Kur'an

A'raf Suresi 204. ve 205. ayetlerin okunmasının bazı amaçları: Rahmete nail olmak: 204. ayette, Kur'an okunduğu zaman onu dinleyip susmanın rahmete vesile olacağı ifade edilir. Allah'ı anmak: 205. ayette, sabah-akşam Allah'ı içten ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle anmanın önemi vurgulanır. 204. ayet, ayrıca, Kur'an okunurken saygılı ve dikkatli davranılması gerektiğini, bu şekilde Allah'a karşı edepsizlikten kaçınılacağını belirtir. 205. ayet, gafillerden olmamak ve Allah'a ibadet ederken gösterişten kaçınmak gerektiğini hatırlatır.

4. sınıf düzeyinde Kur'an'ın iç düzenine ilişkin kavramlar şunlardır: Ayet. Sure. Cüz. Ayrıca, ayetlerin uzunlukları birbirinden farklıdır; bazıları bir harf veya kelimeden oluşurken bazıları ise bir sayfanın tamamını kaplayabilir.

Elmalılı Hamdi Yazır'ın "Hak Dini Kur'an Dili" adlı eserinin ilk baskısı 1935-1938 yılları arasında yapılmıştır. Eserin ilk cildi 1938 yılında yayımlanmıştır.

Siccin kelimesi, İslami inanışa göre farklı anlamlara gelir: Kötülerin amel defterlerinin bulunduğu yer. Hapishane veya cehennemdeki bir vadi. Yerin altında veya cehennemin dibinde bulunan büyük bir taş. Ayrıca, "siccin" kelimesi "dibi kazılmış hurma ağacı" anlamında da kullanılır.

Hayır, en kısa ve en uzun sureler aynı değildir. Kur'an-ı Kerim'in en uzun suresi Bakara Suresi olup 286 ayetten oluşur.

A'râf Suresi 12. ayet, İblis'in (şeytan) Allah'ın emrine karşı gelerek Hz. Âdem'e secde etmemesini anlatır. Allah, İblis'e "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" diye sorar. Bu ayet, Allah'ın emirlerine mutlak itaatin önemini vurgular ve kibre kapılıp isyan etmenin sonuçlarını gösterir.

Tâhâ Suresi 113. ayet, Kur'an'ın Arapça olarak indirilmesinin ve uyarıların tekrar tekrar açıklanmasının iki amacını belirtir: 1. Günahlardan sakınma: İnsanların haram ve kötülüklerden uzak durmalarını sağlamak, böylece takvalı bir kul olmanın yollarını açmak. 2. Şuur ve idrak uyanıklığı: İbret verici olaylar ve öğütlerle insanların bilinçlerini ve anlayışlarını artırmak. Bu ayet, ayrıca Peygamber Muhammed'e vahyi acele etmeden, anlamını kavrayarak okuması ve "Rabbim, ilmimi artır" diye dua etmesi gerektiğini hatırlatır.

"Hem de kendileri ondan geri dururlar" ifadesi, Enam Suresi 26. ayette geçen ve "Onlar hem (insanları) ondan menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar" şeklinde çevrilen bir cümledir. Bu ayet, Diyanet İşleri tarafından şu şekilde açıklanmıştır: > "Onlar Kuran'dan alıkoyarlar ve ondan uzaklaşırlar. Böylece yalnız kendilerini mahvederler de farkına varamazlar." Diğer bazı meallerde ise şu şekilde yer almıştır: "Kendileri uzaklaştıkları gibi başkasını da ondan menediyorlar. Böylece farkında olmadan kendilerini mahfediyorlar" (Edip Yüksel). "Sadece kendi nefslerini helâk ediyorlar, ama bunu idrak edemiyorlar!" (Ahmed Hulusi). "Başka değil, yalnızca kendi benliklerini helake sürüklerler de bunun farkına dahi varmazlar" (Mustafa İslamoğlu).

İhlâsın temel ilkeleri şunlardır: Allah’a kulluk: İhlâs, Allah’a şirk koşmadan, O’na güvenerek ve O’nun dinini tanıyarak samimi bir dindarlığa sahip olmaktır. Riyadan kaçınmak: İbadet ve davranışları gösterişten uzak tutmak, sadece Allah rızası için yapmak. Çıkar hesaplarından arınma: Amellerde dünyalık kaygılar ve çıkar hesaplarını bir kenara bırakmak. İyi niyet ve samimiyet: Davranışlarda iyi niyet sahibi olmak ve karşılık beklentisi taşımamak. Kalbi temizleme: Kötü duygulardan, şaibelerden ve karışık düşüncelerden kalbi arındırmak. Yalnızlık ve gizlilik: İbadet ve iyilikleri gizli tutarak yalnız ve gözlerden uzak yerlerde gerçekleştirmek.

Mim durağında durulması muhakkak, Kur'an-ı Kerim'deki durak işaretlerinden biri olan "mim (م)" işaretinde durmanın zorunlu, geçmenin ise uygun olmadığı anlamına gelir. Bu işarette durulmadığında anlamın bozulabileceği ifade edilir.

Osmanlı hafızları, Kur'an-ı Kerim'i Osmanlı usulü olarak bilinen bir yöntemle ezberlerdi. Bu yöntemde: Kur'an-ı Kerim'in ezberine her cüzün son sayfasından başlanırdı. Son sayfalar ezberlendikten sonra başa dönülerek önceki sayfaların tekrarı yapılırdı. Bu şekilde yirmi tur tamamlandığında kişi hafız kabul edilirdi. Ayrıca, ezber yaparken hadr usulü kullanılırdı; bu, tecvit kaidelerine uyarak hızlı ve hareketli okuma anlamına gelir. Osmanlı döneminde hafızlık, genellikle Dârü’l Kurralar adı verilen eğitim kurumlarında öğretilirdi.

"Etteki şeytan" ifadesi, muhtemelen "İçimizdeki Şeytan" adlı romanı ifade ediyor olabilir. Sabahattin Ali'nin "İçimizdeki Şeytan" adlı romanı, hayata bakışları tamamen farklı olan iki insanın boşanma sürecini konu alır. Ayrıca, şeytan kelimesi dini metinlerde de geçer ve insanları doğru yoldan saptıran bir varlık olarak tanımlanır. Daha fazla bilgi için ilgili kaynaklara başvurulması önerilir.

Tasfir kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: Taş fırın: Taştan veya tuğladan yapılmış sabit bir yapıdır. Çeviri yöntemi: Genellikle Kur'an için kullanılan bir terim olup, Kur'an'ın anlaşılması ve yorumlanması için yapılan çalışmaları ifade eder. Sarartma, sarıya boyama: Osmanlıca bir kelime olup, esfer (asfar) kökünden "sarartma, sarıya boyama" anlamına gelir. Islık çalma: Esfer (asfar) kökünden "ıslık çalma" anlamına gelir.

"Arza çıkmak" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: Dini terim: Her yıl Ramazan ayında, o ana kadar vahyedilmiş olan ayet ve surelerin Cebrail tarafından Peygamber'e, onun da Cebrail'e okuması anlamına gelir. Manevi yükseliş: Tasavvufta, kişinin ruhsal veya manevi bir yükseliş, aydınlanma veya derin bir bilinç haline ulaşma sürecini tanımlar. Toplumsal kullanım: Bir kişinin sosyal veya siyasi bir durumu veya fikirlerini ifade etmek üzere sahneye çıkması anlamında kullanılabilir.

"The Nun" (Dehşetin Yüzü) filmi, Romanya'da bulunan bir manastırda 1952 yılında yaşanan paranormal olayları konu alır. Filmin konusu: Romanya'daki bir manastırda yaşayan genç bir rahibe intihar eder. Sorunlu geçmişinin etkisinden kurtulamayan bir rahip ve nihai yeminini etmenin eşiğindeki bir çırak, olayı araştırmak üzere Vatikan tarafından gönderilir. İkilinin manastırın korkunç sırrını keşfetmesiyle hayatları tehlikeye girer. Valak olarak adlandırılan şeytani varlık, mitolojide Cehennemin Büyük Başkanı olarak bilinir.

"En güzel sesli hocalar" ifadesi farklı bağlamlarda değerlendirilebilir. Kur'an-ı Kerim'i güzel okuyan bazı hocalar: Mustafa Kızılcaoğlu; Mustafa Türüt; Ahmet Özyurt; Bünyamin Topçuoğlu; Ferruh Mustuer. Güzel sesli diğer hocalar: Hafız Sercan Uslu; Aziz Hardal. Ayrıca, "youtube.com" sitesinde "TÜRKÇEDE HANGİ HOCALARI DİNLEMELİSİN? HANGİ HOCA NASIL ANLATIYOR? TÜRKÇE HOCA ÖNERİLERİ!" başlıklı bir video bulunmaktadır. En güzel sesli hocaların kim olduğu konusunda kesin bir görüş yoktur ve bu, kişisel tercihlere göre değişebilir.

Müddessir Suresi 11. ayet, Mekkeli müşrik Velid b. Muğire hakkında inmiştir. Ayetin amacı, nimete karşı şükretmenin önemini vurgulamaktır.

"Aysti kerime dünyaya hizmet edersen" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bir bilgi bulunamadı. Ancak, Kur'an-ı Kerim'de dünya hayatına hizmetle ilgili bazı ayetler şunlardır: Hûd Suresi 15. ayet: Dünya hayatını ve onun göz kamaştırıcı süsünü arzulayanlara, bu gayeye yönelik yaptıkları çalışmaların karşılığı dünyada tastamam verilir ve onlar bu hayatta hiçbir haksızlığa uğratılmazlar. Lokman Suresi 15. ayet: Eğer anne-baban seni, ilâhlığına dair bilgin olmayan şeyleri bana ortak koşmaya zorlayacak olurlarsa, o takdirde onlara itaat etme. Fakat yine de dünyada onlara gerektiği ölçüde sahip çık. Şûrâ Suresi 36. ayet: Size verilen her şey ancak dünya hayatının gelip geçici menfaatidir. Allah katındaki nimetler ise inanıp yalnızca Rablerine güvenip dayananlar için her bakımdan daha hayırlı ve daha devamlıdır.

Mâide Suresi 33. ayetinin inişi ile ilgili birkaç olay rivayeti bulunmaktadır: Ukl veya Ureyne kabilesi olayı. İsrailoğulları olayı. Müşrikler olayı. Bu ayet, Allah ve Resulü'ne isyan edip onların buyruklarına karşı savaş açan ve yeryüzünde fesat çıkaranların cezalarını belirlemek amacıyla inmiştir.

"Ilmimni ziyoda qil" ifadesi, "ilimimi artır" anlamına gelir. Bu ifade, "Toha" suresinin 114. ayetinde geçer ve "Rabbim, ilmimni artır" şeklinde dua olarak kullanılır.