Tıp

EGFR (Glomerüler Filtrasyon Hızı) değerinin 60 mL/dak/1,73 m²'nin altında olması böbrek fonksiyonlarının zayıfladığını ve tehlikeli bir durumu işaret eder. Özellikle 15 mL/dak/1,73 m²'nin altındaki değerler, böbrek yetmezliği gibi ciddi sorunların habercisi olabilir ve diyaliz veya böbrek nakli gibi ileri tedavi yöntemlerini gerektirir.

Açlık kan şekeri seviyesi, sağlıklı bir bireyde 70-100 mg/dL arasında olmalıdır. Bu değer 126 mg/dL ve üzerine çıktığında, diyabet tanısı konulabilir.

Göz çizdirme ameliyatı (lazer göz ameliyatı) her tıbbi müdahale gibi bazı riskler taşır. Olası riskler ve komplikasyonlar arasında şunlar yer alır: - Göz kuruluğu: Ameliyat sonrası altı ay ila bir yıl boyunca göz kuruluğu sorunu yaşanabilir. - Kornea kapakçığının kayması: Nadir görülen bir komplikasyondur ve yeniden bir göz ameliyatı gerektirebilir. - Görme bozukluklarının tekrarlaması: Ameliyattan sonra görme kusurları geri dönebilir. - Korneada enfeksiyon: Ameliyat sonrası kornea enfeksiyona açık hale gelir. - Işığa karşı hassasiyet: Ameliyat sonrası ışıklarda kamaşma ve parlama gibi sorunlar yaşanabilir. Güvenli bir müdahale için göz çizdirme ameliyatı, göz hastalıkları alanında uzmanlaşmış doktorlar tarafından gerçekleştirilmelidir.

Sezaryen doğumda "sez" kelimesinin yazılışının nedeni, bu kelimenin doğru yazımının "sezaryen" olmasıdır.

Otopsi, aşağıdaki kişiler tarafından yapılabilir: 1. Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adli tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim. 2. Zorunluluk halinde bir tek hekim tarafından da otopsi yapılabilir; bu durum otopsi raporunda açıkça belirtilir. 3. Müdafi veya vekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir. Ölümünden hemen önceki hastalığında öleni tedavi etmiş olan hekime, otopsi yapma görevi verilemez.

GFR (Glomerüler Filtrasyon Hızı) değerinin 60 mL/dk/1.73m²'nin altına düşmesi böbrek fonksiyon bozukluğunu gösterir ve tehlikeli olarak kabul edilir. 15'in altındaki değerler ise son dönem böbrek yetmezliğini işaret eder ve acil tıbbi müdahale gerektirir.

Melankolik kelimesi, üzüntü, hüzün veya karamsarlık haliyle ilişkilendirilen bir duygu durumunu ifade eder. Diğer anlamları: - Tıp: Melankolik, modern dönemde daha çok tıbbi bir terim olmaktan çıkıp, duygusal bir ifade biçimi olarak kullanılmaktadır. - Edebiyat ve sanat: Edebiyatta melankolik karakterler, derin düşüncelere dalan ve genellikle hüzünlü hikayelere sahip kişiler olarak öne çıkar. Köken: Kelime, Yunanca "melaina kole" (kara safra) kelimesine dayanmaktadır.

Kadın dizisinde Bahar'ın hastalığı, aplastik anemi olarak belirlenmiştir.

Alkalen fosfataz (ALP) seviyesi, özellikle kemik metastazı olan kanserlerde yükselir. Bunun yanı sıra, ALP aşağıdaki kanser türlerinde de artış gösterebilir: - prostat kanseri; - meme kanseri. ALP seviyesinin yüksek olması, tek başına bir kanser tanısı koymak için yeterli değildir. Kesin tanı için bir uzman doktora başvurmak gereklidir.

Onkologlar, çeşitli kanser türlerine bakarlar, bunlar arasında en yaygın olanları şunlardır: Meme kanseri; Akciğer kanseri; Prostat kanseri; Kolorektal kanser; Lenfoma ve lösemi; Cilt kanserleri (melanom ve melanom dışı türler). Ayrıca, böbrek kanseri, mide kanseri, pankreas kanseri ve testis kanseri gibi diğer kanser türleri de onkolojinin ilgi alanına girer.

Eritropoietin (EPO) hormonu, aşağıdaki durumlarda yükselir: 1. Kronik akciğer hastalıkları: KOAH, pulmoner fibroz, uyku apnesi gibi solunum bozuklukları. 2. Yüksek rakımlı bölgelerde yaşamak: Düşük oksijen konsantrasyonu nedeniyle eritropoietin üretimi artar. 3. Böbrek ve karaciğer hastalıkları: Bu organlarda gelişen kistler ve tümörler EPO seviyesini yükseltebilir. 4. Bazı ilaçların kullanımı: Anabolik steroidler, protein enjeksiyonları, idrar söktürücü ilaçlar EPO üretimini artırabilir. 5. Kan kanserleri: Kırmızı kan hücrelerinin sayısında belirgin artışlara neden olabilir. EPO seviyelerindeki yükselme, polisitemi olarak adlandırılır ve kanın normalden daha yoğun bir kıvamda olmasına yol açabilir.

Hemogram testi tehlikeli bir test olarak değerlendirilmez, çünkü genellikle güvenli ve yaygın bir kan testi olarak kabul edilir. Ancak, test sonuçlarının doğru yorumlanması için uzman bir hekime danışmak önemlidir.

Gastroenteroloji, sindirim sistemi ile ilgili hastalıklarla ilgilenen bir tıp bilimi dalıdır. Bu alan, aşağıdaki organ ve yapıları kapsar: yemek borusu; mide; bağırsaklar; karaciğer; safra kesesi; pankreas. Gastroenterolojinin ilgilendiği başlıca hastalıklar şunlardır: mide ve bağırsak hastalıkları (ülser, gastrit, reflü); hepatit, siroz, karaciğer kanseri gibi karaciğer hastalıkları; safra kesesi ve safra yolları hastalıkları (taş, iltihap); pankreas iltihabı, pankreas kanseri; gıda alerjileri, gluten intoleransı, bağırsak enfeksiyonları gibi alerjik ve enfeksiyöz hastalıklar. Tedavi yöntemleri ise ilaç tedavisi, cerrahi müdahale ve diyet ve yaşam tarzı değişikliklerini içerir.

Kreatininin yüksek olması, böbrek hastalıklarının bir belirtisi olabilir. Ayrıca, aşağıdaki durumlarla da ilişkili olabilir: Kas dokusunda hasar. Aşırı protein tüketimi veya yoğun egzersiz. İdrar yolu tıkanıklığı. Diyabet, lupus gibi bazı kronik hastalıklar. Kreatinin seviyesinin yüksek olması durumunda, kesin teşhis ve uygun tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.

Otopsiye giren doktor, cesedin hem dış hem de iç kısımlarını inceleyerek aşağıdaki bulguları görür: 1. Dış Muayene: Cesedin genel durumu, yaraları, morluk ve şişlikler, derideki izler, saç rengi ve uzunluğu gibi detaylar değerlendirilir. 2. İç Organların İncelenmesi: Organların ağırlığı, büyüklüğü, şekli, rengi ve konumu not edilir; kanama, iskemi, enfarkt gibi patolojik bulgular tespit edilir. 3. Laboratuvar Örnekleri: Kan, idrar, doku örnekleri alınarak toksikoloji, genetik analiz veya mikroorganizma tespiti gibi testler için kullanılır. 4. Mikroskobik İnceleme: Her organın normal ve anormal bölümlerinden mikroskobik örnekler alınır. Bu incelemeler, ölüm nedenini ve varsa altta yatan hastalıkları belirlemek için yapılır.

Holter takılırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar şunlardır: 1. Elektrotların Doğru Takılması: Elektrotların cilde iyi temas etmesi için göğüsdeki kılların tıraş edilmesi önerilir. 2. Cihazın Sıkıca Takılması: Elektrotların yerinde kalması ve doğru kalp sinyallerini kaydetmesi için cihazın sıkıca takılması önemlidir. 3. Su Temasından Kaçınma: Duş, banyo, yüzme ve su sporları gibi aktivitelerden cihaz takılıyken kaçınılmalıdır, aksi takdirde cihaz hasar görebilir. 4. Manyetik Alanlardan Uzak Durma: MRI gibi manyetik alanlar oluşturan durumlardan cihaz çıkarılmalıdır. 5. Günlük Aktivitelerin Kaydedilmesi: Aktiviteler, yemek yeme saatleri ve semptomlar bir günlükte not edilmelidir, bu durum doktorun kaydı daha iyi anlamasına yardımcı olur. 6. Cihazın Pilinin Kontrolü: Pilin düşük olduğunu gösteren uyarılar dikkate alınarak pil değiştirme işlemleri zamanında yapılmalıdır. Holter cihazının kullanımı ve dikkat edilmesi gerekenler konusunda daha ayrıntılı bilgi için bir doktora danışılması önerilir.

HOMA-IR değerinin 2,5'in üzerinde olması insülin direncinin varlığını gösterebilir ve bu durum tehlikeli olarak kabul edilir. Ancak, her testte olduğu gibi HOMA testinin referans değerleri de laboratuvara göre farklılık gösterebilir. Bu nedenle kesin değerlendirme için bir doktora danışmak önemlidir.

Tıp fakültesine girebilmek için Sayısal (SAY) puan türünde ilk 50.000 içinde yer almak gerekmektedir.

Kulak memesindeki yatay derin çizgi, damar dolaşım yetersizliğinin kronik bir bulgusu olarak kabul edilir ve kalp damar hastalıklarının belirtisi olabilir. Bu çizgiye sahip olanlarda, kalp damar hastalığı görülme sıklığının daha yüksek olduğu belirtilmiştir.