Akciğer

Hiler bölgede primer malignite ifadesi, kanserli hücrelerin ilk oluştuğu ve büyüdüğü yer olan primer tümörün, akciğerlerin hiler bölgesinde bulunması anlamına gelir. Malignite, kötü huylu tümörlerin genel adıdır ve bu tür tümörler, çevre dokuları istila edebilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir.

Sternum (göğüs kemiği), kalbin ve akciğerlerin hemen önünde yer alır.

Yutak (farinks), akciğer ve mideyi ayıran yapıdır.

Tomografide belirgin ve net bir çevreye sahip olan nodül, genellikle iyi huylu olarak kabul edilen bir akciğer lezyonunu ifade eder. Ancak, kesin tanı ve tedavi için bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurulması önemlidir. Uzman, nodülün boyutunu, şeklini, büyüme hızını ve hastanın risk profilini değerlendirerek gerekli adımları belirleyecektir.

Akciğer ve deri solunumu aşağıdaki canlılarda görülür: Kurbağalar: Ergin dönemde hem akciğer hem de deri solunumu yaparlar. Sürüngenler: Genellikle yılanların sol akciğerleri körelmiş olsa da, akciğer solunumu yaparlar. Kuşlar: Akciğerlerinde hava keseleri bulunur ve bu keseler sayesinde yedek hava deposu görevi yapar. Memeliler: Tüm memelilerde akciğer solunumu görülür.

Candida pnömonisi, Candida mantarının akciğerlerde enfeksiyona yol açması durumudur. Bu enfeksiyon, genellikle bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda, özellikle yoğun bakım ünitelerinde ve ameliyat sonrası dönemde ortaya çıkar. Belirtileri arasında öksürük, ateş, solunum sıkıntısı ve bazen hemoptizi bulunur. Tedavisi, antifungal ilaçlar ve destekleyici bakım yöntemlerini içerir.

Sol akciğer alt zonda retiküler radyoopasiteler izlenmesi, akciğer grafisinde yumuşak doku dansitesi şeklinde opasite tespit edilmesi anlamına gelir. Bu durum, alveoler boşlukların iltihaplı hücreler, eksuda, püy, sıvı, hemoraji veya tümör hücreleri ile dolması sonucu ortaya çıkabilir gibi daha detaylı görüntüleme yöntemleri gereklidir.

Sol kulakçığa dört akciğer toplardamarı açılır.

Röntgen, bazı enfeksiyonları teşhis etmede yardımcı olabilir. Özellikle göğüs röntgeni aşağıdaki enfeksiyonların belirtilerini gösterebilir: Zatürre (pnömoni): Akciğerlerde sıvı birikimi ve enfeksiyon odakları röntgende görünür. Tüberküloz: Akciğerlerdeki lezyonlar ve yayılım röntgen ile tespit edilebilir. Akciğer kanseri: Tümörlerin varlığı ve akciğerlerdeki anormal yapılar röntgende belirgin hale gelir. Ayrıca, baryum kontrastlı röntgen sindirim sistemindeki enfeksiyonları ve tıkanıklıkları ortaya çıkarabilir.

Akciğer testi için spirometre adı verilen cihaz kullanılır.

Akciğerde subplevral kalınlaşma, akciğer dokusunun belirli bölgelerinde yoğunlaşma veya sertleşme meydana gelmesi durumunu ifade eder. Nedenleri arasında uzun süreli hava kirliliğine maruz kalma, kronik enfeksiyonlar, sigara kullanımı ve zararlı toksinlere mesleki maruziyet yer alır. Belirtileri nefes darlığı, kuru öksürük, göğüs ağrısı ve yorgunluk olabilir. Teşhis için genellikle göğüs röntgeni, bilgisayarlı tomografi ve akciğer biyopsisi gibi yöntemler kullanılır. Tedavi yöntemleri, altta yatan nedene göre değişir ve ilaç tedavisi, fizik tedavi veya cerrahi müdahaleyi içerebilir.

Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyon (KTEPH), akciğer damarlarında kalıcı tıkanıklık ile karakterize, hayati öneme sahip bir hastalıktır. Hastalığın oluşma mekanizması: akciğer atardamarlarına atmış olan pıhtıların iyileşemeyip orada kalması ve ilerleyici damar hasarı bırakarak akciğer tansiyonunun yükseltmesidir. KTEPH'in belirtileri: nefes darlığı, yorgunluk, göğüste dolgunluk hissi, ayakta ve ellerde morarma, ileri evrelerde sağ kalp yetersizliği bulgularıdır. Teşhis yöntemleri: ekokardiyografi, ventilasyon/perfüzyon sintigrafisi, bilgisayarlı tomografi anjiyografi ve sağ kalp kateterizasyonudur. Tedavi seçenekleri: ilaç tedavisi ve cerrahi müdahaledir (pulmoner tromboendarterektomi veya balon pulmoner anjioplasti). KTEPH, erken tanı konulduğunda başarıyla tedavi edilebilen bir hastalıktır.

PA'da (pulmoner sarkoidoz) görülen belirtiler şunlardır: 1. Nefes darlığı: Akciğerlerin etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. 2. İnatçı kuru öksürük: Sık görülen bir semptomdur. 3. Göğüs ağrısı: Göğüs bölgesinde rahatsızlık ve ağrı hissi. 4. Hırıltı: Solunum yollarında daralma nedeniyle oluşabilir. Diğer belirtiler arasında kilo kaybı, yorgunluk, şişmiş lenf düğümleri ve eklem ağrıları da yer alır. Sarkoidoz teşhisi için doktor, fizik muayene, göğüs röntgeni, bilgisayarlı tomografi ve diğer laboratuvar testleri gibi çeşitli yöntemler kullanır.

Akciğer ameliyatında kaç lobun alınacağı, hastanın durumuna ve hastalığın türüne bağlı olarak değişir. Lobektomi: Akciğerin bir lobunun tamamının çıkarılmasıdır. Pnömonektomi: Akciğerin tamamının cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Ameliyat yöntemi, açık cerrahi veya kapalı (VATS) yöntem olabilir.

Verem Savaş Dispanseri'nde akciğer röntgeni çekimi şu adımlarla gerçekleştirilir: 1. Hasta Kabulü: Hastalar randevu alarak veya acil durumlarda doğrudan dispanse başvururlar. 2. Muayene: Hastanın durumu değerlendirildikten sonra, gerekli görüldüğünde akciğer filmi çekimine yönlendirilir. 3. Film Çekimi: Röntgen teknisyeni tarafından belirlenen standartlara uygun şekilde akciğer filmi çekilir. 4. Sonuçların Değerlendirilmesi: Çekilen filmler, radyologlar tarafından incelenerek hastaya rapor edilir. Çekim saatleri genellikle hafta içi 08:00 - 12:00 ve 13:00 - 17:00 saatleri arasında olup, cumartesi günleri de bazı dispanserlerde hizmet verilmektedir. Randevu sistemi kullanılarak işlemlerin daha düzenli ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanır.

Bronşiyal anastomoz, akciğer transplantasyonu sırasında donör akciğerinin bronşlarının, alıcı akciğerle cerrahi olarak birleştirilmesi işlemidir.

Akciğer nodülünün PET taramasında kanser olmadığı tespit edilirse, nodülün iyi huylu olduğu düşünülür ve genellikle herhangi bir tedavi gerekmez. Ancak, nodülün şüpheli olması durumunda biyopsi yapılarak kesin tanı konur.

Bronşlar, akciğerlerde, göğüs kafesinin ortasında, soluk borusunun (trakea) ikiye ayrılması ile başlar. Her akciğerde, biri sağ akciğer, diğeri sol akciğer için olmak üzere iki ana bronş bulunur.

Akciğerlerde hava, aşağıdaki durumlarda tehlikeli olabilir: 1. Basınç değişiklikleri: Dalgıçlar ve pilotlar gibi ani basınç değişikliklerine maruz kalan meslek grupları, dolaşım sistemini hava ile doyurma riski altındadır. 2. Yaralanmalar ve ameliyatlar: Göğüs veya boyun bölgesindeki yaralanmalar, hava kabarcıklarının büyük damarlara çekilerek akciğerlerdeki boşlukları tıkamasına neden olabilir. 3. Amfizem: Akciğerlerde hava kistleri (büller) oluştuğunda, bu kistlerin iltihaplanması veya yırtılması akciğer fonksiyonlarını bozabilir ve yaşamı tehdit edebilir. Bu tür durumlarda, hava embolisi ve diğer ciddi komplikasyonları önlemek için tıbbi müdahale gereklidir.

Akciğer röntgeninde önemli olan değerler şunlardır: 1. Akciğer Dokusunun Yapısı ve Durumu: Akciğer dokusunun normal olup olmadığı, herhangi bir hasar veya anomali olup olmadığı. 2. Sıvı Birikimi ve Enfeksiyon Belirtileri: Akciğerlerde sıvı birikimi veya enfeksiyon belirtileri. 3. Yabancı Cisimler: Röntgende yabancı cisimlerin varlığı. 4. Kalp ve Damarların Durumu: Kalbin boyutu, pozisyonu ve damarların genel durumu. 5. Omurilik ve Kaburga Kemikleri: Omurilikte oluşan tümoral hastalıklar ve kaburganın yapısal durumu. Bu değerler, akciğer röntgeninin teşhis ve izleme süreçlerinde doktorlara geniş bir bilgi yelpazesi sunar.