Metafor

"Seni sevince adamın pabuçları eskimiyor" dizesi, Metin Eloğlu'nun bir şiirinden bir bölümdür. Bu dizede, sevgi temasından yola çıkarak, insanın sevince iş güç sahibi olduğu, şair olduğu, meyhaneden ve tütünden uzaklaştığı, daha saygılı ve mutlu biri haline geldiği anlatılmaktadır. Bu nedenle, pabuçların eskimediği ima edilmektedir.

Edip Cansever'in "Masa da Masaymış Ha" şiiri, gündelik yaşamın sıradan unsurlarından yola çıkarak, insanın bütün varoluş hallerini kapsayan bir anlam evreni kurar. Şiirde masanın üzerine konan her nesne, dönemin bireyselci ve içe dönük bakış açısının bir yansımasıdır. Şiirin ana temasında, hem somut hem de soyut yükleri taşıyan "masa" imgesi etrafında, insan yaşamının bütünlüklü bir resmi sunulur. Şiirde masa, aynı zamanda hayatın tüm yükünü taşıyan bir merkez metaforudur. Edip Cansever, bu şiiriyle okura hem kendi yaşamına bakma hem de varoluşun ağırlığını hissetme fırsatı verir. Şiirin tamamına aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: soylentidergi.com; edebievren.com; eksisozluk.com.

Serdar Ortaç'ın "Dansöz" şarkısını kime yazdığı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, şarkının sözleri ve vokal kısmı hakkında bazı iddialar mevcuttur: Dilek Doğan: Bazı kaynaklar, "Dansöz" şarkısındaki vokal kısmının Dilek Doğan'a ait olduğunu iddia etmektedir. Chloe Loughnan: Şarkının vokal kısmının, Serdar Ortaç'ın eski eşi Chloe Loughnan'a ait olduğu da öne sürülmektedir. Bu iddialar resmi olarak doğrulanmamıştır. Şarkının sözleri ise Serdar Ortaç'a aittir.

Sansar Salvo'nun "Bombalar Hedef Bulur" şarkısı, isyan, direnç ve çatışmanın bireyler üzerindeki etkisini anlatır. Sözlerde, özgürlük duygusu, kendi ifade şekliyle güçlenme ve dış güçler tarafından susturulmama veya bastırılmama arzusu işlenir. "Bombalar hedef bulur" ifadesi, olumsuz durumların kaçınılmaz olarak bir sonuca ulaşacağını simgeler. Şarkının sözleri, dinleyicilere iç güçlerini kucaklamaları ve cesaretle zorluklarla yüzleşmeleri için ilham verir.

Haşlanan kurbağa sendromu, insanların zararlı veya tehlikeli bir duruma kademeli olarak maruz kaldıklarında bunu fark edemediklerini anlatan bir metafordur. Hikâyeye göre, bir kurbağa ani bir şekilde kaynar suya atıldığında hızla dışarı sıçrayarak kendini kurtarır. Bu metafor, ekonomik krizler ve çevresel değişimler gibi konularla ilişkilendirilir. Ancak biyolojik açıdan değerlendirildiğinde, kurbağaların gerçekten bu şekilde tepki verip vermediği tartışmalıdır. Haşlanan kurbağa sendromu bilimsel bir gerçeklik değil, insan algısını ve zamanla gelişen duyarsızlaşmayı anlatan bir metafordur.

Duyu aktarımı, bir duyuya ait olan sözcüklerin, duyular arası aktarmaya uğrayarak başka duyuların yerine kullanılmasıdır. Bu olay, özellikle sanatlı söyleyişlerde, sözün etkileyiciliğini artırmak veya bir durumu daha iyi ifade edebilmek için kullanılır. Bazı duyu aktarımı örnekleri: "Sanatçının kadife sesi dinleyenlere eşsiz bir an yaşattı". "Arkadaşının sert sözleri onu yaraladı". "Çok tatlı bakıyor". "Gece sabaha kadar oturup birlikte karanlığı dinledik". "Topallayan bir aksanla konuştuğu için izleyiciler onu anlamakta güçlük çekti".

"Sanat bir kuşun kanadı gibidir" sözü, bilim ve sanatın bir toplum için ne kadar önemli olduğunu ifade eder. Bu sözün sahibi Charles Darwin'dir. Darwin bu sözüyle, sanat ve bilimin birbirini destekleyerek geliştiğini ve birinin olmadan diğerinin var olamayacağını anlatmak istemiştir.

"Sail set" ifadesi, genellikle yelkenli teknelerin yelkenlerinin eğriliği ve şekli anlamında kullanılır. "Set sail" ifadesi ise, yelken açmak veya yola çıkmak anlamında bir deyimdir. Bu nedenle, "sail set" ve "set sail" ifadeleri farklı bağlamlarda kullanılır: Sail set: Yelkenlerin ayarlanması ve şekillendirilmesi için kullanılır. Set sail: Bir yolculuğa başlama veya yeni bir maceraya giriş yapma durumunu ifade eder.

Blade Runner'da gözlerin kırmızı olmasının birkaç nedeni vardır: Replikantların ruhsuzluğunu simgelemesi. Gözün bir simge olarak kullanılması. Replikantların yapaylığını vurgulaması. Ayrıca, Blade Runner 2049 filminde Deckard, genç Rachael klonunun gözlerinin renginin yeşil olduğunu belirterek, gerçek Rachael'in ruhunun yerini hiçbir ucuz taklitin tutamayacağını ima eder.

Sia'nın "Snowman" şarkısı, derin ve kalıcı bir aşkı anlatıyor. Bazı temalar: arkadaşlık; bağlılık; kışın büyüsünü ve tatil sezonunun neşesini bulmak. Nakaratta, "Asla gitmiyorum, çünkü ben Bayan Kar'ım" diyerek, mevsimler değişse de kalıcı bir bağın sürdüğüne dair bir vaat dile getiriliyor. Şarkı, aynı zamanda TikTok'ta popüler olduktan sonra büyük bir çıkış yakaladı ve modern bir Noel klasiği olarak anılmaya başlandı.

"Defying gravity" ifadesi, Türkçede "yerçekimine meydan okumak" anlamına gelir. Ayrıca, "Wicked" adlı müzikaldeki bir şarkının adı olup, Elphaba karakterinin otoriter bir rejime karşı güçlenme ve ilkelerine bağlı kalma mücadelesini anlatır. Bunun yanı sıra, Urban Dictionary'de "absurdly rebellious act" (absürt derecede isyankâr hareket) veya "turning up when everyone else is turning down" (herkes aşağı dönerken ortaya çıkmak) gibi farklı anlamlar da bulunmaktadır.

Metafor kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Teknoloji şirketi: Metafor, işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerinde onlara rehberlik eden bir teknoloji şirketidir. Söz sanatı: Metafor, bir kavramı ya da durumu, ona benzer özellikler taşıyan başka bir şeyle anlatma yöntemidir. Ayrıca, Metafor ERP adıyla, işletmelerin ERP sistemlerini etkin bir şekilde kullanmalarına yardımcı olan yazılım geliştirme çözümleri de bulunmaktadır.

Rupi Kaur'un "Güneş ve Onun Çiçekleri" kitabı, kadın olmaya ve kadınları anlatmaktadır. Kitap, hayatta kalma, kayıp, sevgi, iyileşme ve kadınlık temalarını şiir aracılığıyla işler. Beş bölümden oluşan kitap, bir çiçeğin evrelerinin bir kadının hayata yeniden dönüşü metaforu ile ele alınabilir: Solmak. Dökülmek. Köklenmek. Uyanmak. Çiçeklenmek. Ayrıca, kitap feminizm olgusuna da değinir.

Tahta kılıç, konuşmaz çünkü bir nesne olup, canlı bir varlık değildir. Ancak, bazı kültürel anlatılarda tahta kılıç, sembolik anlamlar taşır.

"Onu sardalyalar düşünsün" dizesi, Oktay Rifat'ın "Sen Balık Değilsin ki" adlı şiirinde yer alır. Şiirin tamamı şu şekildedir: "Ağlama Ahmet ağlama Davranma kuşağına ikide bir Anam avradım olsun Bu kara günlerin sonu gelir Büyük balık küçük balığı yutar demişler Bok yemişler Onu sardalyalar düşünsün Sen balık değilsin ki Ahmet Mek parmak mek parmak daha Sonu selamet". Şiirde geçen bu dize, kara günlerin sonunda iyi günlerin geleceği ve büyük balığın küçük balığı yutacağı sözünün yanlış olduğu anlamına gelir.

"Eğilirsem tacım düşer" ifadesi, genellikle bir kişinin özgüvenini, gururunu ve bağımsızlığını vurgulamak için kullanılan metaforik bir ifadedir. Bu ifade, kişinin kendi değerlerine, prensiplerine ve inançlarına sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve bunlardan ödün vermeyeceğini ifade eder. Ayrıca, "Başını Eğme Kızım Tacın Düşer" cümlesi, bir kişiye güç vermek amacıyla da kullanılabilir. Bu ifade, "Dik Başlıyım Çünkü Eğilirsem Tacım Düşer" sloganıyla, "Muhteşem Yüzyıl" dizisinde de yer almıştır.

Gökhan Türkmen'in "İhtimaller Perisi" şarkısı, hayatın sunduğu belirsizlikler, umut ve sayısız olasılıkları bir peri metaforu üzerinden anlatıyor. Şarkının sözlerinde: Hayallerin ve özlemlerin doğası yansıtılıyor, daha fazlası için bir özlem ima ediliyor. Risk alma ve güvende oynama arasındaki içsel mücadele canlandırılıyor. Kabullenme ve anlayış mesajı veriliyor, tüm olasılıkların mutluluğa yol açmayabileceği, ancak yolculuğun kendisinin değerli olduğu vurgulanıyor. "İhtimaller Perisi", karar vermenin karmaşıklığıyla ve bilinmeyenin korkusuyla yüzleşen herkes için derin bir duygusal anlatı sunuyor.

"Dünyanın Işığı" ifadesi, İsa'nın Yuhanna İncili'nde geçen ve kendisini bir hakikat ve rehberlik feneri olarak tanımlayan bir beyanını ifade eder. Yuhanna 8:12'de İsa şöyle der: "Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur". Bu ifade, İsa'nın tanrısallığını ve ruhsal ışık rolünü vurgular; takipçilerini doğruluk ve ilahi hakikatle dolu bir yaşama doğru yönlendirdiğini ifade eder. Ayrıca, William Holman Hunt'ın "Dünyanın Işığı" adlı bir tablosu da bu isimle anılır. Bunun yanı sıra, Osman Özer'in "Dünyanın Durduğu Gün" adlı romanı ve Hugh Howey'nin "Toz" adlı kitabı da bu ismi taşır.

Bir bedende iki kişi teması, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeleri ifade edebilir: Edebiyat ve Felsefe: Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli gibi isimler, insanın içinde hem iyi hem de kötü yönlerin bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bilimkurgu: "Jonathan" adlı film, bir tür beyin simülasyon cihazı sayesinde aynı bedeni paylaşan iki farklı kişinin hikayesini anlatır. Psikolojik Durumlar: Borderline kişilik bozukluğu gibi durumlarda, bireyler farklı kişilikler geliştirerek bir bedende birden fazla kişi gibi davranabilirler.

Bulmacada "balık ağı" anlamına gelen bazı yanıtlar şunlardır: Trata; Trol; Difana; Saçma; Paraka; Çapari; Serpme. Bulmacalarda "balık ağı" sorusunun yanıtı, boşluk sayısına ve harf dizilişine göre değişiklik gösterebilir.