• Buradasın

    Hükmün konusu ve suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 225. maddesine göre, hükmün konusu, iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir 14.
    Mahkemenin suçu değerlendirmede yetkisi ise şu şekildedir:
    • Fiilin nitelendirilmesi 13. Mahkeme, fiilin hukuki yorumunda iddia ve savunmayla bağlı değildir; eylemi başka bir şekilde yorumlama ve nitelendirme hakkına sahiptir 13.
    • Sanık kapsamı 25. Mahkeme, iddianamede ceza davasının konusu yapılmamış eylemler için yargılama yapamaz 25.
    Bu ilkeler, "davasız yargılama olmaz" olarak bilinen ve mahkemenin açılmamış bir davaya bakmasını yasaklayan ilkeye dayanır 25.

    Konuyla ilgili materyaller

    Esasa ilişkin kararlar nelerdir hukuk?

    Esasa ilişkin kararlar, hukukta dava konusu hakkın ihlal edilip edilmediğini belirten ve mahkemenin tarafların maddi hukuk açısından haklı ya da haksız olup olmadıklarını değerlendirdiği kararlardır. Esasa ilişkin karar türlerine örnekler: Eda hükümleri. Tespit hükümleri. İnşai (yenilik doğuran) hükümler. Ayrıca, zamanaşımı def’i gibi maddi hukuk savunmalarının değerlendirilmesi veya hak düşürücü sürelerin incelenmesi gibi durumlarda da esasa ilişkin ara kararlar verilebilir.

    Hükmün ertelenmesi ve hükmün geri bırakılması arasındaki fark nedir?

    Hükmün ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) arasındaki temel farklar şunlardır: Hükmün Ertelenmesi: Tanım: İşlenen suçtan dolayı hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezasının belirli bir süre için geri bırakılmasıdır. Koşullar: Kişinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve yargılama sürecinde pişmanlık göstermesi gerekir. Sonuç: Cezanın infazının ertelenmesi ve denetim süresi sonunda cezanın tamamen veya kısmen infaz kurumunda çektirilmesi. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB): Tanım: Sanığa verilen cezanın belirli bir süre için ertelenmesi ve bu süre içinde yeni bir suç işlenmezse cezanın hukuki sonuç doğurmamasıdır. Koşullar: Cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması ve sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması gerekir. Sonuç: Cezanın sanık hakkında hukuki sonuç doğurmaması ve denetim süresi sonunda davanın düşmesi. Özetle, hükmün ertelenmesi cezanın infazının ertelenmesini, HAGB ise cezanın açıklanmasının ertelenmesini ifade eder.

    CMK'nın 297 maddesi nedir?

    CMK'nın 297. maddesi, "Temyiz Dilekçesinin Tebliği ve Cevabı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Görevi" başlığını taşır. Bu maddeye göre: 296. maddeye göre hükmü veren bölge adliye mahkemesince reddedilmeyen temyiz istemine ilişkin dilekçenin bir örneği karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir. Cevap verildikten veya belirlenen süre bittikten sonra dava dosyası, bölge adliye mahkemesi tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı inceleyerek bir tebliğname düzenler ve bu tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde, sanık veya müdafii ile katılan veya vekillerine tebliğ edilir. İlgili taraf, tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde yazılı olarak cevap verebilir. Üçüncü fıkra uyarınca yapılacak tebligatlar, ilgililerin dava dosyasından belirlenen son adreslerine yapılmasıyla geçerli olur. 262. ve 263. madde hükümleri saklıdır.

    CMK delillerin takdir yetkisi nedir?

    CMK'da (Ceza Muhakemesi Kanunu) delillerin takdir yetkisi, hâkimin kararını yalnızca duruşmada ortaya konulan ve tartışılan delillere dayandırabileceğini ve bu delillerin hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edileceğini ifade eder. Bu yetki, iki temel kuralı içerir: 1. Hâkim, sadece duruşmada ortaya konulmuş ve tartışılmış delillere dayanarak hüküm kurabilir. 2. Suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Bu düzenleme ile hâkimin tarafsızlığı, delillerin doğrudanlığı ve sözlülük ilkesi ile hukuka uygun elde edilmiş olma şartı güvence altına alınır. Ayrıca, hukuka aykırı deliller hükme esas alınamaz.

    CMK delil serbestliği ilkesi nedir?

    CMK'da düzenlenen delil serbestliği ilkesi, ceza muhakemesinde her şeyin delil olarak kabul edilebileceğini ve her türlü delille ispat yapılabileceğini ifade eder. Bu ilkeye göre: Her şey delil olabilir. İlgililer delil ileri sürebilir. Hakim kendiliğinden delil araştırabilir. Kanıtlamada zaman kısıtlaması yoktur. Kanıtlama külfeti sanığa yüklenemez. Hakim, delilleri serbestçe değerlendirir. Ancak, bu ilkeye göre hakim, sadece duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış hukuka uygun delilleri hükme esas alabilir.

    Hükme etkili olmayan delillerle karar verilirse ne olur?

    Hükme etkili olmayan delillerle karar verilmesi, yani hukuka aykırı delillerin kullanılması, yargılamanın adil bir şekilde yürütülmediği anlamına gelir ve bu durum dava sonucunun bozulmasına veya davanın yeniden görülmesine yol açabilir. Hukuka aykırı deliller, "zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir" ilkesi gereği, sadece hükme esas alınmakla kalmaz, aynı zamanda bu delillere dayanarak yapılan tüm işlemler de geçersiz sayılır. Bu tür bir kararın sonuçları arasında, masum bir kişinin haksız yere cezalandırılması veya gerçekten suçlu olan bir kişinin cezasız kalması gibi adil olmayan kararlar yer alabilir.

    Hakimin hukuku re'sen uygulaması ilkesi hangi hallerde geçerli değildir?

    Hâkimin hukuku re’sen uygulaması ilkesinin geçerli olmadığı bazı durumlar: İstinaf ve temyiz kanun yolları: Bu ilkenin istinaf ve temyiz kanun yollarında geçerli olmadığına dair bir düzenleme bulunmamaktadır, ancak bazı yazarlar bu ilkenin bu aşamalarda sınırlı veya koşullu olarak uygulanabileceğini düşünmektedir. Resen araştırma ilkesi kapsamındaki davalar: HMK m.385/2'ye göre, çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesi geçerlidir. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalar: Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder. Hâkimin hukuku re’sen uygulaması ilkesi, genel olarak hâkimin hukukî sorunlarda bilirkişiye başvuramayacağını öngörür.