• Buradasın

    Kapitalizm

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Bullish filmi ne anlatıyor?

    "Bullish" filmi, Berkeley'li beş öğrencinin borsada zenginleşip ev sahibi olmalarını konu alıyor. Film, Occupy Hareketi ve ekonomik kriz arka planında, kapitalist sistemin absürtlüğünü ve arkadaşlık ile iş arasındaki rekabeti satirik bir şekilde ele alıyor.

    Kapıtalizmde devletin rolü nedir?

    Kapitalizmde devletin rolü, üretim araçlarının özel mülkiyetine dayanan ekonomik sistemde sınırlı kalmaktadır. Devletin müdahalesinin az olduğu bu sistemde temel işlevler şunlardır: 1. Özel Mülkiyetin Korunması: Devlet, özel mülkiyetin sınırlarını belirler ve mülk sahiplerinin birikimlerini veraset yoluyla aktarmalarını sağlar. 2. Rekabetin Düzenlenmesi: Devlet, rekabet ortamını adil tutmak için tekelleşmeyi kontrol eder ve gerekli yasal düzenlemeleri yapar. 3. Sosyal Politikalar: Bazı ülkelerde devlet, gelir eşitsizliğini azaltmak ve sosyal refahı artırmak amacıyla sosyal politikalar uygular. 4. Altyapı ve Kamu Hizmetleri: Devlet, altyapı yatırımlarını gerçekleştirir ve kamu hizmetlerini sunar. Bu şekilde, kapitalizmde devlet, ekonomik faaliyetlerin serbest piyasa dinamiklerine ve özel girişimciliğe göre şekillenmesine olanak tanır.

    Kapitalist filozoflar kimlerdir?

    Kapitalist filozoflar olarak kabul edilen bazı önemli isimler şunlardır: 1. Adam Smith: Kapitalist düşüncenin babası olarak bilinir ve "Ulusların Serveti" adlı eseriyle tanınır. 2. David Ricardo: Emek değer teorisi ve karşılaştırmalı üstünlükler kuramı ile tanınır. 3. Karl Marx: Kapitalizmi emek-sermaye çelişkisi üzerinden analiz etmiş ve "Kapital" adlı eseriyle bilinir. 4. John Stuart Mill: Liberal iktisatçı olarak devletin ekonomiye müdahalesini kabul etmiştir. 5. Jean-Baptiste Say: Mahreçler Yasası ile kapitalist ekonominin kendiliğinden dengesini sağlayacağını savunmuştur.

    Kapitalizm ve sömürgecilik arasındaki ilişki nedir?

    Kapitalizm ve sömürgecilik arasındaki ilişki, kapitalizmin sömürgecilik yoluyla ortaya çıkması ve gelişmesiyle şekillenir. Kapitalizmin başlangıcı, 16. yüzyılda Batı Avrupa'ya sömürgecilik yoluyla akan sermaye birikimi ile olmuştur. Sömürgeleştirilen ülkeler, zengin hammadde kaynaklarına el konulması ve metropol ülkenin fazla nüfusunun bu yeni topraklara yerleştirilmesi temelinde sömürülmüştür. Dolayısıyla, sömürgecilik, kapitalizmin kurulmasının zorunlu koşullarından biri olarak kabul edilir.

    Kapitalizmin son günleri ne anlatıyor?

    "Kapitalizmin son günleri" ifadesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Mevcut Zorluklar ve Yeniden İcat Edilme İhtiyacı: Bazı ekonomistler ve politik düşünürler, kapitalizmin mevcut haliyle sürdürülebilir olmadığını, ancak evrim geçirme ve kendini yeniden şekillendirme kapasitesine sahip olduğunu savunur. Bu bağlamda, kapitalizmin son günleri, sistemin derin yapısal zayıflıklarını aşma ve yeniden icat edilme sürecini ifade edebilir. 2. Teknolojik Dönüşüm ve Yeni Ekonomik Düzenler: Yanis Varoufakis gibi bazı yazarlar, kapitalizmin yerini teknoloji devlerinin hüküm sürdüğü yeni bir ekonomik düzene bıraktığını öne sürer.

    Yeni kapitalizm ne zaman ortaya çıktı?

    Yeni kapitalizm, 17. yüzyılın sonları civarında, Sanayi Devrimi'nin ortaya çıkmasıyla birlikte ortaya çıkmıştır.

    Sanatın kapitalistleşmesi ne demek?

    Sanatın kapitalistleşmesi, sanatın meta hâline gelmesi ve piyasa odaklı bir yapıya dönüşmesi anlamına gelir. Bu süreç şu şekilde gerçekleşir: 1. Sanatın Finans Piyasalarına Entegrasyonu: Sanat eserleri, estetik değerlerinin ötesinde, yatırım araçlarına dönüşür ve spekülasyonun konusu olur. 2. Şirketleşme ve Yeni İlişkiler: Sanat dünyası, yeni ilişkiler ve değer üretme mekanizmaları geliştirir, böylece sanat, şirketlerin himayesine girer. 3. Kültürel Sermaye Olarak Sanat: Sanat, büyük şirketler ve zenginler tarafından reklam ve gösteriş amaçlı kullanılır, ayrıca vergiden düşme imkânı sunar. Bu durum, sanatın toplumsal ve eleştirel rollerini zayıflatır ve onu sadece bir finansal araç hâline getirir.

    Harvey'e göre postmodernliğin durumu nedir?

    Harvey'e göre postmodernliğin durumu, kapitalizmin krizine yönelik geçici ve karmaşık çözümlerle belirlenen bir durumdur. Harvey, postmodernizmi kültürel alanda ve politik-ekonomik alanda iki farklı bağlamda ele alır: 1. Kültürel Alanda: Postmodernizmi, büyük anlatılara duyulan güvensizlik ve dil oyunlarında çoğulculuğun kabulü olarak tanımlar. 2. Politik-Ekonomik Alanda: Harvey, postmodernliği, esnek birikim modeli çerçevesinde, kapitalizmin 1973 sonrası yaşadığı ekonomik krizlere bir tepki olarak görür.

    Top Girls Türkçe ne anlatıyor?

    "Top Girls" (Türkçe: "Zirvedeki Kızlar"), Caryl Churchill tarafından yazılmış bir tiyatro eseridir ve sosyalist feminist bakış açısıyla yazılmıştır. Eserde anlatılan konular: - Kapitalizm ve cinsiyet rolleri: Kadınların kapitalist üretim koşulları altındaki rekabet olgusu ve kapitalizmin toplumsal cinsiyet rolleri üzerindeki etkileri ele alınır. - Margaret Thatcher dönemi: Oyun, İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher üzerinden dönemin politik yapısını eleştirir. - Kadınlar arası ilişkiler: Farklı kültür ve zamanlardan gelen kadın karakterlerin hikayeleri aracılığıyla, ataerkil düzenin kadını nasıl metalaştırdığı ve istismar ettiği gösterilir. Ayrıca, oyunda annelik-kariyer çatışması ve kadınlar arası dayanışmanın gerekliliği gibi temalar da işlenir.

    Slavoj Zizek tehlikeli rüyalar görme yılı ne anlatıyor?

    "Tehlikeli Rüyalar Görme Yılı" kitabı, Slavoj Zizek tarafından yazılmış ve günümüz kapitalizminin hegemonyacı ideolojisini ele almaktadır. Kitapta anlatılan konular şunlardır: Toplumsal antagonizmalar ve bunlara tepki olarak ortaya çıkan gerici olgular, özellikle popülist isyanlar. 2011 yılında yaşanan iki büyük özgürlükçü hareket: Arap Baharı ve Wall Street İşgali. Sistemle dövüşme yöntemleri: Sistemin güçlü işleyişine katkıda bulunmadan, sistemle nasıl mücadele edilebileceği üzerine bir tartışma. Zizek, kitabında ayrıca, mevcut durumun "ütopyacı geleceğin sınırlı ve bozuk bir fragmanı" olduğunu ve memnuniyetsizliğin giderek arttığını vurgulamaktadır.

    Marx artı değeri nasıl açıklar?

    Marx, artı değeri, işçilerin üretim sürecinde yarattıkları ancak karşılığını ücret olarak almadıkları emek zamanı olarak açıklar. Marx'a göre, artı değerin iki türü vardır: 1. Mutlak artı değer: İşgününün uzatılmasıyla üretilen artı-değerdir. 2. Nispi artı değer: Üretim sürecinin daha verimli hale getirilmesiyle elde edilen artı-değerdir. Ayrıca, Marx, artı değerin, sermaye birikimi ve sömürü ile olan bağlantısını vurgulayarak, kapitalist sistemin temel dinamiklerinden biri olduğunu belirtir.

    Marx artı değeri neden sömürüye bağlar?

    Marx, artı değeri sömürüye bağlar çünkü kapitalist üretim ilişkilerinde işçinin ürettiği değerin büyük bir kısmı, ücret olarak kendisine ödenmez ve bu fazla değer, sermaye sahibi tarafından kâr olarak elde edilir. Marx'a göre, bu durum bir sömürü düzenidir çünkü işçi, sadece yaşamını sürdürebilecek kadar bir ücret alırken, emek gücünün geri kalanıyla kapitalist için fazladan çalışır.

    Düzenin yabancılaşması ne anlatıyor?

    Düzenin yabancılaşması kavramı, genellikle Karl Marx'ın yabancılaşma teorisi bağlamında ele alınır ve iki ana anlamı içerir: 1. Doğadan kopuş: İnsan, doğadan koparak kültürel-toplumsal alanda kendine ikinci bir doğa kurduğunda doğaya yabancılaşır. 2. Kapitalist düzende yabancılaşma: Kapitalist pazarın ve toplumsal sistemin yarattığı yabancılaşma sonucunda insan, kendi doğasına, emeğine, ilişkilerine, dünyaya ve yaşama yabancılaşır. Ayrıca, Modern Zamanlar filmi gibi eserler de düzenin yabancılaşmasını, 1930'lu yıllardaki ekonomik ve sosyal koşullar üzerinden, emeğin metalaşması ve insanın makineye dönüşmesi gibi temalarla ele alır.

    Aşk lüks ve kapitalizm ne anlatıyor?

    "Aşk, Lüks ve Kapitalizm" kitabı, Werner Sombart tarafından yazılmış ve kapitalizmin oluşum aşamalarını ele almaktadır. Kitapta anlatılan ana konular şunlardır: 1. Kapitalizm Kavramı: Sombart'ın kapitalizm kavramı, sadece iktisadi ilişkileri değil, aynı zamanda kültürel görüngüleri ve tinsel süreçleri de kapsar. 2. Lüksün Rolü: Kitabın başlıca hedefi, kapitalizmin doğuşunda lüksün oynadığı esaslı rolü ortaya koymaktır. 3. Aşk ve Kapitalizm İlişkisi: Aşk anlayışının dünyevileşmesi ve bunun sonucunda kibar fahişeler, kapatmalar ve metreslerin yükselişi, lüks temelli bir ekonomi ve kültürün doğuşunu tetiklemiştir. Bu bağlamda kitap, modern dünyanın savurganlığın ruhundan nasıl doğduğunu irdelemektedir.

    Kapitalist sistem nasıl ortaya çıkmıştır?

    Kapitalist sistem, tarih boyunca bir dizi sosyal, ekonomik ve politik dönüşümün sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Temel adımlar şunlardır: 1. Feodalizmden geçiş: Orta Çağ'ın sonlarına doğru, feodal sistemin çözülmesi ve ticaretin gelişmesi, yeni bir ekonomik düzenin temellerini atmıştır. 2. Sanayi Devrimi: 18. ve 19. yüzyıllarda gerçekleşen Sanayi Devrimi, üretim süreçlerinde makineleşmeyi ve seri üretimi mümkün kılmıştır. Bu süreç, ekonomik faaliyetlerin ölçeğini büyütmüş ve sermaye birikimini hızlandırmıştır. 3. Merkantilizm: 16. ve 17. yüzyıllarda Avrupa'da yaygın olan merkantilizm, ticaret, kolonyal genişleme ve hükümet düzenlemesi yoluyla servet birikimini vurgulamıştır. 4. Adam Smith ve klasik liberalizm: İskoç iktisatçı Adam Smith'in "Ulusların Zenginliği" adlı eseri, serbest piyasaları ve görünmez el kavramını savunarak kapitalizmin gelişimine önemli katkı sağlamıştır. Kapitalist sistem, 20. yüzyıldan itibaren küreselleşme ile birlikte daha da yaygınlaşmış ve modern dünyadaki etkisini artırmıştır.

    Korkut Boratav 100 soruda gelir dağılımı ne anlatıyor?

    Korkut Boratav'ın "100 Soruda Gelir Dağılımı" kitabı, gelir dağılımı ve bölüşüm ilişkileri konularını ele almaktadır. Kitapta anlatılan bazı ana başlıklar şunlardır: Üretim ve gelir ilişkileri: Üretim sürecinde yaratılan ürünlerin nasıl paylaşıldığı ve bu paylaşımın parasal (nakdî) gelirler aracılığıyla nasıl gerçekleştiği. Gelir dağılımının kavramları: Toplam gelirin kişiler veya sosyal gruplar arasında nasıl dağıldığını gösteren çeşitli gelir dağılımı kavramları. Kapitalist sistemde gelir dağılımı: Kapitalist sistemde faiz ve diğer ekonomik faktörlerin gelir dağılımına etkisi. Boratav, bu kitapta yıllardan beri üzerinde çalıştığı konuları, açık seçiklik ve sadelik içinde gözler önüne sermektedir.

    Kapitalist devletin otoriter dönüşümü nedir?

    Kapitalist devletin otoriter dönüşümü, kapitalist sistemin otoriter yapılar ve politikalar aracılığıyla egemenliğini pekiştirmesi sürecidir. Bu dönüşüm şu şekillerde gerçekleşir: 1. Ekonomik Manipülasyon: Kapitalist devletler, ekonomik krizleri ve sosyal huzursuzlukları denetlemek için manipülasyon stratejileri uygular. 2. Devlet-Sermaye İşbirlikleri: Sermaye sahipleri, devletle işbirliği yaparak iş gücü üzerindeki kontrolü artırır ve eşitsiz politikaları hayata geçirir. 3. Sosyal Eşitsizlik: Otoriter yönetimler, zengin sınıfların çıkarlarını korurken, toplumun büyük bir kısmını ekonomik olarak dışlanmış hale getirir. 4. Medya ve Kültür Politikaları: Emperyalist güçler, medya, eğitim ve kültür politikaları aracılığıyla toplumsal algıları yönlendirir ve halkların direncini kırar. Bu süreç, bireysel özgürlüklerin kısıtlanmasına ve devletin güç kazanmasına yol açar.

    Demokratik kapitalizmin gecikmiş tarihi ne anlatıyor?

    "Demokratik Kapitalizmin Gecikmiş Krizi: Satın Alınan Zaman" kitabı, Wolfgang Streeck tarafından yazılmış olup, olgun kapitalist ülkelerde 1970'lerden bu yana yaşanan ekonomik ve sosyal değişimleri ele almaktadır. Kitapta anlatılan ana konular şunlardır: 1. Enflasyon, kamu borçlanması ve özel finans piyasalarının şişmesi sonucunda büyümenin gerilemesi, bölüşümdeki eşitsizliğin artması ve toplam borcun yükselmesi. 2. Kapitalizm ve demokrasi arasındaki ilişki ve kapitalizmin demokrasiye karşı giderek bağışıklık kazanması. 3. Neoliberal dönüşüm bağlamında, devletler, hükümetler ve oy verenler ile kapitalist çıkar sahipleri arasındaki gerginlik ve çatışmalar.

    İnsanlar dünyanın bir göktaşı çarpması sonucu yok olabileceğine kolayca inanıyor ama kapitalizmin yıkılabileceğini akıllarına dahi getirmiyorlar sözü kime ait?

    “İnsanlar dünyanın bir göktaşı çarpması sonucu yok olabileceğine kolayca inanıyor ama kapitalizmin yıkılabileceğini akıllarına dahi getirmiyorlar” sözü Slavoj Zizek'e aittir.

    Ücretli çalışma neden yaygınlaştı?

    Ücretli çalışmanın yaygınlaşması, Sanayi Devrimi ve beraberinde getirdiği ekonomik ve toplumsal dönüşümlerle ilişkilidir. Başlıca nedenler: 1. Üretimin fabrikalara taşınması: Fabrikalarda üretimin hızlanması ve iş bölümünün artması, insanların kendi işlerini seçme özgürlüğünü kısıtladı ve ücretli emeği zorunlu hale getirdi. 2. İşçi sınıfının doğuşu: Sanayi Devrimi ile birlikte işçi sınıfının ortaya çıkması, toplumda sosyal dinamiklerin değişmesine ve işçilerin ücret, tatil ve sosyal haklar talep etmesine yol açtı. 3. Ulaşım teknolojileri: Buharlı tren gibi ulaşım teknolojilerinin gelişmesi, daha hızlı ve ekonomik seyahat imkanları sunarak daha fazla insanın daha uzak mesafelere seyahat etmesini sağladı ve turizmi teşvik etti. 4. Kapitalist sistem: Kapitalist sistemin sömürgeci yaklaşımı, daha adil bir sistem ve daha iyi yaşam koşulları arayışını beraberinde getirdi.