ToplumsalCinsiyet

Adam şiirinin temaları genellikle aşk, ayrılık, doğa ve varoluşsal sorgulamalar üzerine yoğunlaşır. Aşk: Aşkın neşesi, acısı ve karmaşıklığı sıkça işlenir. Ayrılık ve hüzün: Ayrılık, derin bir hüzünle ele alınır. Doğa: Güneş, ay, ağaçlar ve çiçekler gibi unsurlar, insanın duygusal durumunu yansıtan semboller olarak kullanılır. Varoluşsal sorgulamalar: İnsanın içsel çatışmaları ve varoluşsal sorular işlenebilir. Ayrıca, şairin kişisel deneyimlerinin yanı sıra toplumun genel duygu durumu da temalarda etkili olabilir.

Canan Güllü, Türk kadın hakları savunucusu, aktivist, organizatör ve Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu başkanıdır. Güllü, aynı zamanda: kadınların yönetim, istihdam ve eğitime katılımlarını artırmak amacıyla çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır; toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadına yönelik şiddet konularında yasa yapım süreçlerinde çalışmaktadır; 2014 yılında TKDF'nin devraldığı, Türkiye'de kadına yönelik şiddeti önleme ve müdahaleye yönelik çalışan ilk ve tek hat olan Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı'nın işleyişine katkıda bulunmaktadır; 81 il ve 600 ilçede ensest konusunda saha çalışmaları yürütmektedir.

Toplumsal cinsiyet yoksulluğu çeşitli şekillerde etkiler: İşgücüne katılımın düşük olması. Eğitim imkanlarından yararlanamama. Yoğun iş yükleri. Kaynaklara erişimde eşitsizlik. Kültürel ve sosyoekonomik kısıtlamalar. Bu faktörler, yoksulluğun kadınlar üzerinde daha yoğun hissedilmesine ve "yoksulluğun kadınlaşması" olgusuna yol açar.

Feminist teorinin temel kavramlarından bazıları şunlardır: Cinsiyet eşitliği. Kadın hakları. Cinsel taciz ve tecavüzün engellenmesi. Lezbiyen hakları. Kadın sağlığı. Toplumsal cinsiyet. Dil ve kimlik. Özel alanın politikliği. Sınıf ve ekonomi. Feminist teori, liberal, radikal, Marksist, sosyalist, postmodern gibi farklı akımları içerir ve bu akımlar cinsiyet kavramına farklı yaklaşımlar sergiler.

Erkeklik çalışmalarının önemli olmasının bazı nedenleri: Toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı: Erkeklik çalışmaları, erkekliğin toplumsal olarak nasıl inşa edildiğini ve zaman içinde nasıl değiştiğini ortaya koyarak toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlar. Güç ilişkilerinin anlaşılması: Erkeklik çalışmaları, cinsiyet temelli eşitsizliği ve güç ilişkilerini anlamlandırmaya yardımcı olur. Erkeklerin deneyimlerinin anlaşılması: Erkeklik çalışmaları, erkeklerin ataerkil toplum düzenindeki konumlarını ve deneyimlerini inceleyerek, erkeklerin de bu sistemden nasıl etkilendiklerini gösterir. Feminist mücadeleye destek: Eleştirel erkeklik çalışmaları, feminist mücadeleye destek vererek erkekliğin yeniden tanımlanmasına ve dönüştürülmesine katkıda bulunur. Yeni bakış açıları sunma: Erkeklik çalışmaları, kadınlara yönelik sorunlara farklı bir perspektiften bakmayı sağlar.

Persepolis filminin sonunda, Marjane Satrapi 24 yaşına geldiğinde, İran'da daha fazla yaşayamayacağını anlar ve memleketinden ayrılarak Fransa'ya yerleşmeye karar verir. Ancak, geçmişinin izleri zihninde sonsuza dek kalacaktır.

Cis kadın, doğuştan gelen biyolojik cinsiyeti ile sonradan inşa edilen toplumsal cinsiyeti aynı olan kadın demektir. Cis, Latince "bu taraftaki" anlamına gelen "cis-" önekinden türetilmiştir ve transın zıttı olarak kullanılır. Cis kadın ifadesi, son dönemde daha sık kullanılmaya başlanmış olsa da, bu kavram yıllardır birçok platformda yer almaktadır.

Kate Millett'in "Cinsel Politika" adlı kitabı, toplumsal cinsiyet ilişkilerini politik bir düzlemde yeniden tanımlar ve ikinci dalga feminizmin kurucu metinlerinden biri olarak kabul edilir. Kitapta ele alınan bazı konular: Patriarkanın kurumsallaşması: Millett, patriarkanın sadece kamusal alanda değil, özel yaşamda ve aile, cinsellik, edebiyat gibi kültürel yapılarda nasıl kurumsallaştığını inceler. Cinsiyet rollerinin sosyal inşası: Cinsiyet rollerinin biyolojik değil, kültürel olarak inşa edildiğini savunur. Cinselliğin ideolojik bir iktidar alanı olması: Kadınların rızasının bu yapılar içinde nasıl bastırıldığını veya yeniden şekillendirildiğini ele alır. Ataerkil kontrol: Cinselliğin ataerkil kontrolle nasıl engellendiğini, saptırıldığını ve sapkın yönlere kanalize edildiğini gösterir. Millett, "politika" kavramını klasik anlamının dışına taşıyarak, bireyler arası ilişkilerde, özellikle kadın-erkek ilişkilerinde vücut bulan güç yapılarını da kapsar.

Ayşe Gül Altınay'ın derlediği "Vatan, Millet, Kadınlar" kitabı, milliyetçilik ve toplumsal cinsiyet arasındaki ilişkiyi ele alır. Kitapta yer alan bazı konular: Türk modernleşmesi içinde kadınlara biçilen roller. "Vatan"ın "ana", "devlet"in "baba" olması. Militarist söylemlerin cinsellik yüklü doğası. Kürt milliyetçi hareketindeki kadınlık kurguları. Bosna'daki sistematik tecavüzler. MHP'li "Asenalar". Kitapta, Türkiye'deki milliyetçi ve militarist süreçlerin benzersiz olmadığı, İran, Hindistan ve Pakistan gibi farklı coğrafyalardaki örneklerle de gösterilir.

Femboy, biyolojik olarak erkek olan ve kendisini erkek olarak tanımlayan, ancak dış görünüşünde veya davranışlarında geleneksel olarak "kadınsı" (feminen) kabul edilen ögeleri benimseyen bireyleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu terim, "feminen" ve "boy" (erkek) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Femboy kavramı, 20. yüzyılın sonlarına doğru internet kültürü ve sosyal medyanın yükselişiyle daha görünür hale gelmiştir.

Toplumsal Cinsiyet Algısı Ölçeği, bireylerin toplumsal cinsiyet rol ve algılarını değerlendirmek için geliştirilmiş 25 maddelik, beşli Likert tipi bir ölçme aracıdır. Bu ölçek, Altınova ve Duyan (2013) tarafından oluşturulmuştur. Ölçek, iki hafta arayla 118 lise öğrencisine uygulanarak elde edilen test-tekrar test güvenirlik katsayısı, eşitlikçi toplumsal cinsiyet algısı boyutunda .73, geleneksel toplumsal cinsiyet algısı boyutunda ise .80 olarak hesaplanmıştır.

Toplumsal cinsiyetin sağlık üzerindeki etkilerinden bazıları şunlardır: Üreme sağlığı. Genel sağlık. Karar verme süreci. Sağlık hizmetlerine erişim. Sağlık alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azaltılması için kadınların siyasi arenada temsil gücünün artırılması, sivil toplum kuruluşlarının kadın hakları konusunda çalışmalar yürütmesi ve cinsiyet ayrımcılığından kaynaklanan eşitsizliklerin giderilmesi önerilir.

Çizgi filmlerdeki kadın karakterlerin güzel gösterilmesinin birkaç nedeni vardır: Feminen öğelerin temsili. İzleyici etkisi. Ayrıca, bazı kadın karakterler, güçlü ve bağımsız olmalarına rağmen, genellikle seksi ve makyajlı kıyafetlerle tasvir edilir.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları doktora programı 8 yıl sürmektedir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde izlenebilecek bazı filmler: Aaahh Belinda (1986). Orlando (1992). Frida (2002). Little Women (2019). Thelma ve Louise (1996). Suffragette (2015). Ayrıca, Skandal (Bombshell) ve Gizli Sayılar (Hidden Figures) gibi gerçek hikayeleri anlatan filmler de izlenebilir.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin nasıl sağlanacağına dair bazı kaynaklar: Wikipedia: Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemi ve sağlanması için yapılabilecekler hakkında bilgi sunar. CEİDizler: Toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel kavramları ve medya alanında duyarlılık oluşturma yöntemleri hakkında bilgi içerir. Speaker Agency: Eğitimde, iş hayatında, kültür ve sanatta eşitlik sağlamak için atılabilecek adımları ele alır. Marmara Üniversitesi: Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına dair bilgiler sunar. Çimsa: Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için özel sektörün atabileceği adımları ve bu konudaki küresel girişimleri inceler. Bu kaynakların yanı sıra, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Yükseköğretim Kurulu gibi kurumların çalışmaları da toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kaynak olarak değerlendirilebilir.

Kadınların kendi soyadını kullanmak istemesinin bazı nedenleri: Kimlik ve bireysellik: Kadınlar, soyadlarını kimliklerinin bir parçası olarak kabul eder ve soyadlarının alınması, birey algılarına zarar verir. Toplumsal baskı: Evlenince kendi soyadını kullanmak, toplumsal baskıyı azaltır ve kadınların kendilerini daha bütün hissetmelerini sağlar. Pratik zorluklar: Sadece kızlık soyadını kullanmanın önemli zararları bulunmamakla birlikte, nüfus müdürlüğünde bürokratik sorunlar ve belge yenileme zorunluluğu gibi pratik zorluklar yaşanabilir. Eşitlik: Evlilikte taraflar arasında eşitlik sağlamak ve kadının evlilik öncesi sahip olduğu soyadının kullanılmasına izin vermek, erkeğin kendini üstün görmekten vazgeçmesine neden olabilir. 28.01.2024 tarihinden itibaren, Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile kadınlar evlilik sonrası sadece kendi soyadını kullanma hakkına sahiptir.

Dünya Erkekler Günü, erkeklerin sağlık, eşitlik ve pozitif rollerinin vurgulanması amacıyla her yıl 19 Kasım'da kutlanır. Bu gün, çeşitli etkinliklerle anılır: Erkek sağlığı üzerine farkındalık seminerleri düzenlenir. Ruhsal sağlık, baba rolleri ve toplumsal beklentiler üzerine paneller yapılır. Sosyal medya kampanyaları ile erkeklik algısı üzerine tartışmalar gerçekleştirilir. Eğitim kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyici atölyeler düzenlenir. Bazı ülkelerde, erkek çocuklarının eğitimi ve aile içi sorumluluklar gibi konulara dikkat çekmek amacıyla etkinlikler yapılır. Türkiye'de ise Dünya Erkekler Günü sınırlı şekilde bilinmekle birlikte, son yıllarda çeşitli STK'lar ve bazı üniversiteler günün anlamına uygun etkinlikler düzenlemektedir.

Kadın cinayetlerinin açıklanmasında kullanılan bazı kuramlar şunlardır: Toplumsal cinsiyet eşitsizliği. Namus kültürü. Şiddet kültürü. Sosyal öğrenme kuramı. Ayrıca, kadın cinayetlerini açıklamak için feminist perspektif ve İstanbul Sözleşmesi gibi yaklaşımlar da bulunmaktadır. Kadın cinayetlerinin tek bir kuramla açıklanması mümkün değildir; bu karmaşık sorunun birden fazla nedeni ve boyutu vardır.

Uçan Süpürge'nin amaçları: Kadının sinemadaki varlığını ve sesini güçlendirmek. Kadınların hikayelerini anlatan filmleri teşvik etmek. Kadın sinemacıların çalışmalarını desteklemek. Toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini yaygınlaştırmak ve duyarlılık yaratmak. Kadın hakları için çalışmak. Uçan Süpürge, 1996 yılında Ankara'da kurulan bir sivil toplum örgütüdür.