ŞehirTarihi

İzmir Bostanlı'nın kuruluş tarihi üç bin yıl öncesine dayanmaktadır.

Ezdî'nin "Târîhu'l-Mevsıl" adlı eserinin konusu, Musul şehrinin tarihidir. Bu eser, şehir tarihi yazıcılığının güzel örneklerinden birini teşkil eder ve 101-224 (719-838) yılları arasındaki olayları kapsar.

Perşembe, eskiden Osmanlı İmparatorluğu döneminde Vona olarak adlandırılıyordu.

Sofya, tarih boyunca farklı dönemlere bağlı olarak değişmiştir: MÖ 29: Roma İmparatorluğu'na bağlı bir Trakya yerleşimi olarak Serdica adıyla anılmıştır. 447: Hunlar tarafından yok edilinceye kadar Bizans İmparatorluğu'na bağlı kalmıştır. 809: İlk Bulgar Krallığı'na, Khan Krum döneminde katılmıştır. 1385: Osmanlı İmparatorluğu'na katılmış ve Rumeli Beylerbeyliği'nin merkezi olmuştur. 1878: Rus-Türk Savaşı sonrası Rus orduları tarafından ele geçirildikten sonra Bulgaristan Prensliği'nin başkenti olmuştur.

Çeşme'nin hikayesi iki farklı bağlamda ele alınabilir: 1. Tarihi Çeşme: Çeşme, 270 yıl önce Sultan Mahmut'un emriyle Fatih'te yaptırılmıştır. 2. Genel Çeşme Tarihi: Çeşme, antik çağda Cyssus adıyla anılmış ve denizcilerin su temin ettikleri bir yer olarak önem kazanmıştır. Osmanlı döneminde Çeşme, Çaka Bey tarafından Türk egemenliğine alınmış ve 14. yüzyılda tamamen Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Adana'nın eski halini gösteren bazı kaynaklar şunlardır: Eski fotoğraflar. YouTube videosu. "Adana eski tarihi" başlıklı bir video, şehrin eski haline dair görüntüler içerebilir. Ayrıca, Adana Arkeoloji Müzesi'nde Asur, Roma, Bizans, Müslüman-Arap ve Türk dönemlerine ait eserler sergilenmektedir.

Adana'nın ne zaman ve nasıl kurulduğuna dair bazı bilgiler şu şekildedir: Tarihçe: Adana'nın tarihi, 3.000 yıl öncesine dayanmaktadır. İlk Yerleşim: Seyhan Nehri kıyısına bir konak yeri olarak kurulduğu tahmin edilmektedir. En Eski Yazılı Kayıtlar: Adana'ya ait en eski yazılı kayıtlara, Anadolu'nun köklü uygarlıklarından olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. İsim Kaynağı: Yaygın görüşe göre Adana, adını Yunan mitolojisine göre gök tanrısı Uranus'un oğlu Adanus'tan almıştır. Adana, tarih boyunca birçok medeniyetin egemenliği altında kalmıştır.

1930'larda İstiklal Caddesi, modern ve canlı bir merkez olarak öne çıkmaktaydı. Bazı detaylar: - Nostaljik tramvay: 19. yüzyılın sonunda hizmete giren ve cadde boyunca çalışan tramvay, caddenin sembollerinden biriydi. - Siyasi ve sosyal etkinlikler: Cadde, siyasi protestoların ve sosyal hareketlerin merkezi haline gelmişti. - Yabancı elçilikler: Cadde, Avrupalı büyükelçiliklerin yer aldığı bir bölge olup, Osmanlı'nın dış dünyaya açılan kapısı olarak kabul edilmekteydi.

Kopenhag, Vikingler tarafından 10. yüzyılda bir balıkçı köyü olarak kurulduğu için Viking şehri olarak kabul edilir.

İskenderun, MÖ 333 yılında Büyük İskender tarafından kurulmuştur.

Kars şehri, 10. yüzyılda Ermeni Bagratuni Krallığı döneminde inşa edilmiştir.

Mersin'in eski hali, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve önemli gelişmeler göstermiştir. Antik Çağ'da Roma ve Bizans dönemlerinde stratejik bir konumda bulunmuş, ticaret yollarının kesişim noktası olması sebebiyle sıklıkla ziyaret edilmiştir. Osmanlı Dönemi'nde ise Mersin, 19. yüzyılda liman kenti olarak büyük bir gelişim göstermiş, kıyı ticaretinin önemli bir merkezi haline gelmiştir. 1830-1836 yılları arasında kurulan Mersin'in geleceği, çevredeki gelişmelerden etkilenmiş, özellikle Çukurova'da gelişen pamuk üretimi ve demir yolu ağına bağlanmasıyla önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Günümüze gelindiğinde, Mersin tarihi dokusunu koruyarak, modern bir şehir olarak hem yerli hem de yabancı turistler için bir cazibe merkezi olmayı sürdürmektedir.

Mudanya'nın eski hali, milattan önce 7. yüzyıla kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Önemli dönemler ve değişimler: - Makedonya Hükümdarı 5. Filip tarafından yıkılarak yerine Apameia adı verilen yeni bir şehir inşa edilmiştir. - Orhan Bey tarafından 1321 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. - Mudanya Mütarekesi, Kurtuluş Savaşı'nı sona erdiren anlaşmanın imzalandığı 1922 yılı, şehrin tarihi açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Rum mimarisi ve izlerini taşıyan tarihi yapılar, Mudanya'nın eski dokusunu günümüze taşımaktadır.

Suşehri'nin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, ilk çağlardaki adının Nikopolis olduğu ve daha sonraki devirlerde Andriyas veya Andıras olarak geçtiği bilinmektedir.

Elazığ, eskiden Harput adıyla anılan bir şehirdi ve tarihi çok eskilere dayanır. Tarih boyunca Elazığ'ın geçirdiği dönemler şu şekildedir: - M.Ö. 2000 yılları: Hititlerin hâkimiyetine kadar uzanır. - Urartular, Medler, Persler, Romalılar, Bizanslılar: Elazığ'da iz bırakan medeniyetler arasında yer alır. - Selçuklular ve Osmanlılar: Elazığ, stratejik konumu sebebiyle önemli bir ticaret ve askeri merkez haline gelir. - 19. yüzyıl: Çeşitli etnik ve dini grupların bir arada yaşadığı bir mozaik oluşturur. 1834 yılında Harput'tan ovada yer alan Agavat Mezrası'na taşınmasıyla Elazığ'ın yeni şehir merkezi oluşur.

Antakya'nın tarihi, MÖ 300 yılında Büyük İskender'in komutanlarından Seleucus Nicator tarafından kurulmasıyla başlamıştır. Şehir, o dönemde "Antigonia" adıyla kurulmuş, ancak Seleucus Nikator tarafından yıktırılarak yerine bugünkü Antakya inşa edilmiştir. Antakya, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve önemli olaylara sahne olmuştur. Hristiyanlık, Kudüs dışında ilk kez Antakya'da yayılmış, ve St. Paul, St. Barnabas ile St. Pierre gibi önemli figürler burada vaaz vermiştir. 2012 yılında çıkarılan kanunla Antakya, Hatay ilinde büyükşehir belediyesi olan bir metropol ilçe olmuştur.

İstanbul'un en eski füniküleri arasında Tünel (Karaköy - Beyoğlu) öne çıkmaktadır.

Nazilli'nin eski hali, Antik çağlarda önemli bir yerleşim yeri olarak bilinmekteydi. Selçukluların bölgeye yerleşmesinden sonra Nazilli'nin adı "Pazarköy" olarak anılmaya başlandı ve bu dönemde ilçe merkezi Kestel köyüydü. Evliya Çelebi, 1671 yılında Nazilli'yi ziyaret ettiğinde, şehrin güzelliğini kızlara benzeterek "Nazlı" isminin buradan geldiğini öne sürdü.

Elbistan'ın gerçek tarihi sekiz, on bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır.

Elazığ, 1834 yılında Reşid Mehmet Paşa tarafından bugünkü yerinde kurulmuştur.