Hz.Muhammed

“Bizi aldatanlar bizden değildir” sözü, Hz. Muhammed’e aittir.

Ölümün son sözü, İslam inancına göre Hz. Muhammed'in (s.a.v.) vefat ederken söylediği sözlere atıfta bulunur. Hz. Muhammed, son anlarında "Lâ ilahe illallah, ruh teslimi ne zor şeymiş!" demiş ve ardından "maa'r-refîkil-a'lâ" (en yüce dosta) sözleriyle ruhunu teslim etmiştir.

"Dilediğin gibi yaşa ama sonunda öleceğini unutma" sözü, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e atfedilmektedir.

Gül, Hz. Muhammed (s.a.v) ile sembolize edilir çünkü bu, müminlerin gönlündeki sevgisinin bir ifadesidir. Bunun dayanağı, dinin ana kaynakları olan Kur'an ve Hadis'te değil, edebiyatta işlenen bir konudur.

El-Evfâ fî Tercemeti’l-Vefâ adlı eser, Hz. Muhammed’in hayatı, mûcizeleri ve diğer peygamberlere olan üstünlüğünü anlatmaktadır. Bu kitap, Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin el-Vefâ fî Feżâʾili’l-Mustafâ adlı eserinin Türkçe çevirisidir ve Mirzazâde Ahmed Neylî tarafından yapılmıştır.

"Alemlerin nûra gark olması" ifadesi, Hz. Muhammed'in doğumunu ifade etmek için kullanılan bir deyimdir. Bu deyim, Hz. Muhammed'in dünyaya gelmesiyle birlikte tüm kâinatın aydınlandığını ve insanların manevi bir ferahlık yaşadığını simgeler.

Burak ve Refref, İslam inancına göre Hz. Muhammed'in Miraç'ta kullandığı bineklerdir. - Burak: Katırdan küçük, merkepten büyük, beyaz renkli, çarptığında ayaklarını hızlandıran, uyluğunda iki kanadı olan bir hayvandır. - Refref: Miraç'ta Burak'tan sonra gelen ve Hz. Muhammed'i en yüksek makama götüren manevi bir binek olarak kabul edilir.

Eyüp Sultan'ın hikayesi kısaca şöyledir: Asıl adı Halid Zeyd bin Ebu Eyyüb el-Ensari olan Eyüp Sultan, İslam peygamberi Hz. Muhammed'i Mekke'den Medine'ye göç ettiği zaman evinde ilk misafir eden sahabedir. Bu misafirlik süresi yedi aydır ve bu olay nedeniyle kendisine "Mihmandar-ı Resul" unvanı verilmiştir. İstanbul'un fethine de katılan Eyüp Sultan, yaşının ilerlemesi nedeniyle 80 yaşlarında burada şehit düşmüştür.

Rıdvan Biatı, Hz. Muhammed'in Mekke'ye umre ziyareti sırasında Kureyşliler tarafından engellenmesi üzerine yapılmıştır. Olay şu şekilde gelişmiştir: Hz. Muhammed, 1400 kadar sahabeyle birlikte Medine'den Mekke'ye yola çıktı. Bu gelişmeler üzerine Hz. Muhammed, çevresindeki sahabelerle Rıdvan Biatı olarak bilinen biatı gerçekleştirdi ve Müslümanların Kureyşlilere karşı kanlarının son damlasına kadar çarpışacaklarına dair söz aldı.

Salebe'nin sonu, dünya malına olan aşırı hırsı nedeniyle hazin bir şekilde bitti. Medineli bir Müslüman olan Salebe, zengin olmak istiyordu. Salebe bu sözleri dikkate almadı ve ısrarını sürdürdü. Zekât farz kılındığında, zekât memurlarına "Bu yaptığınız düpedüz haraç toplamaktır" diyerek karşı çıktı. Sonunda pişman olarak Hz. Muhammed'e geldi ve zekâtını vermek istedi.

Necm suresinin 1-5. ayetlerinde Hz. Muhammed’le (sav.) ilgili vurgulanan husus, onun istikamet üzere olduğu ve vahyi doğrudan Allah’tan aldığıdır.

Sahabe olabilmek için şu şartları yerine getirmek gerekmektedir: 1. Hz. Muhammed'i (s.a.v.) görmek: Onunla sohbet etmek ve peygamberliği sırasında yanında bulunmak. 2. Ona iman etmek: Müslüman olarak kabul etmek ve iman etmek. 3. Müslüman olarak ölmek: Hayatı boyunca İslam'a sadık kalmak ve dinden çıkmamak. Bu kriterlere uymayan kişiler, sahabe olarak kabul edilmezler.

Cahiliye Dönemi'nin asılma sebebi, İslam'ın ortaya çıkması ve Hz. Muhammed'in peygamber olmasıdır. Bu dönemde Arap toplumu, kabilecilik anlayışı, insan haklarının geri planda olması, kadınlara değer verilmemesi ve putlara tapılması gibi ilkel ve cahilce davranışlar sergiliyordu.

Bey'atü'r-rıdvân, Hicret'in 6. yılında (M. 627), Hudeybiye Antlaşması öncesinde, İslam peygamberi Muhammed ile sahabilerin yaptığı biata verilen isimdir. Bu olay, Hz. Muhammed'in sırtını Semüre adındaki ağaca verip, ölünceye kadar sabır ve sebâtla aslâ firâr etmemek şartıyla bağlılık anlaşması yapmasıyla gerçekleşmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de, Bey'atü'r-rıdvân'a katılan sahabiler hakkında "Andolsun ki, Allah, seninle o ağacın altında biât ettikleri vakit mü'minlerden râzı olmuştur" şeklinde bir ayet yer almaktadır (Fetih sûresi, 18).

"40 Yaşındasın" şiiri, Hz. Muhammed (s.a.v) için yazılmıştır.

"Karış karış, adım adım" hadisi, Hz. Muhammed'e (s.a.s.) aittir.

Hz. Ali ile Hz. Muhammed arasında 12 veya 13 yaş fark olduğu düşünülmektedir.

Su-i zan ile ilgili iki hikaye örneği: 1. Hz. Muhammed'in (s.a.s.) Olayı: Hz. Muhammed (s.a.s.), Mescid-i Nebevî'de itikâf halindeyken hanımı Safiyye'yi ziyarete gelir. 2. Cami İmamının Olayı: Bir şehrin merkez camisinde görev yapan bir âlim, helâya girip çıktıktan sonra abdest almadan camiye geçer ve cemaate namaz kıldırır.

Mehmet Akif Ersoy'un "Bir Gece" şiirinde anlatmak istediği, Hz. Muhammed'in doğduğu geceyi ve o dönemin toplumsal yapısını anlatmaktır. Şiirde, peygamberin dünyaya gelmesinin, o zamanın insanları tarafından hemen anlaşılmadığı, çünkü doğduğu yerin çöl olması ve dünyanın buhranlar içinde olması gibi nedenlerle önemli bir olayın fark edilemediği ifade edilir. Ayrıca, şiirde tefrika (ikilik) ve adaletsizlik gibi sorunlara da değinilir ve bu sorunların çözümü için Hz. Muhammed'in peygamberliği ve getirdiği din olan İslam'ın önemi vurgulanır.

Kırklar Cemi'nin kaynağı, Alevilik inancına göre Hz. Muhammed'in Miraç dönüşü uğradığı Kırklar Meclisi olarak kabul edilir.