Atasözleri

"Aşkta ve şiirde her şey mübahtır" ifadesinin anlamına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak "aşkta ve savaşta her şey mübahtır" deyimi, özellikle aşk ve savaş gibi duygusal ve zorlayıcı durumlarda insanların bazen etik ve ahlaki kuralları göz ardı edebileceğini ifade eder. Bu deyim genellikle aşk ve savaşın insanların davranışlarını değiştirebileceği, sınırları zorlayabileceği ve bazen beklenmedik ya da ahlaki olmayan eylemlere yol açabileceği fikrini vurgular. Ancak bu deyim genellikle eleştirel bir bakış açısıyla kullanılır ve insanları ahlaki değerleri göz ardı etmeye teşvik eden bir tutumu eleştirir. "Mübah" kelimesi ise İslami bir terim olup, yapılmasında veya terkinde dinî yönden hiçbir mahzuru bulunmayan, yani mükellefin yapıp yapmamakta serbest olduğu işleri ifade eder.

"Böl ve yönet" sözünün ilk söyleyeni kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu stratejinin antik çağlardan beri birçok yayılmacı emperyal güç tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Makedonya Kralı II. Philip, bu düşünceyi milattan önce 4. yüzyılda benimsemiştir. Roma İmparatorluğu, bu taktiği özellikle savaş stratejisi olarak uygulamıştır. Louis XI, 15. yüzyılda bu sözü dile getirdiği için anılmaktadır. Ayrıca, ilk kez Niccolò Machiavelli'nin 1532 yılında yayınlanan "Prens" adlı kitabında, Medici Prensine iktidarını nasıl kullanacağını anlattığı bölümde bu ifadeyi kullandığı iddia edilmektedir.

"Hızlı koşanın boku seyrek düşer" sözü, Türk atasözü olarak bilinmektedir.

"Apiko bir genç gelir" ifadesi, Hüseyin Rahmi Gürpınar'a ait bir cümledir. Apiko kelimesinin anlamları: geminin, zinciri toplayıp demirini kaldırmaya hazır olması; hazır, tetik; derli toplu, süslü, şık.

Erik çöpe atılırsa "teleferik" olur.

"İkna edilmişlerle yola çıkılmaz, yola inanmışlarla çıkılır" sözü Şair İsmet Özel'e aittir.

"Adam olana çok bile" deyimi, layık olmadığı veya hak etmediği hâlde kişinin beklentisinin daha fazla olduğu durumlarda kullanılan bir sözdür.

"Aç ayı oynamaz" atasözü, kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir; insan ya da hayvan olsun, çalışan mutlaka doyurulmalıdır anlamına gelir. Çünkü canlılar enerji ihtiyaçlarını beslenerek karşılarlar.

"Zarf başka mazruf başka" deyimi, bir şeyin göründüğü gibi olmadığı, içindekilerin dış yüzüyle uyumlu olmadığı durumlarda kullanılır. Zarf, dış görünüş veya yüzey anlamına gelir. Mazruf ise içerik, asıl olan, öz, içindekiler demektir. Bu deyim, aynı zamanda insanın iç dünyası ile dışarıdan görünen hali arasındaki farkı anlatmak için de kullanılır.

"Ekmek tutan el" ifadesi, geçimini kendi emeğiyle sağlayacak duruma gelmek anlamına gelen "eli ekmek tutmak" deyiminde geçer. Örnek cümle: "İşi var, eli ekmek tutuyor. İyi çocuktur".

"Her Türk asker doğar" sözü, tarihçi İlber Ortaylı'ya aittir.

"Mavi dalgalara göğüs germek" deyimi, bir güçlüğe karşı koyarak dayanmak veya karşı koymaya hazır olmak anlamına gelir.

"Tekkeyi bekleyen çorbayı içer" atasözü, bir işin başarılmasında sabır, azim ve gayret göstermenin, uzun süre çalışıp emek vermenin önemini vurgular.

"Gökte ararken yerde bulmak" deyimi, çok zor ele geçirebileceğini sandığı şeyi birdenbire ele geçirmek ya da bulamayacağını sandığı kimseyi kısa sürede bulmak anlamına gelir. Dolayısıyla, "tek yerde gökte arif arama bir yer olsun" ifadesi, muhtemelen bu deyimin yanlış bir yorumu olabilir.

"Vardır bir hayır" ifadesi, "her şeyde bir hayır vardır" atasözünün bir parçasıdır ve olumsuz görünen durumların bile uzun vadede iyi sonuçlar doğurabileceği anlamına gelir. Bu söz, insanların zorlu ve belirsiz durumlar karşısında umut ve pozitif bir bakış açısı kazanmalarına yardımcı olur. Ayrıca, bu ifade dini inançlarla da bütünleşir; Allah’ın bir planı olduğuna ve olayların sonunda hayırlı sonuçlar doğuracağına inanmak, manevi bir rahatlama sağlar.

"Baldan tatlı sirke" ifadesi, bedava sirke baldan tatlıdır atasözünü kastediyor olabilir. Bedava sirke baldan tatlıdır atasözü, emek verilmeden, karşılığı ödenmeden ele geçirilen şeylerin, kıymeti ne kadar düşük olursa olsun, kişinin pek hoşuna gittiği anlamına gelir. Örnek bir kullanım: "Bedava sirke baldan tatlıdır diye iki kilometre yol gidip dalından üzüm toplamış."

"Alan razı, veren razı" deyimi, iki tarafın da memnun olduğu veya alıcı ve satıcının hoşnut olduğu anlamına gelir.

"Büyük lokma ye, büyük söz söyleme" atasözü, atalarımızın deneyimlerinden ve bilgeliklerinden süzülerek oluşmuş bir sözdür. Bu atasözü, kişinin kendi kapasitesini ve imkanlarını aşan sözler söylememesi gerektiğini öğütler.

Atasözü resfebesi, atasözleriyle ilgili resfebe sorularını ifade eder. Resfebe, harf ve kelimelerin görsellerle temsil edildiği bir bulmaca türüdür. Atasözü ise, uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş, öğüt verici nitelikte, toplum tarafından benimsenmiş ve kalıplaşmış sözlerdir. Bu nedenle, "atasözü resfebesi" ifadesi, atasözleriyle ilgili görsel bulmacaları veya atasözlerini içeren resfebe sorularını ifade edebilir. Örnek bir kaynak olarak, YouTube'da "Atasözü Resfebeleri" başlıklı bir video bulunmaktadır.

"Ay ışığında ceviz silkilmez" atasözünün bir hikayesi bulunmamaktadır. Bu atasözü, yeterli olmayan koşullarda yapılan işlerden beklenilen verimin alınamayacağını ifade eder. Atasözünün yanlış okunarak "ay ışığında halı silkilmez" şeklinde de söylendiği ve bu durumun kelime oyunu içerdiği belirtilmiştir.