KronikHastalıklar

Kronik hastalık örnekleri şunlardır: 1. Kalp ve Damar Hastalıkları: Koroner arter hastalığı, kalp kapakçığı rahatsızlıkları, kalp yetmezliği. 2. Kanser: Hücre yapısının mutasyona uğraması sonucu oluşan tümörler. 3. Diyabet: Yüksek kan şekeri seviyesine sahip olma durumu. 4. Obezite: Vücut kitle indeksinin 30 kg/m²'nin üzerinde olması. 5. Artrit: Eklem iltihabı, kireçlenme ve romatoid artrit. 6. KOAH ve Astım: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve astım. 7. Osteoporoz: Kemiklerin güçsüzleşmesi ve iskelet sisteminin zayıflaması. 8. Alzheimer ve Demans: Hafıza ve düşünme becerilerini etkileyen hastalıklar. 9. Depresyon: Ruhsal bir bozukluk, üzüntü ve umutsuzluk hali.

Kronik hastalık örnekleri şunlardır: 1. Kalp ve Damar Hastalıkları: Koroner arter hastalığı, kalp kapakçığı rahatsızlıkları, kalp yetmezliği. 2. Kanser: Hücre yapısının mutasyona uğraması sonucu oluşan tümörler. 3. Diyabet: Yüksek kan şekeri seviyesine sahip olma durumu. 4. Obezite: Vücut kitle indeksinin 30 kg/m²'nin üzerinde olması. 5. Artrit: Eklem iltihabı, kireçlenme ve romatoid artrit. 6. KOAH ve Astım: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve astım. 7. Osteoporoz: Kemiklerin güçsüzleşmesi ve iskelet sisteminin zayıflaması. 8. Alzheimer ve Demans: Hafıza ve düşünme becerilerini etkileyen hastalıklar. 9. Depresyon: Ruhsal bir bozukluk, üzüntü ve umutsuzluk hali.

Eritropoletin (EPO) eksikliği çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Böbrek Hastalıkları: Böbrekler EPO üretir, bu nedenle böbreklerdeki herhangi bir hasar kırmızı kan hücrelerinin üretiminde azalmaya yol açabilir. 2. Kronik Hastalıklar: Kanser, HIV/AIDS ve romatoid artrit gibi kronik hastalıklar EPO eksikliğine neden olabilir. 3. Kemik İliği Yetmezliği: Kemik iliğinin yeterli miktarda kırmızı kan hücresi üretememesi EPO eksikliğinin bir sonucudur. 4. Genetik Bozukluklar: Talasemi ve orak hücreli anemi gibi genetik bozukluklar EPO üretimini etkileyebilir. 5. Beslenme Eksiklikleri: B12 vitamini ve folat gibi temel besin maddelerinin eksikliği EPO üretimini azaltabilir. EPO eksikliğinin teşhisi ve tedavisi için bir doktora başvurulması önerilir.

KOK hastalığı olarak belirtilen bir hastalık bulunmamaktadır. Ancak, "KOAH" (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) ve "koku hassasiyeti" gibi iki farklı durum hakkında bilgi verilebilir. KOAH hastalığı, akciğerlerdeki bronşların tıkanması sonucu solunum güçlüğü, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetlere yol açan kronik bir hastalıktır. Koku hassasiyeti ise, kozmetik, ev ve kişisel bakım ürünlerinin içerdiği maddelere veya kokulu ürünlere karşı alerjik semptomlara benzer tepkilerdir.

Yaşlı adamların ölme nedenleri genellikle kronik hastalıklar, enfeksiyonlar ve biyolojik yaşlanma gibi bir dizi karmaşık faktörden kaynaklanır. Başlıca ölüm nedenleri arasında şunlar bulunur: - Kalp hastalıkları: Kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı. - Kanser: Farklı türdeki kanserler yaşlı nüfusta önemli ölüm nedenlerindendir. - Diabetes mellitus (şeker hastalığı): Komplikasyonları ile birlikte ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. - Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH): Solunum yetmezliğine neden olabilir. - Nörodejeneratif hastalıklar: Alzheimer hastalığı ve Parkinson hastalığı gibi. - Düşme ve kazalar: Kırıklar ve diğer ciddi yaralanmalar. - Böbrek ve karaciğer yetmezliği: Organların işlevlerini yerine getirememesi. Ayrıca, yaşlılarda genel zayıflık ve bağışıklık sisteminin zayıflaması da ölüm riskini artırır.

Algoloji, geçmeyen ağrılar ve kronik ağrı sendromları ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Tedavi ettiği başlıca hastalıklar şunlardır: Kronik bel ve boyun ağrıları. Migren ve küme tipi baş ağrıları. Kanser ağrıları. Sinir hasarına bağlı nöropatik ağrılar. Fibromiyalji ve kas ağrıları. Romatizmal hastalıklara bağlı ağrılar. Ameliyat sonrası geçmeyen ağrılar.

Diyetisyene başvurabilecek kişiler şunlardır: 1. Kilosunu kontrol altına almak isteyenler. 2. Sporcular ve vücut geliştirmeciler. 3. Diyabet veya yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olanlar. 4. Besin alerjileri veya intoleransları olanlar. 5. Sağlıklı bir beslenme alışkanlığı oluşturmak isteyenler. Ayrıca, gebelik ve emzirme döneminde olan kadınlar ile cerrahi sonrası beslenme ihtiyacı olanlar da diyetisyene başvurabilir.

İnsülin direnci, doğrudan bir hastalık değil, metabolik bir bozukluktur. Ancak, ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği için tehlikelidir. İnsülin direnci, kan şekerinin yükselmesine ve metabolik süreçlerin bozulmasına neden olarak tip 2 diyabet ve kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara zemin hazırlar. İnsülin direncinin erken teşhisi ve uygun tedavi ile bu ciddi hastalıkların riski azaltılabilir. Bu nedenle, insülin direnci belirtileri fark edildiğinde bir sağlık kuruluşuna başvurulması önemlidir.

Sanatoryumda yatan hastalar, genellikle uzun süreli bakım ve rehabilitasyon gerektiren kronik hastalıklara sahip olanlardır. Sanatoryumlarda tedavi edilen bazı hastalık ve durumlar şunlardır: - solunum yolu hastalıkları (astım, KOAH); - romatizmal hastalıklar; - cilt hastalıkları (egzama, sedef hastalığı); - kas-iskelet sistemi hastalıkları (bel ve boyun fıtığı, osteoporoz); - ruh sağlığı sorunları (depresyon, anksiyete). Sanatoryumda tedavi görmeden önce bir doktora danışmak ve uygun tedavi programını belirlemek önemlidir.

HYP kısaltmasının açılımı "Hastalık Yönetim Platformu"dur. HYP hastalığı olarak spesifik bir hastalık adı geçmemektedir. Ancak, bu platform kronik hastalığı olan bireylerin tarama ve izlemlerinin yapılması için geliştirilmiştir.

Aile hekimi, aşağıdaki durumlarda hastayı hastaneye sevk eder: 1. Acil sağlık sorunları: Acil müdahale gerektiren durumlarda. 2. Kronik hastalıkların yönetimi: Şeker hastalığı, hipertansiyon gibi kronik hastalıkların tedavisi ve yönetimi için. 3. Uzmanlaşma gerekliliği: Hastalığın daha spesifik ve uzmanlaşmış bir tedavi gerektirmesi halinde. 4. Tetkik ihtiyacı: Teşhis veya tedavi için gerekli tetkiklerin aile sağlığı merkezinde yapılamadığı durumlarda.

Aysel Gürel'in hastalığı kronik bronşit ve akciğer kanseridir.

Kronik hastalıklar genellikle 1 yıl veya daha fazla sürer.

Bronşların tıkanmasının birkaç nedeni vardır: 1. Enfeksiyonlar: Viral veya bakteriyel enfeksiyonlar bronşların iltihaplanmasına ve mukus üretiminin artmasına neden olabilir. 2. Alerjik Reaksiyonlar: Astım gibi alerjik durumlar, bronşlarda iltihaplanma ve daralmaya yol açabilir. 3. Sigara ve Çevresel Faktörler: Sigara içmek ve hava kirliliği gibi çevresel etkenler bronşlarda tahrişe ve tıkanmaya neden olabilir. 4. Kronik Hastalıklar: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik hastalıklar bronşların daralmasına ve tıkanmasına katkıda bulunabilir. 5. Yabancı Cisimler: Soluk borusuna kaçırılan yabancı cisimler de bronşların tıkanmasına yol açabilir.

HYP uygulaması iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Android için HYP APK Uygulaması: Bu uygulama, sağlık uzmanlarının kronik hastalıkların erken teşhisini yapabilmelerini ve kanıta dayalı tıp kılavuzlarının önerileri doğrultusunda uygun tedavi planlarıyla semptom ve bulguları kontrol altına alabilmelerini sağlayan bir hesaplama aracıdır. 2. Hastalık Yönetim Platformu (HYP): Sağlık Bakanlığı tarafından geliştirilen bu platform, aile hekimliklerinde kullanılarak hipertansiyon, diyabet, obezite gibi kronik hastalıkların takibini yapar.

İnflamatuar bağırsak hastalığı (İBH), sindirim sistemini etkileyen ve kronik inflamasyonla seyreden bir grup hastalığı tanımlar. İBH'nin en yaygın türleri Crohn hastalığı ve ülseratif kolittir: - Crohn hastalığı, sindirim sisteminin ağızdan anüse kadar herhangi bir bölümünü etkileyebilir. - Ülseratif kolit, sadece kalın bağırsak ve rektum bölgesinde iltihaplanmaya yol açar. İBH'nin belirtileri arasında karın ağrısı, ishal, rektal kanama, kilo kaybı, iştah azalması ve yorgunluk yer alır. Teşhis süreci, hastanın tıbbi geçmişinin alınması, fizik muayene, kan ve dışkı testleri, endoskopik incelemeler ve görüntüleme yöntemlerini içerir. Tedavi, semptomların kontrol altına alınması ve remisyonun sağlanmasına odaklanır ve ilaçlar, diyet değişiklikleri ve bazen cerrahi müdahaleleri içerebilir.

Kronik hastalığı olanlar, ilaç yazdırmak için artık hastaneye gitmek zorunda değiller. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamasına göre, bu hastaların raporlu ilaçlarını aile hekimleri yazabilecek.

Kolit, tedavi edilmezse tehlikeli olabilen bir hastalıktır. Kolit, erken teşhis edildiğinde ve doğru tedavi uygulandığında genellikle tehlikeli değildir. Ancak, tedavi edilmediğinde aşağıdaki komplikasyonlara yol açabilir: Dehidrasyon: Şiddetli ishal nedeniyle vücudun su kaybetmesi. Kan pıhtılaşması: Bağırsaklarda oluşan ülserler kanamaya neden olabilir. Bağırsak kanseri riskinde artış: Özellikle ülseratif kolit, uzun vadede kolon kanseri riskini yükseltebilir. Osteoporoz: Bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu mikroplara karşı savunmasız kalma. Kolit belirtileri fark edildiğinde bir sağlık uzmanına başvurulması önemlidir.

Kronik Yorgunluk Sendromu (CFS) tanısı, genellikle diğer olası hastalıkların dışlanması ve hastanın semptomlarına dayalı bir değerlendirme ile konur. Tanı sürecinde aşağıdaki adımlar izlenir: 1. Ayrıntılı Fiziksel Muayene: Hastanın tıbbi geçmişi gözden geçirilir, fiziksel durumu değerlendirilir ve genel sağlık durumu incelenir. 2. Kan Testleri ve Görüntüleme: Diğer hastalıkların tespit edilmesi için kan testleri yapılır ve gerektiğinde beyin MR’ı veya röntgen gibi görüntüleme testleri istenir. 3. Uyku Testleri: Uyku bozukluklarını değerlendirmek için uyku testleri yapılabilir. 4. Teşhis Kriterleri: Belirtiler en az altı ay sürmeli ve yorgunluğa neden olabilecek diğer tıbbi durumlar dışlanmalıdır. CFS’nin kesin bir testi olmadığından, teşhis koymak zor olabilir. Bu nedenle, bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Heinz cisimleri, aşağıdaki hastalıklarda görülebilir: 1. G6PD (glikoz-6-fosfat dehidrogenaz) eksikliği: Bu genetik bozukluk, hemolitik anemiye neden olur ve Heinz cisimciklerinin oluşumuna yol açar. 2. Alfa talasemi: Alfa globin üretiminde kısmi veya tam kusurlar, Heinz cisimciklerinin varlığına neden olabilir. 3. Kronik karaciğer hastalığı: Bu durumda da Heinz cisimcikleri ortaya çıkabilir. 4. Toksik maddeler ve enfeksiyonlar: Bazı toksik maddelere maruz kalma veya enfeksiyonlar, oksidatif stres yoluyla Heinz cisimciklerini tetikleyebilir. Ayrıca, ilaçların oksidan hasarı da Heinz cisimciklerinin oluşumuna katkıda bulunabilir.