Alacak

Alacak davasını, alacaklı olan kişi açar.

Borçlu ve alacaklı arasındaki fark şu şekildedir: - Borçlu, bir başkasına para veya mal borcu olan taraftır. - Alacaklı ise, borçlunun borcunu ödediği kişi veya kuruluştur.

Alacaklı hesap planı, borçların belirli bir düzen içinde kaydedilmesini sağlayan, devlet kurumlarınca resmileştirilmiş hesap cetvelidir. Bu plan, ticari alacakların izlenmesini içerir ve aşağıdaki hesapları kapsar: - 120. Alıcılar: İşletmenin faaliyet konusunu oluşturan mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan senetsiz alacakların izlenmesi. - 121. Alacak Senetleri: Senede bağlanmış alacakların izlenmesi. - 122. Alacak Senetleri Reeskontu (-): Bilanço gününde alacak senetleri için ayrılan reeskont tutarlarının izlenmesi. Ayrıca, ortaklardan, iştiraklerden ve bağlı ortaklıklardan olan alacaklar gibi diğer ticari alacaklar da bu hesap planında yer alır.

İcra dosyasında ibra, borçlunun alacaklıya olan borcunu ödediğini veya ödemeyeceğini beyan ettiği bir belgedir. Bu belge, icra dosyasının kapanması için gerekli bir evraktır ve aşağıdaki bilgileri içermelidir: - ibranameyi düzenleyen borçlunun adı, soyadı, TC kimlik numarası, adresi ve imzası; - ibranameyi alan alacaklının adı, soyadı, TC kimlik numarası, adresi ve imzası; - ibra edilen borcun miktarı ve türü; - ibranın tarihi ve yeri. İbranamenin noter tarafından düzenlenmesi tavsiye edilir.

Belirsiz alacak davasında fazlaya ilişkin hakların artırılması, davanın açıldığı tarihte alacağın miktar veya değerini tam ve kesin olarak belirleyemeyen davacı tarafından, yargılama sürecinde mümkündür. Bu durumda davacı, iki haftalık kesin süre içinde talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir; bu süre hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilir. Eğer alacağın miktarı, yargılama sırasında yapılan inceleme ile belirlenebilir hale gelirse, davacı bu yeni durumu dikkate alarak talebini artırabilir.

Borç ve alacak ilişkisi, bireyler veya işletmeler arasında karşılıklı güven ve sözleşmeye dayalı olarak kurulan finansal bir ilişkiyi ifade eder. Borç ve alacakların çalışma prensibi şu şekilde özetlenebilir: 1. Borçlu ve Alacaklı: Borçlu, belirli bir süre içinde alacaklıya borcunu geri ödemekle yükümlüdür. 2. Sözleşme: Borç-alacak ilişkisi genellikle yazılı ya da sözlü bir sözleşmeye dayanır. 3. Faiz: Eğer borç para ile ilgiliyse, taraflar genellikle bir faiz oranı üzerinde anlaşırlar. 4. Teminatlar: Alacaklılar, borcun geri ödenmesini güvence altına almak için teminat talep edebilirler. 5. Borç Tahsili: Borç ödenmezse, alacaklı yasal yollara başvurarak borcun tahsil edilmesini sağlayabilir. Borç ve alacak ilişkileri, finansal yönetimin temel unsurlarından biridir ve doğru bir şekilde yönetilmesi, işletmelerin ve bireylerin mali sağlığını doğrudan etkiler.

Menfi tespit davasında tanık dinlenmesi mümkündür, ancak bu durum alacağın senede dayanıp dayanmadığına bağlıdır. Senede dayanan alacaklarda, tanık dinlenmesi istisnai hallerde mümkün olup, genel olarak senede karşı senetle ispat kuralı geçerlidir.

Borç ve alacak kalanı bir hesabın borç ve alacak taraflarının toplamları arasındaki fark ile hesaplanır. - Borç kalanı: Hesabın borç tutarı alacak tutarından büyükse verilir. - Alacak kalanı: Alacak tarafı borç tarafından daha büyükse verilir. Eğer her iki taraf da eşitse, hesap kalan vermez.

Alacak talep yazısı, bir kişinin veya kurumun başka bir kişi veya kurumdan alacağını tahsil etmek için yazdığı resmi bir dilekçedir. Bu yazıda genellikle aşağıdaki bilgiler yer alır: 1. Davacı bilgileri: Alacaklı kişinin adı, soyadı, TC kimlik numarası, telefon numarası ve e-posta adresi. 2. Davalı bilgileri: Borçlunun adı, soyadı veya ticaret unvanı, adresi. 3. Dava konusu: Alacağın nedeni ve miktarı. 4. İlgili belgeler: Sözleşmeler, faturalar, ödeme dekontları gibi alacakla ilgili belgeler. 5. Deliller: Tanıklar, yazışmalar, banka kayıtları gibi durumu destekleyen deliller. Alacak talep yazısı, mahkemeye başvuru sürecinin ilk adımıdır ve davanın başarılı bir şekilde ilerlemesi için gerekli belgelerin eksiksiz hazırlanması önemlidir.

Garameye iştirak, iflas masasındaki haczedilen malların satışından alacaklıların paylarını elde etmeleri anlamına gelir. Bu terim, aynı zamanda taşınmaz üzerinde birden fazla kişi lehine tesis edilen ipotek anlamında da kullanılır ve genellikle bankaların konsorsiyum şeklinde kullandırdıkları kredilerde başvurulan bir ipotek türüdür.

İdarenin alacaklarına, ilgili icra dairesi bakar. Bu daireler, icra hukukunda birinci derece görevli organ olan icra daireleri olarak adlandırılır.

Konkordatoda alacak kaydı, konkordato ilân tarihinden itibaren 15 gün içinde yapılmalıdır. Dolayısıyla, daha sonra alacak kaydı yapılması mümkün değildir.

İcra inkâr tazminatı, aşağıdaki hallerde istenebilir: 1. Haksız icra takibi engelleme: Borçlunun, icra takibini haksız yere engellemesi durumunda. 2. Kötü niyetli davranış: Borçlunun, takibi engelleme amacının kötü niyetli olması gerekmektedir. 3. Zararın ispatlanması: Alacaklının, uğradığı zararı ispatlaması gerekir. 4. Geçerli ilamsız icra takibi: Geçerli bir ilamsız icra takibi yapılmış olmalıdır. İcra inkâr tazminatına başvurmak için, alacaklının icra mahkemesine başvurması ve belirli bir süre içinde (genellikle 10 gün) talepte bulunması gerekmektedir.

Rehinle temin edilmiş alacak için önce rehne başvurma zorunluluğu, 20.01.2023 tarihinde Yargıtay Hukuk Büyük Genel Kurulu'nun aldığı karar ile kaldırılmıştır. Bu karara göre, rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacakların tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aynı anda hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamaz.

"Tahakkuk yapılması bekleniyor" ifadesi, bir borcun veya alacağın kesinleşmesinin ve hukuki açıdan talep edilebilir hale gelmesinin beklendiğini ifade eder.

Hatır senedi, alacak senedi yerine geçmez çünkü gerçek bir ticari işleme ve alacağa dayanmaz.

Belirsiz alacak davasında “şimdilik” ifadesi, dava dilekçesinde talep edilen miktarın tam ve kesin olarak belirtilmediği, ancak asgari bir miktar veya değerin gösterildiği durumları ifade eder.

Alacak davası, bir kişi veya kurumun, bir başka kişi ya da kuruma olan borcunun ödenmemesi durumunda başvurabileceği hukuki bir yoldur. Bu dava, borçlunun ödeme yapmasını sağlamak veya borçludan alacak miktarının tahsil edilmesini temin etmek amacıyla açılır. Alacak davasının hukuki temeli, Türk hukukunda genellikle Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu'na dayanmaktadır.

İhtiyati hacze faiz işleyip işlemeyeceği, haczin türüne ve durumuna göre değişiklik gösterebilir. - Vadesi gelmiş alacaklarda ihtiyati haciz talep edildiğinde, işlemiş faiz de hacze konu olabilir ve bu durum dilekçede belirtilmelidir. - Kambiyo senetlerine özgü takip yönteminde, borçluya ödeme için tanınan süre on gündür ve bu süre sonunda borç ödenmezse ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür. Bu durumda, faiz de kesin hacze dahil edilir. Genel olarak, ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra alacaklının alacağını tahsil edene kadar faiz işlemeye devam eder.

Satış isteme süresi içinde satış gider avansını yatırmayan alacaklı, mal üzerindeki haczi kaybeder.