Varoluş

Edip Cansever'in "Masa da Masaymış Ha" şiiri, yaşamın sıradan unsurlarını derin anlamlarla buluşturarak insanın varoluşunu ve iç dünyasını sorgulamayı amaçlar. Şiirde masa, hayatın bir metaforu olarak kullanılır ve insanın sahip olduğu her şeyi bir araya getirme çabasını simgeler. Şiirin ana teması, hayatın yükleri ve insanın bunlarla nasıl başa çıktığıdır.

Hermann Hesse'nin "Ağaçlar" adlı eseri, çeşitli metin ve şiirlerden oluşan bir kitaptır ve doğayı ve ağaçları merkez alarak insanın varoluşunu ve doğayla olan ilişkisini anlatır. Kitapta öne çıkan temalar şunlardır: - Ağaçların duyguları ve düşünceleri: Hesse, ağaçların sadece fiziksel varlıklar olmadığını, aynı zamanda bir yaşam mücadelesi, hayatta kalma ve paylaşma gibi insani duygularla donatıldığını ifade eder. - Yaşlılık ve ölüm: Ağaçların yaşlanması, bilgeleşmesi ve sonunda ölmesi, insanın yaşam döngüsü ve ölümle olan mücadelesi ile paralellik gösterir. - Yalnızlık: Kitapta, ağaçların yalnızlığı ve insanın yalnızlığı arasındaki benzerlikler vurgulanır. - Doğa ile bütünlük: Ağaçlar, doğanın bir parçası olarak ele alınır ve insanın doğayla olan bağı, ağaçların tanıklığı üzerinden anlatılır.

Sebep Ey şiirinin teması, varlığın hikmetini aramak ve metafizik algıyla yoğrulmuş bir varoluş olarak belirlenmiştir.

Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun "Çakıl" şiiri, doğanın güzellikleri ile insanın varoluşu arasındaki ilişkiyi sorgulamaktadır. Şiirde, çakıllar üzerinden doğanın detayları ve onun insan yaşamındaki yeri simgelenmektedir. Ayrıca, "Çakıl" şiirinde şairin sevgilisine duyduğu aşk da anlatılmaktadır.

"A Pigeon Sat on a Branch Reflecting on Existence" (2014), Roy Andersson tarafından yazılıp yönetilen, "Living" üçlemesinin üçüncü filmi olarak, insanlığın varoluşunu ve yaşamın anlamını sorgulayan bir komedi-drama türüdür. Film, iki ana hikayeyi iç içe geçirir: 1. İki gezgin satıcı, Sam ve Jonathan'ın, hayattan bıkmış halleri ve insanları kandırarak iş yapmaya çalışmaları. 2. İsveç'in militarist kralı Charles XII'nin, modern zamanlarda yeniden ortaya çıkıp, café gibi mekanlarda bir dizi başarısızlığa imza atması. Başlık, Pieter Bruegel the Elder'ın "The Hunters in the Snow" adlı tablosuna bir göndermedir ve Andersson, bu kuşların insanlar hakkında ne düşündüğünü hayal eder.

“Dünyaya Geldim Gitmeye” kitabı, Sadettin Ökten ve Kemal Sayar’ın sohbetlerinden oluşmaktadır. Kitapta, insanın dünyadaki varoluş amacı, hayatın zorlukları, mutluluk arayışı, içsel huzur ve maneviyat gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca, geçmişle bugünü karşılaştıran ve kişisel düşünceleri içeren bu eser, okuyucuya kendini ve yaşadığı toplumu daha yakından tanıma fırsatı sunmaktadır.

Felsefi bir soru örneği olarak şu sorular verilebilir: 1. Varoluşun anlamı nedir?. 2. Özgür irade var mıdır?. 3. Doğru ve yanlış nasıl belirlenir?. 4. İdeal bir hükümet nasıl olurdu?. 5. Gerçek nedir?.

Varolma süreci, bireyin yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir. Ayrıca, Varoluş Süreci adlı kitapta, bu sürecin on haftalık bir uygulama ile yaşam boyu sürecek bir maceraya dönüştüğü belirtilmektedir.

Nietzsche'ye göre üstinsan (Übermensch), insanlığın ulaşabileceği en yüksek potansiyel olarak görülen, kendini aşmış ve kendi değerlerini yaratmış bir varlıktır. Üstinsanın temel özellikleri şunlardır: - Sürü ahlakına direniş: Toplumun dayattığı değerleri sorgular ve itaat etmez. - Güç istenci: Hayatı irade ve yaratıcı eylemle şekillendirme arzusuna sahiptir. - Bengi dönüşü kabul: Yaşamı olduğu gibi, sonsuza dek tekrarlanacak şekilde kabul eder. - Bağımsızlık ve estetik yaratıcılık: Sadece ahlaki değil, aynı zamanda estetik ve varoluşsal bir örnek oluşturur. Nietzsche, üstinsan kavramını, insanın özgürleşme ve kendini gerçekleştirme yolculuğunda bir hedef olarak görmüştür.

İnsanın dünyaya geldiğinin farkında olmamasının birkaç nedeni olabilir: 1. Toplumsal Beklentiler: İnsanlar, çevrelerinin ve toplumlarının beklentileri doğrultusunda yaşayarak kendilerini tanımaktan uzaklaşabilirler. 2. İçsel Koşuşturmaca: Modern yaşamın hızı ve hedefleri, insanların içsel varlıklarını ve potansiyellerini gözden kaçırmalarına neden olabilir. 3. Materyalist Hedefler: Başarı, mutluluk ve maddi zenginlik arayışı, insanların derin düşünme ve kendilerini keşfetme zamanlarını kısıtlayabilir. 4. Felsefi Sorular: İnsanın varoluş amacını sorgulaması ve bu konuda kesin bir cevaba ulaşamaması da bir etken olabilir.

Neşet Ertaş, "Yolcu" adlı türküyü, insanın yaşam ve varoluşunu sorgulamak amacıyla yazdı. Ayrıca, Ertaş bu eserle, bireylerin kendilerini tanımalarına ve dünyanın geçiciliğini anlamalarına davette bulunur.

"Gelmiş Bulundum" şiiri, Edip Cansever tarafından yazılmış ve çeşitli temaları işlemektedir. Şiirin ana mesajı, varoluş, zaman, kimlik ve yalnızlık gibi evrensel temalar etrafında şekillenir. Bazı öne çıkan ifadeler ve anlamlar: - "Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum": Hayatın geçiciliği ve insanın içinde bulunduğu anı yakalayamaması. - "Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan": Mutluluğun ne kadar ulaşılamaz olduğunu ve anlaşılmadığını ifade eder. - "Bir kere gelmiş bulundum": Hayatın bir durak noktası olduğunu ve insanın bu noktada kendi varlığını sorgulamasını anlatır.

"Ne Biliyoruz Ki?" (What the Bleep Do We Know?) filmi, kuantum fiziği üzerinden insanın varoluşunu ve gerçekliğin doğasını sorgulayan yarı belgesel yarı kurmaca bir yapımdır. Filmin konusu özetle şöyledir: Boşanmış bir fotoğrafçı olan Amanda, kocasının kendisini aldatmasıyla büyük bir depresyona girer ve hayattan soğur.

5. boyut, geleneksel uzay ve zaman anlayışımızın ötesinde, daha yüksek bir varoluş düzlemini ifade eder. Görünüşüne dair doğrudan bir algı mümkün değildir, çünkü insanlar sadece 3 boyutlu dünyayı deneyimlemeye alışkındır ve beyinleri daha fazla boyutu anlamakta zorlanır.

Mantıkta "ters a" harfi, "varoluşsal niceleyici" anlamına gelir ve "there exists" veya "for some" olarak okunur.

"Varoluş" temalı kitaplar farklı açılardan varoluş sorusunu ele alır: 1. "Dünya Neden Var? Varoluş Üzerine Bir Dedektiflik Hikayesi" - Jim Holt. 2. "Varoluş Süreci" - Michael Brown.

Brian Garrett'ın "Metafizik Nedir?" adlı kitabı, metafiziğin temel kavramlarını ve tartışmalarını ele alan bir giriş kitabıdır. Kitapta işlenen bazı konular şunlardır: - Tanrı; - varoluş; - modalite; - tümeller ve tikeller; - olgular; - nedensellik; - zaman; - fatalizm, özgür irade ve determinizm. Yazar, bu konuları açık ve net bir üslupla ele alırken, anahtar kavramlar ve önde gelen filozoflar hakkında bilgiler, açıklayıcı örnekler, çalışma soruları, ileri okuma önerileri ve terimler sözlüğü gibi işlevsel özellikler de sunmaktadır.

Ferit Edgü şiirlerinde varoluş, yalnızlık, kimlik ve insanın hayat karşısındaki çaresizliği gibi temaları işlemiştir. Ayrıca, düşsel ve gerçeküstü öğeler, anlam arayışı ve yozlaşma gibi izlekler de şiirlerinde yer alır.

Filozofun temel amacı, varoluş, gerçeklik, bilgi, ahlak, değerler ve insanın yeri gibi sorulara yanıt aramaktır.

Evren, Dünya ve "Ben" kavramları farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşır: 1. Evren: Uzay ve zamanın tamamını kapsayan, gezegenler, yıldızlar, gökadalar ve diğer tüm madde ile enerji yapılarını içeren bir bütündür. 2. Dünya: Güneş Sistemi'nde yer alan, üzerinde yaşamın bulunduğu tek gezegendir. 3. "Ben": Kişisel bir özne olarak "ben", bireyin kendini ifade ettiği ve algıladığı varlıktır. Bu kavram, felsefi ve psikolojik bağlamlarda insanın varoluşunu ve bilincini anlamak için kullanılır.