Osmanlı

Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması, II. Mahmut döneminde gerçekleşmiştir.

Osmanlı'da modernleşme süreci, 19. yüzyılın başlarında Avrupa'nın etkisi altında reform yapma gerekliliği ile başladı. Modernleşme sürecinin temel adımları şunlardır: - Hukuk Reformları: Tanzimat Fermanı ile bireylere eşitlik, can, mal ve namus güvenliği gibi temel haklar tanındı. - İdari Reformlar: Eyalet sisteminden vilayet sistemine geçildi, valilerin yetkileri artırıldı. - Eğitim Reformları: İlk defa kız çocukları için okullar açıldı, ilköğretim zorunlu hale getirildi, Darülfünun (üniversite) kuruldu. - Ekonomik Reformlar: Ticaretin serbestleştirilmesi, bankacılık sisteminin kurulması, demiryollarının ve telgraf hatlarının inşası gibi projelerle ekonomik yapı dönüştürüldü. Bu reformlar, Osmanlı'nın batılılaşma çabalarının bir yansıması olup, Cumhuriyet'e geçişte kilit rol oynadı.

Vaka-i Hayriye olayı, II. Mahmut döneminde gerçekleşmiştir.

Karapınar halkı, tarih boyunca çeşitli göçler ve yerleşimler sonucu bölgeye gelmiştir. - Hititler döneminde bölgeye ilk yerleşimler başlamıştır. - 1560 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II. Selim'in Konya valiliği sırasında, çevre illerden getirilen 120 hane Türkmen ailesi Karapınar'a yerleştirilmiştir. - Cumhuriyet döneminde ise dışarıdan göç almayan Karapınar, yerel halkın ve çevresindeki yerleşim yerlerinden gelenlerin oluşturduğu bir nüfusa sahiptir.

Kabaağaçlızade Mehmed Şakir Paşa (1855, Bursa - 28 Temmuz 1914, Afyon), Osmanlı Türkü asker, tarihçi, diplomat ve eğitimci olarak bilinir. Hayatı kısaca şu şekilde özetlenebilir: Eğitim ve Kariyer: İlk ve orta tahsilini tamamladıktan sonra askeri liseye, ardından Harp Okulu ve Erkan-ı Harbiye Mektebi'ne gönderildi. Görevleri: Çetine ve Roma askeri ataşelikleri ile Girit'in Resmo Komutanlığı görevlerinde bulundu. İstifa ve Emeklilik: 1895 yılında korgeneral rütbesindeyken ağabeyinin sadrazamlık görevinden alınmasına tepki göstererek görevinden istifa etti. Özel Hayatı: İki evlilik yaptı ve bu evliliklerden altı çocuğu oldu. Ölümü: 1914 yılında, Afyon'daki çiftliğini denetlemek üzere gittiği sırada, oğlu Cevat Şakir tarafından tek kurşunla vurularak öldürüldü.

Ahfer, Ahmet Can Dündar ve Feride Özdinç adlı sosyal medya içerik üreticilerini temsil eden bir kısaltmadır. Ayrıca, Osmanlı döneminde "akıllı, iri, güzel gözlü" anlamına geldiği de söylenmektedir. "Ahfer" kelimesi, İngilizce'de "after" (sonra) bağlacına da benzemektedir.

Fatih Sultan Mehmet'in Kızıl Elma hikayesi, Osmanlı padişahlarının fetih hedeflerini ve cihan hâkimiyeti ideallerini ifade eden bir kavram olan Kızıl Elma ile ilişkilidir. Kızıl Elma'nın Bizans dönemindeki hikayesi şu şekildedir: Ayasofya'nın önünde dikili bir sütun üzerinde, at üzerindeki Iustinianos heykelinin elinde bir küre bulunmaktaydı. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi, bir anlamda Kızıl Elma idealinin gerçekleşmesi olarak yorumlanmıştır.

Ayrılık Çeşmesi, Osmanlı döneminde doğu yönüne sefere çıkan orduların toplanma ve uğurlanma yeri olarak kullanılmıştır. Çeşmenin hikayesinin bazı önemli noktaları: Konumu: Haydarpaşa Çayırı'nın kıyısında yer alırdı. Askerlerin uğurlanması: Ordular, bu çeşmeden yola çıkarak Bağdat Caddesi olarak bilinen yola doğru ilerlerdi. Hacıların uğurlanması: Hacca giden kafileler de Ayrılık Çeşmesi'nden uğurlanırdı. Bizans dönemi: Bizans döneminde de askerlerin savaşa uğurlandığı yer olarak kullanılmıştır. Çeşmeye "Ayrılık Çeşmesi" denmesinin sebebi, şehirden ayrılan kafilelerin son olarak buradan uğurlanması ve uğurlayıcıların buradan ayrılmasıdır.

Kuruluş döneminde Osmanlı askeri gücünü oluşturan farklı muharip unsurlar şunlardır: 1. Aşiret Kuvvetleri: Kayı boyunun süvari savaşçıları, Osmanlı Beyliği'nin temelini oluşturmuştur. 2. Yaya ve Müsellemler: Osman Gazi'nin veziri Alaüddin Paşa ve kadıaskeri Çandarlı Kara Halil'in tavsiyesiyle Türk gençlerinden oluşturulan piyade ve süvari birlikleridir. 3. Akıncılar: Rumeli hudutlarında bulunan gönüllü hafif süvari birlikleridir, Bizans topraklarına akınlar düzenleyerek Osmanlı'nın ilerleyişini kolaylaştırırlar. 4. Pencik Askerleri: Rumeli fütuhatı sırasında esir alınan Hristiyan gençlerden seçilen ve Türk-İslam terbiyesiyle yetiştirilen askerlerdir, Yeniçeri Ocağı'nın başlangıcıdır. 5. Sipahiler: Osmanlı'nın feodal sistemine dayalı olarak, toprakları sahiplenmiş ve savaşlarda etkin olan atlı askerlerdir. 6. Yeniçeriler: Devşirme sistemiyle alınan ve özel eğitimlerden geçirilen askerlerden oluşan, Osmanlı'nın ana askeri gücünü oluşturan birliklerdir. 7. Topçular: Osmanlı ordusunun fetihlerindeki önemli unsurlardan biri olan top kullanan birliklerdir.

Galatasaray Lisesi, eskiden öğrenci alımını şu şekilde gerçekleştiriyordu: 1. Enderun Mektebi Dönemi: 1481 yılında kurulan Galatasaray Lisesi, II. Bayezid döneminde saray mektebi olarak devlete memur yetiştirmek amacıyla kuruldu. 2. Mekteb-i Sultani Dönemi: 1868 yılında Mekteb-i Sultani adıyla yeniden açılan okul, batı bilim ve tekniğini de içine alan bir eğitim sistemi benimsedi. 3. Cumhuriyet Dönemi: 1923 yılında Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte okulun adı Galatasaray Lisesi'ne dönüştü.

Tarihi Çeşme Hamamı'nın sahibi, 1528 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle hamamı yaptıran Pargalı İbrahim Paşa'dır.

Caber Kalesi'nin önemi birkaç farklı açıdan ortaya çıkar: 1. Süleyman Şah Türbesi: Kale, Osmanlıların atası olarak kabul edilen Süleyman Şah'ın türbesinin bulunduğu yer olması nedeniyle Türkler için büyük bir manevi değere sahiptir. 2. Tarihî ve Kültürel Miras: Kale, tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin hâkimiyetinde kalmış ve bu nedenle zengin bir tarihî ve kültürel mirasa sahiptir. 3. Stratejik Konum: Fırat Nehri'nin sol kıyısında, Suriye sınırları içinde yer alması, kaleyi stratejik bir nokta haline getirmiştir.

Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinin konusu, Osmanlı Devleti'nin ihtişamlı hükümdarlarından Fatih Sultan Mehmed'in hayatını anlatmaktadır. Dizide, Şehzade Alaaddin'in beklenmedik ölümüyle sarsılan II. Murad Han'ın tahtı oğlu II. Mehmed'e bırakması ve Mehmed'in tahta çıktıktan sonra ilk büyük mücadelesi olan, Bizans'a sığınan ve destek alan kardeşi Orhan'a karşı verdiği mücadele işlenmektedir. II. Mehmed'in aklındaki tek bir düş vardır: Konstantiniyye'yi fethetmek.

Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümü üzerine Bâkî adlı şair, "Mersiye-i Hazret-i Süleyman Han" adlı mersiyeyi yazmıştır.

Yemen Türküsü, Yemen'de çatışmada ölen Osmanlı askerleri için yakılmış bir ağıttır. Türkünün hikayesi şu şekildedir: Osmanlı Devleti, Yemen'i aldıktan sonra buradaki isyanları bastırmak için birçok asker göndermiş ve çok şehit vermiştir. Türküdeki "Burası Muş'tur" veya "Burası Huş'tur" ifadeleri, türkünün Muş veya Elazığ yöresine ait olduğu tartışmalarına yol açmıştır.

Mecmûa-i eşar, Osmanlı dönemi Türk edebiyatında şiir mecmuası anlamına gelir. Bu tür mecmualar, farklı şairlerin şiirlerinin bir araya getirilerek düzenlendiği ve bugünkü antoloji işlevini gören metinlerdir.

Endonezya'daki Osmanlı mezarlığı, Açe eyaletinin başkenti Banda Açe'de bulunmaktadır.

Küçük Mehmed Sa‘îd Paşa’nın Hâtırâtı, Osmanlı devlet ve toplum hayatına yönelik zengin bilgiler sunmaktadır. Hatırâtta yer alan konular arasında: - Devlet idaresi: Paşa’nın pratik ve pragmatik kararları. - Belge külliyatı: Geniş belge koleksiyonuyla yoğrulmuş anılar. - Eleştiri, tavsiye ve tespitler: Klasik siyasetnâme türünde olduğu gibi. Ayrıca, hatırât, ayakta kalma mücadelesi veren bir devletin siyasi, sosyal ve diplomatik hayatındaki olayları üst düzey bir devlet adamının gözünden anlatmaktadır.

Sepetçiler Kasrı, Sultan İbrahim tarafından 1643 yılında yaptırılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda "çelebi" unvanı, genel olarak centilmen ve kibar kimse anlamında kullanılmıştır. Diğer bazı kullanım alanları: - Devlet adamları: Divan-ı Hümayun katipleri ve padişahın nedimlerine efendi yerine çelebi denilirdi. - Şehzadeler: Osmanlıların ilk dönemlerinde şehzadeler için de bu unvan kullanılmıştır. - Tasavvuf: Mevlevi tarikatının başkanı olan Mevlana'nın torunlarına da çelebi denirdi.