Proteinler

Gq kenetli reseptörler, hücre zarından yedi kez geçen ve G proteinlerine bağlanan geniş bir reseptör ailesidir. Bu reseptörler, fosfolipaz C'yi aktive ederek IP3 ve DAG ikinci habercilerinin artmasına neden olur.

CD56 geni, NCAM1 olarak da bilinir, kromozom 11q23 üzerinde yer alan ve sinirsel hücre adezyon molekülü (NCAM) olarak adlandırılan bir proteinin kodlanmasından sorumlu olan gendir. Bu gen, alternatif splicing yoluyla üç ana izoform olan NCAM-120, NCAM-140 ve NCAM-180'i üretir ve bu izoformlar, moleküler ağırlıkları ve sitoplazmik domainslarındaki farklılıklarla karakterize edilir.

FDG ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. FWD (Front-Wheel Drive): Bu, araçlarda önden çekiş sistemi anlamına gelir. 2. GDF (Growth Differentiation Factor): Bu, kemik oluşumu ve gelişimi için önemli bir protein ailesidir.

Kan proteinleri üç ana gruba ayrılır: albümin, globülin ve fibrinojen. Diğer kan proteinleri ise şunlardır: - Histamin: Kılcal damarların geçirgenliğini artırır. - Lipoproteinler: Yapısal işlerden sorumludur. - Heparin: Kanın damar içinde pıhtılaşmasını önler. Bu proteinler, plazmanın içinde veya hücrelerarası sıvıda fonksiyon yapar ve hücreler tarafından kullanılmak üzere plazmadan ayrılamazlar.

Tıpta "amil" terimi, çeşitli maddelerin veya olayların vücutta oluşturduğu etkilere atıfta bulunur. Ayrıca, amiloid adı verilen ve birçok hastalığın, özellikle de Alzheimer hastalığının, karakteristik bir özelliği olan protein birikintilerini tanımlamak için de kullanılır.

Dynein ve kinezin — mikrotübüller boyunca hareket eden ve hücre içi taşınmaya yardımcı olan motor proteinlerdir. Dyneinin görevleri: - Materyalleri hücrenin merkezine doğru taşır. - Silyum ve kamçı yapısında yer alarak mikrotübüllerin birbirine göre kaymasını sağlar. Kinezinin görevleri: - Organeller ve vezikülleri hücrenin merkezinden çevreye doğru taşır. - Sinir hücrelerinde nörotransmitter içeren vezikülleri aksonlar boyunca sinapslara taşır.

AKAPS iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. AKAPS (A-kinase anchoring proteins), sinyal-organize edici scaffolding proteinleri ailesidir. 2. AKAPS (AKA Primary Solutions), Avustralya merkezli bir şirkettir ve birincil sektöre çözümler sunar.

Caveolin-1 (Cav-1) seviyesi bazı hastalıklarda yükselir: 1. Böbrek hastalıkları: Cav-1, akut böbrek hasarı ve diyabetik böbrek hastalığında (DKD) artar. 2. Kanser: Cav-1, pankreas, meme, yumurtalık, mide ve kolon kanserlerinde yüksek ifade edilir. 3. Cilt hastalıkları: Psoriasis ve sistemik skleroz gibi inflamatuar ve hiperproliferatif cilt bozukluklarında Cav-1 seviyesi artar. 4. Ateroskleroz: Yüksek yağ diyeti ile beslenen farelerde ve ateroskleroz hastalarında Cav-1 aktivitesi yükselir.

Organik bileşiklerin özellikleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir: Organik Bileşik Türü | Özellikler --- | --- Karbonhidratlar | Yapı Taşları: Monosakkaritler (glikoz, fruktoz vb.). Canlıda Bulunma Miktarı: Orta seviyede. Yapısında Bulunan Bağlar: Glikozid bağları. Hayvanlarda Depo Edilebilmesi: Var (glikojen şeklinde). DNA’daki Bilgiye Göre Üretimi: Yok. Proteinler | Yapı Taşları: Amino asitler. Canlıda Bulunma Miktarı: Orta/çok. Yapısında Bulunan Bağlar: Peptid bağları. Hayvanlarda Depo Edilebilmesi: Yok (doğrudan depolanmaz). DNA’daki Bilgiye Göre Üretimi: Var (DNA koduna göre ribozomlarda sentezlenir). Yağlar (Lipitler) | Yapı Taşları: Yağ asitleri ve gliserol. Canlıda Bulunma Miktarı: Az/orta. Yapısında Bulunan Bağlar: Ester bağları. Hayvanlarda Depo Edilebilmesi: Var (yağ dokusu şeklinde). DNA’daki Bilgiye Göre Üretimi: Yok.

ABC taşıyıcıları, yaklaşık 49 farklı gen tarafından kodlanır.

Şaperon kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Sosyal anlam: Şaperon, bir genç kıza veya gençler grubuna sosyal etkinliklerde eşlik eden ve onları denetleyen yetişkin anlamına gelir. 2. Biyolojik anlam: Şaperon, proteinlerin katlanarak üç boyutlu hâle gelmesi sürecinde onlara yardımcı olan refakatçi proteinler olarak tanımlanır.

Elektroforez yönteminde kullanılan antikorlar, immüno-elektroforez tekniğinde yer alır. Ayrıca, Western blot yönteminde de antikorlar, proteinlerin analizinde kullanılır.

G proteinleri, reseptörlerin kimyasal habercilere bağlanmasıyla aktive edilir. Aktivasyon süreci şu şekilde gerçekleşir: 1. GDP yerine GTP bağlanması: Birincil habercinin (hormon, nörotransmitter) reseptöre bağlanmasıyla G proteini etkinleşir ve GDP yerine GTP bağlar. 2. Alt birimlerin ayrılması: GTP bağlanması, α alt birimin serbestleşmesine ve efektör proteinleri etkilemesine neden olur. 3. Sinyal iletiminin başlaması: G proteini, adenilat siklaz gibi efektör proteinleri aktive ederek hücresel yanıtları başlatır. Bu süreç, G proteininin GTPaz aktivitesiyle GTP'yi GDP'ye parçalamasıyla sonlanır ve G proteini inaktif hale gelir.

EDAR geni, ektodysplasin A reseptörünü kodlayan bir gendir. EDAR geninin işlevleri: - Saç, diş ve diğer ektodermal yapıların oluşumu: Ectoderm ve mesoderm hücre katmanları arasındaki etkileşimleri kontrol eder. - Saç özellikleri: Özellikle Doğu Asya popülasyonlarında saç kalınlığı ve düzlüğünü etkiler. Mutasyonlar: EDAR genindeki bazı mutasyonlar, hipohidrotik ektodermal displazi gibi hastalıklara yol açabilir.

TTF-1 ve CK7 negatif ifadesi, bir tümörün tiroid transkripsiyon faktörü-1 (TTF-1) ve sitokeratin 7 (CK7) proteinlerini ifade etmediğini gösterir. Bu durum, tümörün akciğer kökenli olmadığını ve muhtemelen metastatik olduğunu düşündürür.

Kolajen ve elastin, histolojide bağ dokusunun önemli yapısal proteinleri olarak tanımlanır. Kolajen, vücutta en bol bulunan proteindir ve cildin ana yapısal bileşenidir. Elastin ise cilde esneklik ve elastikiyet kazandıran bir proteindir.

Histon proteinleri beş ana tipe ayrılır: H1, H2A, H2B, H3 ve H4.

Glikoproteinler çeşitli yerlerde bulunur: 1. Hayvan hücreleri: Çoğu plazma membran proteini, hormonlar için reseptör görevi gören veya hücreler arası etkileşimlere aracılık eden proteinler glikoprotein yapısındadır. 2. Endoplazmik retikulum ve Golgi aygıtı: Bu organellerin proteinlerinin birçoğu glikoproteinlerden oluşur. 3. Salgılanan proteinler: Serum ve mukus proteinleri gibi hücreler tarafından salgılanan proteinler de glikoproteinlerdir. 4. Beyin: Glikoproteinler, beyin gri maddesinde aksonlar ve sinaptozomlarla birlikte bulunur.

Tıpta "ser" terimi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. "Serum" anlamında: Kanın pıhtılaşmadan sonra kalan sıvı kısmıdır ve proteinler, antikorlar, elektrolitler gibi çözünmüş maddeleri içerir. 2. "Endoplazmik retikulum (ER) stresi" anlamında: Hücredeki proteinlerin yanlış katlanması veya birikmesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur.

İntegrin ve integral protein kavramları farklıdır, ancak integrin bir tür integral protein olarak kabul edilebilir. İntegral protein, biyolojik zarlara kalıcı olarak gömülü olan ve zarın yapısını ve işlevini sürdüren bir protein türüdür. İntegrin ise, hücre yapışmasından ve bazı durumlarda sinyal iletiminden sorumlu olan, integral proteinlerin bir alt kategorisidir.