RiskDeğerlendirmesi

Varlık haritalama yöntemi, bir kuruluşun kritik varlıklarını belirlemek ve bu varlıkların nerede bulunduğunu, nasıl korunduğunu anlamak için kullanılan bir süreçtir. Bu yöntem genellikle dört adımda uygulanır: 1. Kritik varlıkların belirlenmesi: Veri ve sistem envanteri çıkarılarak, her bir varlığın iş süreçlerine olan etkisi değerlendirilir. 2. Varlık haritalama: Kritik varlıkların yerleşimi, erişim hakları ve varlıklar arasındaki veri akışı gibi detaylar belirlenir. 3. Risk değerlendirmesi ve önceliklendirme: Varlıkların karşı karşıya olduğu tehditler analiz edilir, güvenlik açıkları tespit edilir ve risk matriksi oluşturulur. 4. Güvenlik stratejilerinin uygulanması: Net güvenlik politikaları geliştirilir, teknolojik önlemler alınır ve çalışanlar güvenlik konusunda eğitilir.

Binanızda riskli gördüğünüz hususlar şunlar olabilir: 1. Ekonomik ömrünü tamamlamış olması. 2. 2007 Deprem Yönetmeliği'nden önce inşa edilmiş olması. 3. Kullanılan malzemelerin deprem güvenliği açısından uygun olmaması. 4. Kolonlarda çatlaklar ve yarıklar, bodrum katında çürümeler ve paslanmalar. 5. Binanın taşıyıcı kuvvetlerinden olan kolon ve kirişlerde kesilmeler. Binanızın riskli olup olmadığını kesin olarak belirlemek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın lisanslı kentsel dönüşüm kuruluşlarına başvurarak Deprem Risk Raporu almanız önerilir.

Edirne'nin zemininin sağlam olduğu düşünülmektedir. Uzmanlar, Türkiye'de deprem riski düşük olan iller arasında Edirne'nin de bulunduğunu belirtmektedir.

Vs30 haritası, zeminin 30 metre derinliğe kadar olan ortalama makaslama dalga hızını gösteren bir haritadır ve deprem risk değerlendirmesinde kullanılır. Bu haritayı kullanmak için aşağıdaki adımları izlemek gerekir: 1. Haritayı Görüntüleme: Farklı konumlardaki Vs30 değerlerini görmek için haritanın üzerinde gezinmek yeterlidir. 2. Nokta Ekleme: Haritaya tıklayarak o konumdaki veri değerini gösteren bir nokta ekleyebilirsiniz. 3. Karşılaştırma: Bir nokta oluşturulduğunda, gösterilen menüdeki "Karşılaştırmaya Ekle" butonuna tıklayarak bu noktanın verilerini karşılaştırma grafiğine ekleyebilirsiniz. 4. Konumunuzu Bulma: Haritayı konumunuza odaklamak ve orada bir nokta eklemek için sol üstteki "Beni Bul" butonuna tıklayabilirsiniz. 5. Arama ve Temizleme: Konum aramak için sol üstteki arama çubuğunu kullanabilir, tüm noktaları haritadan ve grafikten kaldırmak için ise sol üstteki "Noktaları Temizle" butonuna basabilirsiniz. Ayrıca, Vs30 Map Viewer adlı bir uygulama da dünya çapında 200'den fazla ülkedeki Vs30 değerlerini harita üzerinde görüntülemek için kullanılabilir.

Evet, yerden yüksekte çalışmak tehlikelidir. Yüksekte çalışma, iş kazalarının en yaygın ve ölümcül nedenlerinden biridir. Yüksekte çalışmanın tehlikeleri arasında düşme riski, malzeme düşmesi, iklim ve çevresel faktörlerin olumsuz etkisi, yanlış ekipman kullanımı yer alır. Bu tehlikeleri önlemek için risk değerlendirmesi yapılmalı, kişisel koruyucu donanım kullanılmalı, iskeleler ve merdivenler güvenli hale getirilmeli, çalışanlara eğitim verilmeli ve acil durum planı oluşturulmalıdır. Ayrıca, Türkiye'de yüksekte çalışma güvenliği ile ilgili 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gibi yasal düzenlemeler de bulunmaktadır.

Varlık haritası yapmak için aşağıdaki adımları izlemek gerekmektedir: 1. Kritik Varlıkların Belirlenmesi: Kuruluşun operasyonları için hayati önem taşıyan veri ve sistemlerin belirlenmesi. 2. Varlık Haritalama: Belirlenen varlıkların nerede bulunduğunu ve nasıl korunduğunu anlamak için varlık haritalama yapılmalıdır. 3. Risk Değerlendirmesi ve Önceliklendirme: Varlıkların karşı karşıya olduğu tehditlerin ve güvenlik açıklarının belirlenmesi, ardından risk matrisinin oluşturulması. 4. Güvenlik Stratejilerinin Uygulanması: Net güvenlik politikaları geliştirilmesi, teknolojik önlemlerin alınması (güvenlik duvarları, şifreleme vb.) ve çalışanların güvenlik konusunda eğitilmesi. Varlık haritası oluşturmak için Creately ve Miro gibi diyagram oluşturma araçlarından yararlanılabilir.

İstanbul'da fay hattı açısından en tehlikeli ilçeler arasında, fay hatlarına yakınlığa göre birinci derece riskli olanlar öne çıkmaktadır: - Avrupa Yakası: Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Beylikdüzü, Güngören, Zeytinburnu, Bahçelievler ve Fatih. - Anadolu Yakası: Kadıköy, Üsküdar, Ataşehir, Ümraniye, Maltepe, Kartal, Pendik, Sultanbeyli, Sancaktepe, Tuzla ve Adalar. Ayrıca, Kumburgaz Fayı da Büyükçekmece'nin 15 kilometre açığında geçtiği için risk taşımaktadır.

Transient İskemik Atak (TIA) riski, ABCD² skoru kullanılarak hesaplanabilir. ABCD² skoru hesaplama parametreleri: 1. Yaş: ≥60 yıl ise +1 puan. 2. Kan basıncı: ≥140/90 mmHg ise +1 puan. 3. Klinik özellikler: - Tek taraflı güçsüzlük: +2 puan. - Konuşma bozukluğu: +1 puan. 4. Semptomların süresi: - <10 dakika: 0 puan. - 10-59 dakika: +1 puan. - ≥60 dakika: +2 puan. 5. Diyabet: Var ise +1 puan. Skor yorumlaması: - 0-3 puan: Düşük risk. - 4-5 puan: Orta risk. - 6-7 puan: Yüksek risk.

Edirne, deprem riski en az olan iller arasında yer almaktadır.

Prof. Dr. Naci Görür'ün açıklamalarına göre, Adana'da 7,0'ye varan şiddette depremler üretebilecek fay hatları bulunmaktadır. Ancak, bir depremin tehlikeli olup olmayacağı sadece şiddetine bağlı değildir; depremin meydana geldiği bölge, yapıların dayanıklılığı ve diğer faktörler de önemli rol oynar. Adana'da deprem riski taşıyan bölgeler ve fay hatları hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: Habertürk'ün "Adana Diri Fay Hattı ve Deprem Risk Haritası 2024" başlıklı haberi; evrimagaci.org'da yer alan "Adana'da Büyük Bir Deprem Bekleniyor mu?" başlıklı makale.

En etkili IF yöntemi, kullanım amacına ve duruma göre değişiklik gösterebilir. İşte bazı yaygın IF yöntemleri: 1. Python'da IF İfadesi: Programlama dilinde IF ifadeleri, belirli koşulların sağlanıp sağlanmadığını kontrol etmek için kullanılır. 2. Excel'de IF Fonksiyonu: Excel'de IF fonksiyonu, koşullu ifadeler oluşturmanıza olanak tanır ve verilerinizi daha esnek bir şekilde analiz etmenize yardımcı olur. 3. Risk Değerlendirmesinde IF Yöntemi: İş güvenliği ve risk yönetimi alanında, potansiyel tehlikelerin gözden geçirilmesi ve sonuçlarının değerlendirilmesi için "Olursa Ne Olur?" (What If) yöntemi kullanılır.

İlimizde yaşanabilecek afetler ve etkileri şunlardır: 1. Deprem: Fay hatlarının hareketi sonucu oluşur ve can ve mal kayıplarına yol açar. 2. Sel ve Taşkın: Aşırı yağışlar veya ani kar erimeleri sonrası nehirlerin taşmasıyla meydana gelir, tarım arazilerini ve yerleşim alanlarını su basar. 3. Kuraklık: Uzun süreli yağış eksikliği nedeniyle su kaynaklarının azalması ve tarımda verim düşüşü yaşanır. 4. Orman Yangını: Yüksek sıcaklıklar, kuraklık veya insan kaynaklı ihmal sonucu ormanlarda çıkan ve hızla yayılan yangınlardır. 5. Heyelan: Eğimli ve aşırı yağış alan bölgelerde toprağın yerçekimi etkisiyle yamaçlardan aşağı kaymasıdır. 6. Çığ: Kar kütlelerinin dağ yamaçlarından hızla kayarak aşağı inmesidir, kış aylarında ve dağlık bölgelerde tehlike oluşturur. Etkileri: - Çevresel: Ekosistemlerin dengesinin bozulması, doğal yaşam alanlarının tahrip olması. - Ekonomik: Tarım ve sanayi sektörlerinde üretim kaybı, altyapı hasarları. - Sosyal: Göç ve yerinden edilme, psikolojik travma ve toplumsal stres.

Biyolojik etkenlere maruziyet risklerinin önlenmesi için yapılması gerekenler: 1. İkame: Zararlı biyolojik etkenlerin, daha az tehlikeli olanlarla değiştirilmesi. 2. Risk değerlendirmesi: Çalışanların sağlığı için risk oluşturan durumların belirlenmesi ve önlemlerin alınması. 3. Maruziyetin azaltılması: Maruz kalan çalışan sayısının en aza indirilmesi, çalışma süreçlerinin biyolojik etkenlerin ortama yayılmasını önleyecek şekilde düzenlenmesi. 4. Toplu koruma önlemleri: Öncelikle toplu koruma yöntemlerinin uygulanması, kişisel korunma yöntemlerinin ise son çare olarak kullanılması. 5. Hijyen önlemleri: Biyolojik etkenlerin çalışma yerlerinden dışarı sızmasını önleyecek temizlik ve dezenfeksiyon önlemlerinin alınması. 6. Acil eylem planı: Biyolojik etkenleri içeren kazaların önlenmesine yönelik plan hazırlanması. 7. Tıbbi kayıtlar: Biyolojik etkenlere maruz kalan çalışanların listesinin ve tıbbi kayıtların tutulması. Ayrıca, çalışanların uygun eğitim ve bilgilendirilmesi de önemli bir önlemdir.

Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri aşağıdaki konuları kapsar: 1. İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı: İş yerlerinde uyulması gereken yasal düzenlemeler ve işverenlerin sorumlulukları. 2. Risk Değerlendirmesi: İş yerindeki tehlikelerin belirlenmesi ve bu tehlikelerin olası etkilerinin değerlendirilmesi. 3. Acil Durum Planları: Yangın, deprem gibi acil durumlar için yapılması gerekenler ve acil durum planlarının hazırlanması. 4. Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) Kullanımı: Çalışanların korunması için kullanılan ekipmanların doğru kullanımı ve bakımı. 5. Ergonomi: Çalışma ortamının ve ekipmanlarının, çalışanların sağlığını koruyacak şekilde düzenlenmesi. 6. Kimyasal ve Biyolojik Tehlikeler: Kimyasal maddelerle çalışırken alınacak güvenlik tedbirleri ve biyolojik riskler. 7. İlk Yardım Eğitimi: İş kazası durumlarında ilk yardım teknikleri ve yaralıya nasıl müdahale edilmesi gerektiği. 8. Psiko-sosyal Riskler ve Çalışan Psikolojisi: Stres yönetimi, işyeri huzursuzlukları ve iş-yaşam dengesi.

Bel-kalça oranı (BKÖ) değerleri cinsiyetlere göre şu şekilde olmalıdır: - Kadınlar için: 0.80 ve altı sağlıklı, 0.80-0.85 arası orta düzeyde risk, 0.85 ve üzeri yüksek risk. - Erkekler için: 0.90 ve altı sağlıklı, 0.90-1.00 arası orta düzeyde risk, 1.00 ve üzeri yüksek risk. Bu oranlar, karın bölgesindeki yağ birikiminin sağlık üzerindeki etkilerini değerlendirmek için kullanılır ve genel bir kılavuz niteliğindedir.

Hayır, Aydın en tehlikeli deprem bölgesi değildir. Aydın ili, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından hazırlanan deprem haritalarına göre 1. derece deprem bölgesi içerisinde yer almaktadır. Deprem riski açısından Aydın'da zemin yapısı zayıf, fay hatlarına yakın ve eski yapı stoğunun fazla olduğu Germencik, İncirliova, Kuşadası, Söke ve Nazilli gibi ilçeler daha riskli kabul edilirken, Bozdoğan, Karacasu, Yenipazar ve Buharkent gibi ilçeler daha sağlam zemin yapısına ve daha yeni yapılaşmalara sahip olması nedeniyle nispeten daha güvenli kabul edilmektedir.

Etkili kriz yönetimi için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Potansiyel krizleri belirlemek: Doğal afetler, siber güvenlik tehditleri, tedarik zinciri kesintileri gibi iç ve dış faktörleri göz önünde bulundurarak kapsamlı bir risk değerlendirmesi yapmak. 2. Kriz yönetim ekibi kurmak: Farklı departmanlardan uzman kişilerden oluşan bir ekip oluşturmak ve her üyenin rollerini tanımlamak. 3. Acil durum planları oluşturmak: Kriz müdahale planları hazırlamak, iletişim, kaynak kullanımı ve karar alma süreçlerini önceden belirlemek. 4. İletişim stratejileri geliştirmek: Kriz sırasında bilginin şirket içinde ve dışında nasıl paylaşılacağını planlamak, iletişim kanallarını belirlemek ve kriz mesajları için şablonlar oluşturmak. 5. Eğitimler düzenlemek: Çalışanlara kriz yönetimi konusunda düzenli eğitimler vermek veya profesyonellerden destek almak. Ayrıca, kriz sonrası bir değerlendirme yaparak neyin doğru neyin yanlış gittiğini belirlemek ve gelecekteki krizlere daha iyi hazırlanmak önemlidir.

Erciyes ve Hasan Dağı'nın patlaması aynı anda olması düşük bir ihtimaldir. Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri Temsilcisi Mustafa Umut Özdemir'e göre, bu iki yanardağın patlama riski ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Özdemir, Erciyes ve Hasan Dağı'nın en son patlama aralıklarının 6 bin ile 10 bin yıl arasında olduğunu ve bir sonraki patlamalarının da bu aralıklarda gerçekleşmesinin beklendiğini belirtmiştir.

İş sağlığı ve güvenliği işveren yükümlülükleri beş ana kategoriye ayrılır: 1. Risk Değerlendirmesi ve İş Sağlığı Güvenliği Planı (İSGP): İşveren, işyerindeki tehlikeleri ve riskleri belirlemek ve bu risklere karşı koruma tedbirleri geliştirmek için risk değerlendirmesi yapmak zorundadır. 2. Eğitim ve Bilgilendirme: İşverenler, çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği konularında eğitim vermek ve bu konularda düzenli olarak bilgilendirme yapmakla sorumludur. 3. Kişisel Koruyucu Donanım (KKD): İşverenler, çalışanların gerektiğinde kullanmaları için kişisel koruyucu donanım sağlamakla yükümlüdür. 4. İş Hijyeni: İşverenler, işyerinde iş hijyeni koşullarını sağlamakla sorumludur. 5. Acil Durum Planları ve Tatbikatlar: İşverenler, acil durumlar için planlar yapmalı ve periyodik olarak tatbikatlar düzenlemelidir.

En iyi güvenlik yönetimi için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Üst Yönetim Desteği: Güvenlik yönetişimi, üst yönetim kadrosunun güçlü desteğine ihtiyaç duyar. 2. Güvenlik Planı Oluşturma: Her yıl güncellenecek bir güvenlik planı hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. 3. Güvenlik Politikaları ve Prosedürleri: Uyumluluğu sağlamak için pratik güvenlik politikaları ve prosedürleri belirlenmelidir. 4. Risk Değerlendirmesi: Potansiyel riskleri tanımlamak ve güvenlik açıklarını belirlemek için düzenli risk değerlendirmeleri yapılmalıdır. 5. Eğitim ve Farkındalık: Çalışanların güvenlik politikaları ve uygulamaları hakkında eğitilmesi, insan faktöründen kaynaklanan güvenlik ihlallerini azaltır. 6. Teknolojik Çözümler: Ayrıcalıklı Erişim Yönetimi (PAM) gibi teknolojik çözümler kullanılarak güvenlik artırılmalıdır. 7. Periyodik Gözden Geçirme: Güvenlik programı, aylık, üç aylık ve yıllık aralıklarla gözden geçirilmeli ve iyileştirilmelidir.