Metafor

Eğretileme, bir kelimenin alışılmış anlamının dışında, ona benzerliği olan başka bir anlamda kullanılmasıdır. Eğretileme, kendi içinde ikiye ayrılır: Açık eğretileme (açık istiare). Kapalı eğretileme (kapalı istiare). Eğretileme, konuşma ve yazı dilinde, edebiyat eserlerinde, şiir ve tiyatro eserlerinde sıkça kullanılır.

Behçet Necatigil'in "Hal Tercümesi" şiiri, hayatın zorluklarını ve zamanın insan üzerindeki etkisini anlatır. Şiirde geçen bazı imgeler ve anlamları: Yağmur ve bulut: Mevsimlerin ve hayatın değişkenliğini simgeler. Kapalı kaynar tencere: Belirsizliği, et mi pişer yoksa dert mi pişer sorusunu ifade eder. Hatıralar: Aldanmayı ve geçmişe olan bağlılığı temsil eder. Kamışlar: Sır gibi ele veren anıları simgeler. Korkular: Ümitlerin tükenişini ve kaygıyı ifade eder. Gece: Kurtuluş ve aydınlığa kaçış isteğini sembolize eder.

İsmet Özel'in "Kısa Pantolon, Paslı Çakı, Dizde Kabuk Bağlamış Yara" şiiri, bir aşk hikayesini anlatır. Şiirde, aşkın getirdiği sakarlık ve bu durumun anlatıcının hayatını nasıl etkilediği işlenir. Şiirin tam ismi "Kısa Pantolon, Paslı Çakı, Dizde Kabuk Bağlamış Yara, Kısa Çakı, Paslı Pantolon, Gözde Yarası Kalmış Kabuk"tur. Şiirin tamamına aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: siiredebiyati.com; siirhane.net; epilog.mefhum.org.

Kurbağa ve yılan hikayesi, bir köyde her sene yapılan kurbağa yarışını konu alır. Bu hikaye, insanların başkalarının olumsuz sözleri ve korkuları nedeniyle bazen potansiyellerini gerçekleştiremediklerini anlatır.

Stanley Kubrick'in filmlerinde ayna, genellikle kişinin kendisiyle yüzleşmesini ve ikiyüzlülük gibi temaları temsil eder. "The Shining" filminde ayna, Kızılderili Soykırımı'nın Nazi Almanyası'nda tekrar edeceğine dair bir gönderme olarak kullanılır. "Eyes Wide Shut" filminde ise ayna, hipnoz metaforu olarak kullanılır ve Lacan'ın ayna teorisine atıfta bulunur. Kubrick'in birçok filminde ayna, bu ve benzeri anlamlar taşımakla birlikte, her filmdeki kullanımı farklı olabilir.

Fog sorusu, matematikte bileşik fonksiyonlar konusunu anlatır. Fog, iki fonksiyonun ardışık olarak uygulanmasını ifade eder. Bu kavram, fonksiyonel analiz ve cebir gibi alanlarda temel bir yapı taşıdır. Örnek bir soru: "f(x) = x + 5, g(x) = 3x, fog(x) nedir?".

"Ağaca sormuşlar, en çok neden korkarsın diye?" sorusuna ağacın cevabı, "Balta" olmuştur. Bu sözün devamı şu şekildedir: > "Niye balta ey ağaç?" demişler, ağaç ne demiş biliyor musun? "Kökü benden de ondan" demiş.

Ölümün "sıcak" ve "soğuk" yüzü ifadeleri, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. "Ölümün soğuk yüzü", ölümün insanlar için genellikle olumsuz ve ürkütücü bir gerçek olduğunu ifade eder. "Sıcak rigor", cesedin yüksek ısıya maruz kalması sonucu kas proteinlerinin koagülasyonu ile oluşan bir durumdur. Ölümün yüzü ile ilgili diğer inanışlar arasında, araya ölüm girdiğinde sevgi ve düşmanlığın sıcaklığını kaybetmesi gibi yorumlar da bulunur.

Blinders, genellikle atların performansını artırmak ve dikkatlerini odaklamak amacıyla kullanılır. Blinders'ın bazı işlevleri: Atların yan görüşünün kısıtlanmasını sağlar, böylece dikkat dağıtıcı unsurlara odaklanmaları engellenir. Atların çevresel uyarıcılara karşı daha az duyarlı hale gelerek korku tepkilerini azaltır. Atların daha az stres yaşamalarına yardımcı olur. Ayrıca, blinders terimi, göz bağı veya gözlük anlamında da kullanılır ve bazı sanayi alanlarında çalışanların gözlerini korumak için de tercih edilir.

Metaforik alan analizi, genellikle şu adımları içerir: 1. Metinsel-söylemsel girdinin okunması. 2. Dilsel birimlerin belirlenmesi. 3. Sözcüksel birimlerin anlamlarının çıkarılması. 4. Temel anlamın belirlenmesi. 5. Karşıtlık kontrolü. 6. Metaforik yapının belirlenmesi. Metafor analizi yöntemleri arasında içerik analizi, sözcük ve kavram analizi, metaforik temaların analizi gibi teknikler de bulunur. Metaforik analiz, dilbilim, psikoloji, sosyoloji ve edebiyat gibi alanlarda kullanılır.

"Kekliği düz ovada avlarlar" ifadesi, bir türküden bir dizedir. Türküdeki ilgili dize şu şekildedir: > "Aman kekliği düz ovada avlarlar / Aman güzellere meyil bağlarlar / Aman (of) / Akşam harede kaldı / Fitil yare de kaldı / Kara gözlü sevdiğim bilmem nerede kaldı." Ayrıca, bu ifade kekliklerin yaşam alanlarıyla ilgili bir bilgi de içerir.

William Shakespeare'in "Sonnet 53" eserinde kullanılan bazı edebi sanatlar: Metafor. Aliterasyon. İma (Alüzyon). Ayrıca, sonede teatral monologlardan izler de bulunmaktadır.

"Minare gölgesi" ve "davul tozu" ifadeleri, bir atasözünde birlikte kullanılarak bir şeyin görünüşte önemsiz bir parçasının aslında o şeyin varlığının veya öneminin kanıtı olduğunu ifade eder. Bu atasözünün hikayesi şu şekildedir: Bir köyde, davul çalarak insanları eğlendiren bir davulcu yaşarmış. Aradan zaman geçmiş ve köylüler köy meydanına bir minare inşa etmeye karar vermişler. Bu hikayeden yola çıkan "davul tozu, minare gölgesi" atasözü, bir şeyin görünür yüzünün, o şeyin gerçek önemini yansıtmayabileceğini anlatır.

Metaforik, "metafor ile ilgili, metafora ait veya metafor içeren" anlamına gelir. Metafor, bir kavramı veya durumu, ona benzer özellikler taşıyan başka bir şeyle anlatma yöntemidir. Metaforlar, edebiyat, sinema, eğitim, iş dünyası ve günlük yaşam gibi çeşitli alanlarda kullanılır.

Blok3'ün tırnaklarının neden yaptırıldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Blok3'ün "Yaptırıcaz Tırnaklarını" adlı bir şarkısı olduğu bilinmektedir.

"Şâhid-i gül gonca bâzûbendi" ifadesi, gül bir şâhide, gonca ise muskaya benzetilerek şu şekilde açıklanabilir: Gül, bir şâhid (güzel) olarak tasvir edilmiştir. Gonca, bu muskayı (bâzûbend) bülbülün ahından korunmak için takar. Bu ifade, Mesîhî'nin bir beytinde geçmektedir: >Bülbül âhından zarar erişmesin diye asar Şâhid-i gül gonca bâzûbendini bâzûsına.

Nova Norda'nın "Dinozorlar" şarkısı, insanların içinde yaşadıkları dünyayı ve etraflarındaki insanları anlamaya çalışırken yaşadığı karmaşık duyguları ele alır. Şarkıda kullanılan "dinozorlar" ve "filozoflar" metaforları: Dinozorlar, insanların bedenlerine hâkim olan güçlü duyguları ve dürtüleri temsil eder. Filozoflar, insanların iç dünyalarında var olan derin düşünceleri ve sorgulamaları temsil eder. Diğer temalar: Sosyal baskılar: Şarkıda sürekli olarak birinin gözetlediği ve her adımın izlendiği fikri, insanların etrafındaki sosyal baskıları anlatır. İçsel güç: Şarkı, ruhun gücünü ve asla pes etmemeyi hatırlatır. "Dinozorlar" aynı zamanda, zorluklar karşısında pes etmemek ve güçlü kalmak gerektiğini vurgular.

Hundreds and thousands ifadesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Çok büyük sayı. 2. Boncuk şeklinde, renkli pasta süsleme şekerleri (UK, Avustralya ve Yeni Zelanda'da "hundreds and thousands", ABD'de "sprinkles" olarak adlandırılır).

Girdap, farklı bağlamlarda çeşitli şeyleri temsil edebilir: Doğa olayı: Su veya hava akıntılarının dönerek yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğim, çevri, anafor. Sanat: Hareket, güç ve kaos duygularını uyandırmak için kullanılır; doğal dünyanın güzelliğini ve gizemini temsil eder. Teknoloji: Sıvı ve gazları karıştırmak ve taşımak için kullanılır, enerji üretiminde rol oynar. Sembolizm: Tehlikeli bir yer veya durumu temsil edebilir.

Yaşam Nehri metaforu, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Krishnamurti'nin Görüşü: Yaşamın bir nehre benzetildiği bu metafora göre, insanların büyük bir kısmı bu nehrin bir kısmını akıştan kopararak önüne set çeker ve orada kendilerine güvenli bir alan oluşturur. Suna Tanaltay'ın Kitabı: "Yaşam Nehri" adlı kitap, Suna Tanaltay tarafından yazılmış olup, sevgi temasını işler. Ayrıca, "Yaşam Nehri" başlığı altında mindfulness, kabul ve bilinçli farkındalık gibi konuları ele alan videolar da bulunmaktadır.