• Buradasın

    Varoluşçuluk

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Bela tarr ne anlatıyor?

    Béla Tarr'ın filmleri genellikle varoluşsal sorular ve insan yaşamının anlamı üzerine odaklanır. Tarr'ın en bilinen filmlerinden biri olan Torino Atı (The Turin Horse), Nietzsche'nin bir atın kırbaçlanmasına tanık olduktan sonra yaşadığı duygusal çöküntüyü ve ardından gelen suskunluk dönemini konu alır. Tarr'ın sineması, sadece görsel değil, duy(g)usal bir sanat olarak kabul edilir.

    Kafka'nın temel felsefesi nedir?

    Franz Kafka'nın temel felsefesi, insanın varoluşunun anlamsızlığı, yabancılaşma ve otorite ile bürokrasi karşısındaki direniş gibi temalar üzerine kuruludur. Kafka'nın felsefesinin bazı temel unsurları: Varoluşun anlamsızlığı: Kafka'nın karakterleri, anlamını yitirmiş bir dünyada kaybolmuş hissine kapılır. Yabancılaşma: İnsan, hem kendi bedenine hem de yaşadığı topluma yabancılaşmış durumdadır. Otorite ve bürokrasi: Modern toplumun karmaşık yapıları ve bürokratik sistemler, bireyin ruhunu ezmekte ve özgürlüğünü kısıtlamaktadır. İçsel çatışma: İnsan, hem dış dünyayla hem de kendi iç dünyasıyla sürekli bir savaş halindedir. Anlam arayışı: İnsan, yaşamına anlam vermeye çalışır ancak bu çaba genellikle sonuçsuz kalır.

    Gecenin sonuna yolculuk ne anlatmak istiyor?

    Louis-Ferdinand Céline'in "Gecenin Sonuna Yolculuk" adlı romanı, Ferdinand Bardamu'nun I. Dünya Savaşı, sömürge Afrika'sı, Amerika Birleşik Devletleri ve doktor olarak çalıştığı Paris'in yoksul banliyölerindeki maceralarını anlatır. Eserde anlatılan bazı temalar: Kötümser insanlık durumu: Roman, acı, yaşlılık ve ölümün tek ebedi gerçekler olduğu görüşünü yansıtır. Nefret: Yazar, nefretin romanın ana teması olduğunu savunur. Toplumsal eleştiri: Céline, toplumun alt tabakalarının bakış açısını benimseyerek ve onların dilini kullanarak, toplumsal ve metafizik düzlemdeki kusurları gözler önüne serer. Uygarlık eleştirisi: Eser, "uygarlık" adı altındaki toplumsal düzenin insanı nasıl yabancılaştırdığını ve bu düzenin karakteristik tavırlarını ifşa eder.

    Edip Cansever Gelmiş Bulundum yangın ne anlatıyor?

    Edip Cansever'in "Gelmiş Bulundum" şiirindeki "Yangın" adlı bölüm, aşk ve tutkuyu anlatıyor olabilir. Şiirde geçen "Beni sevdiniz mi? Yangındır artık parmaklarınız" dizesi, bu yorumu destekler. Şiirin genel temasında ise sevgi, ölüm ve yalnızlık gibi temalar işlenmiştir. Şiirin tam metnine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: mardinlife.com; eksisozluk.com.

    Can Bonomonun Ateşli Silahları ve Bilardoyu neden yazdığını biliyor musun?

    Can Bonomo, "Ateşli Silahlar ve Bilardo" romanını modern dünyanın sistemine eleştiri getirmek amacıyla yazmıştır. Bonomo, bu romanı yazarken kendi hayatından da unsurlar paylaştığını belirtmiştir. Ayrıca, yazar, "Ateşli Silahlar ve Bilardo" ile "müthiş bir yarış olduğunu ve hayatın insanları aynılaştırmaya, standardize etmeye çalıştığını, sıradan insan olmanın yasak hale geldiğini" ifade etmek istediğini söylemiştir.

    Beyaz Geceler filmi ne anlatıyor?

    1957 yapımı Beyaz Geceler filmi, 19. yüzyıl Rus edebiyatçısı Fyodor Dostoyevski'nin aynı adlı kısa öyküsünden uyarlanmıştır. Film, yalnız bir adamla yalnız bir kadının kısa bir zaman dilimine sığan varoluşçu hikâyesini anlatır. Filmin konusu şu şekildedir: Kasvetli ve uzun bir gecede bir kadınla bir erkek küçük bir köprünün üzerinde karşılaşırlar. Çekingen ve yalnız bir memur olan Mario, yeni geldiği şehirde aylak aylak dolaşmaktadır. Her iki yalnız insan da birbirlerine ilgi duymaya başlarlar. Beklenen sevgili o gece gelmez. Bu buluşmalarda Natalia, Mario'ya hayatını anlatır ve gençliğinin nasıl boşa harcandığından bahseder. Aşık olduğu denizci bir yolculuğa çıkıp bir yıl sonra döneceğine söz vermiştir. Söz verdiği saatte köprüye gelmeyen denizcinin bir otelde kalıyor olabileceğini düşünen Natalia, Mario'dan ona bir mektup götürmesini ister. Mario ise mektubu yırtıp atar ve sonraki buluşmalarında da Natalia'yı denizcinin dönmeyeceğine ikna etmeye çalışır. Ancak dördüncü gece beklenen gizemli yabancı ortaya çıkınca Natalia hemen kendini onun kollarına atar.

    Kaufmann varoluşçuluk nedir?

    Walter Kaufmann'ın varoluşçuluk tanımı, "Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşçuluk" adlı eserinde yer alır. Varoluşçuluk, genel olarak psikolojik ve kültürel değişimlerin bireysel deneyimlerle birlikte var olabileceğini savunan bir felsefe akımıdır. Varoluşçuluğun bazı temel özellikleri: Bireycilik: Akım, bireyciliğe büyük önem verir. Varoluşun önceliği: İnsan önce var olur, sonra özünü kendi yaratır. Özgürlük ve sorumluluk: Birey, kendi değerlerini ve yaşamının anlamını belirler ve bu süreçte sorumluluk alır. Anlamsızlık ve absürtlük: Anlamın yıkılması, varoluşçu düşünce için temel bir unsurdur.

    Mrs. Dalloway ne anlatıyor?

    Mrs. Dalloway, Virginia Woolf'un 1925 yılında yayımlanan romanıdır ve Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere'sinde kurgusal bir üst sınıf kadını olan Clarissa Dalloway'in hayatından bir günü anlatır. Romanda işlenen başlıca konular şunlardır: Feminizm. Eşcinsellik. Varoluşçuluk. Zihinsel problemler. Ana karakterler, roman boyunca asla birbirleriyle karşılaşmayan Septimus Warren Smith ile Clarissa Dalloway'dir. Konu özeti: Roman, Clarissa Dalloway'in akşam evde vereceği parti için çiçek almak üzere dışarı çıkmasıyla başlar. Clarissa'nın zihninde geçmişle günümüz arasında gidip gelmelerle devam eder. Septimus'un ölüm haberini alan Clarissa, kendini Septimus'un yerine koyar. Clarissa, evli olduğu ancak mutsuz bir ilişki yaşadığı Richard ile evlidir ve kadınlara ilgi duymaktadır. Roman boyunca ölüm ile ilgili düşünceler zihninden geçer. Yazar, romanında savaşı, toplumu ve yönetim sistemini eleştirir.

    Zeki Demir Kubuz Yazgı ne anlatıyor?

    Zeki Demirkubuz'un "Yazgı" filmi, Albert Camus'nün "Yabancı" romanından uyarlanmıştır. Başlıca temalar: Yabancılaşma: Musa, çevresine ve olaylara karşı tepkisizdir; annesinin ölümüne bile duygusal bir tepki vermez. Nihilizm: Karakter, ahlaki ve dini değerlere inanmaz; olaylara kadercilikle yaklaşır. Adalet ve teslimiyet: Musa, suçlandığı bir olayda kendini savunmaz ve idama mahkûm edildiğinde tepkisiz kalır. Film, modern bireyin toplumsal kuralları gözetmeden var olma mücadelesini ve bu tavrın toplum tarafından nasıl algılandığını sorgular.

    Sisifosa göre saçma nedir?

    Sisifos'a göre saçma, hayatın tutarsızlığını ve akla, mantığa aykırılığını gören bilinçli bir insan ya da düşünce olarak tanımlanır. Albert Camus'nun "Sisifos Söyleni" eserinde, saçma kavramı şu şekilde açıklanır: Saçma duygusu. Saçma kavramı. Camus'ya göre, modern insanın monoton yaşamındaki anlamsız çaba, Sisifos'un kayayı sürekli zirveye taşıyıp her seferinde aşağı yuvarlanmasını izlemek gibidir.

    Azathoth kitabı ne anlatıyor?

    Azathoth, H. P. Lovecraft tarafından 1922 yılında yazılmış, ancak tamamlanmamış bir romanın ilk sayfası olarak kabul edilen bir fantastik hikayedir. Hikayenin konusu: Modern dünyanın hayal gücünden yoksun ve sihre inanmayan bir atmosferde, adı hiç belirtilmeyen bir kahramanın hikayesi anlatılır. Kahraman, sıkıcı ve çirkin bir şehirde yaşamaktadır. Her gece pencereden yıldızlara bakarak, sıradan insanların fark edemediği gizli manzaralara ulaşır. Bir gece, bu dünya ile yıldızlar arasındaki uçurum kapanır ve kahraman, bedeninden ayrılarak sonsuz kozmosa yükselir. Lovecraft, bu hikayeyi "doğu tarzında eski gotik bir roman" olarak planladığını belirtmiştir.

    Breathless 1960 ne anlatıyor?

    1960 yapımı Breathless (Serseri Aşıklar) filmi, Michel Poiccard isimli bir suçlunun, Paris sokaklarında polisten kaçarken Amerikalı gazeteci Patricia Franchini ile yaşadığı gerilim dolu aşkı konu alır. Film, varoluşçuluk felsefesi barındıran konuşmalar içerir. Yönetmen Jean-Luc Godard, Hollywood’un geleneksel anlatı yapısını ters yüz ederek, atlamalı kurgu (jump cut), doğaçlama diyaloglar ve el kamerası kullanımıyla sinema dilinde devrim yaratmıştır.

    Alber Camo hangi akıma mensuptur?

    Albert Camus, varoluşçuluk ve absürtizm akımlarının öncülerinden kabul edilir. Ancak, Camus kendisini herhangi bir akımın filozofu olarak görmediği için kendini "varoluşçu" veya "absürtist" olarak tanımlamaz.

    Sartre'ın hayatı ve eserleri nelerdir?

    Jean-Paul Sartre'ın hayatı: Doğum ve Aile: 21 Haziran 1905'te Paris'te doğdu; babasını küçük yaşta kaybetti ve annesinin ailesinin yanında büyüdü. Eğitim: Louis-le-Grand Lisesi'nde eğitim aldı, ardından Ecole Normale Supérieure, İsviçre'deki Fribourg Üniversitesi ve Berlin'deki Fransız Enstitüsü'nde eğitimine devam etti. Askeri ve Siyasi Hayatı: II. Dünya Savaşı sırasında Fransız ordusunda meteorolog olarak görev yaptı ve Almanlar tarafından esir alındı; Direniş hareketine katıldı. Felsefi ve Edebi Kariyeri: 1943'te "Varlık ve Hiçlik" adlı eserini yazdı; 1945'te öğretmenliği bırakıp "Les Temps Modernes" adlı edebi-politik dergiyi çıkarmaya başladı. Siyasi Aktivizm: Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği'ni destekledi, Fransa'nın Cezayir'e karşı yürüttüğü savaşa karşı çıktı. Ölüm: 15 Nisan 1980'de Paris'te öldü. Bazı eserleri: "Bulantı"; "Duvar"; "Özgürlüğün Yolları"; "Kirli Eller"; "Sözcükler".

    Yalom ne tür yazar?

    Irvin D. Yalom, psikanalist, psikiyatrist, psikoterapist ve yazardır. Eserlerinde felsefe ve edebiyatı da harmanlayan Yalom, özellikle varoluşçu psikoterapi ve ölümle yüzleşme konularında tanınır. Yazdığı eser türleri arasında bilimsel kitaplar ve romanlar bulunur. Bazı eserleri: "Nietzsche Ağladığında"; "Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri"; "Güneş’e Bakmak: Ölümle Yüzleşmek"; "Bağışlanan Terapi".

    Kendi için varlık ve kendine mevcut varlık nedir?

    Kendi için varlık, bilinçli insan varlığını ifade eder. Kendine mevcut varlık ise, Sartre'ın varoluşçuluk felsefesinde, bilincin kendi kendine mesafeli varlığı olarak tanımlanır. Kendinde varlık ise, maddi dünyadaki her şeyi, bilinç dışında kalan her şeyi ifade eder. Sartre'a göre, kendi için varlık, kendinde varlığın hiçlenmesi suretiyle var olur.

    Felsefede öz nedir örnek?

    Felsefede öz, bir nesneyi neyse o şey yapan gereçlerin tümüdür. Bazı örnekler: Platon'a göre öz, idea demektir. Aristoteles'e göre öz, somut bireysel varlıklardır. Birinci öz, bireysel olarak ele alınan özlerdir. İkinci öz, türdeş olarak ele alınan özlerdir. Sartre'a göre öz, varlaşmayla meydana gelir ve varoluştan önce yoktur. Ayrıca, Locke'ta öz ikiye ayrılır: Gerçek öz, doğanın kendi ürünleri olan ve gerçekte ne olduklarını bilemediğimiz ancak gözlemleyebildiğimiz özellikleri ile anladığımız cisimler için kullanılır. Adsal öz, benzer tikel fiziksel cisimlerde zihinsel soyutlama yoluyla ortak olan şeyi gösteren niteleyici adlardır.

    Sisyphos the Myth ne anlatıyor?

    "Sisyphus: The Myth" dizisi, dahi bir mühendis olan Han Tae-sul ve ona yardım etmek için gelecekten gelen Kang Seo-hae adlı elit bir savaşçının hikayesini anlatıyor. Han Tae-sul, ağabeyinin ölümünün ardındaki gerçeği ortaya çıkarmaya çalışırken, Kang Seo-hae, dünyayı kurtarmak için onu korumaya karar verir. Dizide ayrıca bilim kurgu, aksiyon, gerilim ve dram unsurları da bulunmaktadır. Bazı izleyiciler, dizinin mantık hataları ve çelişkiler içerdiğini düşünmektedir.

    Varoluşçuluğun kurucusu kimdir?

    Varoluşçuluğun kurucusu olarak genellikle Søren Kierkegaard kabul edilir, ancak bu akım, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılda, felsefi düşüncenin salt düşünen özne ile değil, eyleyen, duyumsayan, yaşayan bir birey olarak insan öznesi ile başladığı inancını paylaşan filozofların çalışmalarıyla şekillenmiştir. Varoluşçuluğun diğer önemli temsilcileri ve kurucuları arasında şunlar yer alır: Friedrich Nietzsche; Jean-Paul Sartre; Albert Camus.

    Osman Necmi gürmen hangi akıma mensuptur?

    Osman Necmi Gürmen, varoluşçu felsefe akımına yönelmiş bir yazardır. Özellikle öykülerinde, varoluşsal süreçlerden geçen ve kendisiyle ya da toplumla çatışmalar yaşayan karakterleri merkezine alır.