Nükleer

AKW kısaltmasının açılımlarından bazıları şunlardır: Atomkraftwerk. Arthur K. Watson. Adams Kenneally White. Alex K. Wisner. Arturus Capital Limited. AKbarWorld. Autoliv Korea Wonju. Ayrıca, AKW dosya uzantısı, genellikle Unknown Developer tarafından geliştirilen ve RoboHELP Help Project Index File olarak bilinen bir dosya türünü ifade eder.

Fukushima nükleer kazasında radyasyona bağlı 1 ölüm (4 yıl sonra akciğer kanseri) ve başlıca yaşlı kişiler olmak üzere 1700'den fazla kişinin patlamaya bağlı stresten ölümü olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, radyasyon riski nedeniyle bölge sakinlerinin uzaklaştırılması sürecinde bazı insanların yaşamını yitirdiği, bunlar arasında hastanede bakım görmekte olan onlarca hasta olduğu açıklanmıştır. Fukushima'daki nükleer kaza nedeniyle toplam 51 ölüm olduğu ifade edilmektedir. Kaza sonucunda ayrıca 6 kişinin kanser veya lösemi, 16 kişinin ise hidrojen patlamaları nedeniyle fiziksel yaralanma geçirdiği bildirilmiştir.

Nükleer kaza müdahale ekibi aşağıdaki birimlerden oluşur: Özel müdahale ekipleri. İtfaiye ekipleri. Acil sağlık ekipleri. Kolluk birimleri. Kriz yönetim merkezi. Ayrıca, radyasyon acil müdahale ekibinde acil servis hemşiresi, acil tıp uzmanı, travma cerrahı, radyasyon güvenlik sorumlusu gibi farklı rollerde personel de bulunur.

Radyoaktif ışınlar, radyoaktif elementlerin çekirdeklerinin parçalanması (radyoaktivite) sırasında yayılır. Radyoaktif elementler iki şekilde bulunabilir: 1. Doğal olarak: Doğada, örneğin uranyum, toryum ve karbon-14 gibi izotoplar şeklinde bulunurlar. 2. Yapay olarak: Kararlı izotoplar, nükleer reaktörlerde veya hızlandırıcı cihazlarda yapay yollarla radyoaktif hale getirilebilir.

Atom bombası, uranyum veya plütonyum gibi ağır elementlerin parçalanabilir izotoplarının, kritik kütle denilen belli bir ağırlık limiti üzerinde bir araya getirildiğinde zincirleme reaksiyona girerek çok büyük bir güç üretmesi nedeniyle bölünür. Bu süreç, nükleer fisyon (ayrışma) olarak bilinir. Fisyon tepkimesi, Albert Einstein’ın özel görelilik teorisinin sonuçlarından biri olan meşhur E=mc² denklemi ile açıklanır. Fisyon tepkimesi, 1945 yılında ABD tarafından Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan atom bombalarının temelini oluşturmuştur.

Atom bombasından sonra kaç kişinin mutasyona uğradığına dair kesin bir sayı vermek mümkün değildir. Ancak, atom bombası patlamalarının ardından genetik bozukluklar ve kanser gibi hastalıklar ciddi oranda artmıştır. 1945 yılının sonuna kadar Hiroşima'da atom bombası saldırısından dolayı yaklaşık 140.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Radyasyonun uzun vadeli etkileri, sonraki nesillerde de gözlemlenmeye devam etmektedir.

En tehlikeli radyasyon kaynağı, yüksek enerjisi sayesinde atomlardan elektron kopararak maddeyi iyonlaştırma yeteneğine sahip olan iyonlaştırıcı radyasyondur. İyonlaştırıcı radyasyon kaynakları iki ana kategoriye ayrılır: 1. Doğal kaynaklar: Kozmik radyasyon, radon gazı, yer kabuğundaki radyoaktif elementlerin bozunması. 2. Yapay kaynaklar: Tıbbi x-ışınları, endüstriyel gama ışınları, nükleer enerji santralleri. En tehlikeli iyonlaştırıcı radyasyon türlerinden bazıları: Gama ışınları ve X-ışınları. Alfa ve beta parçacıkları. Radyasyonun tehlikeleri, dozuna ve maruz kalma süresine bağlı olarak değişir.

Zincirleme reaksiyon, bir eylemin diğerine yol açtığı ve bu sürecin dış etki olmaksızın devam ettiği bir dizi reaksiyondur. Nükleer zincirleme reaksiyon, fisyon işlemi sırasında ortaya çıkan nötronların diğer atomlarda fisyon başlatmasıyla oluşan bir dizi hızlı nükleer bölünmedir. Diğer zincirleme reaksiyon örnekleri: Hidrojen gazı ile oksijen gazının su oluşturmak için kimyasal reaksiyonu; Radyoaktif bozunma veya nötrino bombardımanı sonucu bir atom çekirdeğinin parçalanması.

AGR kısaltması farklı alanlarda farklı anlamlara gelebilir: Active Guard and Reserve. Advanced Gas Cooled Reactor. Agr (Alpha Gamma Rho). Mevcut Yeraltı Suyu Kaynağı (Available Groundwater Resource). Tarla, toprak, tarım, vahşi, ehlileştirilmemiş, yabanî. Ayrıca, sırt ve boyun problemlerine karşı kurulmuş bir Alman vakfı olan AGR (Back and Neck Problems), otomobil koltukları için ergonomi sertifikaları vermektedir.

Proliferasyon, hücrelerin uygun koşullar altında hızlı bir şekilde hücre döngüsünü tamamlayarak çoğalması durumudur. Bu terim ayrıca şu anlamlara da gelebilir: Yaygınlaşma, çoğalma. Tomurcuk verme, tomurcuktan üreme, üreme. Proliferasyon, organizmanın gelişimi, doku onarımı ve bağışıklık tepkileri gibi birçok önemli biyolojik süreçte kritik bir rol oynar.

"The Blacklist" dizisinin 2. sezonunun 7. bölümü olan "The Scimitar"da, İranlı bir nükleer bilim insanının öldürülmesinin ardından intikam için bir komplo ortaya çıkar. Ajan Liz ve Ressler, bu durum nedeniyle bir çıkmaza girer.

Çernobil'e çelik kalkan yapılmasının nedeni, 1986 yılında santralde meydana gelen nükleer felaketin ardından radyoaktif sızıntıyı önlemektir. Çelik kalkan, 275 metre genişliğinde, 108 metre uzunluğunda ve 36 bin ton ağırlığındadır.

Plütonyum-238 (Pu-238) ve Plütonyum-239 (Pu-239) arasındaki temel farklar şunlardır: Yarılanma Süresi: Pu-238'in yarılanma süresi 86,4 yıl iken, Pu-239'un yarılanma süresi 24.110 yıldır. Kullanım Alanı: Pu-238, radyoizotop termoelektrik jeneratörler kullanarak uzay sondaları için elektrik üretiminde kullanılır. Doğal Bulunuş: Pu-239 doğada bulunmaz, Pu-238 ise nükleer reaktörlerde uranyum-238'in nötron bombardımanıyla elde edilir. Her iki izotop da radyoaktif ve toksiktir.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaatının gecikmesinin başlıca nedenleri şunlardır: Siemens Energy firmasının teslimat gecikmeleri. Finansal sorunlar. Yaptırımlar. Diğer nedenler. COVID-19 salgınının etkileri, Rus ve Türk alt yüklenicilerin alacaklarının ödenmesi için bir yol haritasının bulunmaması ve proje şirketiyle Türkiye'deki ilgili makamlar arasında koordinasyon eksikliği.

Nükleer ve radyolojik acil durumlarda ilk müdahale ekiplerine bilgi desteği sağlamakla görevli kurum, Nükleer Düzenleme Kurumu'dur (NDK). NDK'nın bu konudaki diğer görevleri arasında radyasyon izleme ve uyarı sistemlerini kurmak, radyolojik izleme yapılmasını sağlamak, uluslararası sözleşmeler ve kurumlarla ilişkiler kapsamında bildirimleri almak ve gerekli önlemlerin alınması için bildirim yapmak yer alır.

Marslıların yok oluşuyla ilgili bazı iddialar şunlardır: Nükleer saldırı: Harvard Üniversitesi'nden Dr. John Brandenburg, Mars'ta yaşayan antik bir medeniyetin, başka bir uzaylı ırkının nükleer saldırısı sonucu yok olduğunu öne sürmüştür. Bu iddialar, bilim dünyasının büyük bir kısmı tarafından şüpheyle karşılanmakta ve somut kanıt eksikliği nedeniyle reddedilmektedir.

Basınç sığınakları, aşağıdaki etkilere karşı koruma sağlamak amacıyla inşa edilir: Nükleer silahların ani (ışık, ısı, basınç ve ilk radyasyon) ve kalıntı (radyoaktif serpinti) etkileri. Klasik ve modern silahların tesirleri. Kimyasal ve biyolojik savaş maddeleri. Bu sığınaklar, aynı zamanda konvansiyonel silahların parça tesirlerine karşı da koruma sağlar.

Maruz kalınacak yıllık dozun toplum bireyleri için belirlenen doz sınırı olan 1 mSv değerini geçme ihtimali bulunan alanlar, radyasyon alanı olarak adlandırılır. Bu alanlar, radyasyon düzeylerine göre denetimli alanlar ve gözetimli alanlar olarak ikiye ayrılır: Denetimli alanlar: Radyasyon görevlilerinin giriş ve çıkışlarının özel denetime tabi olduğu ve bu alanlarda çalışanların ardışık beş yılın ortalama yıllık doz sınırlarının 3/10’undan fazla radyasyon dozuna maruz kalabilecekleri alanlardır. Gözetimli alanlar: Radyasyon görevlileri için yıllık doz sınırlarının 1/20’sinin aşılma olasılığı olup, 3/10’unun aşılması beklenmeyen, kişisel doz ölçümü gerektirmeyen ancak çevresel radyasyonun izlenmesini gerektiren alanlardır.

1 atom bombası, yaklaşık 10.000.000 ton TNT (tri-nitro-toluen) eşdeğerinde maddeyi yok edebilir. Ancak, belirli bir nükleer bombanın belirli bir alanı ne kadar tahrip edebileceği konusunda kesin bir tahmin yapmak zordur; bu tür bilgiler genellikle askeri sınıflandırmalar altında tutulur ve hassas verilere dayanır.

4. nükleer patlaması, 26 Nisan 1986 tarihinde, eski Sovyetler Birliği'ne bağlı Ukrayna'nın Çernobil kentindeki Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktöründe meydana gelmiştir.