Ahiret

"İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı" ifadesi, Enbiyâ Suresi'nin 1. ayetinde geçen ve kıyamet gününün yaklaştığını ifade eden bir cümledir. Diyanet İşleri'nin meali şu şekildedir: >İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler. Benzer şekilde, Adem Uğur'un meali de şu şekildedir: >İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler. Bu ayet, insanların dünyada yaptıklarının hesabını verecekleri zamanın yaklaştığını ve bazı insanların bu gerçeğe aldırış etmediğini vurgular.

Büyük Buluşma dizisi, hayata veda eden insanların ölümlerinin hemen ardından Ferah Kapısı adlı mekâna gelmelerini ve burada vicdanlarının yansıması olan Amil ile karşılaşmalarını konu alır. İnsanlar, hayatlarını anımsayıp hesaplarını verdikten sonra, amel kitaplarının sağından veya solundan alınmasına göre ya cehenneme ya da cennete giderler.

Mahşer tablosunda kaç kişi olduğuna dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, mahşerle ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: İnsanlar kıyamet günü bir meydana toplanır ve dehşet içerisinde beklemeye başlarlar. Mahşer meydanında bütün insanların hesabı aynı anda görülebilecektir. Allah Teâlâ, ümmetinden bir grubu hesapsız olarak cennete sokacağı vaadinde bulunmuştur. Mahşerle ilgili bilgiler, dini yorumlara dayandığı için bilimsel bir temele sahip değildir.

"Mahşere kaldı" ifadesi, genellikle dünyevi adaletin sağlanamadığı veya çözülemeyen bir anlaşmazlık, haksızlık veya hesaplaşmanın ahirette, yani Mahşer gününde görüleceği inancını ifade eder. Mahşer, kıyamet koptuktan sonra, tüm insanların tekrar dirilip bir araya gelecekleri ve dünyada yaptıklarının hesabını Allah'a verecekleri yeri ifade eder. Bu ifade, aynı zamanda telafisi mümkün olmayan kayıplar ve acılar için de kullanılabilir. Örnek cümle: "Bizim kavuşmamız, mahşere yani ahirete kalmış".

Evet, insan ne yaşadığını bilir. Bir yara açıldığında, başkaları sadece kanı görür, kabuğu izler. Ayrıca, "İnsan ne yaşadığını bilir" sözü, felsefi bir söz olarak da kullanılmaktadır.

Mezarlıkta üç soru sorulmasının nedeni, kabirde Münker ve Nekir meleklerinin ölüyü sorguya çekmesi ile ilgilidir. Bu meleklerin sorduğu sorular şunlardır: 1. Rabbin kimdir?. 2. Dinin nedir?. 3. Peygamberin kimdir?. Bu sorulara doğru cevap vermek, kişinin iman ve salih amel sahibi olduğunu gösterir.

İslam inancına göre, hayvanların öldükten sonra sahiplerini görüp göremeyeceğini sadece Allah bilir. Hayvanların ruhlarının ölümden sonra yok olmayacağı, her bir türün ruhlarının belli bir hayvan bedeninde saklanarak cennete yerleştirileceği rivayet edilmektedir.

"Dünya hayatı aldatıcıdır" ifadesi, dünya hayatının geçici ve çekici unsurlarıyla insanları Allah'tan uzaklaştırabileceği anlamına gelir. Bu durum, Kur'an'da Hadid Suresi 20. ayette şu şekilde tasvir edilir: "Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur". Dünya hayatına aldanmamak için, onu bir imtihan ve ahiret hayatına hazırlık aracı olarak görmek gerekir.

Ba's, "öldükten sonra tekrar dirilmek" anlamına gelir ve ahiret hayatının en önemli devrelerinden biridir. Ehl-i sünnet inancına göre ba's, hem beden hem de ruh ile olacaktır: İnsan, öldükten ve çürüdükten sonra, Allah onun bedenine ait asli parçaları bir araya getirecek veya benzerini yaratacak ve ruhu buna iade edecektir. Ba's kelimesi ayrıca şu anlamlara da gelir: Diriltmek, uyandırmak. Peygamber olarak göndermek ve uyarmak.

Cahîm, Kur'an'da geçen cehennem isimlerinden biridir. Cahîm'in özellikleri: "Kat kat yanan, alevi ve ısı derecesi yüksek ateş" anlamına gelir. Yedi cehennemin, azabı en şiddetli olan tabakalarından birinin adıdır. 26 ayette geçer; bir yerde Hz. İbrahim'in atıldığı ateş olarak, 25 yerde ise cehennem veya şiddetli ateş anlamında kullanılmıştır. Cahîm, özellikle kâfirler ve halkına zulüm edenler için hazırlanan bir azap yeridir.

İnsan ölünce ameli üç şey dışında kesilir: 1. Sadaka-i câriye (devam eden iyilik). 2. Faydalanılan ilim. 3. Dua eden hayırlı evlat. Bu üç amelden herhangi birini veya hepsini gerçekleştiren kimsenin amel defterine, o amellerden yararlanıldığı sürece sevap yazılmaya devam edilir.

Ardâvîrâf, Zerdüşt dininin yok olma tehlikesi geçirdiği bir dönemde, Büyük İskender'den sonra yaşamış yüksek rütbeli bir din adamıdır. Ardâvîrâf, rüyasında yedi gün yedi gece süren bir ahiret yolculuğuna çıkar. Ardâvîrâf, bu yolculuğunda gördüklerini ve öğrendiklerini dönüşünde kâtiplere yazdırır. Ardâvîrâfnâme, insan ruhunun ölüm sonrası hayatta cennet, araf ve cehennemde bulunacağı makamlara erişmesinde “iyi düşünce”, “iyi söz” ve “iyi davranış”ın etkisini, bunların insan kaderi ve ölüm sonrası hayattaki rolünü, cennette ödüllendirilme ve cehennemde cezalandırılma konularını işler. Ardâvîrâfnâme, Sâsânî toplumunu dinî açıdan etkilemek, insanların dinî kurallara uymalarını ve hükümdarların emirlerinden çıkmamalarını sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır. Ardâvîrâfnâme, İslam inanışındaki bazı değerlerle benzerlik göstermesi açısından da dikkat çekicidir.

Bakara Suresi 4. ayet, müminlerin hem Hz. Muhammed'e indirilen Kur'an'a hem de önceki peygamberlere indirilen kitaplara iman etmeleri gerektiğini vurgular. Ayetin diğer anlamları şu şekildedir: Tevhid, nübüvvet ve ahiret inancı: Ayet, iman esaslarını genişleterek, Allah'ın birliğine, peygamberlere ve ahiret gününe inanmayı gerektirir. Vahye dayanan bilgi: İnsanlığın doğru hayat tarzını öğrenmesi için vahye dayanan bilginin önemini vurgular. Ahiret inancı: Ahiret inancının, müminlerin dindarca yaşamaları ve sağlıklı bir dünya düzeni kurmaları için temel unsur olduğunu belirtir. Ayetin tam meali şu şekildedir: "Onlar ki, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin olarak inanırlar".

Bu dünyanın bir sınav olarak görülmesinin bazı nedenleri: Allah'a layık bir kul olma: Dünya hayatı, insanların Allah'a layık bir kul olup olmadıklarını anlamak için bir imtihan sürecidir. Ahirete hazırlık: Dünyadaki yaşam, ahiret hayatına hazırlık amacıyla bir sınav olarak kabul edilir. Karakter ve davranışların değerlendirilmesi: İnsan ilişkilerindeki tutumlar, merhamet ve adalet gibi unsurlar bu sınavın önemli parçalarıdır. Hayatın geçiciliği: Hayatın geçici olduğu ve bu geçiciliğin insanın sınavı için bir fırsat sunduğu inancı. Bu konudaki görüşler inanç ve felsefi farklılıklara göre değişebilir.

Envârü'l-Âşıkîn, kainatın yaratılışından ahiret hayatına kadar geniş bir yelpazede konuları ele alan dini, tasavvufi ve didaktik bir eserdir. Eserin ana temaları: Kainatın düzeni ve yaratılış. Peygamberler tarihi. Tasavvufi yorumlar. Ahiret, kıyamet ve ibadetler. Mitolojik ve kozmografik unsurlar. Eser, okuyucularını dünya ve ahiret saadetine ulaştırmayı amaçlar.

"Arafarium" hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "Araf" kelimesi farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir. Araf Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 7. suresi olup, Mekke'de nazil olmuştur. Araf kavramı, bazı dinlerde ve inançlarda öbür dünya ile ilgili bir arınma yerini ifade eder. Araf ayrıca, Elif Şafak'ın bir romanının adıdır.

"Dünya fani" ifadesi, dünyanın kalıcı olmayan, geçici ve yok olacak bir yer olduğunu anlatır. Bu ifade, genellikle şu anlamlarda kullanılır: Ahiret vurgusu: İnancımızda asıl yurdun ahiret olduğu ve bu dünyada kalıcı olmadığımızı hatırlatır. Hayatta karşılaşılan güçlüklere sabır: Hayatta karşılaşılan zorluklara karşı sabırlı olunması ve çok üzüntü duyulmaması gerektiğini belirtir. Ayrıca, "Dünya Fani" adıyla Cakal & Arem Özgüç & Arman Aydın işbirliğiyle çıkmış bir deep house şarkısı ve Nureddin Yıldız'ın bir kitabı da bulunmaktadır.

"Herkes Ölecek" adlı film veya kitap hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "ölüm" ve "herkesin öleceği" temaları çeşitli felsefi ve dini inançlarda ele alınmaktadır. Felsefi açıdan, ölüm sonrası hayat ve ruhun ölümsüzlüğü gibi konular birçok filozof tarafından düşünülmüştür. Dini inançlarda, semavi dinlere göre herkes öldükten sonra ya cennete ya da cehenneme gider. Bu konular bilimsel olarak kanıtlanmamıştır ve kişisel inançlara dayanmaktadır.

Âlem-i cezb ifadesi, Osmanlıca bir terim olup "cezb âlemi" anlamına gelir. Âlem-i berzah ise "berzah âlemi" veya "kabir âlemi" olarak Türkçeye çevrilir. Bu bağlamda, "alemicezb" ifadesi, muhtemelen bu iki terimin yanlış yazılmış bir birleşimi olup, anlamı belirsizdir. Daha fazla bilgi için Osmanlıca terimlerin anlamlarını içeren kaynaklara başvurulması önerilir.

Rüyada mezarın etrafında dolaşmak, ölüm ve hayat arasındaki dengeyi, geçmişle yüzleşmeyi ve içsel farkındalığı simgeler. Rüyada mezar etrafında dolaşmanın diğer yorumları: Olumlu yorumlar: İş hayatında başarı, maddi anlamda olumlu gelişmeler, ani şöhret ve dikkat çekme. Olumsuz yorumlar: Uygun olmayan ilişkiler, psikolojik dayanıklılık gerektiren durumlar, maddi kayıplar. Rüya tabirleri bilimsel temellere dayanmaz.