Anksiyete

"Beni huzursuz eden her şey var" ifadesi, kişinin içsel dengesini ve huzurunu kaybettiği bir durumu ifade edebilir. Bu his, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: Psikolojik faktörler: Stres, kaygı, depresyon, yalnızlık, gelecek endişeleri gibi duygusal sorunlar huzursuzluğa yol açabilir. Fiziksel sağlık sorunları: Ağrı, rahatsızlık veya ciddi sağlık problemleri ruh halini etkileyebilir. Çevresel etmenler: Gürültü, kalabalık, trafik gibi günlük yaşamdaki olumsuz faktörler huzursuzluğu artırabilir. Teknoloji bağımlılığı: Sosyal medya stresi ve bilgi bombardımanı da huzursuzluğa neden olabilir. Huzursuzluk hissi sürekli devam ediyorsa ve yaşam kalitesini olumsuz etkiliyorsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemli olabilir.

Angst bir hastalık değildir, ancak çeşitli durumlarla ilişkili bir duygu durumudur. Angst, kaygı, endişe, huzursuzluk, güvensizlik ve bazen de depresyonla birlikte yaşanan bir iç huzursuzluk hissidir. Bu duygu durumu, genellikle varoluşsal sorular, yaşam geçişleri, stres, çözülmemiş travma veya düşük özsaygı gibi faktörlerden kaynaklanır. Ara sıra yaşanan angst duyguları normaldir, ancak günlük yaşamı, ilişkileri veya işi olumsuz etkileyecek kadar yoğun ve sürekli olduğunda profesyonel destek almak gerekebilir.

Telefonla konuşurken nefes nefese kalmanın birkaç olası nedeni vardır: Nefes alma tekniğindeki hatalar: İnsanlar genellikle burundan nefes almak yerine ağızdan nefes almayı tercih ederler. Stres ve anksiyete: Psikolojik nefes darlığı, solunum yollarında fiziksel bir sorun olmamasına rağmen stres ve anksiyete gibi faktörler nedeniyle ortaya çıkabilir. Fiziksel kondisyon eksikliği: Düzenli egzersiz yapmamak, fiziksel kondisyonun düşmesine ve telefonla konuşurken çabuk nefes nefese kalınmasına neden olabilir. Nefes nefese kalma sorunu devam ederse, bir uzmana danışılması önerilir.

Anksiyete ve ansia aynı değildir. Anksiyete, stres veya tehlike karşısında duyulan endişe, gerginlik veya huzursuzluk hissidir. Ansia ise, "anksiyete" kelimesinin İspanyolca karşılığıdır. Anksiyete, kısa süreli stres tepkisi olarak normal kabul edilse de, günlük yaşamı olumsuz etkileyen ve uzun süre devam eden durumlar anksiyete bozukluğu olarak değerlendirilir ve tedavi gerektirebilir.

Plasebo etkisi en çok ağrı yönetimi, depresyon, anksiyete ve uyku bozuklukları gibi durumlarda etkilidir. Plasebo etkisinin etkili olduğu bazı hastalıklar şunlardır: Ağrılar. Depresyon ve anksiyete. Uyku bozuklukları. Bazı mide rahatsızlıkları. Kronik yorgunluk. Ancak plasebo etkisi, enfeksiyonlar veya kanser gibi biyolojik olarak ölçülebilen hastalıkların tedavisinde doğrudan bir iyileşme sağlamaz.

Ayrılık anksiyetesi, çocuklarda genellikle 6 aya kadar sürebilir. Yetişkinlerde ise ayrılık anksiyetesinin ne kadar süreceğine dair kesin bir süre vermek mümkün değildir. Bu durum, kişinin yaşadığı stres faktörleri, bağlanma stilleri ve genel psikolojik durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ayrılma anksiyetesi belirtileri uzun süreli veya işlevselliği bozan bir düzeye ulaşırsa, profesyonel yardım almak önemlidir.

Korkuyu azaltan bazı vitaminler şunlardır: C Vitamini: Stresle mücadelede etkilidir ve anksiyete üzerinde olumlu etkisi vardır. B12 Vitamini: Sinirliliği azaltır, konsantrasyonu artırır ve sağlıklı bir sinir sistemini destekler. D Vitamini: Kaygı ve öfke nöbetlerini azaltmada olumlu etkisi vardır. Folik Asit (B9 Vitamini): Beyin sinirlerinin sağlıklı oluşturulmasını sağlar ve depresyona iyi gelir. Magnezyum: Sinir sinyallerinin iletimi için gereklidir ve uyku sorunları ile depresyonu önlemeye yardımcı olur. Vitamin takviyeleri kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Kapıyı kilitleyip kilitlemediğini kontrol etmek, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) gibi psikolojik rahatsızlıkların bir belirtisi olabilir. OKB'nin bazı nedenleri: Genetik yatkınlık. Beyindeki kimyasal dengesizlikler. Çocukluk travmaları veya stresli yaşam olayları. Mükemmeliyetçi ve kontrolcü kişilik yapısı. Bazı enfeksiyonlar. Bu tür takıntılı davranışlar, belirsizlikten veya beklenmeyen olaylardan duyulan korkudan da kaynaklanabilir. Eğer bu tür takıntılar günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmandan yardım almak önemlidir.

İstemediğimiz şeyleri düşünmemizin bazı nedenleri: Geçmişteki olumsuz deneyimler. Yoğun stres veya baskı. Çevresel etkenler. Düşük özsaygı ve kimlik sorunları. Bilinçaltı etkiler. Bu tür düşüncelerle başa çıkmak için meditasyon, mindfulness (farkındalık) uygulamaları, günlük tutma ve gerektiğinde profesyonel destek almak faydalı olabilir.

Dalma fobisi olarak adlandırılan bir fobi türü bulunmamaktadır. Ancak, fobilerin genel nedenleri arasında genetik faktörler, uzun süreli stres, travmalar ve panik veya korku durumuna karşı oluşturulmuş yanıtlar yer alır. Fobiler, çok az tehlike arz eden durumlar olmalarına rağmen, kişilerde büyük bir korku ve paniğe neden olur. Fobi şüphesi durumunda bir uzmana başvurulması önerilir.

Kapı kilitli mi değil mi takıntısının neden olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bu tür takıntıların obsesif-kompülsif bozukluk (OKB) belirtisi olabileceği düşünülmektedir. OKB, kişinin tekrarlayan ve rahatsız edici düşünceler (obsesyon) nedeniyle anksiyete yaşaması ve bu anksiyeteyi azaltmak için bazı davranışları (kompülsiyon) sürekli tekrarlaması durumudur. Takıntıların oluşumunda genetik, çevresel faktörler ve geçmişteki psikolojik travmaların etkili olduğu düşünülmektedir. Takıntıların günlük yaşamı olumsuz etkilemesi durumunda bir psikolog veya psikiyatristten yardım almak önemlidir.

Kuruntu hastalığının nedenleri arasında şunlar yer alır: Stresli yaşam. Geçmiş deneyimler. Genetik etkenler. Özgüven düşüklüğü. Sosyal ve çevresel baskı, normlar. Kuruntu hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir. Kuruntu hastalığı belirtileri yaşıyorsanız, bir uzmana danışmanız önerilir.

Dehşeti yaşamak, kişinin tehlikeli bir durumla karşı karşıya kaldığında veya korkunç bir şey gördüğünde çok korkması anlamına gelir. Dehşete kapıldıktan sonra kişide kısa süreli çarpıntı, yüz kızarması, titreme ve terleme gibi bazı anksiyete belirtileri ortaya çıkabilir. Ayrıca, tasavvuf terimi olarak "dehşet" kelimesi, "Allah âşığı sûfînin, sevgilisinin heybetiyle karşılaşarak aklının başından gitmesi" anlamında da kullanılır.

Anksiyetede görülebilecek titreme türleri şunlardır: İntansiyonel tremor. Postural tremor. Göreve özgü tremor. İzometrik tremor. Ayrıca, anksiyete sırasında genel olarak ellerde, kollarda veya bacaklarda ritmik sallanma şeklinde titreme görülebilir. Titreme durumunda bir uzmana danışılması önerilir.

Hayır, DASS-21 ve Beck Depresyon Ölçeği aynı değildir. DASS-21, depresyon, anksiyete ve stres seviyelerini ölçmek için kullanılan 21 maddelik bir özbildirim ölçeğidir. Beck Depresyon Ölçeği, depresyon düzeyini değerlendirmek için geliştirilmiş bir ölçektir. Her iki ölçek de farklı amaçları hedefler ve farklı ölçümler yapar.

Yüksekten korkmak, akrofobi olarak da bilinen yükseklik korkusunun belirtisi olabilir. Yükseklik korkusunun belirtileri hem fiziksel hem de psikolojik olarak ikiye ayrılabilir: Fiziksel belirtiler: Baş dönmesi ve dengesizlik hissi, kalp çarpıntısı veya hızlanmış kalp atışı, terleme, titreme veya kaslarda gerginlik, nefes darlığı ve hızlı nefes alıp verme, mide bulantısı veya karın rahatsızlığı. Psikolojik belirtiler: Yoğun korku ve panik hissi, kontrol kaybı yaşama korkusu, aşağıya düşme düşüncesinin hakim olması, kaçma veya uzaklaşma isteği, yükseklikte bulunmanın felaketle sonuçlanacağına inanma. Yükseklik korkusunun nedenleri arasında genetik yatkınlık, travmatik olaylar ve çevresel etkiler bulunabilir. Yükseklik korkusu belirtileri yaşanıyorsa, bir psikiyatri uzmanına başvurulması önerilir.

Volenika bitkisi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, benzer isimlere sahip bazı bitkilerin faydaları hakkında bilgi mevcuttur: Veronica officinalis (çıbanotu). Arnika (Arnica montana). Halile bitkisi. Bitkilerin kullanımı ve etkileri kişiden kişiye değişebilir. Herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşıldığında veya yeni bir bitki takviyesi denenmek istendiğinde, öncelikle bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Pasif agresif anksiyete bozukluğu ifadesi, mevcut kaynaklarda yer almayan bir terimdir. Ancak, pasif agresif kişilik bozukluğu ve anksiyete bozukluğu ayrı ayrı tanımlanabilir. Pasif agresif kişilik bozukluğu, kişinin duygularını doğrudan ifade etmek yerine dolaylı ve agresif yollarla göstermesi durumudur. Anksiyete bozukluğu ise, aşırı kaygı ve endişe durumlarıyla karakterize edilen bir ruh sağlığı sorunudur. Eğer bu tür belirtiler yaşıyorsanız, bir uzmana başvurmanız önerilir.

Dideral (propranolol) çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Başlıca kullanım alanları: Hipertansiyon: Kan basıncını düzenlemek için kullanılır. Migren: Atakların önlenmesi ve tedavisinde etkilidir. Anksiyete ve kalp atım hızı kontrolü: Anksiyete bozukluğu ve buna bağlı kalp atış hızını kontrol altında tutmak için kullanılır. Tremor: Esansiyel tremor gibi nörolojik durumlarda kullanılır. Kalp ritim bozuklukları: Kalp kasının tıkayıcı hale gelecek kadar kalınlaşması gibi durumlarda tedavi amacıyla kullanılır. Dideral'i kullanmadan önce bir doktora danışmak gereklidir, çünkü bu ilaç bazı durumlarda kontrendikedir ve yan etkilere neden olabilir.

Aaron Beck'in bazı kitapları: Bilişsel Terapi ve Duygusal Bozukluklar; Anksiyete Bozuklukları ve Fobiler; Aşk Asla Yetmez; Kişilik Bozukluklarının Bilişsel Terapisi; Depresyon: Nedenleri ve Tedavisi; Beynin Sınırları - Beck, Ellis ve Frankl ile Psikolojik Yolculuk; Prisoners of Hate: The Cognitive Basis of Anger, Hostility, and Violence; Cognitive Therapy of Depression; Recovery-Oriented Cognitive Therapy for Serious Mental Health Conditions; Anxiety and Worry Workbook: The Cognitive Behavioral Solution. Ayrıca, Aaron T. Beck'in 450'nin üzerinde makalesi bulunmaktadır.