhal sona ermişse söz edilir (örneğin, hakaret suçu). - Kesintisiz Suçlar: Netice belirli bir süre devam ediyorsa bu tür suçlar için kullanılır (örneğin, elektrik hırsızlığı).

    TCK 296 maddesi nedir?

    TCK Madde 296, "Hükümlü veya Tutukluların Ayaklanması" suçunu düzenler. Maddeye göre: 1. Hükümlü veya tutukluların toplu olarak ayaklanması halinde, her biri hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 2. Ayaklanma sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlara ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunur.

    TCK ve tatbikatı kaç cilt?

    Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Tatbikatı 3 cilt olarak yayımlanmıştır.

    Yargıtay tekerrür hükümlerini uygularken hangi ilkeyi gözetir?

    Yargıtay, tekerrür hükümlerini uygularken "lehe kanun uygulaması" ilkesini gözetir. Bu ilke doğrultusunda, sanık hakkında verilecek cezada hem maddi hukuka ilişkin kurallar hem de infaza ilişkin kurallar ayrı ayrı değerlendirilir.

    Yediemin sorumluluğu ne zaman biter?

    Yediemin sorumluluğu, malın teslim edildiği gibi iade edilmesi gerektiğinde sona erer. Ayrıca, hukuki sorumluluk, malın teslim alınana kadar devam eder, ancak cezai sorumluluk, süresinde satış istenmediği müddetçe devam eder. Türk Ceza Kanunu'na göre, yedieminliği suistimal suçu için zamanaşımı süresi 8 yıldır.

    Savunma hakkı ne zaman başlar?

    Savunma hakkı, hukuki süreçlerin her aşamasında başlar ve devam eder. Ceza hukuku bağlamında savunma hakkı, özellikle şüpheli ve sanık için şu durumlarda devreye girer: - Yakalama ve gözaltı sürecinde, şüphelinin hakları bildirildiğinde. - İfade alma aşamasında, şüphelinin avukat tutma ve delillere erişim hakkı olduğunda. - Yargılama sürecinde, tanık çağırma, delil sunma ve görüşlerini bildirme hakkı tanındığında.

    Sanığın hakları nelerdir?

    Sanığın hakları, Türk Ceza Hukuku'na göre şu şekilde sıralanabilir: 1. Susma Hakkı: Sanık, kendisi aleyhine delil oluşturabilecek bir ifade vermek zorunda değildir. 2. Avukatla Temsil Edilme Hakkı: Sanık, yargılamanın her aşamasında bir avukatla temsil edilme hakkına sahiptir. 3. Delillere Erişim Hakkı: Sanık, aleyhine sunulan delilleri inceleyebilir ve bu delillere karşı savunma yapabilir. 4. Adil Yargılanma Hakkı: Sanığın, tarafsız bir mahkeme önünde yargılanması temel haktır. 5. İtiraz ve Temyiz Hakkı: Sanık, mahkeme kararına itiraz edebilir ve üst mahkemeye başvurarak kararın yeniden incelenmesini talep edebilir. Ayrıca, masumiyet karinesi gereği sanık, suçlu olduğu kesinleşene kadar masum kabul edilir.

    Sanığın hakları nelerdir?

    Sanığın hakları, Türk Ceza Hukuku'na göre şu şekilde sıralanabilir: 1. Susma Hakkı: Sanık, kendisi aleyhine delil oluşturabilecek bir ifade vermek zorunda değildir. 2. Avukatla Temsil Edilme Hakkı: Sanık, yargılamanın her aşamasında bir avukatla temsil edilme hakkına sahiptir. 3. Delillere Erişim Hakkı: Sanık, aleyhine sunulan delilleri inceleyebilir ve bu delillere karşı savunma yapabilir. 4. Adil Yargılanma Hakkı: Sanığın, tarafsız bir mahkeme önünde yargılanması temel haktır. 5. İtiraz ve Temyiz Hakkı: Sanık, mahkeme kararına itiraz edebilir ve üst mahkemeye başvurarak kararın yeniden incelenmesini talep edebilir. Ayrıca, masumiyet karinesi gereği sanık, suçlu olduğu kesinleşene kadar masum kabul edilir.

    Iztırar hali nedir hukuk?

    Iztırar hali, hukukta bir kişinin, kendi ya da başkasının bir hakkını veya daha üstün bir yararı korumak amacıyla, istemeyerek hukuka aykırı bir fiilde bulunmak zorunda kalması durumudur. Bu durumun ortaya çıkması için gerekli koşullar şunlardır: 1. Ortada mevcut bir tehlike bulunmalıdır. 2. Tehlike, kişinin kendisine veya bir başkasına yönelik olmalıdır. 3. Tehlikenin ortaya çıkmasına bilerek neden olunmamalıdır. 4. Failin, tehlikeye karşı koyma yükümlülüğü bulunmamalıdır. 5. Tehlikeden başka türlü korunma olanağı olmamalıdır. 6. Tehlikenin ağırlığı ve kullanılan araç ile konu arasında orantı bulunmalıdır. Iztırar hali kapsamında eylemi gerçekleştiren faile ceza verilmez; mahkeme, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verir.

    TCK 226/3-2 duruşma yapılmadan karar verilir mi?

    Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 226/3-2 maddesi uyarınca müstehcenlik suçunda duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkündür. Bu maddeye göre, müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi hakkında dava açıldığında, mahkeme yeterli şüpheyi oluşturan delillere ulaşamazsa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebilir.