KadınSorunları

Kadınların işgücüne katılım oranının düşük olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Eğitim Düzeyi: Düşük eğitim seviyesine sahip kadınlar, işgücü piyasasında daha az fırsat bulmaktadır. 2. Kültürel ve Sosyal Engeller: Kadınların evde oturması ve çocuk bakımı gibi geleneksel roller, işgücüne katılımlarını kısıtlamaktadır. 3. Ekonomik Engeller: Kayıt dışı sektörde çalışma olasılığı, düşük ücretler ve uzun çalışma saatleri gibi ekonomik faktörler kadınları işgücü piyasasından uzaklaştırmaktadır. 4. Göç ve Kentleşme: Kırsaldan kente göç eden kadınlar, kentsel alanlarda işgücü piyasasına entegre olmakta zorluk çekmektedir. Bu sorunların aşılması için eğitim imkanlarının artırılması, toplumsal cinsiyet rollerinin dönüştürülmesi ve kadınların işgücüne katılımını teşvik eden politikaların uygulanması gerekmektedir.

Suriye'deki kadınlar çeşitli işlerde çalışmaktadır: 1. Eğitim ve Sağlık: Birçok kadın öğretmen ve hemşire olarak görev yapmaktadır. 2. Tarım İşçiliği: Kadınlar, tarım sektöründe aktif olarak çalışmaktadır. 3. Girişimcilik: Bazı kadınlar kendi işlerini kurmuş ve girişimci olmuşlardır. 4. Savaş Alanında: Suriye'deki kadınlar, silahlı mücadelede ve lojistik destekte önemli roller üstlenmiştir. 5. Sosyal Yardım Projeleri: Kadınlar, sosyal yardım projelerinde yer almakta ve ihtiyaç sahiplerine destek vermektedir.

Türk kadını için hem ev hanımlığı hem de iş hayatı seçenekleri mevcuttur. Ev hanımlığı, Türk toplumunda tarihsel olarak kadının özel alandaki rolünü ifade eder ve bu durum, kadının aile ve çocuk bakımına odaklanmasını içerir. İş hayatı ise kadının ekonomik olarak bağımsız olmasını ve toplumsal hayata katılmasını sağlar.

Kocasını öldürüp teslim olan kadınların ifadelerinden bazıları şunlardır: 1. İstanbul Bağcılar'da: Fatma Meral, eşini yatak odasındaki çekmeceden aldığı ruhsatsız tabancayla vurduğunu ve tartışmanın ardından zorlamaya dayanamayıp ateş ettiğini belirtti. 2. Adana'da: Emine Yıldırım, kocasının kendisine eziyet ettiğini iddia ederek, uykudaki eşini av tüfeğiyle vurduğunu ve daha fazla dayanamadığı için öldürdüğünü söyledi. 3. Kayseri'de: Mervenur Uluyol, eşinden sürekli şiddet gördüğünü öne sürerek, uyurken eşinin göğsüne iki kez bıçak sapladığını ve onu öldürmese kocasının kendisini öldüreceğini düşündüğünü ifade etti.

Yaşar Kemal'in "Süpürge" adlı hikayesinin teması, toplumsal eşitsizlik, kadınların toplumdaki yeri, emek ve çaresizlik gibi unsurlar etrafında şekillenir. Hikayede ayrıca onur, hırs ve umut gibi temalar da işlenmektedir.

"Kadın başkasının kollarında özür diledi" ifadesi, iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. Kolpa Grubu: Türk rock müziğinin yeni nesil temsilcisi Kolpa, kadına yönelik şiddet olaylarına dikkat çekmek amacıyla bir video çekerek, kadına şiddet uygulayan ve bu hareketleri savunan herkes adına tüm dünyadaki kadınlardan özür diledi. 2. İmam Ali A.: Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşüyle ilgili bir haberdeki yoruma cevap verirken, "Kadınlar evde mi yoksa başkasının kucağında mı?" şeklinde bir hakaret içeren yorum yazdı ve bu yorum nedeniyle tüm kadınlardan özür diledi.

"Mukadderat" filmi, eşini kaybettikten sonra yalnız kalma korkusu yaşayan Sultan'ın yeniden evlenme kararını ve bu kararın aile ve toplum üzerindeki etkilerini anlatıyor. Filmin konusu özetle şu şekildedir: - Sultan, çocuklarının itirazlarına rağmen evlenmeye karar verir. - Oğlu Nevzat, küçük bir ilçede kimsenin bu durumu doğru karşılamayacağını düşünür. - Kızı Reyhan ise annesinin kararına saygı duysa da bunun erken verilmiş bir karar olduğunu düşünür. - Sultan, ticarete atılarak "bir kadın olarak yapamazsın" denilen her şeyi yapmaya başlar. - Bu süreç, Sultan'ın çevresindeki diğer kadınların da kendi kimliklerini kazanmalarına ve örgütlemelerine neden olur.

Kadına şiddete "dur" diyen bazı sanatçılar şunlardır: Türkan Şoray. Coşkun Sabah. Işın Karaca. Zeliha Sunal. Ebru Güzel. Ayçin Tuyun (projeye destek veren oyuncu). Ömer Beltekin (klip yönetmeni).

Vatan Kadın Konaklama Evleri'nde, şiddet gören veya tehlike altında olan kadınlar ve çocukları kalabilir. Ayrıca, bu konaklama evlerinde staj ve çalışma hayatı sürecindeki yerli ve yabancı genç kızlar da barınabilir.

"Kadın Cinayetleri" adlı belgesel, NTV Belgesel kanalında yayımlanmıştır.

Evi terk eden kadının pişman olup olmayacağı, terkin nedenine ve sonrasındaki gelişmelere bağlıdır. Eğer kadın, şiddet, kötü muamele veya benzeri haklı gerekçelerle evini terk etmişse, bu durumda hukuki koruma altında olduğu için kusurlu sayılmaz ve pişman olma olasılığı daha düşüktür. Ancak, terkin keyfi ve haksız bir şekilde yapıldığı durumlarda, kadın kusurlu olarak değerlendirilebilir ve bu da pişmanlık duymasına yol açabilir.

Köylü kadınların korktuğu durumlar farklı bağlamlarda ortaya çıkabilir: 1. Maden Kamyonları: Çanakkale'nin Yenice ilçesine bağlı Davutköy köyünden kadınlar, köylerinden geçen maden kamyonlarının toz, gürültü ve yol bozulması gibi sorunlardan dolayı korkmuşlardır. 2. Şiddet ve Destek Mekanizmalarına Erişim: TEPAV'ın araştırmasına göre, köylü kadınlar şiddet gördüklerinde bile kurumsal destek mekanizmalarına başvurmaktan çekiniyorlar çünkü bu mekanizmalar genellikle kentli kadınlar için daha erişilebilir durumda. 3. Teknolojik Yenilikler: Denizli'nin Çameli ilçesinde ilk kez drone gören bir köylü kadın, cihazı görünce kaçırılma korkusu yaşamış ve ağaçların arasına saklanmıştır.

"Kim Ji-young, Born 1982" romanı, 1982 doğumlu bir Güney Koreli kadının hayatını ve karşılaştığı cinsiyet ayrımcılığını anlatıyor. Hikaye, kadının çocukluk döneminden yetişkinliğine kadar olan süreci ve psikiyatrik tedaviye kadar uzanan yaşamını kapsıyor. Roman, ayrıca kadının ailesi, arkadaşları ve iş hayatındaki deneyimlerini de ele alıyor.

"Kadınların Dünyası" adlı kitaplar farklı bağlamlarda farklı konuları ele almaktadır: 1. Lila Abu-Lughod'un "Kadınların Dünyası" adlı kitabı, New York Üniversitesi'nde antropoloji dersleri veren profesörün gözlemlediği kadın yaşantılarını toplumbilimsel bir mercek altında sunmaktadır. 2. Alain Touraine'in "Kadınların Dünyası" adlı kitabı ise, kadınların başlattığı ve sürdürdüğü toplumsal değişimi, kadın ve erkek arasındaki farklılık ve eşitlik anlayışı üzerinden yorumlamaktadır.

"Çöl Ahalisi veya Ben ile Ben" adlı eser, Şeyda Üzer tarafından yazılmış ve ataerkil düzene karşı çıkan şiir öznelerinin annelerinin kaderlerinden sıyrılma çabalarını anlatmaktadır. Kitapta, aile ve toplum üyelerinin çatışmaları ve gerilimleri gözler önüne serilirken, gündelik hayatın imgeleri duru bir dille aktarılmaktadır.

"Kader" kitabı Durmuş Çetin tarafından yazılmış olup, şu konuları işlemektedir: Kitapta, küçük yaşta abisinin başlık parası için üç kuruşa satılan Asiye'nin hikayesi anlatılmaktadır. Ayrıca kitapta, kadınların söz hakkı olmadığı bir dünyada, ölmekten, öldürülmekten, tacize ve tecavüze uğramaktan, yok sayılmaktan, küçük görülmekten ve istemedikleri hayatlara mahkum edilmekten bahsedilmektedir.

Kadın sayaç ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Anıt Sayaç: Türkiye'de kadına yönelik şiddet sonucu hayatını kaybeden kadınların anısına oluşturulmuş dijital bir arşivdir. 2. Akıllı Sayaç: Elektrik, su, gaz gibi enerji tüketimlerini ölçmek ve kontrol etmek için kullanılan cihazlardır.

Gülten Akın'ın "Küçük Kızın Türküsü" şiiri, toplumun kadınlara koyduğu sınırları ve belirlediği rolleri sorgulayan bir eserdir. Şiirde, kadın karakterin yaşadığı içsel çatışmalar ve özgürlük arayışı ele alınır. Şiirin bir bölümünde geçen sözler şu şekildedir: > Sana büyük caddelerin birinde rastlasam > Elimi uzatsam tutsam götürsem > Gözlerine baksam gözlerine, konuşmasak > Anlasan.

Halide Edip Adıvar'ın "Handan" romanı, Abdülhamit döneminde geçen bir aşk hikayesi etrafında o günün sosyal yaşamını, kültürel yapısını ve Türk aydınlarının başlattığı yeni sosyal akımları anlatmaktadır. Romanın ana temaları arasında: - Eğitimli kadının toplumdaki konumu: Handan karakteri, kendi toplumuna yabancılaşan ve yalnızlaşan bir kadını temsil eder. - Aşk ve evlilik: Eserde, aşk ve sevginin yanı sıra evlilikteki sorunlar ve kadın-erkek ilişkileri de ele alınır. - Trajik yok oluş: Handan'ın kendini gerçekleştirme süreci, trajik bir yok oluş olarak görülür. Sonuç olarak, "Handan" romanı, dönemin sosyal ve psikolojik atmosferini yansıtan, bireyin varoluşsal sorunlarını işleyen bir eserdir.

Kadın dayanışma dernekleri arasında öne çıkanlar şunlardır: 1. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı: Aile içi şiddete uğrayan kadınlara psikolojik ve hukuki destek sağlar, barınak sunar. 2. Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV): Kadına yönelik şiddetle mücadele eder, danışmanlık desteği ve göçmen kadınlara destek sağlar. 3. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu: Kadınların öldürülmesini durdurmak için çalışır, 6284 sayılı koruma kanununun uygulanması için mücadele eder. 4. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV): Kadınların ekonomik ve sosyal haklarını güçlendirmeyi hedefler. 5. Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM): Kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik hayatta güçlenmelerine yardımcı olur. 6. İMDAT - Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği: İstismar, mağdur, dayağı, aşağılama ve tecavüz gibi konularda çözüm odaklı hizmetler sunar. 7. KAMER: Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde kadına yönelik şiddetle mücadele eder.