Fıkra

Nasreddin Hoca'nın en komik fıkralarından biri "Parayı Veren Düdüğü Çalar" fıkrasıdır: Fıkra: Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmış ve "Hoca, bana düdük al!" demişler. Hoca, parayı veren çocuğa düdüğü vermiş ve diğerleri "Hani bizim düdüğümüz?" diye sormuşlar. Hoca gülerek, "Parayı veren düdüğü çalar" demiş.

Nasreddin Hoca'nın üç fıkrası: 1. Parayı Veren Düdüğü Çalar: Nasrettin Hoca, pazarda düdük satan bir adamın önünde durur ve düdüklerin fiyatını sorar. Adam, "Parayı veren düdüğü çalar!" der. Hoca, bu sözü hayatın birçok alanına uyarlayarak meşhur eder. 2. Kazanın Doğurduğuna İnanırsan: Hoca, komşusundan kazan ödünç alır ve geri verirken içine küçük bir kazan koyar. Komşusu şaşırarak sorar: "Bu ne?" Hoca gülerek cevap verir: "Kazan doğurdu". 3. Ye Kürküm Ye: Hoca, bir gün fakir kıyafetlerle bir ziyafete katılır ve ilgisiz kalır. Daha sonra yeni bir kürk giyip aynı ziyafete gider, herkes ona saygı gösterir. Hoca, kürküne bakarak "Ye kürküm ye!" der.

En komik fıkralardan bazıları şunlardır: 1. Parayı Veren Düdüğü Çalar: Nasreddin Hoca, pazara giderken çocuklardan düdük parası almış ve parayı veren çocuğa düdüğü geri vermiş. 2. Ya Tutarsa: Nasreddin Hoca, gölün kıyısına gidip yoğurdu göle boşaltmış ve "Ya tutarsa" demiş. 3. Gönlüm Buna Razı Olmadı: Eşeğiyle alışverişe giden Hoca, çuvalı sırtına almak yerine eşeğe taşıtmamış. 4. Temel ve Pilotluk: Temel, pilot olmaya karar vermiş ama üç motor da arızalanınca paraşütle atlamayı düşünmüş. 5. Papağan: Gümrük memuru, kırılacak eşya yazan kutudaki papağanın "Şangur şungur" diye bağırdığını duymuş.

İşte bazı komik Temel fıkraları: 1. Beş Para Etmez: Temel ve Dursun kavga ederken, Temel Dursun'a "Sen beş para etmez adamın birisin" der. Dursun alaycı bir gülümsemeyle "Öyleyse ispat et de görelim" deyince, Temel bir taksi çağırır ve taksiciye "Beni Trabzon Merkez'e kaça götürürsün?" diye sorar. Taksici "İki bin" der. Temel, "Peki, arkadaşımla birlikte kaça olur?" diye sorunca, taksici "Değişmez" cevabını verir. Temel, Dursun'a dönerek "Gördün mü?" der, "Seni hesaba bile katmıyor. Şimdi anladın mı, beş para etmediğini?". 2. Şemsiyemi Tutmasaydın: Dursun, yağmurlu bir günde şemsiyesinin altına alarak ıslanmaktan kurtardığı Temel'i her gördüğünde "Ne haber Temel! O gün şemsiyemi tutmasaydım ıslanacaktın" diyerek başına kakmaktaydı. Temel, bu durumdan sıkılmıştı ve kendisini gördüğü ilk su birikintisinin içine atarak ıslanmadık yer bırakmadı. Sonra da Dursun'a dönüp "O gün şemsiyeni tutmadın kabul et, ben de kendimi ıslanmış farzedeyim uşağım" dedi. 3. Kuyudan Ay Çıkarmış: Mehtapta kuyudan su çeken Temel, Ay'ın kuyudaki yansımasını görüp "Ay kuyuya düşmüş" dedi ve "İyisi mi ben onu kuyudan çıkarayım" diye düşünerek su dolu kova ile Ay'ı çekmeye başladı. Kova kuyunun duvarına takılınca, Temel ip kopana kadar çekti ve sırt üstü yere düştü. Gökyüzündeki Ay'ın yerinde olduğunu görünce "Çok yoruldum ama, kuyudan da Ay'ı çıkardım" dedi. 4. Maçın Kadrosunda Sen de Varsın: Temel ve Dursun Trabzonspor'da futbol oynuyorlarmış. Maçtan sonra sohbet ederken Temel, Dursun'a "Diğer dünyada futbol var mı?" diye sordu. Dursun gözlerini kocaman açarak "Ben de bilmiyorum" dedi ve "Kim önce ölürse mektup yazsın, haber versin" diye ekledi. 5. Azrail ve Temel: Temel bir gün parkta dolaşırken Azrail'le karşılaştı ve "Kardeş, vaktin doldu. Hadi gidelim" dedi. Temel, Azrail'den 5 yıl süre vermesini istedi ve "Ey Tanrım, bana 5 yıl süre ver, sonra da gel canımı al" dedi. Azrail kabul etti ve oradan uzaklaştı. 5 yıl sonra Azrail,

Nasrettin Hoca'nın "Parayı veren düdüğü çalar" fıkrası, parayı veren kişinin istediğini elde edeceğini ve diğerlerinin ise sadece talepte bulunabileceğini ifade eder. Fıkraya göre, Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını sarmış ve hepsi birer düdük istemiş, ancak sadece bir çocuk para vermiş.

En çok güldüren fıkralardan bazıları şunlardır: 1. Temel ve Pilotluk Fıkrası: Temel, pilot olmaya karar verir ve uçuş okuluna yazılır. Uygulamalı sınavda, üç motor da arızalanınca Temel, "Paraşütü takarım, atlarım hocam" der. 2. Nasreddin Hoca ve Parayı Veren Düdüğü Çalar Fıkrası: Çocuklar, Nasreddin Hoca'dan düdük isterler. Hoca, parayı veren çocuğa düdüğü verir ve diğerleri itiraz edince "Parayı veren düdüğü çalar" der. 3. Temel ve Denizaltı Fıkrası: Temel, denizaltında çalışmadığını ama denizin üstünde çok çalıştığını söyler. 4. Yanlış İlaç Fıkrası: Adam, öksürük ilacı yerine yanlışlıkla müshil ilacı alır ve "Cesaret edip de öksüremiyorum ki" der. 5. Şeytan Taşlama Fıkrası: Tımarhanedeki deliler, müdürün onları hacı yapma vaadiyle tımarhanenin etrafında dönmeye başlarlar ve müdür taş yağınca "Şeytan taşlıyoruz" derler.

En komik ilişki fıkralarından biri şu şekildedir: İki sevgili parkta oturmuş sohbet ediyorlardı. Genç kız sevgilisine dedi ki: "İnan bana sevgilim, sen hayatımdaki ilk ve son erkeksin." Erkek, kızın saçlarını okşayarak cevap verdi: "Beni buna inandırmak senin elinde".

Yaşar'ın en komik fıkralarından biri şu şekildedir: Öğretmen, resim dersinde öğrencilere serbest resim çalışması yaptırırken, Yaşar boş sayfayı öğretmene göstermiş.

Nasrettin Hoca'nın en kısa fıkralarından biri "Ya Tutarsa" fıkrasıdır: Nasrettin Hoca azığını heybesine koyup yola çıkmış.

Nasreddin Hoca'nın en çok bilinen fıkralarından biri "Parayı Veren Düdüğü Çalar" fıkrasıdır. Fıkranın konusu: Nasreddin Hoca, pazara giderken çocukların etrafını sarmasıyla onlara düdük almasını ister.

Temel'in en komik fıkralarından biri şu şekildedir: Temel, bir gün bara gidip barmenden üç bira ister ve hepsini ardı ardına içer.

"Şapkam düştüyse alayım mı" sözü, Nasrettin Hoca fıkralarından birine aittir.

İşte kısa ve komik Temel fıkralarından bazıları: 1. Beş Para Etmez: Temel ve Dursun kavga ederken Temel, Dursun'a "Sen beş para etmez adamın birisin" der. Dursun alaycı bir gülümsemeyle "Öyleyse ispat et de görelim" deyince, Temel bir taksi çağırır ve taksiciye "Beni Trabzon Merkez'e kaça götürürsün?" diye sorar. Taksici "İki bin" der. Temel, "Peki, arkadaşımla birlikte kaça olur?" diye sorunca, taksici "Değişmez" cevabını verir ve Temel, Dursun'a dönerek "Gördün mü?" der. 2. Şemsiyemi Tutmasaydım: Dursun, yağmurlu bir günde şemsiyesinin altına alarak ıslanmaktan kurtardığı Temel'i her gördüğünde "Ne haber Temel! O gün şemsiyemi tutmasaydım ıslanacaktın" der. Temel, bu durumdan sıkılıp kendisini gördüğü ilk su birikintisinin içine atarak ıslanır ve Dursun'a "O gün şemsiyeni tutmasaydın, en fazla bu kadar ıslanırdım. Sen şemsiyeni tutmadın kabul et, ben de kendimi ıslanmış farzedeyim uşağım" diye cevap verir. 3. Kuyudan Ay Çıkarmış: Mehtapta kuyudan su çeken Temel, Ay'ın kuyudaki yansımasını görüp "Ay kuyuya düşmüş" der ve içindeki Ay'ı çıkarmak için su dolu kova ile kuyuya iner. Kova kuyunun duvarına takılınca Temel sırt üstü yere düşer ve gökyüzünde Ay'ın yerinde olduğunu görüp "Çok yoruldum ama, kuyudan da Ay'ı çıkardım" der.

Karadeniz fıkraları, Karadenizlilerin karakteristik özelliklerini mizahi bir dille yansıtması nedeniyle komiktir. Bu fıkralarda yer alan temel unsurlar şunlardır: Temel ve diğer karakterler: Temel, fıkraların ana kahramanı olup, saf, dobra ve pratik zekasıyla tanınır. Günlük yaşamdan kesitler: Fıkralar, Karadeniz insanının günlük hayatını ve düşüncelerini komik bir şekilde anlatır. Yerel şive ve söyleşiler: Fıkralarda kullanılan yerel dil ve ifadeler, anlatıma renk katar ve gülünç durumları artırır. Ayrıca, fıkraların beklenmedik sonları ve kinayeli anlatımları da komik etkiyi güçlendirir.

En komik Karadeniz fıkralarından biri şu şekildedir: Temel, İstanbul'a gelmiş ve şehirli bir arkadaşının kardeşiyle evlenmiş. "Karım çok iyi, bana bir haftada dikiş dikmeyi öğretti..." Diğer komik Karadeniz fıkraları için Çocuk Gezegeni ve Fıkralarımız gibi siteleri ziyaret edebilirsiniz.

Dünyanın en komik fıkrası olarak kabul edilen, İngiltere'de yapılan bir araştırmada seçilen fıkra şu şekildedir: Ormandan geçen iki avcıdan biri aniden yere düşer. Ayrıca, Temel ve Dursun fıkraları da Türk kültüründe oldukça komik olarak kabul edilir.

Temel fıkraları ve Karadeniz fıkraları aynı kavramı ifade eder. Karadeniz fıkraları, genellikle Temel karakterine bağlı olarak anlatılan mizahi hikayelerdir.

En komik hikayelerden bazıları şunlardır: 1. Nasreddin Hoca'nın Parayı Veren Düdüğü Çalar Fıkrası: Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmış ve düdük istemişler. Hoca, parayı veren çocuğa düdüğü vermiş. 2. Ya Tutarsa Fıkrası: Nasreddin Hoca, gölün kıyısına gidip yoğurdu göle boşaltmış ve "Ya tutarsa" demiş. 3. Unutkan Adam Fıkrası: Ahmet adında unutkan bir adam, markette yanlış ürünleri sepete atmış ve sonunda "Evet, aslında bir nevi" diyerek durumu açıklamış. 4. Timsah ve Maymun Hikayesi: Maymun, timsahın karısının kalbini dut ağacında bıraktığını söyleyerek onu kandırmış ve kendini kurtarmış.

"Şapkam düştü, alayım mı?" hikayesi, iki farklı bağlamda anlatılmaktadır: 1. Nasrettin Hoca Fıkrası: Nasrettin Hoca, eşeğiyle yolda giderken şapkası düşer ve eğilip almak isterken yolda bir grup insan görür. 2. Bursaspor Tribün Tezahüratı: Bursaspor tribünlerinde sıkça söylenen bir tezahüratın çıkış hikayesi olarak da bilinir.