• Buradasın

    ToplumsalDeğişim

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Masal kültürü neden yok oluyor?

    Masal kültürünün yok olmasının başlıca nedenleri şunlardır: Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması: Televizyon ve radyo gibi kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, masal anlatma geleneği zayıflamış ve neredeyse yok olmaya yüz tutmuştur. Modern yaşam ve değişen toplum yapısı: Teknolojinin ilerlemesi, bilginin yaygınlaşması ve modern yaşamın hayata etkisi, masal anlatıcılarında ve masal anlatma geleneğinde değişimlere sebep olmuştur. Masal dinleyicilerinin azalması: Masal dinleyicilerinin olmaması nedeniyle masalların anlatılmaması, masalların unutulmasına ve kısalmasına yol açmıştır. Kültürel tek-tipleşme: 1940'lı yıllarda mitoloji ve folklor çalışmalarına yönelik olumsuz yaklaşımlar, Türk masallarının unutulmasına katkıda bulunmuştur.

    Değişim teorisi aşağıdakilerden hangisini içermez?

    Değişim teorisi, aşağıdakilerden hiçbirini içermez: 1. Maliyet-fayda analizi. 2. Rasyonel argümanlar. 3. Güçlendirme. 4. Kesintiye uğratma. Bu seçenekler, değişim teorisinin temel unsurlarını veya varsayımlarını içermez.

    Jenerasyonların çatışması neden olur?

    Jenerasyonların çatışmasının bazı nedenleri: Değer ve inanç farklılıkları. Yaşam tarzı ve iletişim farklılıkları. Toplumsal ve kültürel değişimler. Ön yargılar. Eğitim ve bilinçlenme.

    Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kiralık Konak hikayesi nedir?

    Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Kiralık Konak" adlı romanı, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde, İstanbul'da yaşanan kuşak çatışmalarını, değer yargılarındaki değişimleri ve Batılılaşma sürecini ele alır. Romanın başlıca karakterleri: Naim Efendi: Konağın sahibi ve Abdülhamid dönemi nazırıdır. Seniha: Naim Efendi'nin torunudur. Servet Bey: Naim Efendi'nin damadıdır. Hakkı Celis: Şair ruhlu, Seniha'ya aşık bir gençtir. Hikayenin özeti: Naim Efendi'nin eşi Nefise Hanım'ın ölümünden sonra konaktaki düzen bozulur. Servet Bey'in düzenlediği eğlence ve toplantılar, Naim Efendi'nin mal varlığını hızla tüketir. Seniha'nın Faik Bey ile olan ilişkisi, Naim Efendi'nin dünyasını yıkar. I. Dünya Savaşı'nın etkisiyle ekonomik kriz konağı da etkiler. Naim Efendi, torununun davranışları nedeniyle hastalanır ve Seniha konağa nadiren uğramaya başlar.

    Bahar ve Kelebekler ne anlatmak istiyor?

    Ömer Seyfettin'in "Bahar ve Kelebekler" adlı hikayesi, eski ve yeni, alaturka ve alafranga, geleneksel düşünce ile Batılı anlayış arasındaki çatışmayı anlatır. Hikayede, 97 yaşındaki bir nine ile 18 yaşındaki torununun arasındaki kuşak farkı ve torunun hayatındaki ruh sıkıntısı işlenir. Kelebeklerin renklerine göre farklı anlamlar taşıdığı fal inancı da hikayede yer alır. Torun, siyah kelebek görünce geleceği konusunda karamsarlığa kapılırken, nine beyaz kelebek görerek geleceğe dair umutlanır.

    Çocukluğun sonu ne anlatmak istiyor?

    Arthur C. Clarke'ın "Çocukluğun Sonu" (Childhood's End) adlı romanı, insanlığın geleceği, evrimsel potansiyeli ve evrendeki yeri üzerine bir tefekkür sunar. Romanın temel konuları: Uzaylıların gelişi: Romanın başında, insanların "Hükümdarlar" adını verdikleri çok üstün zekâya ve teknolojiye sahip uzaylılar dünyaya gelir. İnsanlığın dönüşümü: Kitap, insanlığın bildiği haliyle çocukluğunun sona ererek, daha olgun ve kolektif bir bilince geçişini anlatır. Ütopya ve distopya: Roman, ütopya ile distopya arasındaki ince çizgide dolaşır ve "altın çağ" kavramını sorgular. Kitabın mesajı: Bireyselliğin kaybı: Romanın sonunda, insan bireyselliğinin ortadan kalkarak kolektif bir bilince dönüşmesi, bireyin evren içindeki yerini ve kimlik kavramını tartışmaya açar. Teknolojik ve varoluşsal sorular: Teknolojik ilerlemenin ötesine geçerek, insan bilincinin ve varoluşunun sınırlarını keşfetmeye odaklanır. Can sıkıntısı tehlikesi: Clarke'a göre, insanlığın maddi hazların ve eğlencenin içinde kendini kaybetmesi, amaçsız kalmasına ve can sıkıntısı yaşamasına neden olabilir.

    Sosyolojide kuramların ortaya çıkma nedenleri nelerdir?

    Sosyolojide kuramların ortaya çıkma nedenleri arasında şunlar bulunmaktadır: Sanayi Devrimi ve Fransız İhtilali: Bu olaylar, toplumda büyük değişimlere yol açarak, sosyolojinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Aydınlanma Hareketleri: Akla verilen önemin artması ve metafizik, dinsel dogmaların sorgulanması, sosyolojinin gelişimine katkıda bulunmuştur. Bilimsel ve Teknik Gelişmeler: Bilimin ilerlemesi ve yeni teknolojilerin ortaya çıkması, toplumsal yapıyı etkilemiş ve sosyolojinin doğmasına yol açmıştır. Kentleşme: Kırsaldan kente göçler, şehirlerde hızlı büyümeye ve beraberinde birçok soruna yol açarak sosyolojiye olan ihtiyacı artırmıştır. Bireysel Hak ve Özgürlükler: Bu konudaki talepler, sosyolojinin gelişimini tetiklemiştir.

    Diktatörlük sendromu nedir?

    Diktatörlük sendromu, Alaa Al-Aswany tarafından 2019 yılında yazılan ve diktatörlüklerin toplum üzerindeki etkilerini inceleyen bir kitabın adıdır. Kitapta, diktatörlüğün bir hastalık olarak teşhis edildiği ve bu hastalığın semptomlarının ele alındığı belirtilmektedir. Bu semptomlar arasında: İyi vatandaş tipi: Korkak ve sıradan, sadece işini ve ailesini düşünen, siyasal değişime karşı olan kişi. Faşist zihniyet: Toplumun tek bir görüş etrafında birleşmesinin dayatılması. Medya kontrolü: Medya kuruluşlarının ele geçirilmesi, sosyal medyanın kontrol edilmesi ve muhalif seslerin susturulması. yer almaktadır. Yazar, diktatörlük sendromunun, halkın bir diktatöre razı olmasıyla başladığını savunmaktadır.

    Tarım Devrimi neden zihin devrimi olarak adlandırılır?

    Tarım Devrimi'nin "zihin devrimi" olarak adlandırılmasının nedeni, insanın doğal çevresiyle olan ilişkisinde ve yaşam biçiminde meydana getirdiği köklü değişikliklerdir. Bu devrim, aşağıdaki açılardan "zihin devrimi" olarak değerlendirilebilir: Bilgi birikiminde hızlanma. Toplumsal işbölümü ve uzmanlaşma. Kültürel gelişim. Siyasi yapılanma. Ancak, Tarım Devrimi'nin her zaman olumlu sonuçlar doğurmadığı, örneğin nüfus artışı ve iş yükünün artması gibi olumsuz etkileri de olduğu belirtilmektedir.

    Buhar makinelerinin icadı ile hangi toplumsal değişimler yaşanmıştır?

    Buhar makinelerinin icadı ile yaşanan bazı toplumsal değişimler şunlardır: Kentleşme ve göç: Kırsal bölgelerden büyük şehirlere göçler artmış, sanayi merkezleri hızla büyümüştür. Yeni sosyal sınıflar: İşçi sınıfı ve sanayi burjuvazisi ortaya çıkmıştır. Çalışma koşulları: İşçiler, uzun saatler ve düşük ücretlerle zor koşullarda çalışmak zorunda kalmıştır. Sendikaların yükselişi: İşçi haklarını korumak amacıyla sendikalar kurulmuş, işçi hareketleri ve grevler başlamıştır. Kapitalizmin yayılması: Sanayi Devrimi, kapitalist ekonomik sistemin yayılmasına neden olmuştur. Eğitim ve bilime ilgi: Sanayi için eğitimli iş gücüne olan ihtiyaç, okur-yazarlığın yaygınlaşmasını ve bilimsel araştırmaların hız kazanmasını sağlamıştır. Çevresel etkiler: Hava ve su kirliliği artmış, doğal denge bozulmuştur.

    Sosyal çevrenin aile üzerindeki etkisi nelerdir?

    Sosyal çevrenin aile üzerindeki etkilerinden bazıları şunlardır: Kültürel değişimler. Ekonomik zorluklar. Eğitimin gücü. Teknolojinin etkisi. Göç ve şehirleşme. Toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşümü. Aile içi iletişim. Ayrıca, ailenin kendisini çevreleyen sosyal çevre ile olan etkileşimi, yapısal işlevsel kuram, sembolik etkileşim kuramı ve sosyal alışveriş kuramı gibi farklı sosyolojik yaklaşımlarla da açıklanabilir.

    Tanzimat döneminde neden toplumsal konular işlendi?

    Tanzimat döneminde toplumsal konuların işlenmesinin birkaç nedeni vardır: Modernleşme ve Batılılaşma: Tanzimat dönemi, Osmanlı Devleti'nin Batı merkezli yeni dünya düzenine uyum sağlama çabalarıyla karakterizedir. Eğitici Amaç: Sanatçılar, edebiyatın toplumu aydınlatmak ve eğitmek için bir araç olduğunu düşünmüşlerdir. Divan Edebiyatına Tepki: Tanzimat, Divan edebiyatındaki soyutluğa karşı somut gerçeklere dayanan bir edebiyatı amaçlamıştır.

    Sen yanmasan ben yanmasam şiiri ne anlatıyor?

    "Sen yanmasan ben yanmasam" dizeleri, Nazım Hikmet'in "Kerem Gibi" adlı şiirinin bir parçasıdır. Şiirde, karanlığın aydınlığa kavuşması için herkesin çaba göstermesi gerektiği, aksi takdirde değişimin gerçekleşmeyeceği anlatılmaktadır. Şiirin ilgili kısmı şu şekildedir: > Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, > nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?

    Fabrika'da Barınmak, Erken Cumhuriyet Dönemi'nde Türkiye'de İşçi Konutları, Ali Cengizkan ne anlatıyor?

    Ali Cengizkan'ın "Fabrika'da Barınmak: Erken Cumhuriyet Dönemi'nde Türkiye'de İşçi Konutları, Yaşam, Mekan ve Kent" kitabı, Türkiye'deki fabrika yerleşkeleri içinde tasarlanan işçi konutlarının, fabrika yerleşiminin genel kararlarıyla birlikte bir "yeni toplum inşası" amacını taşıdığını anlatır. Kitapta, bu yerleşkelerin ve işçi konutlarının, son on beş yıla damgasını vuran özelleştirme süreci içinde kasıtlı olarak değersizleştirilmeye çalışıldığı vurgulanmaktadır. Cengizkan, her toplumsal tarih silme girişiminin nafile bir çaba olduğunu, çünkü bu mekanların ve içindeki yaşantıların bıraktığı izlerin toplumun bedenine kazınmış durumda olduğunu belirtir.

    İstanbul medeniyet toplumsal yapı araştırmaları programı nedir?

    İstanbul Medeniyet Toplumsal Yapı Araştırmaları Programı (TYAP), Türkiye’deki toplumsal yapı ve değişimin anlaşılması ve derinlikli bir biçimde değerlendirilmesi için kuramsal, kavramsal ve ampirik bir temel sağlamayı amaçlayan bir programdır. TYAP kapsamında toplumsal değişim, tabakalaşma, meslekler, çalışma hayatı, eşitsizlik ve hareketlilik alanlarında araştırmalar yürütülmekte, etkinlikler gerçekleştirilmekte ve yayınlar yapılmaktadır. TYAP'ın internet sitesine tyap.net adresinden ulaşılabilir.

    İhtilal sonunda ne oluyor?

    İhtilal sonunda genellikle şu tür sonuçlar ortaya çıkar: Toplumsal ve yönetimsel değişiklikler. Ekonomik etkiler. Siyasi sonuçlar. Örneğin, 1917 Rus İhtilali'nin sonunda çarlık yönetimi yıkılmış ve yerine Sovyetler Birliği olarak adlandırılan sosyalist bir rejim kurulmuştur.

    Ömer Seyfetin'in hikayelerinden çıkardığımız sonuçlar nelerdir?

    Ömer Seyfettin'in hikayelerinden çıkarılabilecek bazı sonuçlar şunlardır: Eğitim ve öğretimle ilgili sonuçlar: Ömer Seyfettin'in hikayelerinde okul tasvirlerine sık sık rastlanır ve bu tasvirlerde dönemin eğitim-öğretim ortamlarıyla ilgili bilgiler bulunur. Hikayelerde, o dönemdeki ilk mekteplerin genellikle donanımsız yapılar olduğu ve yetkin öğretmenlerin bulunmadığı vurgulanır. Dayak, hikayelerde en çok başvurulan ceza yöntemidir. Değerler eğitimi: Hikayelerde, vatan ve millet sevgisi, vatan ve millet için fedakarlık, Türklük bilinci gibi değerler vurgulanır. Dürüstlük, yalan söylememe, iftira atmama, hayvanlara zarar vermeme, büyük sözü dinleme gibi ahlaki değerler üzerinde durulur. Olumlu davranışlara sahip kahramanlar övülüp yüceltilir ve hikaye sonunda mutluluğa erdirilir; kötü özellikteki kahramanlar ise cezalandırılır. Toplumsal temalar: Hikayelerde, toplumun içinden kahramanlar ve sosyal hayattan olaylar ağırlıktadır. Ömer Seyfettin, hikayelerinde tarihi ve kahramanlık temalarını işler. Ömer Seyfettin'in hikayelerinin, çocuklara olumlu alışkanlık ve tutumlar kazandırmada faydalı olabileceği düşünülmektedir.

    Toplumsal değişim ve toplumsal gelişim nedir?

    Toplumsal değişim, toplumsal ilişkilerde, sosyal kurumlarda, sosyal tabakalaşma biçimlerinde kısacası sosyal yapılarda meydana gelen farklılaşmadır. Toplumsal gelişim ise bir toplumda belli ölçütlere göre ileriye doğru bir değişmeyi (sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik vb. alanlarda) ifade eder. Toplumsal değişim ve gelişim arasındaki bazı farklar şunlardır: Amaç: Değişim, önceki durumdan farklılaşmayı veya başkalaşmayı ifade ederken; gelişim, toplumda var olan yaşam koşullarının iyileşmesidir. Kavramsal özellik: Değişim, değer yargısı içermeyen nesnel bir kavramdır; gelişim ise değer yargısı taşıyan bir kavramdır. Örnekler: Nüfus artışı kimine göre gelişme, kimine göre gerilemedir; ancak bu artış herkese göre bir değişimdir. Toplumsal değişim ve gelişim, birbirini etkileyen süreçlerdir.

    Uranüs ve Plüton neden kavuşuyor?

    Uranüs ve Plüton'un kavuşmasının nedeni, astrolojik döngülerin bir sonucudur. Uranüs ve Plüton, yaklaşık 248 yılda bir Zodyak'ı tamamlar ve her burçta 12 ila 30 yıl arasında kalır. 2025 yılında Uranüs ve Plüton'un kavuşacağı bazı tarihler: 7 Temmuz 2025, Uranüs İkizler'de. Bu kavuşumların etkileri, bireysel ve kolektif hayatta dönüşüm, değişim, devrim ve yenilik gibi temalarla ilişkilendirilir. Ancak bu etkiler bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

    Geleceğin dünyası ne anlatıyor?

    "Geleceğin Dünyası" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeleri anlatabilir. İşte bazı örnekler: 1976 Yapımı Film: 1973 yapımı "Westworld" filminin devamı niteliğindedir. 2018 Yapımı Film: Genç bir adamın, annesinin hastalığına çare bulmak için geleceğin dünyasını aramasını anlatır. Roman: Yusuf Arslan'ın "Geleceğin Dünyası" adlı romanı, insanlar ve teknoloji arasındaki ilişkiyi, gelişmiş makinelerin yaratılmasının sonuçlarını ve şiddete başvurmak yerine barışçıl çözümlerin önemini vurgular.