Tanı

Psikanalitik tanıda iki eksen bulunmaktadır. Birinci eksen, kişinin gelişimsel örgütlenme düzeyini belirler ve psikotik, sınırdurum ve nevrotik sürekliliğinde işlevselliğin hangi aralıkta şekillendiğini gösterir. İkinci eksen, karakter tarzı eksenidir. Çoğu insan, birkaç karakter tarzının karmaşık bir bileşimidir.

MR'da hemen çıkan bulgular, çekilen MR'ın türüne ve tarama yapılan bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Bazı MR türlerinde hemen çıkabilecek bulgular: Tüm Vücut MR: Akciğer, meme, prostat ve gastrointestinal sistem tümörlerinin erken dönem bulguları. Beyin MR: Beyin kanamaları, inme, beyin tümörleri, anevrizmalar, beyin zarı anevrizmaları, damar tıkanıklıkları, beyin kanaması, migren, nörodejeneratif hastalıklar (Alzheimer, Parkinson vb.). Kalp MR: Kalp odacıkları ve kapakçıklarının anatomisi ve işlevi, büyük damarların boyutu ve kan akışı. Omurga ve Omurilik MR: Omurilik ve sinirlerin sıkışması veya iltihaplanması, omurga hastalıkları. MR sonuçlarının tam olarak yorumlanması ve uygun tanı ile tedavinin sağlanması için uzman bir doktora danışılması önerilir.

PET (Pozitron Emisyon Tomografisi) pozitifliği görülen bazı vaskülitler şunlardır: Dev Hücreli Arterit (DHA). Takayasu Arteriti (TA). Poliarteritis Nodosa (PAN). PET'in vaskülit tanısındaki duyarlılığı ve özgüllüğü farklı yayınlarda değişiklik göstermektedir. Vaskülit şüphesi durumunda doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Kontrastlı nazofarinks görüntülemesinin çekilme nedenleri arasında şunlar yer alır: Nazofarenks kanserinin teşhisi ve evrelemesi. Boyundaki lenf düğümlerinde olası tutulumların tespiti. Tedaviye yanıtın değerlendirilmesi. Nazofarenks bölgesinde şüpheli bir durum olduğunda, öncelikle fizik muayene yapılır, ardından gerekli durumlarda tomografi, MR ve PET CT gibi görüntüleme tekniklerine başvurulur.

Semptomatoloji, bir hastalığın belirti ve semptomlarını inceleyen tıp dalıdır. Tanı ise bir hastalığın tanımlanması sürecidir. Bu süreçte, hastanın belirtileri ve doktorun saptadığı semptomlar birlikte değerlendirilir.

KOAH tanısı, hastanın semptomları, solunum testleri ve görüntüleme yöntemleri gibi çeşitli aşamalardan oluşan bir süreçle konur. Tanı için kullanılan bazı yöntemler: Solunum fonksiyon testi (spirometre). Akciğer röntgeni veya bilgisayarlı tomografi (BT) taraması. Kan gazları analizi. Fizik muayene ve hastalık öyküsü. 40 yaş üzeri, sigara içen veya içmiş olan kişilerde uzun süreli nefes darlığı, öksürük ve balgam şikayetleri varsa, KOAH tanısı için "nefes ölçüm testi" yaptırmaları önerilir.

"Beyaz cevher alanlarında birkaç adet milimetrik boyutlu nodüler gliotik sinyal izlenmiştir" ifadesi, beyninizin beyaz cevher adı verilen bir bölgesinde, milimetrik boyutlarda, kesin nedeni belirlenemeyen hücrelerin birikimine işaret etmektedir. Gliotik odaklar, beyin hücreleri hasar gördüğünde, onların yerini doldurmak ve beyni korumak için devreye giren glial hücrelerin, hasarlı bölgede birikmesiyle oluşur. Bu ifadenin tek başına yorumlanması hastalar açısından bir şey ifade etmez.

Behçet hastalığının tanısı, hastanın anamnezi, fizik muayene bulguları ve bazı laboratuvar testleri ile değerlendirilerek konur. Tanıda kullanılan yöntemler: Patherji testi: Ön kol derisine steril bir iğne batırılarak hasar oluşturulur ve 24-48 saat sonra batma bölgesinde kırmızı, kabarık bir lezyon varlığı değerlendirilir. Kan testleri: Kan sayımı, inflamasyon belirteçleri (ESR, CRP), HLA-B5 ve HLA-B51 gibi testler yapılır. Behçet hastalığının tanısını koymak için özel bir test veya görüntüleme yöntemi yoktur; tanı, klinik bulgulara dayanır. Behçet hastalığı şüphesi durumunda ilk başvurulması gereken bölüm Romatoloji Bölümüdür.

"Uslanmaz radyolog" ifadesi, mevcut belgelerde yer alan bilgilerle desteklenmemektedir. Ancak, genel olarak radyologlar, tıbbi görüntüleme tekniklerini kullanarak hastalıkları teşhis eder ve tedavi planlarını oluştururlar. Radyologların bazı görevleri: Hastaların tıbbi geçmişlerini incelemek. Uygun tıbbi görüntüleme testlerini seçmek. Tıbbi görüntüleri yorumlamak ve raporlamak. Hastaların tıbbi görüntüleme testlerini yönetmek ve koordine etmek. Tıbbi görüntüleme ekipmanının bakım ve onarımını sağlamak. Radyologlar, kamu veya özel sağlık tesislerinde çalışabilirler.

Tıpta "lave" terimi farklı anlamlara gelebilir: Düşük enerjili adaptif viroterapi (LAVE). Lavasyon. Ayrıca, "LAVE" tıbbi bir kısaltma olarak da kullanılmaktadır ve "gizli anormal değerlerin hariç tutulması" anlamına gelebilir.

Ara tanı, bir hastalığın veya durumun kesin tanısı yapılana kadar, semptomların incelenmesi sonucunda geçici olarak konur. Ara tanı genellikle şu durumlarda konur: Kanser hastalarında. Kronik hastalıklarda. Çocuklarda. Ara tanı için bazı adımlar: Hastaların belirtilerinin, semptomlarının ve test sonuçlarının değerlendirilmesi. Klinik öykü alma ve fiziksel muayene. Laboratuvar testleri, görüntüleme teknikleri ve biyopsi gibi çeşitli testlerin yapılması. Kesin tanı, daha fazla test veya tetkik sonrası hastalığın belirgin şekilde teşhis edildiği, doğrulandığı ve kesinleştirildiği zaman konur.

Kalın bağırsak kanserinin en çok karıştırıldığı hastalıklar şunlardır: Enfeksiyonlar. Hemoroid. İrritabl bağırsak sendromu. İnflamatuar bağırsak hastalığı (ülseratif kolit, Crohn hastalığı). Bu hastalıklardan herhangi birine sahip olunduğunda, kalın bağırsak kanseri belirtisi olabilecek semptomların da görülmesi durumunda mutlaka bir hekime başvurulması önerilir.

MR görüntülemede beyaz renk, genellikle artmış sinyal alanlarını ifade eder. Beyaz rengin bazı anlamları: Migren: Kronikleşmiş migren hastalarında beyaz cevherde küçük lezyonlar oluşabilir. Multipl Skleroz (MS) hastalığı: Merkezi sinir sisteminde miyelin kılıfına saldıran bu hastalık, beyaz cevherde lezyonlara yol açar. Mikrovasküler değişiklikler: Yaşlanma ile beyin damarlarında meydana gelen küçük hasarlar, beyaz cevherde küçük lezyonlara neden olabilir. Kronik hipertansiyon: Yüksek tansiyon, beyin damarlarına zarar vererek beyaz cevherde lezyonlara yol açabilir. MR sonuçlarının doğru yorumlanması için bir uzmana danışılması önerilir.

MODY (Maturity-Onset Diabetes of Young) diyabet tanısı, aşağıdaki kriterlerin değerlendirilmesi ve genetik test ile konur: Klinik bulgular: 25 yaşından önce diyabet başlangıcı; Ailede birden fazla kuşakta diyabet öyküsü; Pankreas adacık antikorlarının yokluğu; Sülfonilüreye belirgin yanıt olması; Normal balayı evresinin dışında insülin bağımsız diyabet (3 yıl); Düşük hsCRP düzeyi. Laboratuvar testleri: Serum C-peptid düzeyi; İdrar C-peptid/kreatinin oranı; Otoimmün belirteçlerin (adacık hücre antikorları) negatifliği. Tanının kesinleşmesi için genetik test gereklidir; bu test, gen mutasyonunu tespit eder.

J11 grip tanısı, "grip, virüsler tespit edilmedi" anlamına gelir. Grip (influenza), solunum yollarını etkileyen, influenza virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Grip hastalığının bazı belirtileri: ateş ve titreme; kuru öksürük; boğaz ağrısı; burun akıntısı ve tıkanıklığı; baş ağrısı ve eklem ağrıları; şiddetli halsizlik. Grip tanısı, özellikle grip mevsiminde hastanın semptomları ve fiziksel muayene bulgularıyla konur.

Bronkoskopi, çeşitli akciğer hastalıklarının teşhisi ve tedavisi için yapılan bir tıbbi işlemdir. Bronkoskopi yapılmasının başlıca nedenleri: Akciğer sorunlarının teşhisi. Enfeksiyonların belirlenmesi. Akciğer dokusundan biyopsi alınması. Mukus, yabancı cisim veya hava yollarındaki tıkanıklıkların giderilmesi. Hava yolunu açık tutmak için stent yerleştirilmesi. Akciğer problemlerinin tedavisi. Bronkoskopi, genellikle lokal anestezi altında yapılır, ancak bazı durumlarda genel anestezi gerekebilir.

Serebellar testlerden bazıları şunlardır: Ölçülü hareket testleri. parmak-burun testi; diz topuk testi. Hedefi aşma testleri. past pointing testi. Ardısıra hareket testleri. pronasyon-supinasyon testi. Ayrıca, serebellar hastalık durumunda yapılan diğer testler arasında hızlı değişen hareketler, rebound fenomeni, topuk-incik testi, tarama konuşması, nistagmus ve yürüme (gait) testi de bulunur. Serebellar testlerin uygulanması için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Normal basınçlı hidrosefali (NBH) tanısı, aşağıdaki adımlarla konur: 1. Klinik değerlendirme: Hastanın semptomları ve şikayetleri incelenir. 2. Fizik muayene: Nörolojik muayene yapılır ve refleksler, kas gücü, denge ve koordinasyon gibi nörolojik işlevler değerlendirilir. 3. Beyin görüntüleme: Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) veya Bilgisayarlı Tomografi (BT) ile beyin ventriküllerinin genişlemesi ve beyin omurilik sıvısı birikimi tespit edilir. 4. Lomber ponksiyon: Bel bölgesine yerleştirilen bir iğne ile beyin omurilik sıvısı örneği alınır ve basıncı ölçülür. Tanı, bu adımların kombinasyonu ile konur.

Tıpta ön tanı, bir kişinin sahip olduğu semptom ve bulgulara dayanarak, hastalık veya durumuna dair yapılan ilk değerlendirme sonucu muhtemel tanıların belirlenmesi işlemidir. Ön tanı için gerekli bilgiler genellikle tıbbi bakım isteyen kişinin anamnez (tıbbi öyküsü) ve fizik muayenesinden toplanır. Ön tanı, kesin tanı yerine geçmeyen bir olası seçenektir.

WISC-R testi, disleksi tanısı koymak için tek başına yeterli değildir. Disleksi tanısı koymak için ayrıntılı klinik muayene, psikometrik test ve değerlendirmeler ile ayrıntılı öykü alınması gereklidir.