Küreselleşme

Küreselleşmenin siyasal ve toplumsal etkilerinden bazıları şunlardır: Siyasal etkiler: Ulus-devletin zayıflaması. Bölgeselleşme. Askeri kurumların öneminin artması. Toplumsal etkiler: Göç artışı. Toplumsal maliyetlerin artması. Toplumsal bütünleşmenin tehdit altında olması. Kimlik merkezli aidiyetlerin güçlenmesi.

Küreselleşme ve sosyoloji arasındaki ilişki, küreselleşmenin sosyoloji disiplini tarafından incelenmesi ve sosyolojinin küresel süreçlere olan ilgisiyle şekillenir. Küreselleşme sosyolojisi, çağdaş toplumlardaki küreselleşmenin değişim süreci, toplumsal etki ve sonuçlarını inceler. Küreselleşme, sosyolojinin yanı sıra ekonomi, siyaset, kültür gibi farklı disiplinleri de ilgilendirir. Ayrıca, küreselleşme kavramı, sosyoloji literatürüne Japon iş stratejisi olan "küyerelleşme" (glocalization) kavramıyla da girmiştir.

Kentsel politikalar kitabı, genellikle kentsel sorunların incelenmesi, çözüm yolları ve kentsel yönetim teorileri üzerine odaklanır. Örneğin, Ayşegül Mengi'nin "Kentsel Politikalar" kitabı, konut, kentsel dönüşüm, göç, güvenlik, kent kuramları, kentsel haklar, sürdürülebilirlik, katılım, kentsel rant, büyükşehir belediyeleri ve çevre koruma gibi konuları ele alır. Jonathan S. Davies ve David L. Imbroscio'nun "Kentsel Politika Teorileri" kitabı ise, kentsel politika teorilerini ve pratiğini, iktidarın doğuşu, ele geçirilmesi, yönetişim, yeni kurumsalcılık, bölgeselcilik ve kentsel liderlik gibi güncel perspektiflerle inceler.

Sosyolojik açıdan modern toplumun neye göre modern olduğu, farklı sosyolojik yaklaşımlara göre değişiklik gösterir: Fonksiyonalizm. Çatışma Teorisi. Sembolik Etkileşimcilik. Ayrıca, Durkheim'a göre modern toplum, işbölümünün giderek gelişmesi sonucunda toplumsal dayanışmanın dönüşüme uğramasıyla tanımlanır.

Bireyselleşmenin bazı nedenleri: Sanayi devrimi ve kentleşme. Eğitim olanaklarının artması. Modernleşme ve demokrasi. Teknolojik ilerlemeler ve dijitalleşme. Aile yapısının değişmesi.

Küreselleşmenin dil üzerindeki etkilerinden bazıları şunlardır: Yabancı kelime istilası. İngilizcenin hakimiyeti. Dilin yerelliğini kaybetmesi. Kültürel asimilasyon. Dilin bozulması. Küreselleşme, dillerin yanı sıra kültürlerin de benzerleşmesine neden olmaktadır.

Küreselleşme sürecinde akıllı şehirler, 20. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan ve şehirlerin sürdürülebilir bir yaşam ve kentleşme için teknolojiyle donatılmasını ifade eden bir kavramdır. Akıllı şehirlerin bazı yönelimleri ve sunduğu fırsatlar: Yenilenebilir ve temiz enerji kullanımı. Şehir içi hareketlilik çözümleri. E-devlet uygulamaları. Su ve atık yönetimi. Akıllı trafik kontrolü. Kablosuz internet erişilebilirliği. Teknolojik verimlilikle doğal kaynak kullanımının artması. Girişimcilik için yeni fırsatların genişlemesi. Suç, yoksulluk ve işsizlik oranlarının azalması. Yaşam kalitesinin yükselmesi. Akıllı şehirler, büyük ölçekli kentleşme zorluklarını ele almak ve daha yaşanabilir, rekabetçi şehirler yaratmak için yenilikçi çözümler sunar.

1980'li yıllarda hayatın nasıl olduğuna dair bazı bilgiler şu şekildedir: Ekonomi: ABD, otomobil üretimindeki pazarını Japonya ve diğer ülkelere kaptırdı. Kültür: Aerobik ün kazandı. Teknoloji: Atari oyunlarındaki bilgisayar görüntülerinin ilk nesli yaratıldı. Sosyal hayat: 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra, İstanbul ve diğer şehirlerde olağanüstü hal süresince askerler devriye gezdi. Medya: Özel televizyon ve radyoların yaygınlaşmasıyla insanlar, dünyadaki siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeleri daha yakından takip etti. Günlük hayat: İETT araçlarında gidilecek mesafe kadar ücret ödenirdi. Ayrıca, 1986'da Çernobil Felaketi meydana geldi.

Küreselleşmenin Türkiye'ye olumlu etkilerinden bazıları şunlardır: Ekonomik büyüme ve ihracat artışı. Yeni iş imkanları. Teknoloji transferi ve know-how. Eğitim ve beşeri kaynakların etkin kullanımı. Sivil toplum kuruluşlarının gelişimi. Hukuka, mülkiyete ve insan haklarına saygılı yönetim tarzlarının yaygınlaşması. Küreselleşmenin etkileri, farklı bakış açılarına göre değişiklik gösterebilir ve bazı olumsuz etkileri de beraberinde getirebilir.

Küreselleşmenin hukuki etkilerinden bazıları şunlardır: Egemenlik anlayışının değişimi. Uluslararası hukukun öznelerinin çeşitlenmesi. İnsan hakları ve etik değerlerin önem kazanması. Uluslararası işbirliği ve yargı süreçleri. Dijital ekonominin düzenlenmesi. Uluslararası güvenlik. Küreselleşmenin hukuki etkileri, ekonomik, siyasi, sosyo-kültürel, coğrafi ve ekolojik gibi farklı boyutlarda da incelenebilir.

Şirket isimlerinin İngilizceye çevrilmesinin birkaç nedeni vardır: Kalite algısı yaratma: Türkiye'de 90'lı yıllardan itibaren girişimcilerin, yabancı isim koyarak ürünlerinde kalite algısı oluşturmayı tercih etmeleri. Küresel tanınırlık: Şirketlerin, küresel pazarlarda daha tanınır hale gelme isteği. Telaffuz ve yazım kolaylığı: Bazı isimlerin, belirli bir dilde daha uygun veya anlamlı hale getirilmesi. Ancak, özel şirket isimleri genellikle orijinal dilde korunur; çeviri veya uyarlama, şirketin kültürel hedefleri ve pazarlama stratejilerine bağlı olarak yapılır.

Modern diaspora teorisi, diasporanın küreselleşme ve ulus-aşırılaşma olguları ile etkileşimli olarak kazandığı yeni anlamı ele alır. Modern diaspora kavramının beş temel özelliği: 1. Köken ülke dışında yaşamak. 2. Örgütlü olmak. 3. Bulunduğu ülkeye aidiyet hissetmemek veya hissettiği halde dışlanmak. 4. Anavatanla geçmişe sahip olmak ve orada gelecek planları yapmak. 5. Anavatanla olan ilişkiyi devam ettirmek. Modern diaspora, sadece zorunlu göçle değil, gönüllü göçle vatanını terk edenler için de kullanılır.

Risk toplumunda belirsizliğin artmasının bazı nedenleri: Teknolojik gelişmeler: Hızla artan teknolojik gelişmeler, toplumların bu gelişmelere uyum sağlamasını zorlaştırır ve yeni belirsizlikler yaratır. Kararların etkileri: Modernleşme sürecinde alınan kararlar, küresel çapta öngörülemez ve kontrol edilemez sonuçlar doğurabilir. Risklerin doğası: Riskler, genellikle niceliksel olmayan belirsizliklere ve "bilinemeyen risklere" atıfta bulunur. Denetim mekanizmalarının yetersizliği: Sanayi toplumundaki denetim ve güvenlik mekanizmalarının yetersizliği, risklerin meşrulaşıp yayılmasına neden olur. Güven erozyonu: Bilime ve uzmanlara duyulan güvenin azalması, belirsizlik durumunu daha da büyütür.

Teknolojideki hızlı gelişimin bazı nedenleri: Artan bağlantılılık. Artan yatırımlar. Küreselleşme. Artırılmış rekabet. Motivasyon.

Dijitalleşmenin önemli olmasının bazı nedenleri: Verimlilik artışı: İş süreçlerinin otomasyonu ve dijital araçlar, hata oranını düşürüp iş akışlarını hızlandırarak zaman tasarrufu sağlar. Maliyetlerin azalması: Dijitalleşme, operasyonel maliyetleri düşürür ve finansal kararları daha sağlıklı hale getirir. Müşteri memnuniyetinin artması: Dijital kanallar ve kişiselleştirilmiş hizmetler, müşteri memnuniyetini ve sadakatini artırır. Rekabet avantajı: Dijitalleşme, işletmelerin piyasa dinamiklerine daha hızlı uyum sağlamasını ve rekabet gücünü artırmasını sağlar. İnovasyon ve esneklik: Veri analitiği ve yapay zeka gibi araçlarla doğru kararlar alınabilir ve yenilikçi iş modelleri geliştirilebilir. Küresel erişim: Dijitalleşme, küresel pazarlara açılma ve müşteri kitlesini genişletme imkanı tanır.

Emeğin Gücü: 1870'ten Günümüze İşçi Hareketleri ve Küreselleşme, Beverly Silver tarafından yazılmış bir eserdir. Kitap, 2005 yılında Amerikan Sosyoloji Derneği Seçkin Akademik Yayın Ödülü'nü kazanmıştır.

Türkiye'de küreselleşmenin kültürel etkileri şunlardır: Kültürel Homojenleşme: Küresel iletişim ve ticaret, kültürel unsurların harmanlanmasına yol açarak daha homojen bir küresel kültürün oluşmasına neden olmaktadır. Kültürel Melezleşme: Farklı kültürel unsurların birleşmesiyle yeni ve benzersiz kültürel formlar ortaya çıkmaktadır. Kültür Emperyalizmi: Küresel markalar ve alışkanlıklar yerel kültürleri etkileyerek, yöresel yiyecek ve giyim tarzlarının yok olmasına yol açmaktadır. Göç ve Kültür Çatışmaları: Göç hareketleri, farklı kültürlerin bir araya gelmesine ve bu süreçte kültür çatışmalarına neden olmaktadır. Dil ve İletişim: İngilizce'nin yaygın kullanımı, bazı ana dillerin unutulmasına yol açmaktadır. Geleneksel Kültürün Aşınması: Teknoloji, geleneksel kültür taşıyıcılarının yerini alarak, halk kültürü ürünlerinin değişip yeniden şekillenmesine neden olmaktadır.

Manuel Castells'in "Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür" adlı üç ciltlik eserinin üçüncü kitabı olan "Binyılın Sonu", 20. yüzyılın son çeyreğinde dünya üzerinde yaşanan yapısal değişim süreçlerini, küreselleşme, ağlar oluşturma, kimlik kurma, ataerkillik ve ulus-devletin krizi arasındaki etkileşimin bir sonucu olarak yorumluyor. Kitapta ele alınan bazı konular: Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve devletçiliğin enformasyon çağına geçiş becerememesi. Çin komünizminin küresel kapitalizme uyum sağlaması ve bunun dünya üzerindeki etkileri. Asya'da kalkınma ve kriz arasındaki etkileşim. Avrupa'nın, ulus-devletten ağ devletine geçiş sorunlarının çözümü. Eserin orijinal adı "The Information Age: Economy, Society and Culture, Vol. 3: End of Millenium"dur.

Krizin bulaşıcılığı, bir ülkede başlayan ekonomik krizin, temel makroekonomik göstergelerden bağımsız olarak, beklentilerde meydana gelen değişim nedeniyle diğer ülkelere de sirayet etmesi olarak açıklanabilir. Krizin bulaşıcılığının bazı nedenleri: Uluslararası sermaye hareketleri. Ticaret ilişkileri. Krizin bulaşıcılığının açıklanmasında kullanılan bazı kavramlar: Saf bulaşma (pure contagion). Musonsal etki (monsoonal effects). Ayrıca, krizlerin bulaşıcılığı konusunda yapılan bazı çalışmalar şunlardır: GARCH modeli. DCC-GARCH modeli.

Evet, küreselleşme ve globalleşme aynı anlama gelir. Küreselleşme veya globalleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alışverişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir.