AntikÇağ

Antik çağda kandil yerine meşale ve mum gibi aydınlatma araçları kullanılmaktaydı. Meşale, reçine, katran gibi yanıcı sıvıların içine batırılmış saz veya asma dallarından oluşmaktaydı. Mum ise Antik Yunan medeniyetinde kesin olarak kullanılmamış olsa da, Mısır ve İtalya'da mumların varlığına dair duvar resimleri ve yazıtlar bulunmaktadır. Ayrıca, Erken Paleolitik Çağ'da aydınlatma için taş ve deniz kabuğu da kullanılmaktaydı.

Balıkçılığı ilk bulanlar hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır, ancak balıkçılık, insanlık tarihinin en eski ekonomik faaliyetlerinden biridir. M.Ö. 40.000 yılına kadar uzanan dönemlerde insanların, nehirler ve göllerden balık tutarak besin ihtiyaçlarını karşıladıkları bilinmektedir. Antik çağda, Mezopotamya, Mısır ve Çin gibi medeniyetler, tarımla birlikte balıkçılığı da geliştirmiştir.

Antik çağlarda yasemin çeşitli şekillerde kullanılmıştır: Antik Mısır'da yasemin, parfüm ve kozmetik yapımında kullanılırdı. Antik Yunan ve Roma'da yasemin, aşk ve güzellik sembolü olarak kabul edilirdi. Hindistan'da yasemin, saç örgülerinde kullanılırdı. Pers İmparatorluğu'nda yasemin, saray bahçelerinde yetiştirilir ve kraliyet törenlerinde kullanılırdı. Yasemin ayrıca, Asya ülkelerinde geleneksel tıpta ve Çin'de çay yapımında da kullanılmaktaydı.

Töz kavramına örnek olarak şunlar verilebilir: Madde: Aristoteles'e göre töz, somut varlıkların kendisidir, örneğin bir ağaç. Tanrı: Descartes'a göre, kendi varlığı için başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayan tek töz Tanrı'dır. Monadlar: Leibniz'e göre töz, bölünmez, ruhsal ve penceresiz birimler olan monadlardır. İnsan zihni ve madde: İnsan zihni (düşünen töz, res cogitans) ve madde (yer kaplayan töz, res extensa) de göreli tözlerdir. Töz kavramı, filozoflara göre farklı şekillerde yorumlanmıştır ve bu nedenle örnekler de bu yorumlara göre değişiklik gösterebilir.

Antik çağda Roma, bir monarşiden oligarşi ve cumhuriyetin bileşimi bir demokrasiye ve daha sonra da otokratik bir imparatorluğa dönüşmüş bir medeniyetti. Roma Devleti'nin dönemleri şu şekilde incelenebilir: Krallar Dönemi. Cumhuriyetçi Roma. İmparatorluk Roması. Antik Roma'nın bazı özellikleri şu şekilde incelenebilir: Sınıfsal yapı. Dil. Din. Hukuk. Mühendislik ve mimari. Yönetim şekli. Roma İmparatorluğu, 375 yılında başlayan Kavimler Göçü'nün ardından 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılmış, Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında yıkılmıştır.

Tapımın eski olmasının birkaç nedeni: Ruhsal güç inancı. İlkel putçuluk. Şamanizm ve animizm. Kült merkezleri. Ayrıca, tapımın eski olmasının bir diğer nedeni de insanların kendi nefislerini ilah edinmesi olabilir.

Kelbianon Ovası, Antik Çağ'da çeşitli uygarlıkların egemenliğinde bulunmuştur. Bu uygarlıklar arasında: Hitit İmparatorluğu; İon uygarlığı; Frigya; Lidya; Pers İmparatorluğu; Makedon Krallığı; Suriye Krallığı; Bergama Krallığı; Roma İmparatorluğu; Bizans İmparatorluğu. Ayrıca, Kelbianon Ovası, günümüzde İzmir'e bağlı Kiraz, Beydağ ve Ödemiş ilçelerinin yer aldığı Küçük Menderes Havzası'nda bulunmaktadır.

"Her şeyin içinde zıttı vardır" ifadesi, varlığın zıt kutuplar arasında anlaşılması anlamına gelir. Bu anlayışa göre: Işık ve karanlık, varlık ve yokluk gibi kavramlar birbirini tamamlar. Düzen ve kaos birbirine bağlıdır; düzen kaosun içinde, kaos ise düzenin içinde gizlidir. Bir şeyi tanımak için onun zıttıyla kıyaslamak gerekir; örneğin, soğuk olmasaydı sıcak anlaşılmazdı. Bu düşünce, özellikle İslam ve Türk kültüründe önemli bir yer tutar.

Antik Çağ modu, genellikle video oyunları bağlamında, oyuncuları Antik Çağ'ın tarihsel dönemine götüren bir oyun modudur. Bu mod, genellikle tarihî olaylar, uygarlıklar ve kültürel özellikler ile zenginleştirilmiştir. Örneğin, Europa Universalis IV gibi oyunlarda Antik Çağ modu, oyunculara bu dönemin özelliklerini deneyimleme fırsatı sunar. Antik Çağ, insanlık tarihinin başlangıcından erken Orta Çağ'a kadar olan dönemi kapsar ve taş, bronz ve demir çağları gibi alt dönemlere ayrılır. Özetle, Antik Çağ modu, oyunculara tarihî bir dönemde yaşama ve bu dönemin özelliklerini deneyimleme imkanı sunan bir oyun modudur.

Antik Çağ'ın en önemli tarihçisi konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı önemli antik çağ tarihçileri ve eserleri: Herodot. Thukydides. Diodoros Siculus. Antik Çağ'ın en önemli tarihçisi konusunda kesin bir yargı yapmak zordur.

Antik çağda spor, genellikle günlük yaşamın bir parçası olarak fiziksel dayanıklılığı artırmak, avcılığı öğretmek veya askeri becerileri geliştirmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Bazı antik çağ sporları: Güreş. At yarışı. Okçuluk. Disk atma (diskos). Boks. Antik Yunan'da düzenlenen Olimpiyat Oyunları, M.Ö. 776 yılında başlamış ve atletizm, güreş, boks, pentatlon ve araba yarışları gibi sporlara ev sahipliği yapmıştır. Orta Çağ'da spor, Kilise'nin etkisiyle gerileme yaşamış, ancak şövalyelik turnuvaları ve avcılık gibi etkinlikler devam etmiştir.

Misyalılar, Antik Çağ'da Anadolu'nun kuzeybatısındaki Misya bölgesinde yaşamışlardır. Misya bölgesi, günümüzde Balıkesir ilinin tamamını, İzmir’in Bergama ilçesini, Manisa’nın Soma ve Kırkağaç ilçelerini ve Kütahya’nın batısını kapsamaktadır. Bölge, doğuda Bithynia, güneydoğuda Phrygia, güneyde Lydia, güneybatıda ise Aiolis ile çevriliydi.

Antik çağda iğ, iplik eğirme ve kumaş dokuma işlemlerinde kullanılmıştır. İpek, dünyada ilk kez Neolitik Çin'de ipek böceğinin kozasındaki ipliklerden üretilen bir kumaş olarak, küçük çiftçiler için temel bir gelir kaynağı haline gelmiş ve dokuma teknikleri geliştikçe Çin ipeğinin ünü yayılmıştır. Ayrıca, antik dönemlerde iğ, bazı kültürlerde ritüel ve dini törenlerde de kullanılmış olabilir. Ancak, bu kullanım hakkında spesifik bir bilgi mevcut değildir.

Likyalılar Türk değildir. Likyalılar, Antik Çağ'da güneybatı Anadolu’daki Likya ülkesinin, günümüzde Teke Yarımadasına karşılık gelen bölgenin halkıdır. Likyalılar, MÖ 3. bin yılın ikinci yarısında Anadolu'ya gelen ve 2. bin yıl boyunca Güney Anadolu bölgesinde yaşamış ve Anadolu'nun en eski Hint-Avrupa kökenli halkı olan Luviler’in bir kısmının devamı olduğu söylenir. Likçe’nin, Hititçe’ye olan bağlantısı ve Luviler’in de Hititliler’le akraba olduğu göz önünde bulundurulur.

Antik çağlarda dokuma şu şekilde yapılırdı: İplik üretimi: Keten, yün ve benzeri malzemeler eğrilerek ip haline getirilirdi. Tezgah kullanımı: Dokuma, yatay yer tezgahı, alt ve üst kirişlere sahip dikey dokuma tezgahları gibi çeşitli tezgahlarda yapılırdı. Dokuma süreci: Çözgü denilen yan yana duran iplikler, güç nire denilen araçlarla yukarı-aşağı hareket ettirilerek ağızlık açılır ve mekik yardımıyla atkı ipliği geçirilirdi. Renklendirme: Antik dönemlerde de boyama teknikleri kullanılarak kumaşlar renklendirilirdi. Desen ve motifler: Dokumalar, dönemin sanatsal ve kültürel anlayışını yansıtan desen ve motiflerle süslenirdi. Antik çağlarda dokumacılığın en eski örnekleri Mezopotamya ve Mısır'da bulunmuştur.

Antikçağ'da Ahiret'in Evrimi kitabı 280 sayfadır.

Antik çağ filmleri, genellikle 1950'ler ve 1960'lar gibi dönemlerde çekilmiştir. Bazı örnekler: Jül Sezar (Julius Caesar) (1953). Kleopatra (Cleopatra) (1963). Spartacus (1960). Vezüv Yanardağı'nın Patlaması (The Last Days of Pompeii) (1950). Ancak, Antik çağ temalı filmler daha eski dönemlerde de çekilmiştir, örneğin Titanların Düellosu (Duel of Champions) (1961).

Dedekuyusu Höyüğü'nde Geç Kalkolitik Çağ, Erken ve Orta Tunç Çağı dönemlerinde yerleşim olduğu bilinmektedir. Höyükten elde edilen seramik buluntuları, yerleşimin M.Ö. 4500 yıllarından M.Ö. 1200 yıllarına kadar devam eden bir tarihe sahip olduğunu göstermektedir. Dedekuyusu Höyüğü, tarih boyunca Antheia, Tralleis, Andropolis, Güzelhisar ve Aydın Güzelhisan gibi isimlerle anılmıştır.

Antik Çağda Kuşatmalar kitabı, Antik Çağ'da yapılmış 16 ünlü kuşatmayı ayrıntılarıyla anlatıyor. Kitapta, bu kuşatmalardan bahsedilirken şu kaynaklardan yararlanılmıştır: Mısır hiyeroglifleri; Tevrat; Homeros'un İlyada Destanı; Thukidides, Arrianos, Titus Livius, Plutarkhos, Polübios, Flavius Josephus, Diodoros Sikeliotes, Quintus Curtius Rufus, Appianos ve Herodot gibi antik tarihçilerin eserleri. Kitapta anlatılan en son kuşatma olan Alesia Kuşatması için kaynak, Julius Caesar'ın savaş notları olmuştur. Meydan savaşlarının birkaç saat veya birkaç gün sürdüğü, kuşatmaların ise aylar hatta yıllarca devam ettiği belirtilen kitapta, mancınıklar ve kuşatma kuleleri gibi silahların tamamen kuşatmaya özgü olduğu ifade edilmiştir.

Ayak gıdıklamasının ne zaman başladığına dair kesin bir bilgi yoktur. Ancak, gıdıklanmanın antik çağlarda Çin ve Roma'da bir işkence yöntemi olarak kullanıldığı bilinmektedir.