Modernleşme

Mustafa Kutlu'nun "Yoksulluk İçimizde" adlı eseri, insanın manevi dünyası, toplumsal yozlaşma ve modernleşme karşısında geleneksel değerlerin kaybolması üzerine bir hikayedir. Kitabın ana mesajları: Maddi ve manevi yoksulluk: Kitap, bireylerin sadece maddi değil, aynı zamanda manevi yoksulluk içinde de olabileceğini vurgular. Modern dünyada içsel yalnızlık: Modern dünyada insanların, toplumsal değerler ve tüketim çılgınlığı nedeniyle manevi olarak fakirleştiği ve bu durumun derin bir içsel yalnızlığa yol açtığı anlatılır. Manevi değerlere vurgu: Sadelik, samimiyet ve maneviyatın önemi vurgulanır.

Demet Tezcan'ın "Bir Çığır Öyküsü / Şule Yüksel Şenler" adlı kitabı, Şule Yüksel Şenler'in hayatını ve başörtüsü mücadelesini anlatıyor. Kitapta ele alınan bazı konular: Şenler'in genç kızlara başörtüsünü sevdirmek için Anadolu'yu dolaşması ve verdiği konferanslarla başlattığı örtünme seferberliği; Yazılarından dolayı aldığı hapis cezaları ve yaşadığı sıkıntılar; Özel hayatındaki zorluklar ve hayal kırıklıkları; Dindar kadınlar için rol model olması. Kitap, 1960'lı yıllarda Türkiye'deki toplumsal ve siyasi atmosferi de mercek altına alıyor.

Efe'nin logosunun değişmesinin nedeni, kurumsal kimliğin günümüz anlayışına daha uyumlu hale getirilmesi olarak belirtilmiştir. Örneğin, Efeler Belediyesi'nin logosunun değiştirilme sebeplerinden biri, yeni logonun Efeler ilçesini temsil eden figürler içermemesi olarak eleştirilmesidir. Ayrıca, logolar genellikle insanlarda algı oluşturmak ve kurumun hatırlanmasını sağlamak amacıyla değiştirilir. Logo değişikliklerinin geçerli nedenleri arasında, halkın talepleri de yer alabilir.

Tanzimat Fermanı, 3 Kasım 1839'da ilan edilen ve Osmanlı Devleti'nde Batılılaşma sürecinin ilk somut adımı olan bir reform hareketidir. Islahat Fermanı ise, 18 Şubat 1856'da ilan edilen ve Tanzimat Fermanı'nın getirdiği düzenlemelere ek olarak, özellikle gayrimüslim vatandaşların haklarının korunması ve genişletilmesine odaklanan bir fermandır. Her iki ferman da Osmanlı Devleti'nin modernleşme çabalarının bir parçası olarak, devletin idari, mali, hukuki ve toplumsal yapısında reformlar yapmayı amaçlamıştır.

Peugeot ambleminin değişmesinin bazı nedenleri: Modernleşme ve yeni ürünleri yansıtma: 2021 yılında, son 10 yılda ürün gamını yenileyen Peugeot, yeni ve modern ürünlerini tamamlamak için logosunu yeniden tasarlamıştır. Marka kimliğinin yeniden tanımlanması: Yeni logo, markanın güçlü ve içgüdüsel bir marka olma özelliğini yansıtmaktadır. Stellantis ile birleşme: Logodaki değişiklik, Peugeot'nun Stellantis isimli yeni bir otomotiv şirketini bünyesine katmasıyla birlikte, kendisini üst segmente konumlandırmak istemesiyle de ilişkilendirilmektedir. Peugeot, dönem dönem logosunda değişikliğe gitsede, amblemde aslan simgesinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir.

Dünya Gazetesi'nin logosu, kuruluşundan bu yana ilk kez, modern ekonomi haberciliğine vurgu yapmak amacıyla değiştirilmiştir. Ayrıca, 2022 yılında gazete, isim hakkı sözleşmesinin yenilenememesi nedeniyle "Nasıl Bir Ekonomi" adıyla yayın hayatına devam etme kararı almıştır.

Sabiha Gökçen Havalimanı'nın logosunun neden değiştiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, havalimanıyla ilgili bazı güncel bilgiler mevcut: İşletmeci Değişikliği: 2023 yılının Aralık ayında Serhat Soğukpınar'ın CEO olarak atanmasıyla Malezya Havalimanları Holdings Berhad (MAHB) ve IC Holding arasındaki stratejik işbirliği sona erdi. İsim Hakkı Anlaşması: 2023 yılında, Metro İstanbul ve Pegasus Hava Yolları arasında, havalimanı metro istasyonunun isim hakkı için üç yıllık bir anlaşma imzalandı. Sahip ve İşletici: Havalimanı, Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. (HEAŞ) tarafından sahiplenilmekte olup, Malaysia Airports Holdings Berhad (MAHB) tarafından işletilmektedir.

Modernleşme Okulu, toplumların modernleşme süreçlerini analiz ederken, bu süreçlerin evrensel olduğu ve tüm toplumların benzer aşamalardan geçeceği varsayımına dayanır. Modernleşme Okulunun temel görüşleri: Ekonomik modernleşme: İşin uzmanlaşması, kaynakların başarıyı ölçüt alarak dağıtılması, pazarın genişlemesi, kentleşme ve hareketlilik. Siyasal modernleşme: Geleneksel elit gruplarının gücünün zayıflaması ve demokrasiye kayması. Kültürel modernleşme: Eğitimin yaygınlaşması, laikleşme, ulus-üstü kimliklerin gelişmesi. Modernleşme Okulu, Batı dünyasının modernleşme anlayışını diğer toplumlara da uygulanabilir kılmaya çalışır. Ancak, bu yaklaşımın Batı merkezli olduğu ve gelişmekte olan toplumların tarihsel, kültürel bağlamlarını göz ardı ettiği yönünde eleştiriler bulunmaktadır.

Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi'nin ortak özellikleri şunlardır: Edebî ve siyasî çok yönlülük: Her iki yazar da gazeteci, devlet adamı, romancı, hikâye yazarı, tiyatrocu ve eleştirmen gibi birçok alanda eser vermişlerdir. Halkı aydınlatma amacı: Eserlerinde halkı eğitme ve bilinçlendirme gayesi taşımışlardır. Tanzimat dönemi aydınları: Her ikisi de Tanzimat döneminin önemli şahsiyetleri arasında yer alır. Edebî takdir: Ahmet Mithat, Namık Kemal'in edebî ve siyasî hizmetlerini takdirle karşılamıştır. Ancak, aralarında bazı farklılıklar da bulunmaktadır. Örneğin, Namık Kemal daha devrimci bir tavır sergilerken, Ahmet Mithat ıslahatçı bir yaklaşımla ilerlemeyi halktan başlatmıştır.

Batılılaşmanın yozlaşmayı sağladığı tezini çürütmek için sorulan soru, modernleşmenin milli kültürü nasıl koruyabileceği ve yozlaşmaya yol açmadan nasıl gerçekleşebileceği üzerine olabilir. Erol Güngör, modernleşirken milli kültürün korunabileceğini savunmuştur. Bu bağlamda, sorulabilecek sorular arasında şunlar yer alabilir: Batı'dan alınan yeniliklerin Türk milli kültürüne nasıl uyarlanması gerektiği; Manevi değerlerin modernleşme sürecinde nasıl korunabileceği; Kontrollü modernleşmenin, mutlak modernizmden nasıl farklı olduğu ve bu farklılığın sonuçları.

Aile değişim konusu, sosyal psikolog Çiğdem Kağıtçıbaşı tarafından geliştirilen Aile Değişim Kuramı ile ele alınır. Bu kurama göre, aile yapıları üç ana modelde incelenebilir: 1. Bağımlı Aile Modeli: Ataerkil, geleneksel toplumlarda görülür; aile üyeleri birbirine ve geniş aileye bağlıdır. 2. Bağımsız Aile Modeli: Kentleşmiş, sanayileşmiş toplumlarda; aileler ve bireyler birbirinden bağımsızdır. 3. Duygusal/Psikolojik Bağımlılık Modeli: Modern, kentleşmiş toplumlarda; maddi bağımlılık azalmış, duygusal bağlar devam etmektedir. Modernleşme kuramı, aile yapılarının bağımsız çekirdek aileye doğru standart bir değişim geçireceğini öngörürken, Kağıtçıbaşı bu değişimin her kültürde aynı şekilde gerçekleşmeyeceğini savunur.

Seraskerlik makamı, 23 Temmuz 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanıyla kaldırılmıştır. Bu kararın nedenleri arasında, padişahın idari anlayışından kaynaklanan otoriter tutum, II. Abdülhamid'in seraskerliğin siyaseten etkin olmasına izin vermemesi ve Hüseyin Avni Paşa'nın şâibeli ölümü gibi olaylar yer almaktadır. 1879-1884 yılları arasında seraskerlik makamı "Harbiye Nezareti" olarak adlandırılmış, ardından tekrar seraskerlik unvanı kullanılmıştır. 1908'de, Avlonyalı Ferid Paşa'nın yerine sadarete Küçük Said Paşa'nın gelmesiyle, önceki hükümette serasker olarak görev yapan Mehmed Rıza Paşa kabineye alınmamış, yerine harbiye nazırı unvanıyla Ömer Rüşdü Paşa atanmıştır.

İlk üniversitenin kurulma nedenleri arasında yükseköğretim ihtiyacının karşılanması ve bilimsel araştırmaların yapılması yer alır. Bologna Üniversitesi, 1088 yılında İtalya'da hukuk eğitimi vermek amacıyla kurulmuştur. İslam dünyasında ise ilk önemli yükseköğrenim kurumu, 1067 yılında Bağdat'ta kurulan Nizamiye Medresesi'dir. Türkiye'de ise ilk üniversite, 1933 yılında İstanbul Üniversitesi olarak kurulmuştur.

Khaled Fahmy'nin "Paşanın Adamları, Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Ordu ve Modern Mısır" adlı kitabı, geleneksel tarih okumalarında modern Mısır’ın kurucusu olarak addedilen Kavalalı Mehmed Ali Paşa’yı ve onun Mısır’ını arşiv belgelerine dayanarak anlatır. Kitapta ele alınan bazı konular: Paşa’nın Mısır’ı geliştirme çabaları; Orduya ve askerlerin günlük deneyimlerine odaklanma; Osmanlı İmparatorluğu’nun dağınık ve güçsüz durumlarını kendi lehine çevirmesi; Tarım ve sanayinin gelişmesine ön ayak olması; 1830’da Mısır tarihine giren şeker fabrikası. Ayrıca, kitap Mısır’daki modernleşme ve reform hareketinin ayrıntılı bir resmini çizer.

II. Mahmud'un bıyıksız olmasının nedeni, 1828 yılında yayınladığı Kıyafet Nizamnamesi ile sarık, kavuk ve biniş giyilmesini yasaklayıp, ceket, pantolon ve fes giyilmesi kuralını getirmesidir.

The World (Dünya) filmi, Çin'in Pekin kentindeki "Dünya Parkı"nda çalışan bir grup gencin hayatını anlatıyor. Filmin bazı konuları: Modernleşme ve küreselleşme: Park, Çin'in küresel bir merkez olma arzusunu ve modernleşme sürecini simgeliyor. Sosyal sınıf ve marjinalleşme: Migrasyon, düşük ücretli işler ve sosyal izolasyon sorunları ele alınıyor. İlişkiler ve iletişim: Karakterler arasındaki kıskançlık ve iletişim sorunları, özellikle bir dansçı ve güvenlik görevlisi arasındaki ilişki üzerinden işleniyor. Film, gerçeklik ve fantezi arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor; belgesel tarzı sinematografi, animasyon ve elektronik müzik kullanarak Çin'in kentsel alt sınıfının karmaşık yaşamını anlatıyor.

Mimar Kemaleddin'in önemi şu şekilde özetlenebilir: Birinci Ulusal Mimarlık Akımı: Vedat Tek ile birlikte bu akımın önde gelen isimlerinden biridir. Mimari Katkılar: Modern Türk mimarisinin temellerini atmış, geleneksel Osmanlı unsurlarını modern tasarımlarla birleştirmiştir. Eserler: Ankara Palas, Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası, Edirne Garı gibi önemli yapılara imza atmıştır. Eğitim: Genç mimarlara, mimarlık ve sanat ilkeleri hakkında eğitim vererek yeni nesil tasarımcıların yetişmesine katkıda bulunmuştur. Restorasyon: Mescid-i Aksa ve birçok tarihi eserin restorasyonunda görev almıştır. Miras: 20 Türk Lirası'nın arka yüzünde portresi ve Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası yer alır.

Mersin'in modern bir şehir haline gelmesi, 19. yüzyılın ortalarından itibaren yaşanan gelişmelerle ilişkilidir. 1830'lar: Mersin Limanı dış ticarete açılmıştır. 1866: Demiryolu ağına bağlanması, Mersin'in Çukurova'nın tarım ürünlerinin ihraç edildiği bir liman ve ticaret merkezi haline gelmesini sağlamıştır. 1924: Mersin il olmuştur. 1993: Mersin, büyükşehir ilan edilmiştir. Mersin, 2002 yılında İçel olan adının Mersin olarak değiştirilmesiyle günümüzdeki adını almıştır.

18. ve 19. yüzyıl Osmanlı Devleti arasındaki bazı farklar şunlardır: Askeri ve İdari Islahatlar: 18. yüzyılda III. Selim döneminde Nizam-ı Cedid (Yeni Düzen) ordusu kurulmuş, 19. yüzyılda ise Vaka-i Hayriye ile Yeniçeri Ocağı kaldırılmış ve Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı yeni bir ordu oluşturulmuştur. Ekonomik Durum: 18. yüzyılda Osmanlı ekonomisi, Sanayi İnkılabı ve kapitülasyonlar nedeniyle zayıflamış, 19. yüzyılda ise sanayi ve ticaret alanında ıslahatlar yapılmıştır. Islahatların Kapsamı: 18. yüzyılda ıslahatlar genellikle orduyla sınırlı kalmış, 19. yüzyılda ise yönetim, ekonomi, eğitim ve hukuk alanlarında geniş çaplı ıslahatlar gerçekleştirilmiştir. Milliyetçilik Hareketleri: 19. yüzyılda Osmanlı Devleti, milliyetçilik fikrinin etkisiyle çözülme sürecine girmiş, azınlıklar kendi milli devletlerini kurmak için isyan etmiştir. Anayasa ve Parlamento: 19. yüzyılda ilk anayasa (Kanun-u Esasi) kabul edilmiş ve ilk parlamento açılmıştır.

Sultan Abdülaziz'in bazı önemli faaliyetleri: Modernleşme: Osmanlı Donanması'nın modernizasyonu için Avrupa'dan krediler sağladı ve yeni top ile tüfekler temin etti. Eğitim: İstanbul Üniversitesi'ni Fransız eğitim sistemi örnek alınarak yeniden düzenledi, yeni vilayetler ilan etti ve çeşitli okullar açtı (Mekteb-i Sanayi, Dârülfünûn, Mekteb-i Sultani, Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye, Şûrâ-yı Devlet). Altyapı: Rumeli ve Anadolu'da demiryolu ağı kurmaya çalıştı, Şark Ekspresi'nin bir durağı olan Sirkeci Garı'nın temellerini attırdı, İstanbul'da tramvay ve Galata Tüneli'nin işletilmesini sağladı. Diplomasi: I. Selim'den sonra Mısır'ı ziyaret eden ilk Osmanlı padişahı oldu, Avrupa'ya seyahatler yaparak İngiltere Kraliçesi Victoria, Belçika Kralı II. Leopold, Prusya Kralı I. Wilhelm ve Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph gibi liderlerle görüştü. Yenilikler: 1863'te posta pulu kullanıldı, 1869'da Süveyş Kanalı açıldı.