Osmanlı

Hürrem Sultan Hamamı, Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi Haseki Hürrem Sultan için yapılmıştır.

Şah ve padişah arasındaki farklar şunlardır: 1. Anlam ve Kullanım: "Şah" Farsça kökenli bir kelime olup, genel olarak hükümdar veya kral anlamına gelir. 2. Resmiyet: "Padişah" resmi belgelerde, uluslararası anlaşmalarda ve devlet işlerinde kullanılan resmi bir unvandır. 3. Tarihsel Gelişim: "Padişah" unvanı, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan itibaren kullanılırken, "şah" unvanı II. Mahmud döneminden sonra daha yaygın hale gelmiştir.

Koçi Bey Risalesi toplamda 18 bölümden oluşmaktadır.

"Ferman padişahın, dağlar bizimdir" dizesi, Osmanlı Devleti'nin göçebe Türkmen boylarını toprağa yerleştirme çabalarına karşı bir başkaldırı ifadesi olarak kullanılmıştır. Bu söz, yerleşik yaşama geçmek istemeyen ve eski düzenlerini sürdürmek isteyen Türkmenlerin duygularını yansıtmaktadır.

Osmanlı'nın ilk vakanüvisi, Halepli Mustafa Naima'dır.

Osmanlı döneminde kadınlar, tesettür amacıyla çarşaf giyerlerdi. Çarşaf giyme geleneği, Tanzimat döneminden sonra hacca gidip gelenler tarafından Araplar veya İranlılar'dan alınarak İstanbul'a getirilmiş ve yaygınlaşmıştır.

Kasr-ı Şirin Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Revan topraklarını Safevî Devleti'ne bırakmak zorunda kaldı.

Ziya Paşa, çeşitli nedenlerle sürgün edilmiştir: 1. Saraydan Uzaklaştırılması: Sultan Abdülaziz'in sadrazamı Ali Paşa ile anlaşamaması sonucu saraydan uzaklaştırılmış ve zaptiye müsteşarlığına tayin edilmiştir. 2. Yeni Osmanlılar Cemiyeti Üyeliği: Meşruti yönetimi isteyen gizli bir cemiyete üye olması, onun Paris'e kaçmasına neden olmuştur. 3. Hürriyet Gazetesi'nin Kapatılması: Namık Kemal ile birlikte çıkardığı Hürriyet Gazetesi'nin, Sultan Abdülaziz'in ziyareti sonrası Fransız hükümeti tarafından kapatılması üzerine sürgün hayatı yaşamıştır. Eserleri: 1. "Zafername": Girit isyanı ve Ali Paşa'nın bu isyanı önleme çabalarını hicvettiği, nazım-nesir karışık bir eserdir. 2. "Harabat": Avrupa'dan döndükten sonra yazdığı, Türk, Arap ve İran şairlerinin şiirlerinden oluşan divan edebiyatı antolojisidir. 3. "Eşar-ı Ziya": Ölümünden sonra basılan, Divan edebiyatı tarzındaki şiirlerinin yer aldığı kitaptır. 4. "Terci-i Bend" ve "Terkib-i Bend": İnsanın yazgısı ve gerçeği kavramanın olanaksızlığı gibi metafizik konuları işlediği iki şiiridir. 5. "Rüya": Karşılıklı konuşmalar biçiminde yazdığı, Sadrazam Ali Paşa'yı eleştirdiği röportaj (mülakat) türündeki eseridir.

"Kurme" kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Osmanlı terimi: "Kurme", işaret için devenin burnundan bir miktar deri kesip tam ayrılmadan yine burnu üstüne yapıştırmak anlamına gelir. 2. Kürtçe kelime: "Kurmet" kelimesinin Türkçe karşılığı "hala oğlu" olarak çevrilebilir.

Osmanlı'nın en geniş topraklarına ulaştığı dönem, III. Murad padişahlığı zamanıdır.

Alexandre Vallaury, İstanbul'a önemli yapılar kazandırdığı ve Sanayi-i Nefise Mektebi'nin mimarlık bölümünün kurucusu ve ilk hocası olduğu için önemlidir. Önemli yapılarından bazıları: İstanbul Arkeoloji Müzeleri; Osmanlı Bankası ana binası; Pera Palas Oteli; Abdülmecid Efendi Köşkü; Büyükada Rum Yetimhanesi. Ayrıca, Vallaury, eklektik mimari tavrın ülkemizdeki uygulayıcılarından biri olarak kabul edilir. 1896 yılında Legion d'Honneur madalyası ile ödüllendirilmiştir.

"Tuğ takmak" ifadesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Tarihî Anlam: Osmanlı döneminde padişah, vezir, beylerbeyi, sancakbeyi gibi kişiler tarafından kullanılan, at kılından yapılmış sorguç veya başlık takmak. 2. Genel Anlam: Birinin üstün gelmesi, dileğinin gerçekleşmesi anlamında kullanılan bir deyim.

Hayır, 1000 yıl yaşayan bir devlet bulunmamaktadır. Bazı kaynaklarda, Türkiye'nin Anadolu'da kesintisiz 1000 yıl yaşayan tek millet olduğu iddia edilse de, bu tür iddialar bilimsel temellere dayanmamaktadır. En uzun süre yaşayan insanlar hakkında ise, Metuşelah'ın 969 yıl hayatta kaldığı bilinmektedir.

Kut'ül Amare Savaşı, birkaç açıdan önemlidir: 1. Askeri Zafer: Osmanlı Ordusu'nun İngilizlere karşı kazandığı bu zafer, I. Dünya Savaşı'nın temel muharebelerinden biri olarak kabul edilir ve Çanakkale'den sonra İngilizlere karşı elde edilen en büyük zafer olarak tarihe geçmiştir. 2. İngilizlerin Yenilgisi: Savaşta İngilizlerin 6'sı general, 476'sı subay olmak üzere toplam 13 bin 309 askeri esir alınmıştır, bu da İngiliz tarihinin en utanç verici teslimlerinden biri olarak anılır. 3. Bölgesel Etki: Zafer, bölgedeki İngiliz sömürüsüne karşı Arap ve Kürt vatandaşların direnişini sağlamış ve Osmanlı'nın Ortadoğu siyasetinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. 4. Unutturulma Çabaları: Savaş, Türkiye'nin NATO'ya girmesinden sonra İngilizlerin baskısı sonucu ders kitaplarından çıkarılmış ve kutlanması unutturulmaya çalışılmıştır.

Sadrazam kelimesi, Osmanlı Devleti'nde padişah adına devlet işlerini yöneten en yüksek derecedeki devlet adamı anlamına gelir.

Sünbül-zade Vehbi, 18. yüzyıl Divan edebiyatı şairi olarak önemli bir yere sahiptir çünkü: 1. Çok Yönlü Eserleri: Divan, münşeât, manzum sözlükler ve nasihat-nâme gibi farklı edebi türlerde eserler yazmıştır. 2. Dil Bilgisi ve Kültürel Etkisi: Arapça ve Farsçaya olan vukufiyeti, bu dillerde manzum sözlükler yazabilecek kadar ileridir. 3. Tarihi ve Siyasi Önemi: I. Abdülhamid döneminde Kerim Han Zend'e elçi olarak gönderilmiş, ancak devletin menfaatlerine zarar verdiği söylentileri üzerine idam fermanıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu olay, şairin şiirlerinde işlediği temalar arasında yer alır. 4. Şairlik Yeteneği: Çağdaşı Keçecizade İzzet Molla tarafından asrının "reîsü’ş-şuarâsı" kabul edilmiştir.

Ali Kuşçu'nun bilime katkıları şunlardır: Astronomi: Risale-i fil Heye (Astronomi Risalesi) adlı eserinde gök cisimlerinin dünyadan uzaklıklarına dair bilimsel çalışmalar yapmıştır. Fatih Külliyesi'nde astronomi dersleri vermiş ve programların hazırlanmasına katkıda bulunmuştur. Uluğ Bey'in astronomi cetveli Zic'in hazırlanmasında görev almıştır. Ay'ın haritasını çıkaran ilk kişi olmuş ve bu başarısı nedeniyle Ay'ın bir bölümüne adı verilmiştir. Matematik: Risale-i Hisap (Aritmetik Risalesi) adlı büyük bir matematik eseri yazmıştır. Şerh-i Zic-i Uluğ Bey (Uluğ Bey'in Yıldız Kataloğu) adlı esere katkılarda bulunmuştur. Eğitim: İstanbul'da medreselerde matematik ve astronomi dersleri vermiş, bu alanların Osmanlı eğitim sistemine eklenmesine öncülük etmiştir. Semaniye Medreseleri'nin ders programlarını düzenlemiştir. Coğrafya: İstanbul'un enlem ve boylam hesaplarını yaparak şehrin doğru koordinatlarını belirlemiştir. Diğer Alanlar: Kelam, fıkıh ve dilbilim alanlarında da eserler yazmıştır.

Topkapı Sarayı'nda sergilenen kraliyet kıyafetleri arasında şunlar bulunmaktadır: Osmanlı padişah ve akrabalarının giysileri. Tılsımlı gömlekler. Sultan III. Ahmet Kütüphanesi'ndeki kıyafetler. Gümüş ve altın ipliklerle dokunan imparatorluk cübbeleri, üniformaları ve kaftanları.

Kemal Karpat'a göre Osmanlı modernleşmesi, üç ana faktör etrafında şekillenmiştir: 1. Merkezileşme: Karpat, modernleşmenin temelinde devletin merkezileşme arzusunun yattığını ve bu durumun siyasi elitler ile toplumsal gruplar arasındaki ilişkileri derinleştirdiğini savunmuştur. 2. Batı'nın Etkisi: Osmanlı'nın Avrupa güçlerinin artan politik etkileri nedeniyle, yabancı kurumlar açmak ve uygulamalar başlatmak zorunda kaldığını belirtmiştir. 3. Modernleşme İdeolojisi: Karpat, modernleşmenin yönetici elitler için hem bir ideoloji hem de güçlerinin meşruluk kaynağı haline geldiğini ileri sürmüştür. Ayrıca, Karpat modernleşmenin, toplumun siyasal bir kimliğe sahip olması ve ortak siyasi değerler paylaşmasıyla mümkün olabileceğini vurgulamıştır.

Fatih Sultan Mehmet'in yerine II. Bayezid'in geçmesinin nedeni, Fatih'in ölümü sonrası başlayan taht mücadelesidir. Fatih'in oğulları Cem Sultan ve II. Bayezid arasında yaşanan bu mücadelede, II. Bayezid, yeniçerilerin desteğiyle tahta çıkmayı başardı.