RiskDeğerlendirmesi

Non-kalp cerrahisi riski, cerrahi işlemin türüne ve hastanın durumuna bağlı olarak düşük, orta veya yüksek olarak sınıflandırılır. Düşük risk: %1'in altındadır. Orta risk: %1-5 arasındadır. Yüksek risk: %5'in üzerindedir. Cerrahi risk, hastanın mevcut sağlık durumu, eşlik eden hastalıkları ve yapılacak işlemin özellikleri dikkate alınarak anestezi, kardiyoloji, iç hastalıkları gibi farklı uzmanlık alanlarının multidisipliner değerlendirmesi ile belirlenir.

20 yılı geçmiş evlerin riskli olup olmadığı, çeşitli faktörlere bağlıdır. 2000 yılından önce yapılmış binaların riskli olma ihtimali daha yüksektir. Bir binanın riskli olup olmadığını anlamak için şu özelliklere dikkat edilebilir: Projesiz ve ruhsatsız yapılmış olması; Hazır beton kullanılmamış olması; Beton dayanımının C10 ve daha az olması; Bodrum katında rutubet, kolon ve kirişlerde paslanma veya çatlaklar bulunması; Taşıyıcı kolon ve kirişlerin kesilmiş olması. Riskli bina tespiti için bağımsız firmalar aracılığıyla demir ve karot örnekleri alınarak inceleme yaptırılabilir veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan lisans almış kurum ve kuruluşlara başvurulabilir. Riskli bina tespiti için kanunda bir zorunluluk bulunmamaktadır, ancak binanın yaşı yüksekse kontrol ettirilmesi önerilir.

Evet, Marmaris bir deprem bölgesidir. Türkiye Diri Fay haritasına göre, Marmaris'te deprem üretme potansiyeli olan başlıca diri faylar arasında Muğla-Yatağan fayı, Ula-Ören (Gökova) fayı, Milas fayı ve Fethiye fayı bulunmaktadır. 9 Temmuz 2024 tarihinde, Marmaris'te 4,4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.

İstanbul'da olası bir depremde kaç kişinin öleceği konusunda farklı tahminler bulunmaktadır. CNN International'ın haberine göre, 7,2 ile 7,8 arasında bir büyüklüğe sahip beklenen İstanbul depreminde 100 bini aşkın kişinin hayatını kaybetme ihtimali bulunmaktadır. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün araştırmasına göre, 7,5 büyüklüğündeki bir depremde ölü sayısının 14 bini aşabileceği tahmin edilmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tahminlerine göre, 7,5 büyüklüğündeki bir deprem yaklaşık 90 bin binanın yıkılmasına ve 260 bin binanın ciddi hasar görmesine yol açabilir. Bu tahminler, depremin büyüklüğüne ve etkilerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Ramak kalaların raporlanmasının bazı nedenleri: Tehlikelerin belirlenmesi. Kazaların önlenmesi. Öğrenme fırsatları. Güvenlik kültürünün oluşturulması. Sürekli iyileştirme.

L tipi risk matrisinde beş risk seviyesi bulunmaktadır. Bu seviyeler, olasılığın ve şiddetin derecesine göre belirlenir ve şu şekilde adlandırılır: 1. Çok küçük (1). 2. Küçük (2). 3. Orta (3). 4. Yüksek (4). 5. Çok yüksek (5). Her risk seviyesi, belirli bir risk skoruna karşılık gelir ve bu skorlar, olasılık ve şiddetin çarpımı ile elde edilir.

Özel Yeni Derman OSGB, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sunan bir kurumdur. Başlıca hizmetleri: İşyeri hekimliği. İş güvenliği uzmanlığı. Mobil sağlık taramaları. İlk yardım hizmetleri. Danışmanlık, gözetim ve denetimler. Kurum, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında, tehlike sınıfına uygun ve faaliyet gösterilen sektörde tecrübeli uzmanlarla hizmet vermektedir.

Zarar görebilirlik, bir tehlikenin insanlar ve çevre üzerindeki zarar verici etkisini gösteren kavramdır. Zarar görebilirlik, toplumun baş edebilme kapasitesinin tersi olarak tanımlanır ve toplumun veya mal varlığının bir tehlikenin zararlı etkilerine maruz kalmasına neden olan koşulları ve özellikleri ifade eder. Ayrıca, risk kavramı da bir tehlikenin insanlar ve çevre üzerindeki olası zararlarını içerir.

İstanbul depremi için gereken süre, farklı uzman görüşlerine göre değişiklik göstermektedir. Prof. Dr. Ahmet Ercan: İstanbul depremi için en olası dönem 2065 olarak belirtilmektedir, ancak gecikme durumunda 2075 veya 2150 yılına kadar uzayabilir. Türk Deprem Vakfı, ABD Jeolojik Araştırma Dairesi ve İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü: Büyük İstanbul Depremi'nin en geç 2025 yılına kadar gerçekleşme olasılığı bulunmaktadır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı: İstanbul depremi için 42 yıl geçmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu tahminler, kesin değildir ve depremlerin ne zaman meydana geleceğini belirlemek mümkün değildir.

Fine-Kinney yönteminde risk skoru 20'den büyük olduğunda önlem alınması gerekmektedir. Risk skorunun sınıflandırılması şu şekildedir: R < 20: Kabul edilebilir, acil eylem gerekmeyebilir. 20 ≤ R < 70: Olası risk, eylem planına alınmalıdır. 70 ≤ R < 200: Önemli risk, dikkatle izlenmelidir. 200 ≤ R < 400: Yüksek risk, kısa vadeli eylem planına alınmalıdır. R > 400: Çok yüksek risk, derhal tedbir alınmalıdır.

5x5 matris risk puanı kategorileri, risk değerlendirmesinde olasılığın ve şiddetin sınıflandırılmasına dayanır. Olasılık (O): 1 - Gerçekleşme ihtimali çok az. 2 - Gerçekleşme ihtimali az. 3 - Gerçekleşme ihtimali var (her zaman mümkün). 4 - Gerçekleşme ihtimali yüksek. 5 - Gerçekleşme ihtimali çok yüksek. Şiddet (Ş): 1 - İşyerinde (revirde) müdahale edilen hafif yaralanmalar. 2 - İşyeri dışında tıbbi müdahale gerektiren işgünü kayıpsız hafif yaralanmalar. 3 - 10 günden daha az işgünü kaybı ile sonuçlanan yaralanmalar. 4 - 10 gün ve daha fazla işgünü kaybı ile sonuçlanan ağır yaralanmalar. 5 - Kalıcı iş göremezlikle (maluliyet) veya ölümle sonuçlanan kazalar. Risk puanı, olasılık ve şiddet derecelerinin çarpılmasıyla elde edilir.

Par Q testini, egzersiz programı başlatmayı planlayan herkes yapabilir. Bu test, genellikle fitness eğitmenleri veya antrenörler tarafından, bir kişinin sağlık geçmişine ve mevcut semptomlara bağlı olarak egzersiz yapmanın güvenliğini veya olası risklerini belirlemek için kullanılır. Ayrıca, bir antrenörün, bu sonuçlara dayanarak bir müşteri için ideal bir egzersiz reçetesi tasarlamasına yardımcı olabilir. Par Q testi, özellikle aşağıdaki gruplar için önemlidir: Yeni müşteriler. Hareketsiz bireyler. Özel popülasyonlar. Sağlık durumu ile ilgili herhangi bir şüphe durumunda mutlaka bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

İtakî Düşme Riski Ölçeği'ne göre, toplam puan 5 ve üzeri olduğunda hasta yüksek riskli kabul edilir. Düşük risk grubu, 0-9 puan arasını kapsar.

Yapay zeka (YZ), afet yönetiminde çeşitli şekillerde kullanılabilir: Tahmin ve erken uyarı: YZ, kasırga ve orman yangını gibi doğal afetlerin gerçekleşmeden önce tahmin edilmesine yardımcı olabilir. Hasar tespiti: YZ, afet sonrası hasar tespiti ve zor durumdaki insanların konumunun izlenmesinde kullanılabilir. Müdahale koordinasyonu: YZ, yardım ekiplerinin daha verimli kaynak tahsisatı yapmasına ve müdahale sürecini mobilize etmesine yardımcı olabilir. Veri analizi: YZ, büyük veri analitiği ile afet öncesi ve sonrası ulaşım ağları hakkında gerçek zamanlı bilgi sağlayabilir. Toplumsal dirençlilik artışı: YZ, kentsel dirençliliği artırarak afetlere karşı hazırlıklı olmayı destekler. YZ'nin afet yönetimindeki kullanımı, risk azaltma (mitigation) ve müdahale (response) aşamalarında yoğunlaşmaktadır.

Prof. Dr. Naci Görür'den son dönemde yapılan bazı kritik uyarılar: Kuzey Ege Bölgesi: Görür, Kuzey Ege'deki fay hatlarının gerildiğini ve bölgenin hem sıkışma hem de yanal atımlı tektonikten etkilendiğini belirterek, bu bölge için uyarıda bulundu. Balıkesir Sındırgı Depremi: Sındırgı'da meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından, hasar riski olduğunu ve vatandaşların artçı sarsıntılara karşı tedbirli olması gerektiğini ifade etti. Genel Deprem Uyarısı: Depremin ne zaman olacağının düşünülmemesi ve her zaman hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.

Edirne'de zemin sıvılaşması riski bulunmaktadır. 2017 yılında, Prof. Dr. Ahmet Metin Ger’in danışmanlığında, İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi'nden Emrah Çaltılı tarafından yapılan "Edirne İli ve İlçelerindeki Zemin Sıvılaşma Potansiyeli" başlıklı tez çalışmasında, Edirne'nin bazı ilçelerinde zemin sıvılaşma riski tespit edilmiştir. Ancak, Edirne merkez, Havsa ve Lalapaşa'da sıvılaşma riskine rastlanmamıştır. Zemin sıvılaşması, kohezyonsuz ve suya doygun kumlu, siltli zeminlerde tekrarlı ve geçici yükler altında meydana gelir.

Deprem riski en yüksek olan iller, Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) ve Batı Anadolu Fay Hattı üzerinde ve çevresinde yer alan illerdir. Deprem riski en yüksek olan bazı iller: Doğu Anadolu Fay Hattı: Hakkari, Şırnak, Siirt, Bitlis, Muş, Bingöl, Tunceli, Elazığ, Adıyaman, Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay. Kuzey Anadolu Fay Hattı: Erzincan, Tokat, Amasya, Kastamonu, Çankırı, Karabük, Düzce, Bolu, Adapazarı, Yalova, Kocaeli, İstanbul, Çanakkale, Balıkesir, Bursa. Batı Anadolu Fay Hattı: Muğla, Aydın, İzmir, Manisa, Burdur, Denizli, Isparta. Türkiye'de deprem riski bulunmayan bir bölge yoktur.

İş sağlığı ve güvenliği örgütlenmesi, çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak için gereken düzenlemelerin yapılması ve uygulanması anlamına gelir. İş sağlığı ve güvenliği örgütlenmesi için izlenmesi gereken temel adımlar: İş sağlığı ve güvenliği politikası belirlemek. İSG komitesi veya temsilcileri oluşturmak. Risk değerlendirmesi yapmak. İSG eğitimi ve farkındalık eğitimi sağlamak. Kişisel koruyucu donanım sağlamak. İSG yönetim sistemi oluşturmak. Acil durum planları oluşturmak. İSG denetimleri ve incelemeler yapmak. Çalışanların geri bildirimini almak. Kayıt ve raporlama yapmak. İş sağlığı ve güvenliği, işyerlerinde yaşamsal bir konudur ve yasalar tarafından düzenlenir.

Vinç görselinin ne iş yaptığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, vinçlerin genel olarak ağır yükleri kaldırmak, yatay bir şekilde taşımak veya bir yerden bir yere götürmek amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Vinçler, inşaat, sanayi, lojistik ve enerji gibi birçok sektörde yaygın olarak kullanılmaktadır. Vinçlerin güvenli bir şekilde çalıştırılması ve işçi güvenliğinin sağlanması için "Vinç Görsel Tehlike Yönetimi" gibi yaklaşımlar da bulunmaktadır.

Yüksekova'da tsunami riski bulunmamaktadır. Türkiye'de tsunami riski taşıyan bölgeler genellikle Marmara Denizi, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz olarak belirlenmiştir. Yüksekova, bu riskli bölgelerin hiçbirinde yer almamaktadır. Türkiye'de tsunami riski olan bölgelerde erken uyarı sistemleri ve afet planları bulunmaktadır, ancak Yüksekova için böyle bir risk söz konusu değildir.