Böbrek

İdrarda beyaz tortu çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir, bunlar arasında: 1. İdrar Yolu Enfeksiyonları: En yaygın nedenlerden biridir ve beyaz parçacıkların oluşmasına neden olur. 2. Böbrek Taşları: Böbreklerden atılan minerallerin kristalleşmesi sonucu küçük taşlar idrarda beyaz partiküller olarak görülebilir. 3. Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar: Klamidya, gonore veya trikomonas gibi enfeksiyonlar genital akıntıya neden olarak idrara karışabilir. 4. Mantar Enfeksiyonları: Genital bölgedeki mantarlar idrarda beyaz ipliksi maddelere yol açabilir. 5. Dehidratasyon: Yeterli su tüketilmediğinde idrar daha konsantre hale gelir ve beyaz tortu oluşabilir. Bu belirtiler ciddi sağlık sorunlarının işareti olabileceğinden, bir doktora başvurulması önerilir.

Vücutta anyon eksikliğinin nedenleri arasında hipoalbüminemi bulunur. Diğer nedenler ise şunlardır: - Böbrek yetmezliği: Özellikle terminal aşamasında metabolik asidoza yol açabilir. - İlaç veya toksin alımı: Salisilatlar, metanol, etilen glikol gibi maddelerin zehirlenmesi anyon boşluğunun artmasına neden olur. - Gastrointestinal kayıplar: Mide-bağırsak sisteminden bikarbonat kayıpları anyon eksikliğine yol açabilir.

Albümin serum plazma, kan plazmasında bulunan en yaygın proteindir. İşlevleri arasında: - Vücut sıvısının dengelenmesi; - Yaraların iyileşmesi; - Kan basıncının korunması; - Bağışıklık sistemi fonksiyonlarına katkı sağlama yer alır. Albümin testi, böbrek ve karaciğerin temel işlevlerini kontrol etmek için yapılır.

BUN (kan üre nitrojeni) ve kreatinin yüksekliğinin nedenleri genellikle böbrek fonksiyon bozukluklarıyla ilişkilidir. İşte bazı olası nedenler: 1. Böbrek Hastalıkları: Kronik böbrek hastalığı, akut böbrek yetmezliği, glomerülonefrit, polikistik böbrek hastalığı gibi durumlar. 2. Dehidrasyon: Vücutta sıvı kaybının fazla olması, böbreklerin kan akışını azaltarak kreatinin atılımını düşürür. 3. İdrar Yolu Tıkanıklığı: Böbrek taşları, prostat büyümesi ve tümörler gibi nedenlerle idrar yollarında tıkanıklık oluşması. 4. Kas Hasarı: Rabdomiyoliz gibi kas dokusunun hasar görmesi durumunda kreatinin salınımı artar. 5. İlaçlar: Bazı ilaçlar (antibiyotikler, kemoterapi ilaçları, tansiyon ilaçları) böbreklere zarar vererek kreatinin yüksekliğine neden olabilir. 6. Yüksek Protein Alımı: Aşırı protein tüketimi kreatinin üretimini artırabilir. 7. Yoğun Egzersiz: Yoğun egzersiz sonrası geçici olarak kreatinin yüksekliği görülebilir. Kreatinin ve BUN yüksekliklerinin teşhisi ve tedavisi için bir sağlık profesyoneline danışılması önemlidir.

Böbrek nakli için vücut kitle indeksinin (BMI) 35 kg/m²'nin üzerinde olmaması önerilir. Ayrıca, böbrek nakli sonrası aşırı kilo almaktan kaçınmak ve düzenli kilo takibi yapmak önemlidir.

Böbrek nakli olan bir kişinin tamamen iyileşmesi 3-6 ay sürebilir. Ameliyat sonrası ilk dönemde hastalar genellikle 1-2 hafta boyunca hastanede kalırlar. Evde iyileşme sürecinde ise düşük tempolu fiziksel aktivitelerle başlamak ve ağır kaldırmaktan kaçınmak önemlidir.

Sağ tarafta bulunan bazı önemli organlar şunlardır: 1. Karaciğer: Vücuttaki en büyük iç organ olup, sağ üst karın bölgesinde yer alır. 2. Safra Kesesi: Karaciğerin altında bulunur ve safra üretir. 3. Sağ Böbrek: Sırtın alt kısmında, karın boşluğunun arka tarafında yer alır. 4. Apendiks: Bağırsakların başlangıcında, sağ alt karın bölgesinde bulunur. 5. Sağ Akciğer: Solunum sisteminin bir parçası olup, sağ göğüs boşluğunda yer alır.

Su, en çok böbreklere ve cilde iyi gelir. Böbrekler için su, zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlar, böbrek taşını önler ve böbrek fonksiyonlarını destekler. Cilt açısından ise su, nem dengesini korur, cildin sağlıklı, parlak ve esnek kalmasına yardımcı olur.

Böbrek taşı şüphesi olan hastalarda ilk tercih edilecek görüntüleme modalitesi ultrason'dur.

Böbrek ultrasonu için üroloji veya nefroloji bölümlerinden randevu alınması önerilir.

Sağlıklı bir böbrek, normalde %100 kapasiteyle çalışır.

Böbrek nakli ameliyatı normal koşullarda 3-4 saat sürmektedir.

Böbreklerin kendini yenileme süresi, hasarın türüne ve büyüklüğüne, bireyin genel sağlık durumuna ve yaşına bağlı olarak değişir. Genel olarak: - Hafif hasar durumunda: 2-4 hafta. - Orta düzeyde hasar durumunda: 1-3 ay. - Ağır hasar durumunda: 6 ay ve üzeri. Böbreklerin yenilenme sürecini hızlandırmak için sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve yeterli beslenme önemlidir.

Sırt kaşıntısına neden olabilecek iç hastalıklar şunlardır: 1. Karaciğer Hastalıkları: Siroz gibi karaciğer hastalıkları ciltte kaşıntıya yol açabilir. 2. Böbrek Hastalıkları: Böbrek yetmezliği, ciltte kaşıntıya neden olabilir. 3. Tiroid Bozuklukları: Hipertiroidi ve hipotiroidi gibi tiroid hastalıkları kaşıntıya yol açabilir. 4. Diyabet: Şeker hastalığı, kaşıntılı cilt sorunlarına neden olabilir. Bu tür durumlarda sırt kaşıntısı genellikle diğer belirtilerle birlikte ortaya çıkar. Kesin teşhis ve uygun tedavi için bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.

Prerenal ABY (Akut Böbrek Yetmezliği) tablosu, böbreklere yeterli kan akışının sağlanamaması sonucu gelişen böbrek yetmezliğini ifade eder. Başlıca prerenal ABY nedenleri: - Dehidratasyon; - Hipotansiyon ve şok durumları; - Kan kaybı (travma, cerrahi operasyonlar, iç kanamalar); - Kalp yetmezliği. Belirtileri arasında idrar çıkışında azalma, vücutta sıvı birikmesi, yorgunluk, bulantı ve kusma yer alır. Tedavisi, altta yatan nedenin ortadan kaldırılması, sıvı replasmanı ve gerekirse diyaliz uygulamasını içerir.

Böbrek taşına takılan tel (stent), genellikle 3 ay içinde çıkarılması gerekmektedir. Ancak, stentin çıkarılma süresi, stentin neden takıldığına ve doktorun ameliyat sırasında saptadığı bulgulara göre değişebilir.

Böbrekte kortikal kistlerin kesin nedeni her zaman açık değildir, ancak bazı olası nedenler şunlardır: 1. Genetik faktörler: Genetik yatkınlık kortikal kistlerin oluşmasında rol oynayabilir. 2. Yaşlanma: İnsanlar yaşlandıkça böbrek kisti gelişme riski artar. 3. Enfeksiyonlar: Böbrek enfeksiyonları kortikal kistlere yol açabilir. 4. Travma: Böbrek yaralanmaları kist oluşumuna neden olabilir. 5. Altta yatan hastalıklar: Von Hippel-Lindau hastalığı, polikistik böbrek hastalığı veya tüberoz skleroz gibi sistemik hastalıklar böbrek kistleriyle ilişkilendirilebilir. Kortikal kistlerin teşhisi genellikle tıbbi görüntüleme yöntemleriyle konur ve tedavi, kistin boyutuna, semptomlara neden olup olmadığına ve özelliklerine bağlı olarak değişir.

Malpighian cisimcikleri, böbrek nefronlarının korteks bölgesinde bulunur.

Böbrek şeması çizmek için aşağıdaki adımları izlemek gerekmektedir: 1. Gerekli malzemelerin hazırlanması: Çizim kağıdı, kurşun kalem veya mürekkep kalemi, silgi, renkli kalemler veya suluboya ve referans görseller temin edilmelidir. 2. Referans görsellerin incelenmesi: Böbreğin dış yapısı ve iç yapısı hakkında bilgi sahibi olmak için anatomi kitapları, online tıp kaynakları ve görsel ansiklopediler incelenmelidir. 3. Ana hatların çizilmesi: Böbreğin genel şekli, üst ve alt kısımları ve konumu (sağ ve sol böbrek) çizilmelidir. 4. Detayların eklenmesi: Böbreğin dış tabakası (kapsül), medulla ve korteks bölümleri, pelvis ve üreterin yerleşimi gibi detaylar eklenmelidir. 5. Renklerin kullanılması: Çizim tamamlandıktan sonra, böbreğin anatomik yapısını daha iyi vurgulamak için korteks ve medulla farklı renklerle renklendirilebilir ve gölgelendirme yapılabilir. 6. Son kontrol ve düzeltmeler: Çizim kontrol edilmeli, yanlış çizgiler silinmeli ve eksik detaylar eklenmelidir.

Hipernatremi (kanda sodyum seviyesinin 145 mmol/L'nin üzerine çıkması) genellikle iki ana nedenden kaynaklanır: vücut sıvısının azalması veya aşırı sodyum alımı. Başlıca nedenler: 1. Yetersiz su alımı veya aşırı sıvı kaybı: Terleme, ishal, kusma, cilt kayıpları (yanıklar, aşırı terleme) gibi yollarla fazla su kaybedip yerine yeterli su koymamak. 2. Aşırı tuz tüketimi: Yemeklerde çok tuz kullanımı veya tuzlu atıştırmalıkların abartılması. 3. Böbrek hastalıkları: Bazı böbrek rahatsızlıklarında vücuttan tuz atımı yeterince yapılamaz. 4. Hormonal dengesizlikler: Cushing sendromu veya bazı hormon bozuklukları, sodyum tutulumu artışına sebep olabilir. 5. İlaç yan etkileri: İdrar söktürücüler, lityum veya bazı kortikosteroid ilaçlar da sodyum dengesini etkileyebilir. Hipernatremi, beyin ve diğer organların işleyişini bozarak çeşitli semptomlara yol açabilir.