Urartu

Van Gölü'nün hikayesi, yaklaşık beş milyon yıl önce bölgenin farklı bir coğrafi yapıda olmasıyla başlar. Gölün oluşumuyla ilgili bir efsane ise Urartu dönemine dayanır. Van Gölü, aynı zamanda tarihi ve kültürel açıdan da önemlidir.

Tarihi Urartu Yolu ve Kral Yolu farklı yerlerde bulunmaktadır: 1. Tarihi Urartu Yolu: Elazığ-Bingöl illeri arasında, Fırat'ın doğu yakasında yer alır. 2. Kral Yolu: Muğla'nın Bodrum ilçesi Gümüşlük Mahallesi'nde, denizden yürüyerek Tavşan Adası'na bağlanan sur yollarından oluşur.

Amik Kalesi, Urartular tarafından inşa edilmiştir. Kaleye daha sonra sırasıyla Medler, Persler, Selçuklular, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti hakim olmuştur.

Urartular'da Hukuk ve Ekonomi şu şekildeydi: Hukuk: - Urartu Devleti, merkezi bir monarşik yapıya sahipti ve kral, hem dini hem de hukuki alanda en yüksek merci olarak kabul edilirdi. - Yazılı kanunlar kesin olmamakla birlikte, kraliyet kitabelerinde hukuki meselelere dair düzenlemeler bulunmaktaydı. - Urartu'da hukuk, dini inançlarla da iç içe geçmiş bir yapıdaydı; bu nedenle hukuki kararlar ve uygulamalar, dini normlarla uyumlu bir şekilde geliştirilmişti. Ekonomi: - Urartular'ın ekonomisi, tarıma ve hayvancılığa dayanıyordu. - Sulama kanalları ve barajlar inşa edilerek tarım arazilerinin verimliliği artırılmıştı. - Maden işleme sanatında da ilerlemişler, özellikle demir, bakır ve gümüş madenleriyle ünlenmişlerdi. - Ticaret yollarının kavşağında bulunmaları, ticari yönden de gelişmelerini sağlamıştı. - Toprak mülkiyeti kraliyet kontrolündeydi; krallar, toprakları aristokrat sınıfa yönetim ve vergi amaçlı tahsis ediyordu.

Urartu askeri yapısı şu özelliklerle karakterize edilir: 1. Kaleler ve Savunma Sistemleri: Urartular, stratejik noktalara inşa ettikleri kaleler ve sur duvarlarıyla savunma sistemlerini güçlendirmişlerdir. 2. Ordu Yapısı: Urartu ordusu, profesyonel ve iyi eğitimli askerlerden oluşuyordu. 3. Silah ve Donanım: Urartular, demir işleme sanatında ileri gitmişler ve demir silahlar kullanmışlardır. 4. Askeri Strateji: Urartular, ordu stratejilerini manevra kabiliyeti yüksek ve dinamik bir şekilde kullanmışlardır.

Muş'taki Kız Köprüsü, Urartu uygarlığına aittir.

Şeytan Kalesi'nin Urartular tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.

Dünyanın en kısa destanı, Urartulara ait olan "Lan her şey tamam da Urartular nasıl yaratıldı" adlı destandır.

Urartuların yerleşik hayata geçmesinin başlıca sebepleri şunlardır: 1. Coğrafi Koşullar: Urartu öncesi dönemde Doğu Anadolu'da planlı bir yapılaşma ve örgütlü bir ekonomi yoktu. 2. Tarım ve Sulama: Urartular, sulama kanalları ve barajlar inşa ederek tarımı teşvik ettiler. 3. Askeri Güç: Güçlü ordular ve eyalet esasına dayanan bir yönetim sistemi kurarak, geniş bir alanı kontrol altına aldılar. Bu durum, yerleşik hayatı zorunlu kıldı. 4. Maden Kaynakları: Demir ve diğer maden yataklarının varlığı, Urartuların metal işçiliğinde ilerlemesine ve ekonomik olarak güçlenmesine yol açtı.

Urartu'nun askeri gücü çeşitli kaynaklardan gelmektedir: 1. Düzenli Ordu: Urartu ordusu, yılın belirli dönemlerinde krallığa bağlı merkez birliklerinden oluşur. 2. Eyaletler: Urartu'nun önemli askeri kaynakları arasında eyaletler yer alır ve bu eyaletler belirli miktarda asker bulundurur. 3. Aşiretler: Sefer güzergahları boyunca Urartu'ya bağlı aşiretler, ganimetten pay almak veya askeri yükümlülüklerini yerine getirmek için seferlere katılır. 4. Savunma Yapıları: Urartu, kaleler, sur duvarları ve kaledonlar gibi etkileyici savunma yapıları inşa etmiştir. 5. Askeri Strateji: Urartu ordusu, manevra kabiliyeti yüksek ve dinamik bir yapıya sahiptir.

Iğdır, Urartu dönemine ait bir şehirdir. Urartular, M.Ö. 9. yüzyılda Iğdır ve çevresini egemenlikleri altına almış, bölgede tarımı ve hayvancılığı geliştirmişlerdir.

Tuşba ve Tuşpa farklı anlamlara sahiptir: - Tuşba: Van ilinin bir ilçesi ve ikinci kademe belediyesidir. - Tuşpa: Urartu krallığının eski başkenti ve arkeolojik sit alanıdır.

Urartuların bilim anlayışı, astronomi, mühendislik, madencilik ve yazı gibi çeşitli alanlarda gelişmiş bir bilgi birikimine dayanıyordu. Başlıca bilimsel faaliyetleri şunlardır: Astronomi ve takvim: Gök cisimlerinin hareketlerini izleyerek karmaşık bir takvim sistemi geliştirdiler. Mühendislik: Sulama kanalları, barajlar ve su depoları inşa ederek tarımı geliştirdiler. Madencilik: Bronz, demir ve diğer metalleri işleyerek silahlar, aletler ve süs eşyaları ürettiler. Yazı ve dil: Çivi yazısını kullanarak kendi dillerini yazıya geçirdiler ve tarihi olayları, dini metinleri ve ticari kayıtları kaydettiler.

Urartu Krallığı'nda on üç tane kral olduğu tespit edilmiştir.

Apadana, Urartu ve Pers uygarlıklarına ait bir yapı özelliğidir. Persler için: Apadana, Pers İmparatoru Darius I tarafından M.Ö. 6. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilen ve Persepolis'teki büyük saray kompleksi içinde yer alan bir taht salonudur. Urartular için: Urartu saraylarında da apadana, kralların resmi törenler düzenlediği ve önemli misafirleri ağırladığı büyük taht salonlarını ifade eder.

Van Kalesi, hem tarihi hem de stratejik önemi nedeniyle oldukça önemlidir. Tarihi açıdan: - M.Ö. 9. yüzyılda Urartu Krallığı döneminde inşa edilmiş olup, bu medeniyetin gelişmiş sanat ve mimarlık anlayışını yansıtır. - Kalede bulunan yazıtlar, duvar resimleri ve diğer arkeolojik buluntular, buradaki medeniyetlerin kültürel zenginliğini gözler önüne serer. Stratejik açıdan: - Yüksek bir kayalık üzerinde konumlanmış olması, kaleye savunma açısından büyük avantajlar sağlamıştır. - Van Gölü'ne hakim bir noktada bulunması, bölgedeki ticaret yollarını kontrol edebilmesini sağlamıştır. Ayrıca, Van Kalesi günümüzde turistik bir cazibe merkezi olarak da büyük önem taşır ve yerli ile yabancı turistlerin ilgisini çeker.

Akdamar Adası, doğal olarak oluşmuş bir adadır. Van Gölü içerisinde yer alır ve yüzölçümü yaklaşık 163.753 metrekaredir. Tarihî olarak, adanın oluşumu ve gelişimi şu şekilde özetlenebilir: 908 yılı: Vaspuragan Kralı I. Gagik, Gevaş'ı (Vostan) başkent ilan eder ve adayı merkez alarak saraylar, liman, kasaba ve çarşılar inşa ettirir. 915-921 yılları: Kral I. Gagik'in talimatıyla, Mimar Manuel tarafından Surp Haç Kilisesi inşa edilir. 1021 yılı: Vaspuragan Krallığı'nın yıkılmasının ardından ada, manastıra dönüştürülür. 16. yüzyıl: Sivil yerleşim sona erer ve adada sadece Kutsal Haç'a adanmış bir Ermeni manastırı kalır. Akdamar Adası'nın adının kökeni hakkında çeşitli efsaneler bulunmakla birlikte, en yaygın olanı, adada yaşayan Ermeni baş keşişin kızı Tamara ile çoban arasındaki aşk hikayesine dayanır.

Urartularda Asya kökenli Hurriler yaşadı.

Yılan başlı altın bilezikler, Antik Mısır ve Urartu uygarlıklarına aittir.

Urartular, çivi yazısı ve Hitit hiyeroglif yazısı gibi yazı sistemlerini kullanmışlardır.