Kur'an

Cüz öğrenirken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar şunlardır: 1. Harflerin Mahreç ve Telaffuzları: Cüzleri düzgün okuyabilmek için harflerin doğru telaffuzlarına ve mahreçlerine dikkat edilmelidir. 2. Tecvid Kuralları: Kur'an-ı Kerim'i güzel okuma kurallarını öğrenmek ve uygulamak gereklidir. 3. Düzenli Tekrar: Ezberlenen cüzleri sık sık tekrar etmek, hafızada kalıcılığını artırır. 4. Sessiz Ortam: Ezberleme ve okuma işlemleri sessiz ve dikkat dağıtıcı unsurların olmadığı bir ortamda yapılmalıdır. 5. Meal ve Tefsir: Cüzlerin anlamlarını anlamak için meal ve tefsirlerden yararlanmak, ayetlerin daha iyi kavranmasını sağlar. 6. Abdestli Olma: Kur'an-ı Kerim'e başlarken abdestli olmak, okuma ve ezberleme sürecini daha bereketli hale getirir.

Mustafa Tözün'ün yazdığı bazı kitaplar şunlardır: 1. "Kur’an’ın Ezoterik Yorumu III" - Nisa Suresi, Maide Suresi. 2. "Kuran'ın Ezoterik Yorumu" - Besmele, Fatiha, Bakara. 3. "Kuranın Ezoterik Yorumu II" - Âl-i İmran Suresi. 4. "Kur’an Rehberliğinde Kendini Bilme Yolculuğu". 5. "Giz, Ece İle Harun Kimdi". 6. "Edante: Eda ve Dante". 7. "Yağmur İzlenimleri". 8. "Anadolulu Tanrı Apollon'un İzinde".

Sekar cehennemi, Kur'an'da geçen cehennem tabakalarından biridir. Bu tabaka, kırmız ateş olarak da bilinir ve İslam'dan dönen kişilerin gideceği yer olarak belirtilir.

Mücâdele Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 58. suresidir ve çeşitli konuları ele alır. Surede anlatılan bazı ana başlıklar şunlardır: 1. Zıhâr Âdeti: Câhiliye döneminde kadınlara zulmetmek için kullanılan "zıhâr" âdetini kaldırmak üzere tedbirler getirilir. 2. Gizli Konuşmalar: Gizli konuşmaların esasları belirtilir ve herkes içinde gizli konuşmanın doğru olmadığı vurgulanır. 3. Meclis Adabı: Meclislerde oturmanın ve kalkmanın adabı öğretilir. 4. Münafıkların Vasıfları: Münafıkların belli başlı vasıflarına yer verilerek, müminlerin Allah'a ve Rasûlü'ne düşmanlık edenlerle ilişkilerinde dikkatli olmaları istenir. Ayrıca, surede Allah'ın her şeyi işittiği ve bildiği, insanların tüm davranışlarının O'nun tarafından kaydedildiği de ifade edilir.

Yunus Suresi, 74. ayet şu olayı anlatır: Daha önce kendi toplumlarına peygamberler gönderilmiş olan kavimler, yeni gelen peygamberlere de açık deliller ve mucizeler getirmelerine rağmen inanmamışlardır.

"İnnemâ" ifadesi, Arapça'da "sadece" anlamına gelir. "Videsu" ifadesi ise Kuran'da geçen "Yâsîn suresi 82. ayet"te yer alan "emruhû" kelimesinin bir parçasıdır ve "bir şey dilediği zaman" şeklinde çevrilir. Dolayısıyla, "innemâ videsu" ifadesi "dilediği zaman sadece" anlamına gelebilir.

"Bahaz" kelimesi, Kur'an-ı Kerim'de "Ahzâb" suresinin çoğulu olarak kullanılır ve müslümanlara karşı savaşmak için birleşen müşrik Arap kabileleri ve onlara katılan diğer düşman güçleri ifade eder. Ahzâb Suresi ise genel olarak şu konuları anlatır: - Peygamberlik: Hz. Muhammed'in peygamberliği ve ona gelen vahiyler. - Aile hayatı: Hz. Muhammed'in evlilikleri ve aile içi ilişkiler. - Savaş hukuku: Müslümanların savaşta nasıl davranmaları gerektiği, savaş esirleri ve ganimetlerin paylaşımı. - Toplumsal düzen: Adalet, dürüstlük, yardımlaşma gibi konular.

Sebeb-i nüzûlün bilinmesi önemlidir çünkü bu, Kur'an ayetlerinin ve surelerinin iniş sebeplerini anlamayı sağlar. Bu bilgiler: 1. Ayetlerin anlamını ve hikmetini daha iyi anlamaya yardımcı olur. 2. Fıkhî hükümlerin ve mübhemlerin bilinmesini kolaylaştırır. 3. Yanlış anlamaları ve şüpheleri ortadan kaldırır. 4. Kur'an'ın ezberlenmesini ve anlaşılmasını kolaylaştırır. 5. Tarihî ve biyografik bilgiler sunar, o dönemdeki olayların ve şahısların rollerini aydınlatır.

"Rabbena Firli" duası, İbrahim Suresi'nin 41. ayetinde geçmektedir.

"Dağılıp gitti melekleriniz" ifadesi, Kuran'da geçen bir ayetten alınmıştır ve iki farklı bağlamda yorumlanabilir: 1. Kıyamet Suresi'nde, meleklerin çeşitli görevleri yerine getirirken sür'atle hareket etmeleri ve bu hareketlerinin kıyamet gününün yaklaştığını işaret etmesi anlamında kullanılmıştır. 2. İslam mitolojisinde, düşmüş melekler kavramı, bir zamanlar Tanrı'ya hizmet eden meleklerin isyan edip cennetten atılması hikayesini ifade eder. Bu bağlamda, "dağılıp gitmek" ifadesi, bu meleklerin yeryüzüne yayılarak kötülük ve günah yaymalarını sembolize edebilir.

Kur'an'da hastalıklarla ilgili tutumları belirleyen unsurlar şunlardır: 1. Hastalıkların Allah'tan Olduğu İnancı: Kur'an'a göre, hastalıkları ve şifayı yaratan Allah'tır. 2. Sabır ve Metanet: Hastalıkların bir imtihan vesilesi olduğu vurgulanır ve bu süreçte sabır, metanet, tevekkül ve teslimiyet gösterilmesi gerektiği belirtilir. 3. Tedavi Arayışı: Kur'an, hastalıkların tedavisi için maddi ve manevi sebeplere sarılmayı öğütler. 4. Bulaşıcı Hastalıklardan Korunma: Kur'an, bulaşıcı hastalıklardan korunmayı ve hastalığın yayılmasını engellemeyi vurgular. 5. Dengeli Beslenme ve Temizlik: Kur'an, dengeli beslenmeyi, israftan kaçınmayı ve temizliğe büyük önem vermeyi öğütler.

Surelerden oluşan bölüme "sure" adı verilir.

Tahkik okuyuşunun ölçüleri şunlardır: 1. Her harfin hakkını vermek: Medd-i tabiîleri birer elif, diğer fer'î meddleri dörder elif miktarı uzatmak. 2. Tecvid kurallarına uymak: Şedde ve gunneleri, tecvid kaidelerine uygun şekilde yapmak. 3. İfrata kaçmamak: Harekeleri uzatmak, tahrik (sakin harfe hareke vermek) ve harflerin arasında sekte yapmak gibi hatalardan kaçınmak. Bu şekilde yapılan tahkik okuyuşu, Kur'an'ı yavaş ve anlamını düşünerek okumayı ifade eder.

Rahmân Suresi 31. ayet, "Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar!" anlamına gelir.

"Raina" ve "unzurna" ifadeleri, Kur'an-ı Kerim'de geçen iki farklı kelimedir: 1. "Raina" kelimesi, "bize riayet et, bizi iyi gözet" anlamına gelir. 2. "Unzurnâ" ise "bize nazar et, yani bizi karşılıksız gözet" demektir.

Şeytanın borcu ifadesi, Kuran'da geçen bazı ayetlerde şeytanın insanlara olan vaatleri ve aldatıcı sözleri bağlamında kullanılmaktadır. Örneğin, Maide Suresi 90. ayette şeytanın, içki, kumar ve diğer kötülüklerin pis işler olduğunu ve bunlardan kaçınılması gerektiğini anlatmaktadır. Bu bağlamda, "şeytanın borcu" ifadesi, şeytanın insanları günaha ve kötülüğe sürükleme borcunu veya sorumluluğunu ifade edebilir.

Rum suresinde dillerin ve renklerin farklı olmasının anlatılmasının nedeni, Allah'ın varlığının ve kudretinin delillerinden biri olarak gösterilmesidir. Bu, insanların birbirleriyle tanışıp kaynaşmalarını sağlayan bir hikmet olarak da yorumlanır.

Tekvîr Suresi 26. ayet, Muhammed Peygamber'in deli olmadığı üzerine inmiştir.

Tâhâ Suresi, Mekke döneminde inmiş ve 135 ayetten oluşmuştur. Konusu genel olarak şu şekilde özetlenebilir: - Allah'ın peygamberler aracılığıyla insanlara gösterdiği doğru yolun temel gerçeklerine işaret edilir. - Hz. Muhammed'e teselli verilerek, peygamberlik görevini en güzel şekilde başaracağı müjdelenir ve kendisine karşı çıkanların uğrayacağı sonuçlar açıklanır. - Hz. Musa'nın Firavun'la mücadelesi, İsrailoğulları'na lutfedilen nimetler ve onların hatalı tutumları ele alınır. - Hz. Adem'in yaratılışı, şeytanın onu kandırıp cennetten çıkmalarına sebep oluşu ve inkarcıların karşılaşacağı akıbet hatırlatılır. - Ebedî mutluluğun, Allah'a saygıda kusur etmeyenlerin olacağı vurgulanır.

Ayetlerle ilgili resimli bilgilere şu sitelerden ulaşılabilir: Pinterest. Archive.org. kurbanhizmeti.com.tr. harunyahya.info.