Yargıtay

Yargıtay üyeleri, on iki yıl süreyle görev yaparlar.

Düşük ayak tazminat davasıyla ilgili Yargıtay'ın bir kararı şu şekildedir: İstanbul'da meydana gelen bir olayda, hastanın gluteal bölgesine yapılan kas içi enjeksiyon işlemi sonucunda düşük ayak gelişmesi ve sol ayağını kullanamaz hale gelmesi üzerine, hasta tarafından doğrudan hemşireye karşı açılan tazminat davasında, Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi, hemşirenin kamu görevlisi olması nedeniyle kendisine doğrudan tazminat davası açılamayacağına hükmetti. Kararda, davanın hemşirenin çalıştığı kuruma açılması gerektiği ve kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kişilere zarar vermesi durumunda, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturduğu belirtildi.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/841 sayılı karar, İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiştir.

Evet, Yargıtay, alkolmetreyi üflememe cezası ile ilgili bir kararı iptal etti. Bu karar, kronik hastalığı bulunan ve Covid salgını nedeniyle alkolmetreyi üflemek istemeyen bir sürücü hakkında verildi. Yargıtay 19. Ceza Dairesi, sürücünün bu talebinin kabul edilebilir bir gerekçe olduğuna hükmederek, 3 bin 516 TL idari para cezasını ve sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasını iptal etti.

Yargıtay'da kapanan bir dosyanın tekrar açılabilmesi için yeni bir delilin ortaya çıkması gerekmektedir. Ayrıca, yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilerek de kapanan dosya tekrar açılabilir.

Riskli yapıların yıkılmaması ile ilgili Yargıtay kararı, 4. Hukuk Dairesi'nin 26 Ocak 2017 tarihli kararıdır. Bu karara göre, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Kanun kapsamında riskli yapı olduğu gerekçesiyle yıkılmasına karar verilen yapının riskli yapı olup olmadığının tespiti için adli yargıda tespit davası açılabilir.

Yargıtay, önalım hakkı davasında aşağıdaki hallerde bozma kararı verebilir: 1. Eksik inceleme: Mahkemenin, satış şartları, satış bedeli ve taraflar arasındaki ilişkiler gibi konulara dair yeterli bilgi ve belgeye dayanmadan karar vermesi. 2. Hukuki yorum hataları: Medeni Kanun'un ilgili maddelerinin ve önceki Yargıtay kararlarının yanlış yorumlanması veya uygulanması. 3. Usul hataları: Tebligat eksiklikleri, duruşma usullerine uyulmaması veya kanuni sürelerin gözetilmemesi gibi usul hataları. 4. Bedel tespiti: Önalım bedelinin zamanında depo edilmemesi ve vadeli bir mevduat hesabında değerlendirilmemesi, bu durumun bir tarafın diğer taraf zararına oransız bir çıkar sağlamasına neden olması. 5. Muvazaa iddiası: Satış sözleşmesinde gerçek satış bedelinin gizlenmesi ve önalım hakkının kullanılmasının engellenmesi için bedelin fazla gösterilmesi durumunda muvazaa iddiasının incelenmemesi.

Yargıtay'da boşanma davasının kesinleşmesi, istinaf ve temyiz süreçlerinin tamamlanması ile gerçekleşir. İstinaf süreci şu şekilde işler: 1. Bölge Adliye Mahkemesi (istinaf mahkemesi), tarafların itirazlarını değerlendirir. 2. Eğer istinaf yoluna başvurulmamışsa, karar kesinleşir. Temyiz süreci ise şu adımları içerir: 1. Taraflardan biri istinaf kararının onanmaması için Yargıtay'a temyiz başvurusu yapabilir. 2. Yargıtay, kararı onarsa, karar kesinleşir. Bu süreçlerin tamamlanması genellikle 1-2 yıl kadar sürebilir.

Yargıtay, namı müsteara dayalı tasarrufun iptalini kabul etmiştir. Bu konuda Yargıtay'ın verdiği bazı kararlar şunlardır: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı (E. 2017/17-1505 K. 2020/204). Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Kararı (E. 2016/19667 K. 2019/5989). Yargıtay 5 Şubat 1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında Yargıtay'ın bozma sebepleri şunlardır: 1. İhtiyacın Gerçek, Samimi ve Zorunlu Olmaması: Yargıtay, ihtiyacın samimi, zorunlu ve gerçekten ortaya çıkmış olmasını arar. 2. Sürelere Uyulmaması: Tahliye davası, belirli sürelere uygun açılmalıdır. Kiraya verenin, 6 aylık kira döneminin bitiminden en az 3 ay önce kiracıya bildirimde bulunması gerekir. 3. Elverişli Başka Taşınmazın Olması: Kiraya verenin, tahliye talep ettiği taşınmaz dışında elverişli başka taşınmazlarının bulunması, ihtiyacın samimi olmadığını gösterebilir. 4. Kanıt Yetersizliği: Mahkemenin, ihtiyacın varlığını ve sürekliliğini yeterli delillerle kanıtlanmamış bulması da bozma sebebi olabilir.

Evet, Yargıtay kararına karşı itiraz edilebilir. Ancak, bu itiraz sadece Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları için geçerlidir, Hukuk Genel Kurulu kararları için değil. İtiraz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından veya mağdur, müşteki, katılan tarafından yapılabilir.

Yargıtay'da mahkeme sırasının belirlenmesi, dosyanın bulunduğu dairenin iş yoğunluğuna göre yapılır.

Yargıtay'da "dost davası" ifadesi doğrudan bir terim olarak kullanılmamaktadır. Ancak, ihtiyari dava arkadaşlığı kavramı, birden fazla kişinin birlikte dava açması veya aleyhlerine birlikte dava açılmasını ifade eder ve bu durum Yargıtay'da sıkça karşılaşılan bir hukuki süreçtir.

"Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafinin isteminin yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak oy birliği ile bozulmasına" ifadesi, Yargıtay'ın, sanık müdafinin temyiz itirazlarını kabul ederek yerel mahkeme kararını bozduğunu ifade eder. Bu karar, tebliğnamede belirtilen görüşlere katılarak ve oy birliği ile alınmıştır.

Meşru savunmada sınırın aşılması, aşağıdaki hallerde Yargıtay kararlarında belirtilmiştir: 1. Korunacak bir hakkın bulunması ve saldırıya ilişkin koşulların var olması. 2. Savunmada zorunluluk ve saldırı ile savunma arasında oran bulunması. 3. Savunmanın saldırıya ve saldırana karşı yapılması. 4. Heyecan, korku veya telaş gibi mazur görülebilecek bir durumun, savunmanın sınırını aşması. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.02.2008 tarihli kararında, geceleyin sarhoş bir kişinin eve cinsel saldırı girişiminde bulunması durumunda, sanığın meşru savunmada sınırı aştığı kabul edilmiştir. Çünkü sanığın, saldırının tekrarlanabileceği korkusuyla aşırı tepki vermesi, orantısız bir savunma olarak değerlendirilmiştir.

2019/680 sayılı karar, farklı yargı mercileri tarafından verilmiş çeşitli kararlara atıfta bulunabilir. İşte bazı örnekler: Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Kararı. Yargıtay 17. Ceza Dairesi Kararı.

Yargıtay kararlarında Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (HMK) atıf yapmak için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Mahkeme ve Karar Bilgileri: Kararda, mahkemenin adı, karar tarihi ve numarası belirtilmelidir. 2. Gerekçeli Karar: Kararın gerekçeli olması ve hukuki esaslara dayanması gereklidir. 3. Atıf Şekli: HMK'ya yapılan atıflar, genellikle kısa ve tam künye şeklinde yapılır. Örneğin, HMK'nın 297. maddesine yapılan bir atıf şu şekilde olabilir: "Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının ... [gerekli detaylar]".

"Kastamonu Ayısı" caps ifadesi, 2015 yılında Yargıtay'ın bir kararıyla hakaret olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla, bu ifadenin çıkış tarihi olarak bu yıl gösterilebilir.

HGK 2006-12 481 2006/482 — Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28 Haziran 2006 tarihli kararıdır.

İstinaf mahkemesinin esastan red kararına itiraz, Yargıtay nezdinde temyiz başvurusu yapılarak gerçekleştirilir.