Hz.Muhammed

Miraciyelerde işlenen başlıca konular: Hz. Muhammed'in mi'râc mucizesi. Kur'an-ı Kerim'in "İsrâ" ve "Necm" surelerinde yer alan mi'râc olayı. Miraciyeler, genellikle kaside veya mesnevi nazım şekilleriyle yazılır ve dini kaynaklara dayandıkları için didaktik bir üslupla ele alınır.

Devleti ebed müddetin kurucusu olarak kabul edilen kişi, Sultan II. Abdülhamid Han'dır. Bu görüş, "Yürüyen Büyük Doğu: İBDA"nın arkasındaki tuğra isim Esseyyid Abdülhakim Arvâsî Üç Işık Hazretleri’nin de destek verdiği "Milli Mücadele" ve ardından gerçekleştirilen "Kurtuluş Savaşı" sonrası süreçte kurulan Cumhuriyet veya Müslüman Türk devletinin temellerinin, Sultan II. Abdülhamid Han tarafından atıldığı yönündedir. Ayrıca, Dündar Taşer de "Devlet-i Ebed Müddet" idealinin önemli savunucularından biri olarak kabul edilir.

"Zalim kendi zulmünü boynuna takar" sözünün kime ait olduğu bulunamamıştır. Ancak, konuyla ilgili bazı sözler şunlardır: "Kim bir karış miktarı bir yere haksız olarak zulümle sahip olursa, o yerin yedi katı boynuna geçirilir" (Buhari, Mezalim 13; Müslim, Müsakat, 139-142). "Zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar, daha da azgınlaşır" (Hz. Ali). "Zulmü her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur" (Ahmet Hamdi Tanrıpınar).

"Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganimet bil" sözü, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) atfedilmektedir. Bu sözler, Buhârî, Rikāk, 3 ve Tirmizî, Zühd, 25'te geçmektedir.

Kasîde-i Bustî, şair Ebu'l-Feth Ahmed b. Muhammed el-Bustî'ye aittir ve ahlakı öğütler içermektedir. Kasidede ele alınan bazı konular: Dünya malına bağlanmamak ve kalbi dünya sevgisinden arındırmak. İnsanlara iyilik yaparak onların sevgisini kazanmak. Kötülere karşı affetmek ve dinin emirlerine sıkı sıkıya sarılmak. Akıllı kimselerle istişarede bulunmak ve rıfk sahibi olmak. Cehaletin en büyük susuzluk olduğunu ve dünyada sevincin ilelebet devam etmeyeceğini ifade etmek. Allah'ın iman ve ihlas sahibi kimselerin günahlarını affedeceğini ve Allah'ın bütün kırıkları saracağını, ancak din mızrağının kırılmasının tamir imkanı olmadığını söylemek.

Seca Öztürk'ün "Gül Cenneti: Peygamberimizin Hayatı" kitabı, Hz. Muhammed'in hayatını anlatmaktadır. Yazar Seca Öztürk, kitabında Hz. Muhammed'i anlatmanın önemini, "Hz. Mevlana, Sevgili Peygamberimizi anlatmak için gökler kadar ağız ister" sözüyle ifade etmektedir. Kitap, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları tarafından basılmıştır.

Yunus Emre, gül sembolünü vahdet (birlik) kavramını anlatmak için kullanmıştır. Bunun yanı sıra, Yunus Emre'nin "Gül Muhammed teri" olarak bahsettiği bir şiiri de bulunmaktadır. Bu bağlamda, Hz. Muhammed için yazdığı düşünülebilir.

İbn Hişam'ın ikinci cildinin ne anlattığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, İbn Hişam'ın es-Sîretü’n-nebeviyye adlı eseri, Hz. Peygamber’in hayatına dair tamamı zamanımıza intikal etmiş en eski kitaptır. İbn Hişam, bu eserinde İbn İshak’ın eserini esas almakla birlikte onun aksine Kur’an’da temas edilmeyen ve Hz. Peygamber’le ilgisi olmayan konulara, pek tanınmayan şairlerin şiirlerine, nezaket dışı bazı ifadelere ve hocası Bekkâî’nin güvenilir bulmadığı rivayetlere itibar etmediğini söyler. Eserin bazı özellikleri şunlardır: Konular, Hz. Muhammed'in hayat kronolojisine göre düzenlenmiştir. Çeşitli konularda fıkhî konu ve hükümlerin anlaşılması bakımından bir kaynak kitap olarak kabul edilir. Birçok ayetin nüzûl sebepleriyle ilgili gelişmeleri aktarması bakımından tefsir özelliği taşır. Eserin en geniş şerhi, Endülüslü muhaddis Abdurrahman b. Abdullah es-Süheylî tarafından “er-Ravzü’l-Ünüf fî Şerhi’s-Sîreti’n-Nebeviyye li’bni Hişâm” adıyla kaleme alınmıştır.

"Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur" sözü, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) aittir. Bu söz, Ebû Hüreyre'den (ra) nakledilen bir hadiste geçmektedir. Hadis şu şekildedir: > “Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.” Buhârî, Rikak 15; Müslim, Zekât 130. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 40; İbni Mâce, Zühd 9.

"Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi" filminin sonunda, Ebu Talip'in, peygamberin bir tepede bulunan, pencerelerinden nurlar taşan evine doğru yürüyüşü ile sahne sona erer. Film, Hz. Muhammed'in 12 yaşına kadarki hayatını konu alır ve ambargonun kaldırılmasıyla sona erer.

El İlah olarak bahsedilen kişinin, İslam inancına göre Hz. Muhammed olduğu ve dört kızı olduğu kabul edilmektedir. Kızlarının isimleri sırasıyla Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma'dır.

Habbe taşı, tespih yapımında kullanılan ana unsurlardan biridir. Ayrıca, "habbe" kelimesi farklı bağlamlarda da kullanılabilir: Tarihî kullanım: Haydar adında bir şeyh, "haydârî" adı verilen bir iç giysi yapmış ve önüne fındık büyüklüğünde taşlar asmıştır. Kültürel kullanım: Fakir dervişler, yolculuklarında az konuşup az yemek için habbe taşları kullanırdı.

"Beşîr ve Nezir Hz. Muhammed (sav)" adlı kitap, Hz. Muhammed'in hayatını, peygamberlik öncesi döneminden başlayarak, liderlik ve aile hayatı gibi çeşitli yönleriyle ele alıyor. Kitap, hadisler ve Kur'an ayetleri ile desteklenerek, peygamberin erdemli bir insan olarak nasıl örnek bir şahsiyet olduğunu anlatıyor. Ayrıca, peygamberin insanları cennetle müjdelediği ve cehennemle uyardığı yönlerini de vurguluyor. Kitap, 8 bölümden oluşuyor ve her bir bölüm, farklı yazarlar tarafından kaleme alınmış makaleler veya denemeler niteliğinde.

"Fakrimle övünürüm" sözü, Mustafa Tatçı tarafından seslendirilen "El Fakru Fahri" (Fakirliğim Benim Övüncümdür) sözüyle ilişkilidir. Ayrıca, bu ifade Hz. Muhammed'e atfedilen bir söz olarak da bilinir; "Fakirliğimle övünürüm" şeklinde. Bunun yanı sıra, Necip Fazıl Kısakürek'in de bu ifadeyi kullandığı belirtilmiştir: "El-fakru fahrî, el-fakru fahrî demedi mi ol âlemler fahri" (Fakirlik benim övüncümdür, ben onunla iftihar ederim).

Hz. Fatıma'nın annesi, İslam peygamberi Hz. Muhammed'in ilk eşi Hatice bint Hüveylid'dir.

Nurullah Genç'in "Yağmur" şiiri, Hz. Muhammed'e yazılmıştır. Genç, bu şiiri tam on yılda tamamlamıştır.

"Arayı Arayı Bulsam İzini" şiirinin hikayesi, Yunus Emre'nin Hz. Muhammed'e olan özlemini ve sevgisini anlatmasıdır. Şiirde, Hz. Muhammed'i görmek için yapılan yolculuklar, onun nur cemalini düşte seyretme arzusu ve mahşer gününde onunla buluşma dileği ifade edilir. Şiirin tam metnine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: siyerinebi.com; dinimizislam.com; tr.wikisource.org; antoloji.com.

Elem Neshrah (İnşirah) Suresi, Mekke döneminde inmiştir. Surenin inişi, Hz. Muhammed'in yaşadığı zorluklar ve sıkıntılar bağlamında değerlendirilmektedir. Surede bahsedilen olaylar arasında: Hz. Muhammed'in göğsünün açılıp genişletilmesi; Belini büken yükün kaldırılması; Şanının yüceltilmesi yer almaktadır. Bu olaylar, Hz. Muhammed'e İslam'ı yayma konusunda verilen manevi lütuflar ve kolaylıklar olarak yorumlanır.

Ebvâ köyünün önemli olmasının iki sebebi vardır: 1. Hz. Muhammed'in annesinin kabrinin bulunması. 2. Ebvâ Gazvesi.

"Seven sevdiğine sevdiğini söylesin" sözü, Hz. Muhammed'e atfedilmektedir. Ayrıca, bu sözün Yunus Emre Yıldız tarafından kaleme alınan bir şiirin adı olduğu bilinmektedir.