TürkKültürü

Toy gecesine katılan bazı gruplar: Hakan ve ailesi. Aygucı (Üge). Prensler ve buyruklar. Şadapıt, apa, erkin, tudun, ilteber. Halk. Toy'a katılma hakkına sahip kişilere "Toygun" denir.

"Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste" atasözünün hikayesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, bu atasözü güçsüz olan kişileri ezmenin, onların hakkını gasp etmenin, zaman içinde ve yavaş yavaş, zulüm eden kişiden çıkacağını ifade eder. Atasözüyle ilgili bazı örnekler şu şekildedir: Harun Reşid ve bahçıvan. Davud Peygamber ve adam. Ayrıca, tarihsel süreçte Firavun'un zulmü ve Gandhi'nin mücadelesi de bu atasözünün doğruluğunu gösteren örnekler olarak görülebilir.

Dede Korkut, Oğuz Türklerinin bilinen en eski epik destansı hikâyelerinin anlatıcısıdır. Kısaca özeti: Hayatı: 570-632 yılları arasında, Hazreti Muhammed döneminde yaşadığı rivayet edilir. Eser: "Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzhan" (Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı) adlı, 12 destansı hikâye ve bir önsözden oluşan bir eserdir. İçerik: Hikâyelerde, Türk boylarının savaşları, barışları, aile ve eğitim yapısı, üstün ahlakı ve karakter sağlamlığı vurgulanır. Kültürel Miras: UNESCO'nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'nde yer alır.

Türk mitolojisindeki en güçlü figür konusunda kesin bir görüş yoktur, ancak bazı güçlü kabul edilen karakterler şunlardır: Oğuz Kağan: Türk mitolojisinin en önemli kahramanlarından biri olup, gökyüzünden gelen bir ışıkla doğmuş ve dünyayı fethetmiş olarak kabul edilir. Ülgen: Türk mitolojisinde gökyüzünün hâkimi ve iyilik, düzenin temsilcisi olarak en güçlü tanrılardan biri olarak görülür. Kızagan: Savaşçıların tanrısı olup, savaşlarda cesareti ve gücü temsil eder. Türk mitolojisindeki efsaneler ve kahramanlar, Türk toplumunun inançlarını, değerlerini ve yaşam tarzını yansıtan önemli kültürel sembollerdir.

Eski Türklerin mezarlarının höyük şeklinde olmasının nedeni, bu yapıların kutsal mezarlar (kurganlar) olarak kabul edilmesidir. Bu tür mezarların höyük şeklinde oluşturulmasının diğer nedenleri arasında: Manevi ve ruhsal anlam: Kurganlar, manevi ve ruhsal anlamda önemli birer simge olarak kabul edilir. Kültürel gelenek: Şamanist Türk ve Moğol boylarında, Dünya Dağı'nı temsilen "oba" adı verilen, taş yığınlarından kurgan oluşturma geleneği yaygındır. Kurganlar, aynı zamanda geçmişteki liderleri ve ataları onurlandırmak amacıyla da yapılmıştır.

Çay kaşıklarının hikayesi gerçek değildir, bunlar kurgusal anlatılardır. Örneğin, Mehmet Ali Arslan'ın "Çay Kaşıkları - Hikayesi" adlı yazısında, bir adamın sabah kahvaltılarında çay kaşıklarına olan düşkünlüğü ve eşinin bu durumu eleştirmesi anlatılmaktadır. Bu tür hikayeler, genellikle eğlenceli veya duygusal bir anlatım sunmak amacıyla yazılmıştır.

Yurt dışındaki Türk çocukları için Türkçe ve Türk Kültürü Dersi Öğretim Programı, 5-8. seviyeler için 8 temadan oluşmaktadır ve her tema, dört temel dil becerisine yönelik etkinlikler içerir. Programın süresi, öğrencinin seviyesine ve öğrenme hızına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak, genel olarak bir eğitim yılı içinde bu programı tamamlamak mümkündür. Daha spesifik bir süre vermek için, programın başlangıç ve bitiş tarihlerinin belirlenmesi gereklidir.

Taşlarda yarı at figürü, güç, içsel çatışmalar ve denge arayışı gibi anlamlara gelebilir. Güç: Atın özgürlüğü ve gücü, insanın zekası ve duygusal derinliği ile birleştiğinde ortaya güçlü bir simge çıkar. İçsel çatışmalar: İnsan ve atın birleşimi, insanın karmaşık duygusal dünyasını temsil eder. Denge arayışı: Falda bu figürü görmek, kişinin hayatında dengeyi bulma çabası içinde olduğunu gösterebilir. Ayrıca, define işaretlerinde atın başı toprağa doğru bakıyorsa, definenin çok yakınlarda bir yerde olduğu anlamına gelir. Yarı at figürünün anlamı, kültürel yorumlara ve kişisel inançlara göre değişebilir.

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in edebi kişiliği şu şekilde özetlenebilir: İlk şiirleri: İlk şiirlerini amcası Sezai Bey'in Paris'te çıkardığı "Şura-yı Ümmet" gazetesinde yayımladı. Fecr-i Ati ve Milli Edebiyat: 1909'da Fecr-i Ati topluluğuna katıldı, ancak 1911'de bu topluluktan ayrılarak Ziya Gökalp önderliğindeki Genç Kalemler çevresinde gelişen Milli Edebiyat akımına bağlandı. Şiir anlayışı: Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin'in etkisinde, aşk ve tabiat konulu şiirler yazdı. Şiirin kitap olarak yayımlanmaması: Şiirlerini kitap olarak yayımlamadı. Mizah: "Davul" mecmuasında ve diğer mizah dergilerinde "Toplu İğne", "Yutmaz", "Hasad" gibi takma adlarla mizah yazıları yazdı. Tanrıöver'in devlet adamlığı, şairlik kimliğinin önüne geçti.

Görsel sanatlarda Türk kültürü çeşitli şekillerde yansıtılır: Minyatür: Osmanlı döneminde önemli bir yer tutar. Hat Sanatı: Türklerin İslam kültürüne en önemli katkılarından biridir. Halk Resimleri: Naif duvar resimleri, yazı resimler, taş baskıları, cam altı resimleri gibi türler, Osmanlı dönemindeki görsel sanata katkı sağlamıştır. Grafik Tasarım: Anadolu motifleri ve kültürel miras, grafik tasarımda kullanılır. Turquerie Akımı: 18. yüzyılda Avrupa'da Osmanlı kültürüne ilgi, "Turquerie" akımını doğurmuştur. Ayrıca, Türklerle özdeşleşen objeler (kılıç, at, halı, kilim vb.) de görsel sanatlarda sıkça işlenir.

Kuma kitabı, bir evliliği ayakta tutan gücün, eşlerin birbirine olan sevgisi olduğunu ve çocuk sahibi olamamanın bir evliliği nasıl zorlayabileceğini anlatır. Kitapta, Ezo ve Şerwan'ın altı yıllık tutkulu evliliğinde çocuk sahibi olamadıkları için Şerwan'ın ailesine kuma getirilmesi konu edilir. Ayrıca, kitap Güneydoğu Anadolu bölgesine ait kültürel bilgiler, geleneksel yaşam, düğün ve nişan adetleri ile günlük yaşam hakkında bilgi verir.

İstiklal Marşı'nın 5. kıtası, Türk milletine seslenerek vatan savunmasında gösterilmesi gereken cesareti ve fedakârlığı vurgular. Kıtada yer alan dizelerin anlamları: "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın". "Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın". "Doğacaktır sana va’dettigi günler Hakk’ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın". Genel olarak kıta, milletin moralini güçlendirmek ve Allah’a olan inancı ile vatana olan bağlılığı hatırlatmak amacı taşır.

Kaynanalara "kaynanalar" denmesinin nedeni, Orta Asya Türklerinde kayın ağacının iki ailenin birleşmesinin sembolü olarak kabul edilmesidir. Kayın ağacı, dünyanın en hızlı kaynayan ve birleşen ağacı olarak düşünülmüştür. Bu kelimeler, Arapça "kaim" (yerine geçen) kelimesinden de türemiştir. "Kaynana" kelimesi, bir erkeğe göre karısının, bir kadına göre ise kocasının annesini ifade eder.

"Sırlar Dünyası - Elti" bölümünde, kötü gelinlerin, eltilerin ve görümcelerin sonu hep aynı şekilde anlatılır. "Sırlar Dünyası" programı, izleyicilerden gelen mektuplarla yaşanmış hayat hikayelerini ekrana yansıtan bir yapımdır.

"Bugün Ayın Kaçı?" adlı Nasrettin Hoca fıkrasının konusu, Hoca'nın bir işi için Konya'ya gitmesi ve yolda bir adamın "Bugün ayın kaçı?" diye sormasıdır. Hoca, "Ben buraların yabancısıyım" diyerek bilmediğini söyler.

Acar Baltaş'ın "Türk Kültüründe Yönetmek" kitabı 240 sayfadır.

Kolpaçino kelimesi, Türk argosunda "sahte, yapmacık" anlamına gelir ve genellikle aldatıcı veya sahte davranışları, dolandırıcılık olaylarını ifade etmek için kullanılır. Ayrıca, 2009 yapımı, yönetmenliğini Atıl İnaç'ın yaptığı, başrollerini Şafak Sezer, Aydemir Akbaş ve Ali Çatalbaş'ın paylaştığı bir Türk komedi filminin adı da Kolpaçino'dur.

"Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" atasözü anonimdir, yani kim tarafından söylendiği bilinmemektedir.

Karagöz ve Hacivat oyunlarında birçok karakter bulunmaktadır. Bazı karakter grupları: Eksen kişiler: Karagöz ve Hacivat. Kadınlar: Zenneler, Kanlı Nigar, Salkım İnci, Karagöz'ün karısı, Hacivat'ın kızı vb.. İstanbul ağzıyla konuşanlar: Çelebi, Tiryaki, Beberuhi. Anadolulu kişiler: Laz, Kastamonulu, Kayserili, Eğinli, Vanlı, Harputlu, Kürt. Anadolu dışından gelenler: Muhacir, Arnavut, Arap, Acem, Çerkez. Müslüman olmayan kişiler: Rum, Frenk, Ermeni, Yahudi. Kusurlu ve ruhsal hasta kişiler: Kekeme, Kambur, Hımhım, Kötürüm, Deli, Esrarkeş, Sağır, Aptal. Kabadayılar ve sarhoşlar: Tuzsuz Deli Bekir, Efe, Arap Efe, Zeybek, Matiz, Sarhoş, Külhanbeyi, Kopuk. Eğlendirici kişiler: Çengi, Köçek, Kantocu, Hokkabaz, Canbaz, Curcunabaz, Hayali, Çalgıcı. Olağanüstü kişiler ve yaratıklar: Büyücü, Cazular, Cinler, Şeytan, Zebani. Geçici ve ikincil kişiler ve çocuklar: Çeyiz taşıyıcıları, Satıcılar vb..

Türkiye'de kaç tane geleneksel adet olduğu kesin olarak belirlenememiştir. Ancak, Türkiye'de birçok geleneksel adet bulunmaktadır. Örneğin, doğum adetleri, evlenme gelenekleri, bayram kutlamaları gibi çeşitli alanlarda birçok adet mevcuttur. Bazı örnekler: Doğum adetleri: Hamile kadını belirli davranışları yapmaya zorlama, doğum sonrası çocuğun göbeğini belirli bir yere gömme gibi uygulamalar. Evlenme gelenekleri: Görücü usulü evlilik, beşik kertmesi gibi adetler. Bayram kutlamaları: Nevruz, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı gibi geleneksel bayramlar. Bu sadece birkaç örnektir ve Türkiye'de daha birçok geleneksel adet bulunmaktadır.