ToplumsalCinsiyet

Kadın olmak temalı şiirlerin temaları genellikle aşk, özlem, fedakârlık, güç ve toplumsal cinsiyet rolleri gibi konuları içerir. Örneğin, Maya Angelou'nun "Olağanüstü Kadın" adlı şiiri, kadının gücü ve toplumun kadından beklentileri temalarını işler.

Cinsiyetsiz toplum, cinsiyet ayrımını ortadan kaldırarak her bireye eşit haklar sunan bir sosyal sistemi ifade eder. Bu toplumda: İnsanlar, cinsiyetlerinden bağımsız olarak, yeteneklerine, ilgi alanlarına ve performanslarına göre değerlendirilir ve fırsatlar sunulur. Geleneksel aile yapısı farklılık gösterebilir; cinsiyetten bağımsız olarak, bireylerin özgürce bir araya gelip eşit şekilde sorumlulukları paylaştığı aile yapıları ortaya çıkabilir. Bireyler, cinsiyetlerine bağlı olarak stereotiplerden etkilenmez. Toplumsal cinsiyet rolleri ve normları kaldırılır, eşit haklar, eşit maaşlar ve eşit fırsatlar sağlanır.

"Kendine Ait Bir Oda" kitabını, Jane Austen, Bronte'ler, George Elliot, Elizabeth Gaskell gibi yazarları okumayı sevenler ve bu yazarların eserlerini bilenler okumalıdır. Ayrıca, kadınların edebiyattaki yerini ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini merak eden herkes bu kitabı okuyabilir.

Meek's Cutoff filmi, 1845 yılında Oregon'a göç eden bir grup insanın zorlu yolculuğunu anlatır. Üç aile, yeni memleketlerine giderken rehber olarak Stephen Meek'i tutarlar. Film, toplumsal cinsiyet, medeniyet, ırk ve erkeklik gibi kavramları ele alır ve western türünü kendine özgü bir şekilde yorumlar.

Hegemonik Erkeklik Teorisi, R.W. Connel tarafından ortaya atılan bir toplumsal cinsiyet teorisidir. Bu teoriye göre, toplumsal cinsiyet düzeni sadece kadınlık durumlarına bağımlı olarak anlaşılamaz; erkeklerin sahip olduğu iktidar ve güç, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yaratan önemli bir unsurdur. Hegemonik erkeklik kavramı, şu özellikleri içerir: - Heteroseksüel cinsellik. - Otorite. - Ücretli iş. - Fiziksel sertlik. Bu özelliklere sahip olan erkek, toplum tarafından "has erkek" olarak adlandırılır.

Evet, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı bulunmaktadır.

Kadın odaklı reklamcılık (femvertising), reklamlarda kadın temsillerini stereotiplerin dışında ve toplumsal cinsiyet kalıplarının ötesinde sunmayı amaçlayan bir akımdır. Bu tür reklamlar, kadınların güçlendirici rollerini öne çıkararak, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkıda bulunmayı hedefler. Bazı femvertising örnekleri: - Dove'un "Gerçek Güzellik" kampanyası. - Nike'ın "Dream Crazier" kampanyası. - Orkid'in "Kız Gibi" reklam kampanyası.

Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları ODTÜ'de Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde yer almaktadır.

"Cinsiyetsiz" terimi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Dil Bilimi Terimi: Cinsiyeti olmayan, nötr anlamına gelir. 2. Toplumsal Cinsiyet Kimliği: Kendini özellikle ikili cinsiyetler olmak üzere herhangi bir cinsiyet ile tanımlamayan bireyleri ifade eder.

Pamuk Prenses'in kitabının kötü olarak değerlendirilmesinin iki ana nedeni vardır: 1. Psikolojik Analizler: Pamuk Prenses'in hikayesi, bağımlı kişilik bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk gibi psikolojik rahatsızlıkları yansıtmaktadır. Bu durum, kitabın çocuklar için uygun olmayan temalar içerdiği şeklinde yorumlanabilir. 2. Toplumsal Cinsiyet Ayrımı: Bazı eleştirmenler, Pamuk Prenses'in hikayesinin toplumsal cinsiyet ayrımını pekiştirdiğini ve kadının toplum içindeki yerini sorgulayan bir bakış açısı sunduğunu savunmaktadır.

Yapay zekâda kadın temsilinin önemli olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Kadınların yapay zekâ alanlarında yeterince temsil edilmemesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştirir. 2. Yenilikçi Çözümler: Kadınlar, yapay zekâ ve robotik alanlarında yaratıcı ve yenilikçi çözümler sunarak sektöre önemli katkılarda bulunurlar. 3. Eğitim ve Kariyer Fırsatları: Kadınların eğitim ve iş hayatında daha fazla yer alması, onların ekonomik bağımsızlık kazanmalarına ve toplumun genel gelişimine olumlu etkiler yapar. 4. Etik Boyutlar: Kadınların yapay zekânın etik boyutları üzerine yaptıkları çalışmalar, bu teknolojilerin insan odaklı ve güvenilir bir şekilde geliştirilmesine yardımcı olur.

Kadın ve erkek eşitliği için bazı sloganlar: 1. "Kadın ve erkek eşittir!". 2. "Kadın = erkek!". 3. "Eşit haklar, eşit fırsatlar!". 4. "Cinsiyetçilik yok! Herkes eşittir!". 5. "Kadınların gücüne inanıyoruz.". 6. "Farklı cinsiyetler, eşit haklar.". 7. "Toplumsal cinsiyet eşitliğine çalışıyoruz.". 8. "Sessiz kalma, eşitlik için konuş!". 9. "Kadın hakları, insan haklarıdır.". 10. "Eşitlik adaletin temelidir.".

Demet Evgar'ın kadınları ifadesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. BM Kadın Birimi İyi Niyet Elçisi Olarak Çalışmaları: Demet Evgar, BM Kadın Birimi'nin iyi niyet elçisi olarak, kadınların hikayesini daha fazla kadınla buluşturmayı ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. 2. Dizilerdeki Kadın Karakterleri Üzerine İtirafı: Evgar, bir röportajında dizilerdeki kadın rollerinin sınırlamalarından bahsetmiş ve kadın yazar olsa bile hikayelerde kadına dayatılan çok fazla şey olduğunu ifade etmiştir.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınlar ve erkekler arasında toplumsal roller, haklar ve fırsatlar açısından dengesizlik olmasıdır. Bu eşitsizlik, genellikle şu alanlarda kendini gösterir: - Eğitim: Kız çocuklarının eğitim hakkı yeterince desteklenmez ve erken yaşta evlilik gibi nedenlerle eğitim hayatları kesintiye uğrar. - İş gücü katılımı: Kadınlar, erkeklere kıyasla daha düşük maaşlarla çalışır ve iş gücüne katılım oranları daha düşüktür. - Siyasi temsil: Kadınların karar alma mekanizmalarındaki temsili düşüktür, bu da toplumsal politikaların eşitlikçi olmasını zorlaştırır. - Medya ve kültürel unsurlar: Medyada kadın ve erkek temsili cinsiyetçi kalıplarla şekillenir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, tarihsel ve kültürel süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Cinsellikte CD ve GD terimleri farklı anlamlara gelir: - CD (Crossdresser), karşı cins ile özdeşleşmiş kıyafetleri giyen kimse anlamına gelir. - GD ise belgelerde "Gender Role" (Toplumsal Cinsiyet) olarak geçer ve kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen özellikleri, kültürel değerleri, tutumları, rolleri ve sorumlulukları ifade eder.

Simone de Beauvoir'ın feminizmi, cinslerin (kadın ve erkeğin) eşitliği kuramına dayanan ve kadınlara eşit haklar isteyen bir akımdır. Beauvoir'a göre, kadınlar toplumsal olarak "öteki" konumuna yerleştirilmiştir ve bu durum, tarihsel süreç içerisinde erkeklerin kadınları farklı olarak görmesiyle oluşmuştur. Temel feminizm anlayışında üç uğrak geçirdiği kabul edilir: 1. İlk uğrak: Kadınların kendilerini dönüştürmeleri gerektiğini ve bilinçlenme ile seçme-irade sorununun ağırlık kazandığını ifade eder. 2. İkinci uğrak: Soğuk savaş yıllarında gündeme gelmiş ve feminist olmadığını savunma noktasına varmıştır. 3. Son uğrak: Sınıf mücadelesiyle kadın kurtuluşu mücadelesinin iç içe yürütülmesi gerektiğini savunur. Ayrıca, Beauvoir "kadın doğası" kavramını reddeder ve kadınların erkeklerden farklı olmasının toplumsal çevrenin ürünü olduğunu öne sürer.

Marmara Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ESKAR), çeşitli alanlarda kadın odaklı araştırmalar ve faaliyetler yürütür. Bu merkezin başlıca görevleri şunlardır: Bilimsel Araştırmalar: Toplumsal cinsiyet, kadın istihdamı, kadın sağlığı ve kadınların sosyal statüsünün yükseltilmesi konularında mali, ekonomik, sosyal, siyasal ve hukuksal boyutlarıyla bilimsel araştırmalar yapmak. Eğitim ve Bilinçlendirme: Genç nesillerin toplumsal cinsiyet eşitliği bilincine kavuşturulması yönünde eğitim çalışmalarında bulunmak ve toplumda bu konuda farkındalık yaratmak. Yayınlar: Kitap, rapor, bülten, dergi gibi araçlarla kamuoyunu bilinçlendirmeye yönelik yayınlar yapmak. Proje ve Programlar: Kadın istihdamının artırılması ve kadınların sosyal ve siyasal alanda güçlendirilmesi için projeler geliştirmek ve uygulamak. İşbirliği: Yerel, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak çalışmalarına katılmak ve danışmanlık hizmeti vermek.

"Kadınlara Sağlık Yarınlara Aydınlık Projesi", Professional Women’s Network İstanbul (PWN İstanbul) ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) iş birliği ile hayata geçirilen "Sağlığa Yön Verecek Kadın Liderler Programı" mezunlarının başlattığı bir projedir. Amaçları: - Kadınların sağlık okuryazarlığını artırmak. - Toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamak. Podcast Serisi: Proje kapsamında, Yekta Kopan'ın sunuculuğunda, sağlıklı yaşamdan depresyonla başa çıkma yöntemlerine, infertiliteden kanserle mücadeleye kadar geniş bir yelpazede kadın sağlığına ilişkin konuların ele alındığı 18 bölümlük bir podcast serisi hazırlanmıştır. Platformlar: Podcast serisi, Spotify, Youtube ve Apple podcast platformlarında yayınlanmaktadır.

Twitter'ı bayanların daha çok kullanmasının birkaç nedeni vardır: 1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Hakları: Bayanlar, Twitter'ı toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları gibi konularda farkındalık yaratmak ve düşüncelerini paylaşmak için kullanmaktadırlar. 2. Yerel Olaylara Duyarlılık: Yerel olaylar ve mahallelerindeki sorunlar gibi konularda daha fazla paylaşım yapmaktadırlar. 3. Sanat ve Kültür: Bayanlar, yerel sanat etkinlikleri ve kültürel faaliyetler hakkında sıkça paylaşımda bulunarak sosyal birlikteliği teşvik etmektedirler. 4. Destek ve Dayanışma: Twitter üzerinden birbirlerine destek olma ve dayanışma gösterme konusunda daha aktiflerdir. 5. Eğlence ve İletişim: Genel olarak sosyal medya ve Twitter, bayanlar için eğlence, iletişim ve günlük yaşamın stresinden uzaklaşma aracı olarak da kullanılmaktadır.

Kadın hakları ile ilgili bazı önemli belgeseller şunlardır: 1. "RBG" (2018): Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi'nde hizmet veren Ruth Bader Ginsburg'un hayatını ve kadın hakları mücadelesini anlatır. 2. "Miss Representation" (2011): Medyanın kadınları nasıl temsil ettiğini ve bu temsillerin toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerindeki etkilerini ele alır. 3. "He Named Me Malala" (2015): Pakistanlı eğitim savunucusu Malala Yousafzai'nin yaşamını ve Taliban'ın saldırısına rağmen eğitim hakkını savunma mücadelesini anlatır. 4. "Knock Down the House" (2019): ABD Kongresi'ne seçilmeye çalışan dört kadın siyasetçinin hikayesini ele alır. 5. "Period. End of the Sentence" (2018): Hindistan'da kadınların adet dönemleriyle ilgili toplumsal tabuları ve ayrımcılığı kırmalarını konu alır. 6. "Feminists: What Were They Thinking?" (2018): İkinci dalga feminizm hareketini anlatır. 7. "The Color Purple": Kadınların kendini ifade etme gücü ve yaşanan zulme karşı başkaldırısını ele alır.