Kur'an

Şuarâ Suresi 94. ayet, Mekke döneminde inmiştir.

Buruc Suresi 4-7. ayetlerde geçen "ateş çukuru etrafında oturan insanlar", müminlere işkence eden zalimlerdir. Bu zalimler, insanların tevhid özgürlüğü hakkını engelleyen ve bu özgürlüğü ellerinden alan kişilerdir. Müfessirler, bu kişilerin kim olabileceği konusunda farklı görüşler ortaya koymuştur. Ayrıca, "ateş çukuru" kavramı, inanç özgürlüğüne engel olan her türlü hukuki, sosyal, siyasi ve ekonomik engelleri de ifade edebilir.

Şüphe İblisi ifadesi, Kur'an'da geçen İblis karakterini ifade edebilir. İblis'in hikayesi, onun Allah'ın emrine karşı gelmesi ve secde etmeyi reddetmesi ile başlar. İblis'in şüpheleri şu şekilde özetlenebilir: 1. Kibir ve Üstünlük İddiası: İblis, kendisinin ateşten, Âdem'in ise çamurdan yaratıldığını söyleyerek, yaratılış bakımından daha üstün olduğunu iddia eder. 2. Allah'ın Emirlerini Sorgulamak: Allah'ın Âdem'e secde etme emrini sorgulayarak, bu durumun kendi saygınlığına gölge düşüreceğini düşünür. 3. İnsanların Saptırılması: İblis, Allah'tan kıyamete kadar süre isteyerek, Âdem ve soyunu saptırmak için izin ister. Bu hikayeler, insanın doğasında var olan iyilik ve kötülük arasındaki mücadeleyi ve şeytanın insanları nasıl kandırdığını anlatır.

Fil Suresi, kısa bir sure olmasına rağmen uzun olarak kabul edilebilir çünkü sadece 5 ayetten oluşmaktadır.

Âyetler arasında zıtlık varmış gibi bir vehme düşmenin sebepleri şunlardır: 1. Kur’ân’ın üslubunu bilmemek: Gelecekteki olayların mâzi sigası kullanılarak anlatılması gibi üslup farklılıkları, çelişkiye yol açabilir. 2. Konu farklılığı: Aynı konuya ait hükümler arasında çelişki izlenimi oluşabilir. 3. Fiilin farklı yönlerine işaret etme: Fiilin farklı anlamlarına dikkat edilmemesi çelişkiye sebep olabilir. 4. Hakikat ve mecaz ayrımı: Mecazi anlamların gerçek anlam gibi algılanması yanlış yorumlara yol açabilir. 5. Çeşitli vecihler: Ayetin farklı yorumlanma şekilleri, çelişki vehmini artırabilir.

"Bulutların ölü bir beldenin diriltilmesi" ifadesi, Kur'an-ı Kerim'de geçen bir ayeti ifade eder. Bu ayet, A'râf Suresi'nin 57. ayetinde yer alır ve meali şu şekildedir: > "O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde(yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız". Bu ayet, Allah'ın rüzgârları göndererek bulutları harekete geçirip, bu bulutlarla kurak bir bölgeye su indirmesi ve böylece orayı diriltmesi olayını anlatır.

Kur'an-ı Kerim'de ölçü ve tartıda hile yaptıkları için helak edilen kavim, Hz. Şuayb'ın kavmi olan Medyen halkıdır.

"İniş Sırası Üzerinden Kur'an Bana Ne Diyor?" adlı kitap, Kur'an-ı Kerim'in surelerinin iniş sırasına göre düzenlenmiş bir mealini sunmaktadır. Kitapta, Peygamber Efendimiz'in (sav) yirmi üç yıllık peygamberlik hayatı yirmi üç bölüm olarak ele alınmakta ve her bölümde o yıl inen sureler, ayetler ve ayetlerdeki mesajlar incelenmektedir. Bu eser, önceki meallerin tekrarı olmayan, sahih ve sağlam bilgiyi öne çıkaran, tefsir ve siyerle desteklenen bir meal olarak tanıtılmaktadır.

Musaf kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Kur'an-ı Kerim'in yazılı nüshası: Arapça'da "mus-haf" (مصحف) kelimesi, "yazılı kitap" veya "kitap" anlamına gelir ve genellikle Kur'an-ı Kerim'in yazılmış, basılmış veya el yazması örneklerini ifade eder. 2. Yahudi dua hizmeti: Musaf veya Mussaf, Yahudi litürjisinde, Şabat, bayram ve Roş Aşana gibi özel günlerde okunan ek bir dua hizmetidir.

Tahrîm Suresi'nin 5. ayetinin indirilme sebebi, Hz. Peygamber'in eşleriyle yaşadığı bir olaydır. Bu olayda, Hz. Peygamber eşlerini memnun etmek için bir helali haram kılmış, ancak daha sonra bu davranışından dolayı uyarılmıştır.

Cüzler, Kur'an-ı Kerim'in ezberlenmesini ve okunmasını kolaylaştırmak amacıyla 30 eşit parçaya bölünmesiyle belirlenir.

Zühre ve Züleyha kardeş değildir. Züleyhâ, Kur'ân-ı Kerîm'de Yûsuf sûresinde anlatılan Yusuf kıssasında yer alan bir kadındır.

Şuarâ Suresi, Mekke döneminde nazil olmuş ve 227 ayetten oluşmaktadır. Surenin içeriği iki ana bölümde incelenebilir: 1. Allah'ın varlığı ve birliği ile ahiret: Surede, Allah'ın evrendeki birliğini gösteren deliller ve Kıyamet Günü'ndeki durumlar ele alınmaktadır. 2. Peygamberlik meselesi: Yedi peygamberin hikayesi anlatılarak, Hz. Muhammed'in gerçek peygamber olduğu ve ona indirilen kitabın Allah'ın sözü olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca, surede şairlerin kötülüğü ve yalancılığından bahsedilmekte, Musa, Harun, Firavun'un savaşı, İbrahim, Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb gibi peygamberlerin yaşamlarından kesitler sunulmaktadır.

Bakara Suresi 4. ayet, iman ve ahiret inancı konularını ele almaktadır. Ayetin anlamı şu şekildedir: "Onlar, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin olarak inanırlar". Bu ayet, şu mesajları vermektedir: 1. Tevhid İnancı: Allah'ın bir olduğuna ve bütün peygamberlerin aynı dini tebliğ ettiğine inanma gerekliliği. 2. Dinlerin Tamamlanması: Son peygamber Hz. Muhammed ve Kur'an ile dinin tamamlandığı ve artık yeni bir peygamber veya dinin gelmeyeceği. 3. Ahiret İnancı: Dünya hayatının geçiciliği ve asıl mutluluğun ahirette olduğu, bu nedenle ahirete şeksiz ve şüphesiz inanmanın önemi.

"Ben sana şah damarından daha yakınım" ifadesi, Kaf Suresi 16. ayette geçen bir cümledir ve anlamı şu şekildedir: "Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız". Bu ifade, Allah'ın kullarına olan yakınlığını ve her an onların yanında olduğunu vurgular.

A'râf Suresi 195. ayet, putların hiçbir fayda ve zarar vermeye güçleri yetmeyen cansız ve şuursuz varlıklar olduğunu anlatır. Ayetin devamına göre, dua etmek ile susmak arasında bir fark yoktur; çünkü putların duaları işitip cevap verebilecek güçleri yoktur. Ayetin son kısmında ise Peygamber'e, müşriklere meydan okuması ve Allah'a güvenmesi öğütlenir.

Hz. Adem'in cennetten kovulmasının sebebi, Allah'ın emrine itaatsizliktir. Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette belirtildiği üzere, Allah, Hz. Adem ve eşi Hz. Havva'ya cennette diledikleri gibi yaşamalarını, ancak "bu ağaca yaklaşmamalarını" emretmiştir. Allah'ın rızasını kazanmak, nefse karşı bir mücadele gerektiriyordu. Hz. Adem de bu telkinlere kapılarak o ağacın meyvesinden yedi. Yeryüzü, Adem'in ve ondan sonra gelecek tüm insanların imtihan edileceği bir sahnedir.

"İnşirah" eserleri iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Sanat Eserleri: Hattat Mustafa Cemil Efe'nin "İnşirah" adlı sergisinde yer alan eserler, 111 hüsnühat eseri ve çeşitli enstalasyonlardan oluşmaktadır. 2. Dini Metinler: Kur'an-ı Kerim'de geçen "İnşirah Suresi", sekiz ayetten oluşan ve Mekke döneminde inen bir suredir.

Kalem Suresi'nin faydaları şunlardır: 1. Ruhsal Huzur: Sureyi okumak, kişiye ruhsal bir dinginlik ve huzur verir. 2. İnanç Güçlendirme: Allah'ın varlığını ve kudretini vurguladığı için, inananların imanlarını kuvvetlendirmelerine yardımcı olur. 3. Ahlaki Değerlerin Hatırlatılması: İyi ahlak ve erdemli davranışlar üzerine vurgu yaparak, okuyan kişiyi bu değerleri benimsemeye teşvik eder. 4. Duaların Kabulü: Bazı İslam âlimleri, Kalem Suresi'nin okunmasının duaların kabulüne vesile olacağına inanır. 5. Şifa Kaynağı: Kur'an'ın her bir ayetinin bir şifa kaynağı olduğuna inanılır, bu nedenle bedensel ve ruhsal hastalıklara karşı şifa olarak değerlendirilir. Ayrıca, sureyi nazardan ve kem gözden korunmak için okumak da tavsiye edilir.

Haşr Suresi'nin son üç ayeti, Allah'ın isim ve sıfatlarını açıklayan ayetler olarak bilinir. Bu ayetler şu konuları anlatır: 1. Haşr Suresi 22. Ayet: Allah'ın tekliği, her şeyi bilmesi ve Rahman ve Rahim olması. 2. Haşr Suresi 23. Ayet: Allah'ın mülkün gerçek sahibi, kutsal, barış ve esenliğin kaynağı, mutlak güç sahibi ve büyüklükte eşsiz olması. 3. Haşr Suresi 24. Ayet: Allah'ın yaratan, yoktan var eden ve şekil veren olması, göklerdeki ve yerdeki her şeyin O'nu tesbih etmesi, O'nun mutlak güç sahibi ve hüküm ve hikmet sahibi olması.