CezaHukuku

Alt soyun mirası reddetmesi durumunda şu sonuçlar ortaya çıkar: Miras, diğer mirasçılara geçer. Sağ kalan eş tek başına mirasçı olur. Miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Miras reddi işlemi, miras bırakanın ölümünün ardından başlar ve bu karar geri alınamaz.

Yüz yüze yargılama, "yüz yüzelik ilkesi"ne dayanır. Bu ilkeye göre, bir mahkeme kararının dayandığı her delil, tarafların doğrudan karşısında, her iki tarafın da huzurunda ve açıkça tartışılabilir şekilde değerlendirilmelidir. Yüz yüzelik ilkesi, ceza muhakemesinde bir delilin doğruluğunun tespiti için oldukça önemlidir.

Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 43'e göre, zincirleme suç ve nitelikli hal birlikte olduğunda şu durumlar ortaya çıkar: Aynı Suçun Birden Fazla İşlenmesi: Fail, aynı suç işleme kararı kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla kez işlenmesi durumunda tek bir ceza alır, ancak bu ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Nitelikli Hallerin Etkisi: Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç olarak kabul edilir. Örnek: Basit dolandırıcılık ile nitelikli dolandırıcılık, farklı zamanlarda aynı mağdura karşı işlendiğinde, ceza zincirleme suç hükümlerine göre belirlenir. İstisnalar: Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında zincirleme suç hükümleri uygulanmaz.

Egemen Hukuk Bürosu, çeşitli alanlarda ortaya çıkan uyuşmazlık ve davalara bakmaktadır, bunlardan bazıları şunlardır: vergi hukuku kaynaklı uyuşmazlıklar; şirketler hukuku kapsamındaki uygulamalar; tazminat hukuku; gayrimenkul alım satımı ve inşaat sözleşmeleri; tüketicinin korunması hakkında kanuna aykırılıktan kaynaklı uyuşmazlıklar; sağlık hukuku ve hasta hakları; miras hukuku; aile hukuku; bilişim hukuku kapsamında açılan tazminat ve ceza davaları; kamu ihale mevzuatı kaynaklı uyuşmazlıklar; icra ve iflas hukuku; fikri ve sınai mülkiyet hukuku; işçi ve işveren ilişkisini kapsayan iş hukuku; ceza hukuku; idare hukuku alanında iptal ve tam yargı konulu davalar. Egemen Hukuk Bürosu'nun hizmet verdiği diğer hukuk alanları hakkında bilgi almak için +90 216 519 61 53 veya +90 532 666 05 38 numaralı telefonlardan iletişime geçilebilir.

Ceza hukuku 1. dönem 2. sınav konuları genellikle aşağıdaki başlıkları içerir: Ceza Hukukuna Giriş. Suç Teorisine Giriş ve Tipikliğin Maddi Unsurları. Tipikliğin Manevi Unsurları. Hukuka Aykırılık. Kusurluluk. Teşebbüs, İştirak ve İçtima. Yaptırımlar ve Milletlerarası Ceza Hukuku. Kişilere Karşı Suçlar. Bu konular, AÖF (Açıköğretim Fakültesi) Adalet Programı HUK205U Ceza Hukuku dersi kapsamında yer almaktadır. Sınav konuları, üniversiteye ve eğitim programına göre değişiklik gösterebilir.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) tüm maddelerine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: mevzuat.gov.tr. barandogan.av.tr. lexpera.com.tr. Ayrıca, T.C. Cumhurbaşkanlığı Mevzuat Bilgi Sistemi'nde de TCK'nın ilgili kanun numarası ve fihrist bilgileri ile arama yapılarak tüm maddelere ulaşılabilir.

Zincirleme suç temyizde şu şekilde değerlendirilir: Temyiz sürecinde kural olarak olayın maddi boyutuna, yani sübutuna ilişkin inceleme yapılmaz. Ancak, istinaf ve ilk derece mahkemesinin vakaya dair tespitleri açıkça akıl, mantık, bilim ve teknik kurallarına aykırıysa, istisnai olarak sübut denetimi de temyizde gündeme gelebilir. Örneğin, sanığın mağdurun kendisine “hödük” demesi üzerine onu yaraladığı iddiasıyla, ilk derece ve istinaf mahkemeleri tarafından haksız tahrik indirimi uygulanmışsa ve mağdur da temyize başvurarak böyle bir söz söylemediğini, dolayısıyla indirimin yersiz olduğunu iddia etmişse, burada sübut konusunun temyizde değerlendirilmesi normalde mümkün değildir. Temyiz için dilekçede somut ve belirli bir nedenin gösterilmemesi, başvurunun usulden reddine yol açabilir. Ceza yargılamasında birden fazla suçun işlendiği ve bu suçların zincirleme veya bileşik suç kapsamında değerlendirildiği hallerde, her bir fiil için farklı hükümler kurulması durumunda temyiz denetiminin kapsamı genişler. Örneğin, zincirleme suç kapsamında kabul edilmesi gereken bir dizi fiilin bir kısmı hakkında mahkûmiyet kararı verilip diğer kısmı için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmişse, temyiz başvurusu üzerine yalnızca mahkûmiyet hükmü değil, HAGB kararı da inceleme kapsamına alınır. Temyiz incelemesi, yalnızca bildirilen nedenlerle sınırlı olarak yürütülür. Temyiz sebebi gösterilmeksizin yapılan başvurular, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.298 gereğince reddedilir. Bu tür başvurular usulüne uygun sayılmadığı için, CMK m.289’da belirtilen “kesin hukuka aykırılık halleri” dahi Yargıtay tarafından re’sen incelenemez. Temyiz eden tarafın kararın hangi sebeple hukuka aykırı olduğunu belirtmesi zorunludur. Temyiz sürecinde, Yargıtay yalnızca hukuki yönlerden değerlendirme yapar; delil değerlendirmesi, tanık beyanı gibi maddi olgulara ilişkin tespitlerde bulunamaz, istinaf mahkemesinin takdir yetkisini denetleyemez.

Hakaret suçunda matufiyet şartı, hakaret fiilinin belirli bir kişiye yönelik olarak işlenmesini ifade eder. Matufiyet şartının gerçekleşmesi için aşağıdaki unsurlardan birinin veya birkaçının bulunması gerekir: Kişinin adından açıkça söz edilmesi; Kişinin konumunun veya sıfatının gösterilmesi; Konuşma içeriğinden kişinin amaçlandığı veya sözlerin ona yönelik olduğunun anlaşılması. Eğer mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmişse, ancak niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem isim belirtilmiş hem de hakaret açıklanmış sayılır (TCK m.126).

Suç kastının var olma nedeni, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Kastın iki temel unsuru vardır: 1. Bilme. 2. İsteme. Kast, doğrudan ve olası kast olarak ikiye ayrılır. Doğrudan kast, failin düşünüp iradesinin yöneldiği neticeleri gerçekleştirmek amacıyla hareket ettiği durumlarda ortaya çıkar. Olası kast, failin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, hareketine devam etmesi ve fiilinin olası sonuçlarını kabullenmesi durumunda söz konusudur.

Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 32'ye göre, akıl hastalığı nedeniyle sorumluluktan muaf tutulanlar şunlardır: Fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayanlar. Davranışlarını yönlendirme yetenekleri önemli derecede azalmış olanlar. Bu kişiler hakkında ceza verilmez; bunun yerine, koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbirlerine hükmedilir. Akıl hastalığının tespiti için uzman adli tıp raporu gereklidir.

CMK madde 231 şartları şunlardır: 1. Sanığın durumu: - Daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması. - Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması. 2. Suçun niteliği: - Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması. - Suçun, Anayasa'nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması. 3. Zararın giderilmesi: - Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi. Sanık, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul etmelidir. HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) kararı, taksirli suçlar için geçerli değildir.

Menka Hukuk & Danışmanlık Bürosu, avukatlık hizmetleri sunan bir hukuk bürosudur. Büronun faaliyet alanları: Dava takibi. İcra takibi. Vekaletname takibi. Finans yönetimi. İletişim yönetimi. Büro, Ankara'nın Çankaya ilçesinde, Aşağı Öveçler Mahallesi'nde bulunmaktadır. İletişim bilgileri: Telefon: (0312) 418 08 74. Web sitesi: menkahukuk.com.

Taksirli adam öldürmede asli ve tali kusur, failin kusurluluk durumuna göre belirlenen sorumluluk türlerini ifade eder. Asli kusur: Faile verilecek ceza, olayın oluş şekli dikkate alınarak suçun kanunda belirlenen cezanın alt sınırından daha yukarıda bir miktarda belirlenir. Tali kusur: Kanunda belirlenen cezanın alt sınırından ceza uygulanır. Taksirle adam öldürme suçu birden fazla kişi tarafından işlenmişse, her fail kendi kusuru oranında sorumlu tutulur ve yargılama sonucunda her failin alacağı ceza, kendi kusuruna göre belirlenir.

Defter ve belgeleri gizleme (ibraz etmeme) suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz. Etkin pişmanlık, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ve failin hiç ceza almamasına ya da aldığı cezada indirim yapılmasına yol açan bir düzenlemedir.

TCK 158/1-f ve TCK 159 birlikte uygulanabilir, ancak farklı durumlarda: TCK 158/1-f, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu düzenler. TCK 159, dolandırıcılık suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halini kapsar ve bu durumda soruşturma ve kovuşturma şikayete bağlıdır. Dolayısıyla, dolandırıcılık suçunun hem bilişim sistemleri kullanılarak hem de alacak tahsili amacıyla işlenmesi durumunda, her iki madde de uygulanabilir.

Evet, tutuklama kararına itirazda sulh ceza hakimi tahliye verebilir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 108. maddesine göre, soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından karar verilir. Ayrıca, CMK 103 uyarınca, Cumhuriyet savcısı, soruşturma aşamasında tutuklama ile istenen amaca adli kontrolle de ulaşılabileceğini düşünürse, sulh ceza hâkiminden şüphelinin adli kontrol altına alınarak tahliyesini talep edebilir.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) hazırlanmasında ulusal ve uluslararası hukukun evrensel ilkeleri esas alınmıştır. Bu ilkeler arasında şunlar yer almaktadır: Hukuk devleti ilkesine bağlılık. Suç ve cezada kanunilik ilkesi. Kişisel ceza sorumluluğu. Ölçülü ceza ilkesi. Ayrıca, Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve doktrin de TCK'nın hazırlanmasında referans alınan kaynaklar arasındadır.

Hakimlik mesleğinde önemli olan bazı hukuk dalları şunlardır: Anayasa hukuku ve anayasa yargısı; İdare hukuku ve idari yargılama hukuku; Ceza hukuku (genel ve özel); Borçlar hukuku (genel ve özel); Medeni hukuk; Ticaret hukuku; İcra ve iflas hukuku; Hukuk yargılama usulü (medeni usul); İş ve sosyal güvenlik hukuku; Vergi hukuku ve vergi usul hukuku. Ayrıca, adli yargı için Türkçe, matematik, Türk kültür ve medeniyetleri, inkılap tarihi ve vatandaşlık gibi genel yetenek ve genel kültür konuları da önemlidir.

HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararının ihlali durumunda açılan davada aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkabilir: HAGB kararının iptali. Cezai yaptırımlar. Adli sicil kaydı. Cezanın uygulanması. HAGB kararına uyulmaması nedeniyle açılan davalar, kişinin hukuki olarak daha zor bir duruma düşmesine neden olabilir. HAGB kararına uyulmaması durumunda bir avukattan hukuki destek alınması önerilir.

Ceza hukukunda katılanın hakları şunlardır: Duruşmada hazır bulunma. Avukat görevlendirilmesi. Kanun yollarına başvuru. Vekalet ücreti. Ayrıca, katılan, vekil vasıtasıyla söz alabilir ve davanın esasıyla ilgili birtakım taleplerde bulunabilir.