YargılamaGiderleri

Şikayette yargılama gideri ve vekalet ücretine, davayı gören mahkeme hükmeder. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 326. maddesine göre, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen taraftan alınır. İcra ve iflas müdürlüklerinin işlemlerine yönelik şikayetlerde, hukuka aykırılığın memurun hatasından kaynaklanması durumunda, şikayetçinin lehine maktu vekalet ücretine hükmedilir.

Yargılama giderleri yönünden istinaf dilekçesi, ilk derece mahkemesinin kararına itiraz eden tarafın, Bölge Adliye Mahkemesine sunduğu, istinaf başvuru sebeplerini ve ilk derece mahkemesi kararının hangi açılardan usule veya yasal düzenlemelere aykırı olduğunu açıkça belirttiği resmi bir belgedir. İstinaf dilekçesinde yer alması gereken bazı unsurlar: Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, ad ve soyadları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları ve adresleri. Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu, tarih ve sayısı. Karar özeti. Başvuru sebepleri ve gerekçesi. Talep sonucu. Başvuranın veya varsa kanuni temsilci ya da vekilin imzası. Hukuk davalarında istinaf başvurusu ile birlikte istinaf harcı yatırılması zorunludur.

Boşanma davasında feragat eden taraf, yargılama giderlerini ve karşı tarafın vekalet ücretini ödemekle yükümlüdür. Bu durum, HMK madde 312'de "Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir" şeklinde düzenlenmiştir.

Avukat vekalet ücreti, aşağıdaki hallerde istenebilir: Dava kazanıldığında. Avukatlık sözleşmesi yapıldığında. Ücretsiz dava alındığında. Avukat, haklı bir sebep olmaksızın işi takipten vazgeçerse hiçbir ücret isteyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.

Evet, ortaklığın giderilmesine karar verildiğinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti taraflara payları oranında yükletilir. Bu, ortaklığın giderilmesi davalarının iki taraflı olması ve taraflar için benzer sonuçlar doğurması nedeniyle kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden kaynaklanır. Yargılama giderleri, tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında; vekalet ücreti ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) gereği maktu olarak taraflara dağıtılır.

Yargılama giderlerinin ödenmemesi durumunda çeşitli olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir: Davada eksiklik tamamlanamaz. Dava reddi. İcra takibi. Faiz ve ek maliyetler. Maddi durumu yetersiz olan taraflar, adli yardım talebinde bulunarak mahkeme harçlarından ve giderlerden geçici olarak muaf tutulabilir.

Şufa davasının kabulü halinde yargılama giderleri, genel olarak davayı kaybeden tarafa yükletilir. Ancak, özel bir durumda, davayı açan taraf şufa bedelini ve tapu masraflarını ödemekle yükümlüyken, yargılama giderleri davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsil edilir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi, yargılama giderleri, kadastro harcı ve tahakkuku ile ilgilidir. Bu maddeye göre: Taraflardan her biri, dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorundadır. Davacı, hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır. Resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için gerekli giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır. Kadastro hakimi, dava harcı ve yargılama giderlerinin tespit ve hesaplanmasında, ilgili taşınmaz mala ait son beyan dönemi emlak vergisi değerini esas alır. Hakim, hükmün kesinleşmesinden itibaren 15 gün içinde giderin miktarı ile mükellefin kimliği ve en son ikametgahını bir yazı ile maliyeye bildirir.

Haksız dava açmanın cezası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 329. maddesinde düzenlenmiştir: Yargılama giderleri: Kötüniyetli davalı veya hakkı olmadığı halde dava açan taraf, yargılama giderlerinin yanı sıra, karşı tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkum edilir. Disiplin para cezası: Bu kişilere, 500 TL ile 5.000 TL arasında disiplin para cezası uygulanır. Bu hükümler, yalnızca yerel mahkemede açılan davalar için değil, istinaf ve temyiz kanun yolları için de geçerlidir.

Adli yardım, Anayasa'nın 36. maddesi ile güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün ve adil yargılanma hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için önemli bir araçtır. Anayasa'nın 36. maddesi, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanarak yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğunu belirtir. Adli yardım, ekonomik güçsüzlük nedeniyle dava açılamaması veya avukatlık hizmetinden yararlanılamaması durumunda, kişilerin hukuki korunma haklarını kaybetmemelerini sağlar. Sosyal hukuk devleti ilkesi, adli yardımın anayasal temellerini oluşturur. Adli yardımdan yararlanma bakımından kişiler arasında herhangi bir ayrıma gidilmez.

Bilirkişiye ücret ödenmezse, dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması nedeniyle dava, dava şartı yokluğundan reddedilebilir. Ayrıca, bilirkişi ücreti veya harçların yatırılmaması durumunda, dava devam edemez ve gerekli işlemler yapılamaz. Bunun yanı sıra, yargılama giderlerini ödemeyen taraf hakkında icra takibi başlatılabilir. Bilirkişi ücretinin ödenmemesi durumunda izlenecek prosedür hakkında en doğru bilgiyi bir avukat verebilir.

9266 yargılama gideri, Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen ve bir şirketin yargı yoluna başvurması durumunda ortaya çıkabilecek hukuki işlemler ile bu işlemlerle bağlantılı olarak ödenen masrafları ifade eder. Bu giderler genellikle mahkemeye başvurma, avukatlık ücretleri, yargılama süreci ve diğer hukuki işlemlerle ilgili masrafları kapsar.

Mahkemede haklılık oranı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesine göre, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırarak belirlenir. Bu maddeye göre: Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen taraftan alınır. Davada her iki taraf da kısmen haklı çıkarsa, yargılama giderleri tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise, mahkeme yargılama giderlerini bunlar arasında paylaştırabilir veya müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verebilir. Anayasa Mahkemesi, manevi tazminat davalarında bu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiş ve iptal etmiştir.

Yargılama giderlerinin ödenmesi, davanın sonucuna ve taraflara göre değişiklik gösterir: Mahkumiyet kararı: Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi halinde, yargılama giderleri genellikle sanık tarafından ödenir. Beraat kararı: Beraat kararı durumunda ise yargılama giderleri devlet tarafından karşılanır. Davayı kaybeden şikayetçi: Şikayetçi, davayı kaybettiğinde yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olabilir. Adli yardım durumunda, maddi durumu yetersiz olan taraflar yargılama giderlerinden muaf tutulabilir; bu durumda giderleri devlet karşılar.

Evet, satış giderini davacı alabilir. Dava sonunda, yargılama giderlerinin, davayı kaybeden taraftan alınmasına karar verilir ve bu giderler arasında satış giderleri de yer alır.

CMK 325 maddesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Sanığın Yükümlülüğü başlıklı maddesidir. Bu madde şu hükümleri içerir: 1. Yargılama Giderleri: Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir. 2. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Cezanın Ertelenmesi: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır. 3. Hakkaniyete Aykırılık Durumu: Yargılamanın değişik evrelerinde yapılan araştırma veya işlemler nedeniyle giderler meydana gelmiş olup da, sonuç sanık lehine ortaya çıkmış ise, bu giderlerin sanığa yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında mahkeme, bunların kısmen veya tamamen Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verir. 4. Sanığın Ölümü: Hüküm kesinleşmeden sanık ölürse, mirasçılar giderleri ödemekle yükümlü tutulmazlar.

Dava konusunun devri halinde yargılama giderlerinden hem dava konusunu devreden hem de devralan kişiler müteselsilen sorumludur.

Evet, yanlış taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedilebilir. Vekalet ücreti, davada haklı çıkan tarafın lehine, haksız çıkan taraf aleyhine mahkeme tarafından hükmedilen bir yargılama gideridir.

Dosyanın işlemden kaldırılmasında vekalet ücreti, davanın açılmamış sayılması kararı verildiğinde ödenir.

HMK 329 maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Kötüniyetle veya Haksız Dava Açılmasının Sonuçları başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre: 1. Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. 2. Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, ayrıca beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.