Arkeologiya

En eski amforaların nerede bulunduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, amforaların bulunduğu bazı yerler şunlardır: Antalya'nın Kaş ilçesi. Arnavutluk kıyıları. Ayrıca, Sinop, Karadeniz Bölgesi'nde antik çağda amfora üretim ve ihracat merkezi olarak bilinmektedir.

Boncuklu Höyük'te yerleşik avcı-toplayıcı topluluklar yaşamıştır. Boncuklu Höyük'te yaşayan insanların, Çatalhöyük'teki toplulukların ataları olduğu düşünülmektedir. Boncuklu Höyük'te bulunan bazı özellikler: Konutlar: Büyük dikdörtgen evler, tabanlarda hasır yaygılar. Mezarlar: Konutların altında, farklı sayılarda gömütler. Süs eşyaları: Boncuklar, taş, kemik ve deniz kabuklarından yapılmış. Hayvanlar: Keçi, at, sığır, domuz, geyik, kaplumbağa. Bitkiler: Buğday, mercimek, bezelye.

Taş yığma mezar, genellikle bir işaretleyici veya mezar höyüğü olarak, taştan yükseltilmiş insan yapımı bir yığındır. Taş yığma mezarlar, tarih öncesi dönemde anıt ve mezar anıtı olarak dikilmiş olup, boyutları küçük taş işaretlerden tüm yapay tepelere kadar çeşitlilik gösterir. Ayrıca, Roma döneminde taş yığma mezarların tümülüs şeklinde inşa edildiği de bilinmektedir. Bu tür mezarların işaretleri yakın çevrelerinde, sunu çukurları, kaplumbağa işareti veya koltuk taşı gibi unsurlarla verilebilir. Taş yığma mezarların derinlikleri 2 ila 4 metre arasında değişebilir ve bazıları ana mezara veya odasına ulaşmak için büyük blok kesme kayalarla kapatılmış olabilir.

Tümülüslerde mezar bulunmasının nedeni, önemli kişiler için anıt mezar olarak inşa edilmeleridir. Tümülüsler, tarih boyunca çeşitli nedenlerle inşa edilmiştir: Ölüleri onurlandırmak. Mezar yerini işaretlemek. Anıt işlevi görmek. Tümülüslerin içinde, ölen kişinin kalıntıları ile birlikte tunç ve bakır kaplar, testiler, heykelcikler, ahşap masa ve yataklar, türlü takılar gibi çeşitli eşyalar bulunur.

Ugarit'in kendisi bir keşif yapmamıştır, ancak Ugarit'te yapılan keşifler şunlardır: Alfabe: Ugarit'te, çivi yazısı işaretlerinin alfabetik harfler olarak kullanılması keşfedilmiştir. Antik metinler: Ugarit'te, dini ritüeller, hukuki belgeler, ticaret kayıtları ve edebiyat eserlerini içeren binlerce kil tablet bulunmuştur. Önemli edebi eserler: Ugarit'te bulunan en önemli edebi belge, Kenan Baal'ın din ve kültünün temelini oluşturan Baal Döngüsü'dür.

Başlı iğnelerin hangi uygarlığa ait olduğu hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, fibula adı verilen çengelli iğnelerin ilk olarak Frigler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Fibulalar, daha sonra Etrüskler ve Roma İmparatorluğu tarafından da yaygın olarak kullanılmıştır.

Alacahöyük, Hattiler, Hititler, Frigler ve Selçuklu-Osmanlı gibi farklı uygarlıklara ait izler taşımaktadır. Hattiler: Alacahöyük'te ilk yerleşim, M.Ö. 5000-3500 yıllarına kadar uzanan bir katmanda görülmüştür. Hititler: M.Ö. 2000-1200 yılları arasında Alacahöyük, Hititlere ait önemli bir kült ve sanat merkezi olarak kullanılmıştır. Frigler: Geç Frig döneminde höyüğün her yanı iskân edilmiştir. Selçuklu-Osmanlı, Bizans, Roma ve Helenistik: 1. uygarlık katında bu dönemlere ait izler bulunmaktadır.

Van'da çivi yazılı iki Urartu yazıtı bulunmuştur.

V. Gordon Childe'ın "Kendini Yaratan İnsan" adlı eseri, insanın yavaş yavaş uygarlığa doğru gelişimini ve bu süreçte geçirdiği değişimleri savunur. Kitapta ele alınan bazı kuramlar şunlardır: Neolitik Devrim: Besin toplama ve avcılıktan sıyrılıp besin üretimine geçişi, büyük değişimlere zemin hazırlayan bir kırılma noktası olarak görür. Kentsel Devrim: Üretim fazlası "artı ürün"ün, yerleşim yerlerini, toplumsal yaşamı ve ekonomik yapıyı nasıl değiştirdiğini inceler. Ayrıca, eserde bilimle batıl inançların bir arada ilerlemesi ve insana hem yardımcı hem de engel olan geleneklerin gelişimi ele alınır.

Oda mezar katmanları, mezar türüne göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, tümülüs tipi oda mezarların katmanları şu şekildedir: 1. Tümülüsün inşasından günümüze kadar oluşan katman. 2. Hediye katman: Krala bağlı yerleşim birimlerinden getirilen çeşitli topraklar. 3. Ana katman: Bölgeden elde edilen toprak yığması. 4. Taş katman: Ana koruma katmanı olup, tümülüsü korur. 5. Kil katman: Mezar odasını sulardan korur. 6. Son katman: Tümülüs mezar odasıdır. Yer altı kaya mezarlarında ise giriş kısmı genellikle dikdörtgene yakın bir yapıya sahiptir ve iç alanı nispeten geniştir. Oda mezarların katmanları hakkında daha fazla bilgi için ilgili kaynaklara başvurulması önerilir.

Buz Devri sincabı Scrat'ın yaşı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Scrat'ın Buz Devri serisinde her zaman ana karakterlerden bağımsız kendi hikayesini sürdürdüğü bilinmektedir. Öte yandan, filmde yer alan tembel hayvan Sid'in 3-5 yaşında olduğu belirtilmektedir. Buz Devri filmleri, Dünya'nın buzul çağıyla kaplandığı dönemde geçmektedir.

Melid Antik Kenti, diğer adıyla Arslantepe Höyüğü, Malatya'nın Battalgazi ilçesinde, Orduzu Mahallesi'nde yer almaktadır. Kent, Fırat Nehri'nin batısında bulunmaktadır.

Tunç Çağı'nda yaşanan bazı gelişmeler: Metal Kullanımı: Bakır ve kalayın alaşımıyla tunç keşfedildi ve bu, metal işlemede yeni bir teknoloji getirdi. Teknolojik İlerlemeler: Silahlar ve aletler daha güçlü bir metal olan tunçtan yapılmaya başlandı, öküzlü saban ve tekerlek icat edildi. Mimari ve Sanat: Mimari ve sanatta ilerleme kaydedildi, çömlekçi çarkı icat edildi. Sosyal ve Politik Gelişmeler: İlk krallıklar ve merkezi yönetimler ortaya çıktı, yerel krallıklar ve beylikler dönemi başladı. Demir Çağı'nda yaşanan bazı gelişmeler: Demirin Keşfi: Demiri ısıtmanın ve dövmenin keşfedilmesiyle demir kullanımı başladı. Askeri ve Teknolojik İlerlemeler: Çelik alet ve silahların seri üretimi yapıldı, ilk ilkel kaleler inşa edildi. Kent Planlaması: Taş döşenmiş sokaklar ve ilk kent planlaması başladı. Kültürel ve Sosyal Gelişmeler: Tarım, sanat ve din daha derin hale geldi, yazı sistemleri gelişti.

Çatalhöyük'ün arkeolojik hayatı, aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Keşif: Çatalhöyük, 1958 yılında bir grup İngiliz arkeolog tarafından keşfedilmiştir. Kazılar: İlk kazılar 1961-1963 ve 1965 yıllarında James Mellaart tarafından yapılmıştır. Tarih: Çatalhöyük, M.Ö. 7000 yıllarından itibaren Cilalı Taş Devri ve Bakır Çağı'nda yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Önem: Çatalhöyük, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olup, ilk tarımcı topluluklardan birine ev sahipliği yapmıştır. Buluntular: Kazılarda, duvar resimleri, küçük heykelcikler, obsidiyenden yapılmış aletler, dünyanın en eski tekstil parçaları ve adak hediyeleri gibi önemli eserler bulunmuştur.

Taş Tepeler bölgesinde 12 höyük bulunmaktadır. Bu höyükler şunlardır: Göbeklitepe; Karahantepe; Harbetsuvan; Gürcütepe; Kurttepesi; Taşlıtepe; Sefertepe; Ayanlar; Yoğunburç; Sayburç; Çakmaktepe; Yenimahalle.

Cumalıkızık Köyü, 1300'lü yıllara, yani 14. yüzyılın başlarına dayanan bir tarihe sahiptir. Kızık boyu, Anadolu'ya 11. yüzyılda gelmiştir. Bu bilgiler ışığında, "kizik" kelimesinin tarihi yaklaşık 700 yıl öncesine dayanmaktadır.

Ciudad Perdida, Tairona halkı tarafından kurulmuştur. Bu antik şehir, yaklaşık MS 800 yılında inşa edilmiştir.

Diyarbakır'daki en eski kaya mezarı, Hilar Kaya Mezarları olarak bilinmektedir. Hilar Kaya Mezarları, Diyarbakır'ın Ergani ilçesinin 6 kilometre kuzeybatısında yer almaktadır. Bir diğer önemli kaya mezarı ise Asur Kral Kaya Mezarları'dır.

Çatalhöyük'te ekmek, Konya'nın Çumra ilçesinde yer alan, Neolitik dönemde yaklaşık 8 bin kişinin bir arada yaşadığı Çatalhöyük'te, "Mekan 66" olarak adlandırılan alanda keşfedilen fırın yapısında bulundu. Büyük ölçüde tahrip olan fırının çevresinde, buğday, arpa, bezelye tohumlarıyla yiyecek olabileceği değerlendirilen avuç içi büyüklüğünde bir buluntuya rastlandı. Necmettin Erbakan Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezinde (BİTAM) yapılan analizlerde, süngerimsi kalıntının, milattan önce 6600'e tarihlendirilen mayalanmış ekmek olduğu belirlendi.

Tarsus kazısında resmi açıklamalara göre envanterlik nitelikte taşınır-taşınmaz kültür varlığına rastlanmamıştır. Kazıda bulunan bazı nesneler şunlardır: amorf durumda pişmiş toprak kandil parçası; çatı kiremiti; amphora parçaları. Kazıyla ilgili iddialar arasında ise Hz. Musa’nın kabri, Kutsal Ahit Sandığı, dünya dışı bir cihaz, Aziz Paul’un kayıp incili ve Barnabas incilinin kayıp nüshaları gibi değerli nesnelerin bulunduğu yer almaktadır. Tarsus kazısı, 2016-2017 yılları arasında Mersin’in Tarsus ilçesinde dört evin avlusunda yaklaşık 150 metrekarelik bir alanda gerçekleştirilmiştir. Kazının hikâyesi, 2012 yılında bir polis memurunun öldürülmesiyle başlamış ve çeşitli iddialarla gündeme gelmiştir.