AhlakiDeğerler

Masalların çocuklara izletilmesinin bazı nedenleri: Hayal gücü ve yaratıcılık: Masallar, çocukların hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmelerine katkı sağlar. Duygusal gelişim: Masallar, çocukların duygusal yönden güçlenmesine yardımcı olur. Ahlaki ve değer eğitimi: Masallar, ahlaki değerleri ve davranışları öğretir; doğru ile yanlışı, dürüstlüğü, paylaşmayı vurgular. Problem çözme: Masallardaki karakterlerin karşılaştığı sorunları çözmeleri, çocuklara problem çözme yetenekleri kazandırır. Kültürel bilinç: Farklı kültürlerin inançlarını, geleneklerini ve hikayelerini tanıtır. Empati ve sosyal beceriler: Karakterlerin duygusal deneyimlerini anlama ve empati kurma yeteneklerini geliştirir. Dil gelişimi: Kelime dağarcığını genişletir ve dil becerilerini zenginleştirir. Korkuları azaltma: Kahramanların korkutucu varlıkları yenebildiği hikayeler, çocukların korkularını azaltabilir.

Kızılcık Şerbeti dizisinin eleştirilme nedenleri arasında şunlar bulunmaktadır: Şiddet sahneleri: Dizide yer alan şiddet sahneleri, özellikle Nursema'nın camdan atılması, RTÜK tarafından kadına şiddet örneği olarak değerlendirilmiş ve beş hafta yayın durdurma cezası almıştır. Toplumsal ve siyasi konular: Dizi, sekülerlik ve muhafazakarlık gibi toplumsal konuları işlemesi nedeniyle farklı kesimlerden eleştiriler almaktadır. FETÖ benzetmeleri: Dizinin bir sahnesinde geçen kilise sahnesi, bazı izleyiciler tarafından FETÖ'nün "dinler arası diyalog" girişimlerine benzetilerek eleştirilmiştir. Ayrıca, dizinin süresi, bazı diyalogların klişelere kaçması ve gereğinden uzun sahneler de eleştirilen unsurlar arasındadır.

Erozyon, yer kabuğunun üzerindeki toprakların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etkenlerle aşındırılıp, yerinden koparılması, bir yerden başka bir yere taşınması ve biriktirilmesi olayına denir. Ahlaki çöküntü ise, bireylerin veya toplumların ahlaki değerlerinde zayıflama ve yozlaşma yaşanması durumunu ifade eder. Ahlaki çöküntünün bazı nedenleri şunlardır: Ekonomik eşitsizlikler. Medyanın ve teknolojinin yanlış kullanımı. Eğitim sistemindeki eksiklikler. Toplumsal travmalar ve krizler.

Değer eğitimi ve karakter eğitimi arasındaki temel farklar şunlardır: Odak Noktası: Değer eğitimi, daha çok belirli ilke ve kuralların içselleştirilmesine odaklanırken, karakter eğitimi bireyin nasıl bir kişi olması gerektiğine geniş bir bakış açısıyla odaklanır. Kapsam: Değerler eğitimi, ahlaki, insani, demokratik, estetik, toplumsal, ekonomik ve siyasi alanlardaki değerleri kapsar. Yaklaşım: Değer eğitimi, değer aktarma ve değer geliştirme yaklaşımlarını içerirken, karakter eğitimi daha bütüncül bir yaklaşımdır ve değer geliştirme ile değer telkini eğilimlerini birleştirir. Duyuşsal Boyut: Karakter eğitimi, duyuşsal boyutlara daha fazla önem verir. Amaç: Değer eğitimi, değerlerin davranışa dönüşmesini beklerken, karakter eğitimi bireylerin sahip oldukları erdemleri ve karakter güçlerini geliştirmeyi hedefler.

Ferhunde ve Şevket, "Yaprak Dökümü" dizisinde Şevket'in hapse düşmesi nedeniyle ayrılmıştır. Şevket, çalıştığı bankadan para çaldıktan sonra hapse girer.

"Balina" (The Whale) filminin sonunda, ana karakter Charlie, yaklaşan ölümünü, kızını travmadan kurtarmak ve manevi yükselişini sağlamak için bir fedakarlık olarak gördüğü için intihar eder. Charlie, yıllar önce kızını terk etmiş ve obezite nedeniyle sağlık sorunları yaşamaktadır. Filmin son sahnesinde, Charlie kızına, yıllar önce yazdığı Moby Dick ödevini son bir kez okuttuktan sonra huzurla ölür.

La Dolce Vita filmi, birkaç nedenden dolayı yasaklanmıştır: 1. Ahlaki ve Dini Değerler: Film, dönemin ahlaki değerlerini sorgulaması ve dini değerlere saygısızlık içerdiği düşünülen sahneler nedeniyle Katolik Kilisesi tarafından eleştirilmiş ve yasaklanmıştır. 2. Sansür ve Siyasi Tepkiler: Film, solcu sinemacılar tarafından da eleştirilmiş, ayrıca muhafazakar çevreler tarafından da pornografik bulunarak yasaklanması istenmiştir. 3. Uluslararası Tepkiler: İspanya gibi bazı ülkelerde de benzer sansür ve yasaklamalarla karşılaşmıştır.

"Kimdim Ben?" (AKA), işinde başarılı, disiplinli ve yetenekli bir gizli operasyon ajanının, bir suç şebekesinin içine sızmasını ve bu süreçte büyük patronun küçük oğluyla duygusal bir bağ kurmasını konu alır. Ajan, bu şebekeyi liderlerini ortaya çıkararak çökertmeye çalışırken, beklenmedik bir şekilde gelişen bu arkadaşlık, onun ahlaki değerlerini sorgulamasına neden olur.

Osmanlı'da dövmenin yasak olmasının nedeni, İslamiyet'in insanın doğal görüntüsünü değiştirmeyi yasaklamasıdır. Ayrıca, II. Mahmut döneminde, dövmenin ahlaki değerlere ve vücut sağlığına zararlı olduğu gerekçesiyle resmi bir yasak da getirilmiştir.

Muhabbetin bazı faydaları: Sosyalleşmeyi sağlar. Stresi azaltmaya yardımcı olur. Ruh halini iyileştirir. Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Empati kurma yeteneğini geliştirir. Zihinsel gelişimi ve bilinçlenmeyi destekler. Ahlaki ve etik değerlerin pekişmesine katkı sağlar. Ruhanî derinlik ve manevi beslenme sunar. Ayrıca, muhabbet etmek insanların duygusal sağlığına olumlu etki yapar ve depresyon ile kaygı gibi ruh sağlığı sorunlarıyla mücadelede yardımcı olabilir.

Değer eğitiminde geleneksel yaklaşım, belirli ahlaki değerlerin doğrudan öğretilmesi ve öğrencilerin bu değerlere göre davranmasının beklenmesine dayanır. Geleneksel yaklaşım iki yönteme ayrılır: 1. Değer telkini. 2. Davranış değiştirme. Bu yaklaşım, özellikle ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine değerler öğretimi sürecinde kullanılır.

Lut kavminin yok oluşunu konu alan bir film bulunamadı. Ancak, bu olay şu kaynaklarda anlatılmaktadır: YouTube. islamveihsan.com. tr.wikipedia.org. sorularlaislamiyet.com.

Çocuk kitaplarında kullanılan metaforlar, genellikle çocukların duygusal ve sosyal gelişimine katkıda bulunmak amacıyla kullanılır. Güvenli alan: Resimli çocuk kitaplarında ev metaforu, çocuğun içsel dünyasını yansıtan ve onu dış tehditlerden koruyan güvenli bir alanı temsil eder. Erginlenme: Çocuklar, güvenli alanlarından çıkarak hayata karışır ve yeni deneyimler kazanır; bu süreçte öğrendikleri, onların geleceğine yön verir. Terapötik etki: Metaforik hikayeler, oyun terapisi ve öyküsel terapi gibi yöntemlerle çocukların psikolojik sorunlarını çözmelerine yardımcı olur. Ayrıca, yazarlar metaforları, hassas konuları çocuklara anlatırken doğrudan ifadeler yerine daha yumuşak bir dil kullanmak için de tercih ederler.

Masonluk, Tanrı’ya inanç temeli üzerine kurulu, ezoterik ve inisiyatik bir kardeşlik kurumudur. Temel ilkeleri: Sevgi, hoşgörü ve kardeşlik. Hak eşitliği. Bilimsel gelişme. Ahlaki ve manevi mükemmellik. Özellikleri: Üyelik: Kendi arzu ve isteğiyle "mason" sıfatını kazanan herkes, istediği zaman üyelikten ayrılabilir. Gizlilik: Üyesi olmayanlara kapalı, üyelerine açık bir topluluktur. Din: Dine karşı değildir, üyelerinin dinsel inançlarına saygı gösterir. Toplumsal sorumluluk: Üyeleri, topluma hizmet ve yardım projelerine katılır. Tarihçesi: Kökenleri, 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarına dayanır. 24 Haziran 1717'de Londra Büyük Locası kurulmuştur. Semboller: Gönye ve pergel: Ahlaki ve manevi dengeyi temsil eder. Üç büyük ışık: Masonik bilginin kaynağını ve uygulanışını simgeler. Masonluk, farklı ülkelerde ulusal bir kurum olarak faaliyet gösterir ve uluslararası kuruluşlar bulunsa da bunlar dünya çapında otorite değildir.

Değerlerin doğrudan öğretimi yaklaşımı, yetişkinlerin çocuklara ahlaki değerleri doğrudan öğreterek onların davranışlarını şekillendirme ve iyi alışkanlıklar kazandırma görev ve sorumluluğuna sahip olduğu inancına dayanır. Bu yaklaşım, tümdengelimci bir mantığa sahiptir; önce kural veya genellemeler sunulur, ardından bu kural ve genellemeler örneklerle desteklenir. Bu yaklaşımda kullanılan iki yöntem şunlardır: 1. Telkin yoluyla öğretim: Yetişkinler tarafından öğrencilere tekrar ettirme yoluyla neyin öğrenilip neyin öğrenilmemesi gerektiğini ifade eden bir süreçtir. 2. Davranış değiştirme yöntemi: Öğrencilere doğru davranışları sergilemeleri için rehberlik etmeyi içerir. Bu yaklaşım, özellikle ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine ahlaki değerleri öğretirken kullanılır.

Ömer Seyfettin'in "Başını Vermeyen Şehit" adlı öyküsü hakkında kişisel görüş şu şekilde özetlenebilir: Milli Bilinç: Öykü, bir milletin kendi olma bilincini ve varoluşsal mücadelesini ele alır. Değerler ve Var Olma: İnsan, önce kendi değerlerine dönmeli, ardından bu değerleri geliştirerek dünyaya alternatif ülkü değerler sunmalıdır. Sembolizm: Kesik baş motifi, Türk kültüründe ölümsüzlüğü simgeler; Deli Mehmet'in şehit olması, Türk milletinin benliğinin ve değerler dünyasının yeniden dirilişini sembolize eder. Bu öykü, sade bir dil ile Türk milletinin milli şuurunu harekete geçirirken, yazarın kendi kimliğini de Türk edebiyatında sağlamlaştırmasını sağlar.

Aleksandr Soljenitsin'in eserlerinde temel olarak Sovyet totalitarizminin acımasızlığı ve Sovyet rejiminin karanlık yüzü ele alınmaktadır. Soljenitsin, özellikle "İvan Denisoviç'in Bir Günü" ve "Gulag Takımadaları" gibi eserlerinde, Sovyet çalışma kamplarının gerçeklerini ve bu kamplarda yaşanan zorlukları detaylı bir şekilde anlatır. Ayrıca, Soljenitsin'in eserlerinde ideoloji eleştirisi de yer alır; ideolojinin her suçu haklı kıldığı düşüncesi işlenir. Soljenitsin'in yazıları, Sovyetler Birliği'nde yasaklanmış olsa da Batı'da büyük yankı uyandırmış ve 1970 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.

Konfüçyüs'ün önemli olmasının bazı nedenleri: Felsefi öğretileri: Konfüçyüs, toplumsal düzeni ve ahlaki değerleri vurgulayan bir felsefe geliştirmiştir. Konfüçyüsçülüğün yayılması: Ölümünden sonra öğrencileri Mencius ve Xunzi başta olmak üzere onun düşüncelerini derleyip yaymışlardır. Çin kültürü üzerindeki etkisi: Konfüçyüsçülük, Çin kültürünün temelini oluşturmuş ve uzun süre boyunca Çin'deki eğitim ve yönetim anlayışını etkilemiştir. Doğu Asya'ya etkisi: Konfüçyüsçülük, Kore, Japonya, Tayvan ve Singapur gibi Doğu Asya ülkelerinde de yüzyıllar boyunca eğitim sistemlerini, yönetim yapılarını ve toplumsal normları şekillendirmiştir.

Mutasavvıf, tasavvuf ehli olan ve herhangi bir tasavvuf yolunda mertebe kat etmiş kişidir. Mutasavvıfın temel amacı, sufilik mertebesine ulaşmak ve Hakk ile baki olmaktır. Türk tasavvuf tarihinde mutasavvıf denildiğinde ilk akla gelenler; Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Mevlânâ Celaleddin Rumi, Şeyh Bedreddin, Hacı Bektaş-ı Veli ve Hacı Bayram-ı Veli gibi İslam büyükleridir.

Ahlaki değer, bireylerin ve toplumların ahlaki yargılarına rehberlik eden bir seçim kriteridir. Ahlaki değerler, vicdana bir ideal olarak empoze edilen yükümlülükler biçimini alan bir doktrinler bütünü oluşturur. Bazı ahlaki değerler şunlardır: kendini verme; hoşgörü; saygı; sadakat; disiplin; asalet. Ahlaki değerlere örnek olarak şunlar verilebilir: yapılan iyiliğin karşılığını vermek; sözünde durmak; büyüklere saygı göstermek ve hürmet etmek; dürüst olmak; sorumluluk sahibi olmak; geleneklere saygı duymak. Ahlaki değerler, toplumun sağlıklı işleyişi için hayati önem taşır.