Pediatri

"Pediatri İmparator" serisi tek ciltten oluşmaktadır. TUSWORLD'ün sitesinde yer alan bilgiye göre, serinin tek kitabı "Pediatri İmparator - Efsane Soru Bankası"dır.

Pediatri acil serviste yapılan testler, hastanın durumuna ve semptomlarına göre değişiklik gösterebilir. Ancak, yaygın olarak yapılan testler şunlardır: Fiziki muayene: Çocuğun genel durumu, boğazı, kulakları, cildi, solunum ve kalp sesleri, karın bölgesi ve lenf bezleri kontrol edilir. Kan ve idrar tahlilleri: Enfeksiyon, metabolik bozukluklar ve böbrek hastalıklarının teşhisi için kullanılır. Röntgen ve ultrasonografi: Akciğer enfeksiyonları, karın ağrıları ve kemik kırıkları gibi durumların teşhisinde başvurulur. Alerji testleri: Alerjik hastalıkların nedenlerini belirlemek için yapılır. Elektrolit düzeyleri kontrolü: Özellikle bebeklerde elektrolit dengesinin sağlanması tedavi sürecinde önemlidir. Ayrıca, diyabetik ketoasidoz gibi durumlarda parmak ucu kan şekeri, kan gazı ve kan/idrar ketonu gibi testler de yapılabilir.

Yenidoğan sarılığının indirekt (dolaylı) nedenleri arasında şunlar bulunur: Fizyolojik sarılık. Emzirme sarılığı. Anne sütü sarılığı. Ayrıca, kan uyuşmazlığı, enfeksiyonlar, safra yolu hastalıkları, kanama, kan hastalıkları ve enzim eksiklikleri de sarılığa yol açabilir. Sarılık belirtileri fark edildiğinde bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

Jatene operasyonu, büyük arterlerin transpozisyonu (TGA) olan bebeklerde doğumdan sonra ilk 3 hafta içinde yapılmalıdır. 15 günden büyük bebeklerde, özellikle ekokardiyografik olarak uygun sol ventrikül morfolojisi tespit edilmeyen hastalarda, Jatene operasyonunun mortalite riski artar. Jatene operasyonunun ideal zamanlaması, sol ventrikülün sistemik dolaşımı destekleyebilecek duruma geldiği ilk 15 gün içindedir. Zamanlama, hastanın genel sağlık durumu, cerrahın deneyimi ve mevcut tesislere bağlı olarak değişebilir.

Krup tanısı, genellikle belirti ve semptomlara bakılarak konur. Tanı sürecinde kullanılan yöntemler: Fizik muayene: Sağlık hizmeti sağlayıcısı, çocuğun nefes alış verişini gözlemler, stetoskopla göğsünü dinler ve boğazını inceler. Görüntüleme: Boyun veya göğüs röntgeni çekilebilir. Tanı için kullanılan skorlama sistemleri: Westley Skoru: Krupun şiddetini belirlemek için kullanılır. Diğer hastalıkların dışlanması: İlk adımda, epiglottit, hava yolunda yabancı cisim, subglotik stenoz, anjioödem ve retrofaringeal abse gibi durumlar dışlanır. Kan testleri, röntgen ve kültür gibi ileri tetkikler genellikle gerekli değildir.

DDH, "gelişimsel kalça displazisi"nin kısaltmasıdır ve kalça ekleminin düzgün bir şekilde gelişmemesi durumunu ifade eder. Bu durum, kalça ekleminin top kısmının (femur başı) yuva kısmına (asetabulum) tam oturmaması veya yerinden çıkması anlamına gelir. DDH'nin bazı belirtileri: bacak uzunluk farkı; kalça hareketlerinde kısıtlılık; kalça çıkığı; gecikmiş yürüme. Erken teşhis ve tedavi ile ciddi sorunlar önlenebilir, ancak ihmal edilmesi durumunda kalıcı sakatlıklara yol açabilir.

El bilek grafisinde büyüme plağının kapalı olması, büyümenin durmuş olduğu anlamına gelir. Büyüme plağı açık ise büyüme devam edecek demektir. Büyüme plağının kapanıp kapanmadığını anlamak için bilek grafisi çekilebilir. En doğru bilgi için bir doktora danışılması önerilir.

Çocuk psikiyatri ve çocuk nöroloji arasındaki temel farklar şunlardır: Odak alanı. Tanı yöntemleri. Tedavi yöntemleri. Her iki disiplin, bireylerin sağlığını etkileyen karmaşık etkileşimlere sahiptir.

Posterior üretral valv (PUV) nedenleri: Doğum kaynaklı nedenler. Üriner sistemdeki anomaliler. Genetik bir hastalık değildir, yani çoğu vakada ailesel geçiş göstermez. PUV, yalnızca erkek bebeklerde ve çocuklarda görülür çünkü bu valv yapısı kız çocuklarda bulunmaz.

Gelişimsel displazi tanısı alan bebeklere uygulanan tedavi, bebeğin yaşına ve kalça çıkığının şiddetine bağlı olarak değişir: Pavlik Bandajı. Alçı Tedavisi. Cerrahi Müdahale. Tedavi süresi, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Pediatrik gastroenteroloji derneği kılavuzlarından bazıları şunlardır: Türk Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Derneği Kılavuzları. Bu dernek tarafından yayımlanan bazı kılavuzlar şunlardır: Çocuklarda Hepatit B Virüsü Enfeksiyonuna Yaklaşım Tanı ve Tedavi Rehberi; Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenmede Kullanılan Skorlamalar Rehberi; Çocuklarda Gastroözofageal Reflü Hastalığı Tanı ve Tedavi Rehberi; Tip 1 Diyabet ve Çölyak Hastalığında Klinik Uygulamalar için Rehber; Çocukluk Çağı Gastrointestinal Sistem Hastalıklarında Probiyotik Kullanımı; Çocukluk Çağında Kullanıla Enteral Beslenme Ürünleri Rehberi; Okul Çocukluğu ve Ergen Beslenmesi Rehberi; Gastroenteroloji ve Hepatolojide Kullanılan Tanı Testleri Rehberi; Kistik Fibrozisli Çocuğa Yaklaşım Rehberi; Çocuk Gastroenteroloji ve Hepatolojide Kullanılan İlaçlar Rehberi. Türkiye Milli Pediatri Derneği Kılavuzları. Bu dernek tarafından yayımlanan bazı kılavuzlar şunlardır: Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği Kılavuzu; Sosyal Pediatri Derneği Kılavuzu; Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği Kılavuzu; Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği Kılavuzu; Çocuk Solunum Yolu Hastalıkları ve Kistik Fibrozis Derneği Kılavuzu; Çocuk Genetik Hastalıkları Derneği Kılavuzu; Türkiye Çocuk Nörolojisi Derneği Kılavuzu; Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Kılavuzu; Pediatrik Gastroentoloji Hepatoloji ve Beslenme Derneği Kılavuzu; Neonotoloji Derneği Kılavuzu; Türkiye Ulusal Alerji ve İmmünoloji Derneği Kılavuzu; Çocuk Romatoloji Derneği Kılavuzu; Çocuk Nefroloji Derneği Kılavuzu; Türk İmmünoloji Derneği Kılavuzu; Pediatrik Onkoloji Derneği Kılavuzu. Ayrıca, European Society for Pediatric Gastroenterology'nin kılavuzlarına da ulaşılabilir. Kılavuzlar, sağlık profesyonelleri tarafından güncel tedavi ve tanı yöntemleri hakkında bilgi almak için kullanılır. Ancak, bireysel durumlar farklılık gösterebilir ve bir uzmana danışılması önerilir.

Sosyal pediatristler, çocukların sağlık sorunlarını sosyal, çevresel ve kültürel faktörler çerçevesinde ele alır. Sosyal pediatristlerin baktığı bazı hastalıklar ve durumlar: Büyüme ve gelişim sorunları. Aile içi şiddet, ihmal ve istismar gibi travmatik olaylar. Eğitimde geri kalma ve öğrenme güçlükleri. Sosyo-ekonomik dezavantajlar nedeniyle sağlık hizmetlerine erişim eksiklikleri. Çevresel faktörler (hava kirliliği, yetersiz konut koşulları). Çocukluk çağı obezitesi, yetersiz beslenme ve diğer beslenme bozuklukları. Ergenlerde madde kullanımı ve riskli davranışlar. Sosyal pediatristler, bu sorunların erken tanısını koyarak ailelere ve çocuklara uygun tedavi planları sunar.

Kafatası düzleşmesi, genellikle tehlikeli değildir ve ciddi bir sağlık sorununa yol açmaz. Plagiosefali (düz kafa sendromu) olarak bilinen bu durum, genellikle kozmetik bir sorun olarak değerlendirilir ve beyin gelişimini etkilemez. Kraniyosinostoz gibi daha ciddi kafatası şekil bozukluklarında ise beyin gelişimi etkilenebilir ve görme, işitme ve solunum problemleri gibi durumlar ortaya çıkabilir. Kafatası şekil bozukluklarından şüphelenildiğinde, doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önerilir.

Konjenital miyopatiler, genellikle doğum sırasında veya bebeklik döneminde belirtiler gösterir. Ancak, bazı konjenital miyopati türleri, gençlik veya yetişkinlik döneminde de ortaya çıkabilir.

Çocuklarda en sık görülen taş türü kalsiyum oksalat taşıdır. Bunun nedenleri arasında aşırı süt ve süt ürünleri tüketimi, düşük sıvı alımı yer alır. Çocuklarda görülen diğer taş türleri ve nedenleri şu şekildedir: Ürik asit taşı. Sistin taşı. Struvit taşı. Çocuklarda taş hastalığının teşhisi ve tedavisi için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Yenidoğanda hiperinsülinizm, pankreastaki beta hücrelerinden düzensiz insülin salınımı sonucu ortaya çıkan ve kan şekeri düşüklüğüne (hipoglisemi) neden olan bir durumdur. Belirtileri: huzursuzluk; aşırı uykulu olma; nöbet (kasılma/havale) gibi daha ciddi belirtiler. Nedenleri: genetik mutasyonlar; gebelik ve doğumla ilgili faktörler (intrauterin gelişme geriliği, perinatal asfiksi, annede gestasyonel diyabet). Tedavi: Diazoksit ve oktreotid gibi ilaçlar. Hiperinsülinizm, tedavi edilmediğinde beyin hasarına yol açabilecek nöbetlerle karakterize ağır hipoketotik hipoglisemi ile kendini gösterir.

2025 yılı itibarıyla, "TUS Şampiyonların Notu Pediatri" kitabının 22. baskısı çıkmıştır. Kitabın 21. baskısı ise 2024 yılında piyasaya sürülmüştür.

Fallot Tetralojisi (TOF) ameliyatı genellikle 1 yaş civarında yapılır. Ameliyat için en uygun zamanı belirlemek amacıyla, belirtiler sonrası kardiyolog tarafından ekokardiyografi, elektrokardiyografi ve akciğer grafisi gibi testler yapılır. Her hastanın durumu farklı olabileceğinden, TOF ameliyatı için en uygun zamanı belirlemek amacıyla bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Tonik labirent refleksi (TLR), bebeklerin baş ve boyun pozisyonuna göre vücut tonusunu etkileyen bir ilkel reflekstir. Sırt üstü yatış pozisyonunda: Vücut gerilir ve kaslar sertleşir (ekstansiyon). Yüz üstü yatış pozisyonunda: Dizler ve dirsekler bükülerek küçülür (fleksiyon). Bu refleks, bebeklerin yerçekimine karşı koymayı öğrenmesinde temel bir rol oynar ve genellikle ilk 6 ayda en güçlüdür. TLR'nin kalıcılığı, emekleme ve yürüme gibi becerilerde zorluklara neden olabilir. Eğer bu refleks 6 aydan sonra hala çok belirginse veya hiç yoksa, bu durum sinir sistemi gelişimi açısından bir değerlendirme gerektirebilir.

Sekundum ASD (Atriyal Septal Defekt) genellikle 3 yaşından sonra kendiliğinden kapanmaz. 5 mm'den küçük ASD'lerin neredeyse tamamı 2 yıl içinde kendiliğinden kapanır. ASD'nin kapatılması gerekip gerekmediği, deliğin büyüklüğüne, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer kalp anomalilerinin varlığına bağlı olarak belirlenir.