Antropoloji

Paleoantropoloji, arkeolojik ve biyolojik kanıtlardan yararlanarak insan atalarının evrimini ve insan ile diğer büyük insansı maymunlar arasındaki evrimsel ilişkileri araştıran bilim dalıdır. Paleonörobiyoloji hakkında ise bilgi bulunmamaktadır. Paleoantropoloji, hem paleontoloji hem de antropolojinin bir alt dalıdır.

Massaco yerlilerinin dili hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Brezilya Ulusal Yerli Halklar Vakfı (FUNAI), kabilenin kendi dillerini konuştuğunu belirtse de, bu dilin ne olduğu ve nasıl adlandırdıkları hala bilinmemektedir. FUNAI, kabilenin metal aletleri alabileceği belirli noktalara otomatik kameralar yerleştirerek, toplulukla teması önlemeye çalışmaktadır.

Antropolog ve sosyolog arasındaki temel farklar şunlardır: Çalışma konusu: Antropoloji, insan çeşitliliğini ve kültürel farklılıkları anlamak amacıyla daha çok bireysel düzeyde, belirli bir grup veya topluluğun kültürel özelliklerine odaklanır. Sosyoloji, sosyal etkileşim ve ilişkileri, sosyal yapılar ve kurumlar içindeki grupları ve bu gruplar arasındaki güç ilişkilerini inceler. Araştırma yöntemleri: Antropologlar, etnografi (nitel araştırma yöntemi) kullanarak araştırma yürütür. Sosyologlar, hem nitel hem de nicel yöntemleri kullanır. Amaç: Antropolojinin birincil amacı, insan çeşitliliğini ve kültürel farklılığı anlamaktır. Sosyoloji, sosyal sorunları politika yoluyla çözme hedefiyle daha çözüm odaklıdır. Zaman penceresi: Sosyoloji, tarihsel aşamaların incelenmesine daha fazla odaklanır. Antropoloji, toplumların tarih boyunca evrimini analiz etmeye daha fazla odaklanır. Etnosentrizm düzeyi: Sosyoloji, daha etnik merkezli olma eğilimindedir. Antropoloji, araştırmasında insanlıktan küresel bir bakış açısı da dahil olmak üzere bütünseldir.

İnsanlık tarihi yaklaşık 60.000 yıl önce başlamıştır. Modern insanlar (Homo sapiens), günümüzdekine benzer bir şekilde 60.000 yıl önce evrimleşmiştir. Bazı kaynaklara göre, insanlığın yaşı 100.000 yıla kadar uzayabilir. Ancak, bu süreler bilimsel hesaplamalara ve bulgulara dayanmaktadır ve kesin bir sayı vermek zordur.

Antropolojide kaç ırk olduğu konusunda kesin bir sayı vermek mümkün değildir, çünkü bu, yapılan sınıflandırmaya ve kullanılan kriterlere göre değişiklik gösterebilir. Bazı antropologlar, insanları fiziksel özelliklerine göre 3 ana ırka ayırır: 1. Caucasoid (Beyaz/Avrupalı). 2. Mongoloid (Asyalı). 3. Negroid (Siyahi/Sahra-altı Afrikalı). Diğer sınıflandırmalarda daha fazla veya daha az ırk kategorisi bulunabilir. Günümüzde, bilimsel topluluk arasında insan popülasyonlarında biyolojik ırkların var olmadığı ve yapılan insan ırkı kategorizasyonlarının hatalı olduğu yönünde bir konsensüs bulunmaktadır.

Fakelore, gerçek olmayan, uydurma halk bilimi ürünlerinin gerçekmiş gibi sergilenmesi veya aktarılmasını ifade eden bir kavramdır. Kavram, ilk olarak 1950 yılında Richard M. Dorson tarafından ortaya atılmıştır. Fakelore, ulusalcılık akımıyla güç kazanmış ve daha çok sözlü halk bilimi ürünlerinde kullanılmıştır. Fakelore kavramıyla benzer anlamda kullanılan bir diğer terim ise folklorizmdir. Türkiye'de Ayvalık Şeytan Sofrası söylencesi, Fethiye'nin Ölüdeniz yerleşimindeki hikayesi ve Kaz Dağları Hasan Boğuldu efsanesi gibi örnekler, fakelore örnekleri arasında gösterilebilir.

Leyla Neyzi, Sabancı Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Akademik alanları: kültürel kimlik; aile tarihi; sözlü tarih. Neyzi, aynı zamanda Oxford Üniversitesi St. Antony Koleji Çağdaş Türkiye Programı'nda misafir öğretim üyesidir.

Dunbar'ın 150 kuralı, İngiliz antropolog Robin Dunbar'ın teorisine göre, insanların aynı anda sürdürebileceği ilişki sayısının yaklaşık 150 ile sınırlı olduğunu ifade eder. Bu sayı, beyin büyüklüğü (neokorteks) ile sosyal grup büyüklüğü arasındaki orana dayanır. Teoriye göre, bu 150 sayısı şu katmanları içerir: En dar çember: Sadece beş kişi, sevilenler. Sonraki çember: 15 iyi arkadaş. Üçüncü çember: 50 arkadaş. Dördüncü çember: 150 anlamlı ilişki. En dış çember: 500 tanıdık ve 1500 tanıyabileceğiniz kişiler. Bu sayılar genellemeleri temsil eder; dışa dönükler daha geniş bir ağa sahip olma eğilimindeyken, içe dönükler daha küçük bir iletişim havuzuna odaklanır.

Güney İtalyalıların hangi haplotipe sahip olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, Y kromozomu haplogrupları hakkında bilgi veren bazı kaynaklar şunlardır: tr.wikipedia.org'da "Haplogrup E-M123" maddesi; tr.frwiki.wiki'de "Ülkeye Göre Y-DNA Haplogrupları" maddesi.

Türk Antropoloji Mecmuası, 1925-1939 yılları arasında Türk Antropoloji Müessesesi tarafından çıkarılmıştır. Mecmuanın çıkarılmasında rol oynayan bazı isimler: Maarif Vekili (Millî Eğitim Bakanı) Cemal Hüsnü Bey; Sıhhıye ve Muaveneti İçtimaiye Vekili (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı) Refik Bey; İstanbul Darülfünunu emini (rektör) Neşet Ömer Bey; Tıp Fakültesi Reisi (Dekanı) Süreyya Bey; Edebiyat Fakültesi Reisi (Dekanı) Köprülüzade Fuat Bey. Ayrıca, Paris Antropoloji okulundan M.M. Papillaut, Cenevre Üniversitesinden M.E. Pittard ve diğer bazı yabancı akademisyenler de mecmuanın çıkarılmasında fahrî olarak görev yapmışlardır.

İnsanın evrimini inceleyen bilim dalına evrimsel biyoloji denir. Evrimsel biyoloji, canlıların evrimini göz önüne alarak inceleyen bilim dalıdır. İnsanın evrimini özellikle inceleyen bir alt dal bulunmamakla birlikte, evrimsel biyoloji genel olarak biyolojik evrim süreçlerini kapsar.

Amazon yerlilerinin kalp hastalığına yakalanmamasının bazı nedenleri: Doğal ve işlenmemiş beslenme: Diyetlerinde doymuş yağ oranı düşük olup, liften zengin karbonhidratlar (pirinç, muz, manyok, mısır, kabuklu yemişler ve meyveler) bol miktarda bulunur. Yüksek fiziksel aktivite: Erkekler günlerinin 6-7 saatini, kadınlar ise 4-6 saatini avlanma, balık tutma ve çiftçilik gibi işlerle geçirirler. Sigara kullanmama: Tsimane yerlilerinin neredeyse tamamı sigara içmez. Temiz çevre: Sık enfeksiyonlara maruz kalmaları, CRP (inflamasyon belirteci) seviyelerinin yüksek olmasına neden olabilir, ancak bu durum kalp hastalığı riskini artırmaz. Bu araştırma, gözleme dayalı bir çalışma olduğu için, Tsimane yerlilerinin kalp hastalıkları riskinin düşük olmasının kesin nedeni bilinemez.

Afet İnan'ın "Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi, Türk Irkının Vatanı Anadolu" adlı kitabı, Türkiye halkının antropolojik karakterlerini ve tarih boyunca Anadolu'nun Türk ırkının vatanı olarak nasıl şekillendiğini ele alır. Kitapta, Türklerin ırki karakterleri, morfolojik özellikleri ve Anadolu'da yaşayan eski toplumların Avrupa toplumlarıyla benzerlikleri incelenerek, Anadolu uygarlıklarının Avrupa medeniyetine katkısı vurgulanmaktadır. Ayrıca, Türk Tarih Tezi ile yakından ilgili olan bu çalışmalar, Türklerin dünya uygarlıklarının gelişimindeki yerini belirleme çabasını da içerir.

Hayır, tahnit ve mumyalama aynı şey değildir. Tahnit, ölü bedenin bozulmaması için belirli formül dahilinde ilaçlanması işlemidir. Mumyalama ise, ölü bedenin ölümden sonraki yaşam için muhafaza edilmesi amacıyla iç organlarının çıkarılıp sarılarak korumaya alınmasıdır. Tahnit, mumyalamayı da kapsayan bir genelliğe sahiptir; mumyalama, tahnit yöntemlerinden biridir.

İnsan kafatası, sefalik indekse göre üç ana çeşitte incelenir: 1. Dolikosefal. 2. Mezzosefal. 3. Brakisefal. Ayrıca, insan kafatasları evrimsel, ırksal ve genetik oluşumlarına göre de farklı çeşitlerde incelenebilir.

İlk insanoid olarak kabul edilebilecek varlıklar, Homo cinsi canlılardır. Homo, modern insan ve benzer türlerin geneline verilen isimdir. Homo cinsine ait bazı türler şunlardır: Homo gautengensis. Homo habilis. Homo erectus. Homo neanderthalensis. Homo floresiensis. Homo sapiens.

Göçebeliğin bazı özellikleri: Yer değiştirme: Göçebelik, bir topluluğun belirsiz süreli aralıklarla yer değiştirme geleneği veya alışkanlığıdır. Hayvancılık: Göçebe yaşam, genellikle hayvancılıkla geçinen topluluklar tarafından benimsenir; hayvanlar için uygun otlaklar bulmak amacıyla yer değiştirilir. Mevsimsel hareketler: İnsanlar ve hayvanlar, iklime bağlı olarak ovaya iner veya dağa çıkar. Kolay taşınabilir barınaklar: Göçebeler, kalıcı yapılar yerine çadır gibi kolay taşınabilen barınaklar kullanır. Sözlü edebiyat: Yazılı edebiyat yerine, hikayeler ve tecrübeler sözlü olarak aktarılır. Dayanışma: Göçebe yaşam, toplumsal dayanışma bilincinin artmasına katkı sağlar. Kültürel etkileşim: Göçebeler, farklı kültürlerle etkileşim halinde olur ve bu durum, yerleşik hayata geçişte etkili olabilir.

Yeni Zelanda'nın asıl yerlileri Maorilerdir. Maoriler, Yeni Zelanda'ya 13. ila 14. yüzyılda Büyük Okyanus'taki ada öbeklerinden Polinezya'dan gelmiştir. Yeni Zelanda'nın yerlisi Maorilerin nüfusu, 2023'teki sayıma göre 978 bin 246'ya ulaşmış ve yaş ortalamaları 27,2 olmuştur.

Maoriler, Polinezya kökenli bir halktır. Kökeni: Yaklaşık 1320 ile 1350 yılları arasında, doğu Polinezya'dan çeşitli kano seferleriyle Yeni Zelanda'ya göç eden yerleşimcilere dayanır. Fiji ve Polinezya kökenlidirler. Kökenleri, Tayvan'ın yerli halklarına kadar 5000 yıl öncesine uzandığı düşünülen daha büyük Avustronezya halklarına dayanır.

Kozmos kitabının okunması zor değildir. Ancak, bazı okuyucular için anlaşılması dikkat isteyen konular içerebilir.